• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.3. Aşçı Dede’nin Eserleri

3.1.3. Bektâşiyye ve Edirne’de Bektâşîler

3.1.3.1. Bektâşî Tekkeleri

3.1.3.1.1. Dimetoka Seyyid Ali Sultan Dergâhı

“Kızıl Deli/Velî Sultan” olarak da bilinen Seyyid Ali Sultan (815/1412’den sonra), I. Murad döneminde Gazi Evrenos tarafından kumanda edilen ve Keşan, İpsala, Dimetoka üzerinden Edirne’ye ulaşan ikinci kolda faaliyet göstermiş ve bu güzergâhtaki fetihlerde aktif rol üstlenmiştir. Seyyid Ali Sultan ve arkadaşları

407 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 268.

408 Yılmaz Soyyer, 19. Yüzyılda Bektâşîlik, Akademi Kitabevi, İzmir, 2005, ss. 47-48. 409 Yılmaz Soyyer, a.g.e., ss. 59-62.

410 Georg Jakob, vd, 19. Yüzyılda Alman Şarkiyatçıların Bektaşilik Serüveni: Bektaşiler, Tahtacılar, Kızılbaşlar,

(Çev. ve Haz. İlhami Yazgan), La Kitap Yay., Ankara, 2013, s. 70.

411 Frederick William Hasluck, Bektâşîlik Tedkîkleri, çev. Râgıb Hulûsî, Devlet Matbaası, İstanbul, 1928, ss. 22-

25.

Rumeli’de Gelibolu, Bolayır, Kavak, Varmacin, Mürted, İpsala, Ferecik, Dimetoka, Edirne, Şumnu, Rusçuk, Silistre ve Yambol’un fethinde bulunmuşlar ve fetihlerde büyük yararlılık göstermişlerdir. Seyyid Ali Sultan, Dimetoka yakınlarında Kızıl Deli isimli çayın kenarındaki derbendte “Kızıl Deli Sultan Tekkesi” adıyla da bilinen tekkeyi kurmuştur.413

Kenzî (1255/1839) ve Rahmî (13/19. asır) gibi bazı Bektâşî ozanları bu tekkede bulunmuş ve hizmet etmiştir. Kenzî’nin 1230-31/1815-16’lı yıllarda Edirne’de olabileceği, o arada Dimetoka’daki Seyyid Ali Sultân Dergâhı’nda kaldığı söylenir.414 Bu bilgiler ile tekkeye türbedâr tayini ve taâmiye tahsîsi kayıtlarından,415

dergâhın 19. yüzyılda faal olduğu anlaşılmaktadır.

1826’da Bektâşîliğin ilgasından sonra tekkenin arazi ve hayvanları yazılmış, burada bulunan Bektâşîlerin tayini çıkarılmış, ayrıca Muharrem matemi ve panayırı yasaklanmıştır.416

3.1.3.1.2. Hıdırlık Tekkesi

“Hızır Dede Hünkâr Tekkesi” olarak bilinen bu tekke, Yıldırım’da adını bu tekkeden alan ve yüksekçe bir yer olan Hıdırlık’tadır. Beşîr Çelebi’nin (9/15. yy.)

Risâle’sinde Evliyâ Çelebi’nin de (1095/1684 [?]) Seyahatnâmesi’nde aktardığına

göre, Edirne’de duâların kabul olduğu yerlerden biridir. Kalenderî Otman Baba’nın (883/1478) kış aylarını bu tekkede geçirdiği, Sefer Şah Dede ile Hızır Baba’nın da burada kaldığı rivâyet edilir. Tekkenin 1171/1758’de harâbeye dönüştüğü rivâyetine rağmen, 1188/1774 ve 1263/1847’de yapılan bazı tahsîsâttan bu tarihlerde aktif olduğu anlaşılmaktadır. Ahmed Bâdî Efendi (1839-1910) kendi döneminde Hıdırlık Tepesi’nde böyle bir tekkenin olmadığını belirtir.417 Aşçı Dede’nin anlattığına göre,

413 Ahmed Bâdî Efendi, a.g.e., c. 3, s. 2001; Haşim Şahin, “Seyyid Ali Sultan” DİA, İstanbul, 2009, c. 37, ss. 48-

49.

