• Sonuç bulunamadı

F -Araştırmanın Kısıtlılıkları

2.4. Modernitenin Bedene Yaklaşımı

2.5.2. Günümüz Toplumlarında Estetik Anlayışları

2.5.2.1. Kimlik, Estetik ve İfade Kültürü ve Araçları

2.5.2.1.3. Beden Şekline Müdahale

Geleneksel, Modern, Post-modern Kültürlerde Anlamlar

Modern öncesi ve modern dönemlerde olduğu gibi post modern dönemlerde de kültürel ve alt kültürel inanışların bedendeki tezahürleri deri yüzeyinde, kaslarda, kemik oluşumunda, kıkırdak ve dokuların şekillendirilmesinde yapılan çeşitli uygulamalar olmuştur. Etnisiteye, ırka, milliyete ve ideolojiye dayalı güzellik ve estetik anlayış ve idealleri ile geçmişten günümüze birçok millette ve toplulukta beden şekline müdahalede bulunulmuştur. Baloğlu’nun aktardıklarına göre, Çin’de kız çocuklarına ayakları küçük olsun diye demir ayakkabı giydirilmesi; ayak parmak kemiklerinden bazılarının ameliyatla alınması günümüzde bile uygulanmaktadır. Afrika’da Musi kabilesi kadınları güzelleşmek için alt dudaklarını kesip içine tabak gibi toprak kap yerleştirmekte ve her sene toprak kabı biraz daha büyük bir kapla

49

değiştirmektedir61. Baloğlu’nun aktardığı diğer bir bilgiye göre, Nikaragua yerlileri yeni doğan bebeklerin kafalarına yukarıdan bastırarak düzleştirmek istemekte ve sebep olarak yük taşımada kolaylığı ve tanrıların emrettiği asil görüntüyü kazandırmayı belirtmektedirler62. Başka bir kaynakta ise Orta Asya'da ve Amazonlarda kadınların da erkekler gibi giyindiği, ok atmalarına engel teşkil ettiği için kadınların göğüslerinin kesildiği belirtilmiştir63.

Genelde Afrika ve Asya toplumlarında olduğu düşünülen bu tür beden şekillendirmeleri ve müdahaleleri aslında Batı ülkelerinde de tarih boyunca söz konusu olmuştur. Bir kaynakta Paris'teki Louvre Müzesi'nde, o dönemden günümüze ulaşan korseler incelendiğinde, bel ölçüsünün 46 santime kadar inceltildiğinin ve bunun ölümcül sonuçlara yol açtığının tespit edildiği belirtilmiştir. Yine aynı kaynakta Fransız kralı Napoleon Bonaparte’ın eşi İmparatoriçe Josephine’in, gıdısı ve yüzü sarkmasın diye geceleri özel bir başlık taktığı ve Paris modasına yön verdiği belirtilmiştir64. Tarihi uygarlıklardan Eski Roma'da kadınlar gözlerine atropin içeren bir damla (atropa belladonna, güzelavratotu, bugün tıpta kullanılan atropin) damlatarak gözbebeklerini büyüttüğü ve kendilerini bu şekilde güzel saydıkları belirtilmiştir. Günümüzde göz doktorları bu damlayı göz dibi muayenesi için kullanmaktadır ve hastanın uygulamadan sonra saatlerce normal göremediği, yani güzellik uğruna o zamanın İtalyan kadınları geçici olarak görme yeteneklerini kaybettiği söylenmektedir65. Dikkat çekici bir durum da, söz konusu geleneklerin çoğunun dönemlere özgü güzellik ideallerine göre estetik müdahalelerin ve yöntemlerin belirlenmesidir.

