• Sonuç bulunamadı

3. EYÜBOĞLU AĐLESĐ

3.1 Bedri Rahmi Eyüboğlu

Sabahattin Eyüboğlu, kendisinden üç yaş küçük olan kardeşi ressam yazar Bedri Rahmi Eyüboğlu ile tüm yaşamı boyunca çok yakın bir ilişki içinde olmuştur. Beş kardeşin en büyüğü olan Sabahattin Eyüboğlu, özellikle Bedri Rahmi için tam bir rehber ağabey rolünü üstlenmiştir. Ağabeyine özel bir hayranlık duyan Bedri Rahmi, onun Fransa’ya gidişinin ardından, özlemine dayanamamış, tüm derslerinde nerdeyse başarısız olarak liseden sonra Đstanbul Güzel Sanatlar Okulu’na gelmiştir. Burada eğitimini tamamlar tamamlamaz Paris’e, Ağabeyi’nin yanına gitmiş ve onun desteği ile yaşamıştır. Đki kardeşin birbirlerine yazdıkları mektuplarda bu ilişki ve etkileşim açıkça görülmektedir.

Bedri Rahmi’nin, Fransa’nın Lyon kentine gidişinde, ağabey Sabahattin’in orada olması etkili bir güçtür. Kardeşinin yanına gelişinin ardından onun geçimini de üstlenen Sabahattin Eyüboğlu, önemli bir fedakarlık göstererek öğrenim için aldığı devlet bursunu kardeşi Bedri Rahmi ile paylaşmıştır. Bedri Rahmi, daha sonra anılarından bahsederken Fransa’ya gidişini meslek hayatının en önemli olayı olarak anlatacaktır. Sabahattin Eyüboğlu, Bedri Rahmi için bir ağabey olmanın yanı sıra candan, yakın bir dost olmuştur. Yakınları tarafından daha sonraları “aklın ve mantığın sözcüsü” olarak nitelendirilecek olan Sabahattin Eyüboğlu ile, “sanat coşkusunun uçarı temsilcisi” olarak nitelendirilen Bedri Rahmi arasındaki çocukluk yıllarında başlayan dostluk Fransa’da güçlenmiş ve benzerine az rastlanır bir kardeşlik ilişkisine dönüşmüştür (Eyüboğlu M.H., 2003, s.4-7).

Lyon, Dijon ve Paris kentlerinde geçen yıllarda iki kardeş birbirinin en önemli akıl danışmanı olmuşlardır. Bu konuda Sabahattin Eyüboğlu, kardeşinin tam bir yol göstericisidir. Eyüboğlu kardeşler, yurtlarından uzakta birbirlerine tam destek vererek aynı odada kalmışlar, Bedri Rahmi müzeleri gezerek sanat yapıtlarını incelerken, bir atölyede de resim çalışmalarına devam etmiştir. Sabahattin Eyüboğlu ise sürekli sanat, edebiyat ve dil konularında araştırmalar yapmış; ama kardeşine desteği hiç bırakmamıştır (Şekil 3.2). Akşamları kardeşinin gün içinde çizdiği eskizleri inceleyip, zaman zaman ona modellik bile yapmıştır. Bedri Rahmi, Paris’ten sonra bir süre Londra’da bulunmuştur. Bu aslında ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu’nun ardından Đngiltere’ye yapılan bir seyahattir. Ağabeyinin yaşadıkları, yaptıkları onun

Şekil 3.2: Eyüboğlu Kardeşler (Sabahattin Eyüboğlu-Bedri Rahmi Eyüboğlu) (www sabahttineyuboglu.com)

Sabahattin Eyüboğlu’nun soyut resme olumlu bakışı ressam kardeşi Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu da oldukça etkilemiştir. Modern resmin ustası olarak kabul edilen Picasso’nun da Türkiye’de tanınmasına ve anlaşılmasına katkıda bulunan Bedri Rahmi’nin resimlerinde derin, belki de fazlasıyla Picasso izleri vardır. 1936 yılında Akademi’de diploma yarışmasında birincilik aldığı “Hamam” resmi, Picasso hayranlığının göstergesi olarak değerlendirilir. Bedri Rahmi, çalışmalarına Picasso gibi kübist bir anlayışla devam etmemiş, ancak yine Picasso gibi gelenekselden, halk resimlerinden ve çocuk resimlerinden etkiler taşıyan resimler üretmiştir.

1940’ların başında modern ve geleneksel sanatların sentezini yapma çabasına yönelen Bedri Rahmi’deki bu ilginin kaynağı Avrupa’daki sanatçılarda gördüğü geleneksel sanatlara karşı ilgi olmuştur. Bu ilgide hem Batı sanatındaki gelişmelerin takibi hem de ağabeyi Sabahattin’in etkisinin büyük olduğu bilinmektedir. Ayrıca bu ilgisi dönemin millî sanat söylemiyle de örtüşmektedir. Bedri Rahmi, 1950 yıllarının sonlarına doğru ve 1960’lar boyunca çeşitli dokusal etkiler elde etmek için kum, taş gibi her türlü malzemeyi kullanmış ve bu dönem resimlerinde genelde figüratif tutumunu korumakla birlikte geleneksel halk sanatları motiflerinden hareketle hem soyut hem soyutlama hem de figüratif olmak üzere her biçimi denemiştir. Bu araştırmacı ve sentezleyici çaba, ağabeyinin Anadolu kültürü ve Batı modern resmini birleştirme düşüncesi ile tamamen örtüşmektedir. Đki kardeş, biri ressam diğeri sanat eleştirmeni olma nitelikleri ile aynı yolda ilerlemişlerdir. Kendilerini dönemin birçok

sanatçısı da izlemiştir. Bu bakış açısı Türk resmi için son derece yenidir ve bu çaba, modern Türk resmi için önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Anadolu sanatının yepyeni bir algılayışla resme girmesi de dönem için oldukça ilerici bir yaklaşım olmuştur.

Öte yandan Sabahattin Eyüboğlu yazdığı mektuplarda dostane bir hava içinde hem Bedri Rahmi’yi hem de Eren Eyüboğlu’nu resim çalışmalarında yüreklendirmiştir. Sabahattin Eyüboğlu’nun Bedri Rahmi’ye yazdığı bir mektupta bunun örneğine rastlanmaktadır:

“Bedri’m, resim satışınıza sevindim ama Eren’in satamadığı için üzülmesine bayağı kızdım. Ben Eren’e filozof dedikçe o, hep dünya işlerini ciddiye alıyor. Gerçi resmin satılması iyi bir şeydir ama satılmaması da mutlaka kötü değildir. Şunu da bilsin ki, kendi resimlerini sevmeyişi, hiçbir şeyi sevmeyişindendir. Resimlerini sevmek istiyorsa, önce dünyayı sevsin. Ne tuhaftır, Eren’le konuşmalarımızda o hep modernleri kötüler. Benim modernlere hayranlığımı kınar. “Doğa, doğa”, der durur. Oysa geçen gün düşünüyordum da, aramızda gerçekten modern olan belki de odur. Çünkü doğadan çalışmasına rağmen, doğadan en fazla o uzaklaşıyor. Abstraksiyon’a daha fazla gidiyor. Abstraksiyon ise modern sanatın en özlü niteliği… Eren’in resimleri doğayı düşündürmüyor, hatırlatmıyor. Đnsan birdenbire sert denecek, açık bir mimari ile karşılaşıyor. Ben, onun resmini giderek daha iyi anlıyorum ve modernlerle olan derin akrabalığını görerek daha fazla seviniyorum. (Eyüboğlu, M.H.,2003, s.224, 225).

Benzer Belgeler