414 İsmail Özmen (Haz.), Alevi-Bektaşi Şiirleri Antolojisi IV (19. Yüzyıl), Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 1998, ss.

151, 263; Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, 2. bs., s. 381, 568, 571.

415 OA, C..EV.. 430/21773, 1259/1843; OA, C..EV.. 550/27765, 1277/1869. 416 OA, HAT 292/17411, 1241/1826; OA, HAT 294/17515, 1241/1826.

417 Ahmed Bâdî Efendi, a.g.e., c. 1/1, s. 193; Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, ss. 274-275; Nesrin Ç.

Hıdırlık Tekkesi, haftada bir her Cumartesi günü ahâlî tarafından ziyaret edilen ve duâların kabul olunduğuna inanılan bir tekkedir.418

3.1.3.1.3. Sefer Şah Tekkesi

Sefer Şah Tekkesi, tekkeye adını veren Sefer Şah (843/1440) tarafından imal edilmiş olup Yıldırm Mahallesi ile Orta İmâret arasında yer alır. Tekke, 17. asrın başlarında Tunca nehrinin taşması sonucu câmii ve türbesiyle birlikte yıkılmış ve bir daha yapılamamıştır.419

3.1.3.1.4. Mehmed Halîfe Zâviyesi

Zâviye adını aldığı Mehmed Haîfe tarafından 1141/1728’de inşâ edilmiş olup Sıkça Murâd Mahallesi’ndedir. Dervîş Ali’den sonra 1237/1822’de Dervîş Mustafa ve Dervîş Ali iştirak usulü tayin edilmişlerdir.420

3.1.3.1.5. Sultan Kapılı Dede Tekkesi

Sultan Kapılı Dede Tekkesi, Edirne’de hâl-i hazırda Kapıkule yanında yer alır, türbesi de ziyaret edilir.421

3.1.3.1.6. Yatağan Baba Tekkesi

Yatağan Baba Tekkesi, Edirne’de bulunur. Tekke, adını kırk yıl tekkesinden çıkmadığı için bu isimle anılan Yatağan Baba’dan almıştır. Yatağan Baba, Balaban Baba ile birlikte vefât etmiş ve ikisi beraber aynı tekkeye defnedilmişlerdir.422

3.1.3.1.7. Kademli Baba Sultan Tekkesi

“Gazi Mihal Bey” adıyla da bilinen Kademli Baba Sultan Tekkesi, Sultan I. Murâd zamanında yaşamış olan Kademli Baba adına Gazi Mihal (839/1435) tarafından yaptırılmıştır. Hüseyin Vassâf’ın verdiği bilgiye göre, 19. yüzyılda

418 Aşçı Dede, a.g.e., c. 4, s. 1820.

419 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 275; Nesrin Ç. Akçıl, Edirne Tekkeleri, s. 125. Sefer Şah

hakkındaki anlatılar için bkz. Mehmet Dervişoğlu, “Edirne Efsaneleri”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi, SBE, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Edirne, 2016, ss. 403-405.

420 OA, AE.SMHD.II. 63/4512, 1237/1822. Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 275. 421 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 275; Nesrin Ç. Akçıl, Edirne Tekkeleri, s. 138. 422 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 276.