20. yüzyılın ortalarına doğru Almanya’da Nazilerin ideolojik üstünlüğü ele geçirmelerinden sonra üstün ve saf ırk ve beden ideallerini uygulamaya koymaları sonucunda o dönem doğan çocukların kafaları bantlanmış ve uzatılmaya çalışılmıştır66. Alman ırkının ince uzun yüze sahip olmasının istenmesi dönemin siyasi kültürünün ve gücünün bedensel yapıya dönüştürülmesindeki sosyolojik etkiyi bir oranda göstermesi anlamına gelebilir. Yine Nazi Almanyası’nda “Dazlakların” belli bir ideolojiyi benimsediklerini ve karşı olduklarını

61 Baloğlu, B., a.g.e., sf.24 62 Baloğlu, B., a.g.e., sf.24

63 Anonim, (çevrimiçi), web sitesi, http://www.gogusestetigi.tv/estetik-ile-hayat/13-estetik-ile-hayat.html

(Yararlanılan tarih: 23.05.2013)

64 Anonim, (çevrimiçi) , web sitesi, http://www.gogusestetigi.tv/gunumuzde-estetik/12-gunumuzde-estetik.html

(Yararlanılan tarih: 23.05.2013)

65 Anonim, (çevrimiçi) , web sitesi, http://www.gogusestetigi.tv/estetik-ile-hayat/13-estetik-ile-hayat.html

(Yararlanılan tarih: 23.05.2013) 66 Baloğlu, B., a.g.e., sf.18

50

yansıtmak için bedenlerinin kafa kısmını kullandıklarını söyleyebiliriz. Ülkemizde de güzellik anlayışlarının ve bunların biyolojik olarak oluşturulma süreci bazı kesimlerde şu şekilde işlemiştir: bebeğin kafasının daha yuvarlak olması, ince yüzün ideal estetik değere yuvarlak yüz kadar sahip olmamasından ötürü daha önemli bulunmuş ve bebeklerin sağ tarafa ve sol tarafa belli sürelerle özellikle yatırılması ve sırt üstü uyutulmasının yuvarlak bir yüz ve kafa yapısına sahip olmada etkili olduğu inancı sürdürülmüştür. Alman ideolojisinde olduğu gibi Türk siyasi dünyasındaki ideolojik yapılar sağ ve sol siyasi görüşlerin belirli saç, sakal ve bıyık şekilleriyle beden üzerinden gösterilmesi sonucunu doğurmuştur. Bu gibi örnekler daha çok bölgesel ve yerel düzeyde kalmaktadır. Belirli kültürleri ve alt kültürleri ilgilendiren, bununla birlikte modern öncesi, modern ve post modern dönemlerde hüküm süren estetik anlayışlara değindikten sonra modernden kopup post modern dönemin siyasi, kültürel, medyatik, ekonomik ve psikolojik şartlarına göre oluşturulan kimlikler, yaşam tarzları, teknolojiler ve inançlarla inşa edilen günümüz bedenine de değinmek gerekir. Günümüzün ideal bedeni Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa’nın sanayi, bilgi ve tüketim toplumlarının ve bu ülkelerdeki ırkların standartlaştırmaya çalıştığı ince, kaslı, beyaz tenli ve dönemin şartlarına göre yapılandırılabilen bir bedendir. Modayla, sanatla, tıp ve kimyasal teknolojilerle bedenler geçmişte olduklarından daha farklı yöntemlerle şekillendirilmektedir. İnsanlar adeta kendilerinin heykeltıraşları olmakta ve içinde yaşadıkları dönemlerin çeşitli sanat ve estetik akımlarını heykel yerine koydukları eser olan bedenlerine yansıtmaktadırlar. Daha ince belli görünmek için demirden yapılmış korseler kullanılması, tıbbi tehlikesine rağmen solaryumda esmerleşme isteği, çeşitli estetik ameliyatlar yaptırmaları; yüz gerdirme, kas kaldırma, kaburga kemiklerini kestirme, vücuttan fazla yağları aldırma (liposuction), beğendiği bir sanatçının resmini göstererek dudaklarını kalınlaştırma, göğüslerini büyütme veya küçültme, selülit tedavisi, 34 bedene girebilmek için bütün gün 500 kaloriyle yaşamaya çalışma gibi davranışlarda büyük artış olduğu görülmektedir67. Belirli kültürlerdeki yerel ve bölgesel ideallerden ziyade evrensel ideallerin büyük bir gelir kaynağı ve endüstrilerin algı ve inanç değiştirme yönünde uzmanlık dalları yarattığı çeşitli endüstrilerin ve rakamların incelenmesiyle gözler önüne serilebilir. Bu rakamlardan bir kısmına ileride değineceğiz.

