• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.1. Coğrafi Yön Sözcükleri

1.1.2. Batı

1.1.2.1. batar

“batı, gün batımı”. Sözcük coğrafi anlamda ilk kez KB ‘de ‘togar’ sözcüğünün antonimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı şekilde metaforik bir anlama sahiptir.

DLT ‘de bu anlamıyla sözcüğe rastlanmamıştır. Her iki sözcüğün de KB ‘de +dXn yönsel biçimlendirici ekiyle genişlediği kullanımları görmekteyiz.

kayusı togardın tutar miŋ taŋuk kayusı batardın tapugçı anuk [KB 99] “kimi doğudan binlerce armağan sunar; kimi batıdan hizmetine koşar.”

togardın batarka bir örlem yir ol vefa birle bilse yakınlık hakın [KB 3706]

“Yakınlık hakkı vefakârlıkla takdir edilirse, doğu ile batı arası hemen bir tepe aşılınca ulaşılacak kadar yakın bir mesafe olur.”

1.1.2.2. kurı (+yA, +dXn, +gArU)

‘batı’; yönsel şekli kurı:garu ‘batıya doğru’ veya bulunma (?) durumunda

‘batıda’ (EDPT: 645). Kurıgaru, yalnız Orhun âbidelerinde görülen garb, geri, geriye doğru manalarında kullanılmış olan bir sözdür (Duran, 1956: 13). Sözcüğe Uygur ve Karahanlı metinlerinde rastlanmamaktadır.

kurıgaru yinçü ügüz keçe temir kapıgka tegi süledim [KT G3-G4] “Batıda İnci Irmağı (Sirderya) ‘nı geçip Demir Kapı ‘ya kadar sefer ettim.”

kurıgaru temir kapıgka tegi süledimiz [KT D17] “Batıda Demir Kapı ‘ya kadar sefer ettik.”

kurıya kün batsıkdakı sogud berçiker bukarak uluş bodunta nek seŋün ogul tarkan kelti [KT K12] “Batıda gün batısındaki Soğd, Berçiker, Buhara kenti halkından General Nek (ile) Oğul Tarkan geldi.”

kurıdın [s]ogud örti [KT B] “Batıda Soğdlular ayaklandı.”

ilgerü kurıgaru sülep térmiş kuwratmış [BK D11] “Doğuya, batıya sefer edip (adam) derleyip toplamış.”

ötüken yérig konmış téyin éşidip béryeki bodun kurıyakı yıryakı öŋreki bodun kelti14 [T1 G10] “Ötüken topraklarına yerleştiğimizi duyan güneydeki halklar, batıdaki, kuzeydeki, doğudaki halklar geldiler.”

1.1.2.3. kirü

Türkçenin gerek tarihî devirlerinde gerek bugünkü şivelerinde çok kullanılmış bir mekân zarfıdır. Orhun âbidelerinde kirü yanında kerü kullanılmıştır. Uygur metinlerinde vaziyet yine aynıdır. DLT ‘de de aynı şekiller görülür (Duran, 1956: 31).

“geri, geriye doğru, batıya doğru” < *ki+rü (Tekin, 2016: 130). Sözcük Uygur ve Karahanlı metinlerinde kullanılmasına rağmen bu dönem metinlerinde coğrafi yön anlamında değildir.

ilgerü kadırkan yışka tegi kérü temir kapıgka tegi konturmış [KT D2] “(Halkı) doğuda Kadırkan (ormanlı) Dağları ‘na kadar, batıda Demir Kapı ‘ya kadar yerleştirmiş.”

kérü <…> erti [KÇ B6] “Batıda (geride?) <…> idi.”

14 Bu cümlede geçen béryeki, kurıyakı, yıryakı, öŋreki sözcüklerindeki +kI eki Marcel Erdal ‘ın ifadesiyle The Converter ‘dönüştürücü’ ektir. Orhon Türkçesinde locative ve directive-locative soneki +rA/+yA ile birlikte vokalden sonra gelir. Kamagda üstünki arhantlar ‘en üstteki arhatlar’ (MaitrH Y 502) ve soltınkı oŋtınkı ‘solda ve sağda olan’ örneklerinde yönsel biçimlendirici +dXn ‘da buluruz.

kurıyakı, yıryakı, öŋreki bodun ‘batıdaki, kuzeydeki ve doğudaki halk’ (Tun. 17) örneğinde +kI ‘nın

1.1.2.4. kisre

Muhtemelen *ke+sin+re ‘den; ke+n, ke+din, ke+ç, ke+çe ve kerü (*ke+gerü)

‘de onaylanmış bir kökten syncopated ‘orta hece yutumu’ edilmiştir (AGOT: 179).