(Vak’a-i Hayriyye’den sonra) tekkeye postnişîn olarak Nakşî Şeyh Ebûbekir b. Halîl Efendi atanmıştır.423

3.1.3.1.8. Evhad Baba Tekkesi

I. Murad döneminde (1362-1389) sefere katılan Evhad Baba’ya I. Kosova Muharebesi’nde (1389) zuhûr eden kerâmetleri dolayısıyla, Kırcaali-Gümülcine yolu üzerindeki Koşukavak’ta kendisine vakfedilen arazi üzerinde kurulmuş olan tekkenin, 1241/1826 sonrasında 1255/1839’da, hatta 20. yüzyıl başlarında 1328/1910’lere kadar faaliyetlerini sürdürdüğü anlaşılmaktadır.424

3.1.3.1.9. Karaca Ahmed Sultan Tekkesi

Tekkeye adını veren Karaca Ahmed (773-792/1371-1390 ?), Orhan Gazi devrinde (1324-1362) yaşamış Abdalân-ı Rûm’dan bir hekim/derviştir. Abdal Mûsâ ile görüşmüş olması kuvvetle muhtemel olan Karaca Ahmed’in Edirne’den başka İstanbul, Afyon, Manisa, Aydın, Sivrihisar, Göynük ve Makedonya’da yedi türbesi; Akhisar Karaköy, Eşme-Karaca Ahmed ve Manisa Horoz köylerinde de üç makamı bulunmaktadır. Bunlardan biri de Edirne’de Barutluk (Karaca Ahmed) Mahallesi’nde ismiyle anılan ve kayıtlardan 19. yüzyılda aktif olduğu anlaşılan tekkedeki türbedir.425

3.1.3.1.10. Murtazâ Çelebi Tekkesi

Tekkeyi, Hacı Bektâş-ı Velî soyundan geldiği söylenen Murtazâ Çelebi (1016/1607-08) inşâ etmiştir. Vefât ettiği zaman cenâzesi Eski Câmi’den kaldırılan Murtazâ Çelebi’nin naaşı sevenleri tarafından yaya olarak Sazlıdere Köyü’ne getirilip burada defnedilmiştir.426

423 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 276.

424 Bkz. Frederick W. Hasluck, a.g.e., s. 25; Fahri Maden, a.g.m., ss. 70; Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü,

s. 276.

425 Haşim Şahin, “Karaca Ahmed”, DİA, İstanbul, 2001, c. 24, s. 374; Fahri Maden, a.g.m., s. 58; Selami Şimşek,

Edirne Tasavvuf Kültürü, ss. 276.-277

3.1.3.1.11. Hacı Baba/Hacı Doğan Tekkesi

Hacı Baba Tekkesi, Lalapaşa Hamzabeyli (Beyli) Köyü’ndedir. 1100/1688’den 1228/1813’e kadar tespit edilebilen kayıtlarda tekkeye şeyh atandığına ilişkin bilgiler vardır. 12. yüzyıldaki kayıttan tekkenin Derbend-i Kebîr Köyü’nde olduğu ve “Hacı Doğan” adıyla bilindiği anlaşılmaktadır. Tekkede Seyyid Mustafa b. Mehmed’in 1818’de vefâtı üzerine zaviyedâr olarak oğulları Seyyid Mehmed İlyas ve Seyyid Mehmed Ref’î atanmıştır. Tekke, 1826’dan sonra Nakşî şeyhleri tarafından idare edilmiştir. 1268/1851’de Osman Dede’den boşalan posta Hasan Dede oturmuştur.427

3.1.3.1.12. Muhyiddîn Baba Tekkesi

Lalapaşa İlçesi’ne bağlı Sarı Danişment Köyü’nde bulunan tekkenin 17. yüzyıldan 19. yüzyıl başlarına kadar faal olduğu, 1826’da Şeyh Dâvud Efendi adında bir nakşî şeyhinin atandığı, bu şeyh efendi tarafından 1258/1841’de Nakşî hankâhına meşrut kılındığı, Hasan Sezâî Efendi tarafından tamir ettirildiği ve 19. yüzyıl boyunca tekkenin nakşî meşâyih tarafından idare edildiği bilinmektedir. 428