67 Baloğlu, B., a.g.e., sf.24

51

Görsel 12 – Bedenini doktora tezinde çalışma alanı olarak kullanan bir araştırmacı*

Güzellik sistemi ve güzellikle ilgili kültürel anlamlar, güzelliğin kültürler içerisindeki tanımları ve bu tanımların dolaşımı tarih boyunca belirli aşamalardan geçmiştir ve o aşamalarda toplum ve dünyadaki toplumsal, ekonomik ve iletişimsel şartların etkisinde kalmıştır. Söz gelimi, moda günümüzde 30 yıl öncesinden daha hızlı anlam ve tanım yayma yeteneğine iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle ulaşmıştır. Yine içinde bulunduğumuz küreselleşme sürecinde kültür endüstrilerini yönlendiren egemen üretici sınıflar güzellikle ilgili kültürel anlamları ve tanımları 1990’lı yıllardan itibaren sanat ve sinema gibi popüler kültür enstrümanlarıyla Türkiye’ye ve Türk vatandaşlarına iletmiştir. Bunun sonucunda ise güzellik ve sağlık ile ilgili algı ve düşünceleri değişime uğrayan insanlar beden imajlarındaki değişiklikleri sonucunda yönlendirildikleri post-modern kimlik ve tüketim kalıplarına uymaya başlamıştır. Refah seviyesi ve beden şekli anlamlandırmaları arasındaki ilişkiyi birçok araştırmaya göre (Grogan: 2005, Rothblum: 1990), yoksul toplumlarda daha önce tombul beden ideal olarak değer görürken modern dönemin bu olgusu kitle iletişim araçlarının batı ideallerini yaygınlaştırmasıyla değişmiştir ve batının ince beden ideali değer kazanmıştır. Rothblum’un (1990) aktardığına göre 1980’li yıllarda Latin Amerika ve Hindistan, Çin ve Filipinler gibi

52

Uzakdoğu ülkelerinde yapılan araştırmaların bulguları benzer sonuçlar ortaya koymuştur68. Beden şekli ve dış beden yüzeyi ile ilgili tercihlerdeki kültürel çeşitlilik kişilerin beden imajı üzerinde etkili olabilmektedir. Türk toplumunda etkili olan “tarihsel maço imajı” batı ideliyle birleştiğinde ortaya “Avrasya kültürünün” ürünü olan ideal bedenler çıkmakta ve sanat ve popüler kültürde geleneksellik ve post-modernlik arasında bir geçiş dönemi ürünü olan bir ideal beden çıkmaktadır. Batının etkisinde olan fakat kısmen de olsa yerel bedensel öğeleri içerebilen kültürel idealler de söz konusu olabilmektedir (bkz: görsel 14).

Görsel 13 – 2000’li yıllarda Türkiye’de ideal bedene sahip olduğu düşünülen bir oyuncu – Kenan İmirzalıoğlu

Furnham ve Greaves’in (1994) yaptığı bir araştırma beden şeklinin ve organların hem kendi şekillerinin hem de birbirleriyle olan uyumunun ne kadar önemsendiğini, yani her bir beden parçasının kişilerde kaygı yaratabildiğini göstermek açısından önemlidir. Araştırmada

53

katılımcılara burunlarından, dudaklarından, bellerinden, butlarından, kulaklarından, kol kaslarından, çenelerinden, popolarından, omuz genişliklerinden, kollarından, göğüslerinden, gözlerinden, yanaklarından, kalçalarından, bacaklarından, ayaklarından, karınlarından, vücut tüylerinden, yüzlerinden ve kilolarından memnun olup olmadıkları sorulmuştur ve 1’den 10’a kadar bir puan vermeleri istenmiştir. Yine aynı şekilde herhangi bir beden kısmını değiştirme uğraşlarıyla ilgili olarak 1’den 10’a kadar puan vermeleri istenmiştir. Erkeklerin en çok kol kaslarıyla, omuz genişlikleriyle ve göğüs ölçüleriyle ilgili memnuniyetsizlik hissettikleri ve bedenlerinin bu kısımlarını değiştirmeye çalıştıkları bulgulanmıştır69.