Késre sözü, Orhun yazıtları ile Uygur metinlerinde kullanılmış olan garp, garpte, arkada, sonra anlamında bir mekân zarfıdır. Uygur metinlerinde bu söz sadece sonra anlamında yani zaman mefhumu olarak kullanıldığı ve mevzumuzun dışına çıktığı için yalnız Orhun âbidelerinden misal alınmıştır (Duran, 1956: 27). Karahanlı metinlerinde sözcüğe rastlanmamıştır.

késre tarduş begler kül<i> çor başlayu ulayu şadapıt begler öŋre tölis begler apa tarkan başlayu… [BK G13] “Batıda başlarında Küli Çor (ile birlikte) Tarduş beyleri, diğer şadlar (ve) beyler, doğuda başlarında Apa Tarkan (ile birlikte) Tölis beyleri”

türk bodun öŋre kün tugsıkıŋa késre kün batsıkıŋa tegi bérye tawgaçka yıraya yışka [tegi] <…> alp erin balbal kışdı [O D2-3] “Türk halkı doğuda gün doğusuna, batıda gün batısına kadar, güneyde Çin ‘e, kuzeyde bozkıra kadar

<…> kahraman askerini balbal (olarak) diktiler.”

öŋre kün tugsıkdakı bodun késre ay tugsıkdakı bodun tört buluŋdakı bodun <i>ş küç birür [Ta B3-4] “Doğuda güneşin doğduğu yerdeki boylar, batıda ayın doğduğu yerdeki boylar, dört bucaktaki boylar hizmetimdedir.”

1.1.2.5. kidin

Erken zamanlarda dört anayönden birini, güneşin doğuş sırası temel alındığında ‘batıya, batı’ ve öğlen güneşine dayanan sıralamada ‘kuzeye, kuzey’

tanımlamak için kullanılır (EDPT: 704). Sözcük runik metinlerin tamamında batı anlamında kullanılsa da Uygur dönemi metinlerinde batı ve kuzey anlamlarında kullanılmıştır. Karahanlı dönemi metinlerinde de rastladığımız kédin sözü bu dönemde coğrafi anlam mahiyetini kaybetmiştir.

kagan atanıp katun atanıp ötüken ortosınta as öŋüz baş kan ıdok baş kédinin örgin bunta éti<t>dim [Ta G6] “Kağan (olarak) atanıp (eşim de) hatun (olarak) atanıp Ötüken ‘in ortasında As Öngüz Baş ve Kan Iduk Baş (dağlarının) batısında kağanlık otağını burada kurdurdum.”

ulu yılıka ötüken ortosınta as öŋüz baş kan ıdok baş kédininte yayladım [Ta B2]

“Ejderhan yılında (752) Ötüken ‘in ortasında, As Öngüz Baş (ile) Kan Iduk Baş (dağlarının) batısında yayladım.”

ıdok baş kédinte yawaş tokuş beltirinte anta yayladım [ŞU D9] “Iduk Baş ‘ın batısında Yavaş ve Tokuş (ırmaklarının) birleştikleri yerde yazı geçirdim.”

öŋtünüg tıdar ertim kédinig étürür ertim [KarB II 3-4-5]“Doğuyu (düşmandan) korur idim. Batıyı düzene sokardım.?”

öŋtün kün tugsuk kédin kün batsıkıŋa tegi mini atasar mn anta tegeyin ol kişiniŋ alku türlüg mıŋın ta tagınta kutgarayın [M III (T.II, B.66.)] “Birisi beni doğuda gün doğumundan batıda gün batımına kadar çağırırsa, o zaman oraya varmak ve onu her türlü acıdan kurtarmak isterim.”

biri ayur öŋtün kidin satık[k]a yuluk[k]a barsar bay bolur [KP 39] “Biri (şöyle) der: ‘(Kim) doğuya (ve) batıya ticaret yapmaya giderse, (o kişi) zengin olur’.”

küntin sıŋar tagtın yıŋak ikidin teŋ yaylıg itgülüg öŋtün yıŋaq kidin yıŋaq ikidin sıŋar bulan [SY 83-85] “Güneyde ve kuzeyde her iki tarafta aynı yazlık evler inşa edilecektir, doğuda ve batıda her iki taraftaki kanatlarda.”