3.1.3.1.13. Ârız Baba, Kanber Baba ve Gâibler Baba Tekkeleri

Havsa’ya bağlı Tekkeşeyhler Köyü’ndeki bu tekkeler, 1667’de, İlmiye mensuplarından Vânî Mehmed Efendi’nin burada bazı cahillerin halkı ifsat ettiklerini ve türbeden yardım dileyerek şirke düştüklerini haber vermesiyle yıktırıldıysa da daha sonra tekrar inşa edilmiş ve 1826’ya kadar faaliyetlerini sürdürmüştür. 1845 yılında Hacı İsmail’in vefâtı üzerine Arız Baba ve Kanber Baba tekkelerine Mehmed Tevfîk Bey Baba şeyh tayin edilmiştir. Mason olduğu da söylenen Tevfîk Bey, Bektâşîliği yaymaktan şikâyete konu olmuş, 1895’te Trablusgarb’a sürülmüş ve bir yıl sonra burada vefât emiştir.429

427 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, ss. 277-278; Fahri Maden, a.g.m., ss. 63-64 428 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 278; Fahri Maden, a.g.m., ss. 61-62.

429 Ahmed Bâdî Efendi, a.g.e., c. 3, ss. 1976-1977; Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, ss. 278-280; Fahri

3.1.3.1.14. Keşan Rüstem Baba Dergâhı

1402’de Keşan’da kurulan Rüstem Baba Tekkesi, etkinliğini yüzyıllar boyu devam ettirmiş ve müntesiplerinin çoğunu tarım ve hayvancılıkla uğraşan bekâr dervişlerin oluşturduğu bir tekkedir. Tekkede 18. yüzyılın sonları ile 19. asrın başlarında Ali Dede (1162/1778), İbrâhim Seyfî Baba (1182/1768) ve Hüseyin Baba (1227/1812) postnişîn olarak görev yapmışlardır. 1270/1854’lerde tekkenin arazisi ile ilgili kayıtlar bulunmaktadır.430 1826’da kapatılan tekke, o tarihlerde bölgenin en

zengin tekkesi iken 1831’de mal varlığı hazineye devredilmiştir. Tekkenin türbe mahalli bırakılıp buraya Nakşî tarîkatından Osman Efendi türbedar tayin edilmiştir. 1900’e kadar Nakşî meşâyihin idare ettiği türbe, bu tarihte Bektâşî Hüseyin Dede’nin uhdesine verilmiştir. Keçecizâde İzzet Molla (1245/1829), II. Mahmud tarafından sürgüne gönderildiği 1238/1822’li yıllarda dergâhı ziyâret ettiğinden ve şeyh efendi ile görüştüğünden söz eder.431

3.1.3.1.15. Keşan Tekkesi

Keşan’daki bu küçük tekkenin başında bir Türk şeyhin ve daha çok Arnavut kökenli dervişlerin olduğu belirtilmiştir.432

3.1.3.1.16. Erşen Baba Tekkesi

Keşan’daki Erşen Baba Tekkesi de bir miktar emlak ve eşyaya sahip iken, 1826 yılında kapatılıp mal varlıklarının bir kısmı satışa sunulmuş, cüz’î bir kısmı da buraya atanan türbedâra bırakılmıştır.433

3.1.3.1.17. Dermuz Dede/Domuzdere Tekkesi

“Domuzdere Tekkesi” olarak da bilinen Keşan’daki bu tekke, 20. yüzyıl başlarında bir şeyh ile üç dört dervişin idaresindeydi. Bektaşîler, 1836-1839 yılları

430 OA, A.}MKT.DV.. 315/21, 1274/1857; OA, A.}MKT.DV.. 131/45, 1275/1858.

431 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, 2. bs., ss. 378-381; Fahri Maden, a.g.m., ss. 66-70; Ratıp Kazancıgil,

Murat Tuğrul, “Mihnetkeşan’daki Keşan ve Rüstem Baba Bektaşi Dergâhı”, Keşan Sempozyumu 15-16 Mayıs 2003, Ed. Sibel Turan, Keşan Belediye Bşk. Yay., 2006, ss. 97-99.