1.1.2.6. kün bat (+sXk)

(güneşin) battığı yer, batı. (Bkz. kün tugsık)

ilgerü kün tugsıka bérgerü kün ortosıŋaru kurıgaru kün batsıkıŋa yırgaru tün ortosıŋaru anta içreki15 bodun ko[p] m[aŋ]a kör[ür] [KT G2] “Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar, oradaki tâbi halklar bana bağlıdır.”

türk bodun öŋre kün tugsıkıŋa késre kün batsıkıŋa tegi bérye tawgaçka yıraya yışka [tegi] <…> alp erin balbal kışdı [O D2] “Türk halkı doğuda gün

15 Bu sözcükteki +kI ‘nın da converter eki olduğunu söyleyebiliriz. Öŋreki, tegreki, asrakı formlarına

doğusuna, batıda gün batısına kadar, güneyde Çin ‘e, kuzeyde bozkıra kadar

<…> kahraman askerini balbal (olarak) diktiler.”

küm sorugum kün tugsuka <kün> batsıka tegdi [Su 4-5] “şanım şöhretim gündoğusundan (gün) batısına (kadar) ulaştı.”

kodıiçiŋe künbatsıkdakı16 yir suv basa tutar [M III (T.II D.121.)] “Karnına Batıdaki topraklar yüzünden sancı girer.”

öŋtün kün tugsuk kidin kün batsıkıŋa tegi mini atasar mn anta tegeyin ol kişiniŋ alku türlüg mıŋın ta tagınta kutgarayın [M III (T.II, B.66.)] “Birisi beni doğuda gün doğumundan batıda gün batımına kadar çağırırsa, o zaman oraya varmak ve onu her türlü acıdan kurtarmak isterim.”

kaşip burkan kün batsıktın başlanıp nirvanka barı yrlıkadı [Maitr. (6. E(?), Ende=Nr. 221)] “Kaşyapa burkan gün batısında hükmedip Nirvana ‘ya haşmetle vardı.”

kǖn batsıg [DLT 233]batı”

1.1.2.7. oŋ (+dXn)

Oŋ sözü, ilk örneğine Uygur metinlerinde tesadüf ettiğimiz sağ, sağ taraf anlamında olan bir yön ismidir. Bu metinlerde bu sözün oŋdun<oŋtun “sağ taraf, sağda” şekli ile ongaru<ong-garu şekillerine tesadüf ediliyor (Duran, 1956: 106). Oŋ;

‘sağda (bulunan)’. Oŋdun, ‘sağda (batı)’ (EDPT: 178). Sözcüğün esas anlamının “sağ taraf” olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda güney yönelimli sistemde batı anlamında kullanılmaktadır. Taramış olduğumuz Uygur dönemi metinlerinde bu sözcüğün batı anlamında kullanıldığı tek bir yer tespit etmiş bulunmaktayız. Sözcük Karahanlı dönemi metinlerinde geçse de coğrafi yön anlamı taşımamaktadır.

yir teŋri kanı, soltun kök luu, oŋdun ak bars, küntün kızıl sagızgan, kidin kara yılan, altı kap yaraşmazı, iki yigirmi erkligi topraktakı karı başları atlıgı yüzlügi, batıgdakı agulug luular [SY 94-97] “Dünya tanrı hanı, solda (doğuda) mavi ejderha, sağda (batıda) beyaz kaplan, güneyde kırmızı saksağan, arkada

16 Maniheist metinlerde kullanılan tek -sXk formu donuklaşmıştır: kün tugsuk ‘doğu’ ve kün batsık

‘batı’; bu iki terim aynı zamanda bir runik yazıtta ve Kaşgarî tarafından da bilinir (AGOT: 302).

(kuzeyde) kara yılan; altı zırh, yaraşmaz (veya altı zırhın yaraşmazı), on iki hükümdar, yeryüzündeki en yaşlı ve en asil, bataklıktaki zehirli ejderhalar.”