432 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 283. 433 Fahri Maden, a.g.m., s. 71.

arasındaki veba salgınında Çeltik Köyü ahalisinin hastalıktan kırıldığı sırada bölgeye gelip Aya Yorgi’ye adanan küçük bir Rum manastırına yerleşmişlerdir.434

3.1.3.1.18. Yavaş Yûnus Baba Tekkesi

Yûnus Baba Tekkesi’nin, Enez’de Aziz Euploua Kilisesi olarak bilinen meşrutaya kurulan bir tekke olduğu anlaşılmaktadır. Arapzâde İlmî Muhammed Efendi’nin, Edirne tekkelerini anlattığı şiirinde Yûnus Baba’nın kabrinin Edirne, Kaleiçi, Dilâver Bey Mahallesi, Keçeciler Sokağı’nda olduğu geçmektedir.435

3.1.3.1.19. Karababa Tekkesi

Karababa, meşhur bir Bektâşî olup tekkesi, Meriç Nasûh Bey’de bulunmaktadır. Edirne Valisi Hacı İzzet Paşa zamanında 1309-10/1892-93’te yeniden inşâ edilmiştir.436

3.1.3.1.20. Demirtaş Bey (Hızır Baba) Tekkesi

1642’de yapılan tekkenin vakıf kaydına dâir tutulan arşiv kayıtlarından, 1826’da sekteye uğramasına rağmen 19. yüzyıl boyunca faal olduğu görülmektedir. Kayıtlar tekkenin 1906’ya kadar izini sürmeye imkân tanıyor. 437

3.1.3.1.21. Gül Baba Tekkesi

18. yüzyılda önemli bir ziyaret yeri olduğu bilinen Gül Baba Tekkesi ve Türbesi, 1826’da diğer Bektâşî tekkeleri ile birlikte kapatıldıysa da varlığını ve faaliyetlerini 19. asırda devam ettirmiştir. 1835 yılında Seyyid Ebubekir b. Ali Halîfe görevlendirilmiştir. Seyyid Ebubekir’den sonra bu görevi oğlu Seyyid Hüseyin Efendi devralmışsa da o 1866 yılında kendi rızasıyla görevi Hasan b. Hüssâm’a devretmiştir.438

434 Frederick W. Hasluck, a.g.e., ss. 23-24; Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 283; Fahri Maden, a.g.m.,

s. 71.

435 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 283. 436 Selami Şimşek, Edirne Tasavvuf Kültürü, s. 283. 437 Fahri Maden, a.g.m., ss. 58-59.

3.1.3.1.22. Şeyh Halîfe Mehmed Tekkesi

1826’da Rifâî tekkesine devredilmişse de, arşiv kayıtlarına göre, 19. asrın başlarına kadar Hacı Bektaş Velî Tekkesi postnişînlerinin arzıyla atanan Bektaşî şeyhleri tarafından idare edilmiştir.439

3.1.3.1.23. Büklüce Baba Tekkesi

1826’ya kadar aktif olan tekke; bu tarihte kapatılmış, emlâkı satılıp hazineye aktarılmış, tekke kısmı yıktırılıp türbe kısmı bırakılmış, oraya da Nakşî bir türbedâr atanmıştır. Uzun yıllar Nakşî şeyhler idaresinde kalmış olan Büklüce Baba Türbesi, 1869 yılında yine bu tarîkattan Ahmed Halîfe İbn Hacı Tahir’in uhdesine verilmiştir (Edirne Şer’iye Sicili, nr.423, vr.17a).440

3.1.3.1.24. Fülfül Baba Tekkesi

İpsala ilçesinde bulunan Fülfül Baba Tekkesi’nin, 1826 yılında meydan odası yıktırılarak faaliyetlerine son verilip mal varlığı müsadere edilmiş ve geliri İpsala kazasındaki Sultan Murad Camii için ayrılmıştır.441