• Sonuç bulunamadı

Batı Anadolu’da Kalkolitik Devir

1. BÖLÜM

2.4. Kalkolitik / Maden - Taş Çağı (M.Ö. 5.500-3.000)

2.4.5. Anadolu’da Kalkolitik Çağ Kültürü

2.4.5.2. Batı Anadolu’da Kalkolitik Devir

Bu bölgede başta tarihi Truva (Çanakkale yakınındaki Hisarlık) şehri olmak üzere, Kumtepe, Thermi, Kusura’da araştırmalar yapılmış ve Balıkesir’de Kırkağaç’tan 16,5 km.

101

kuzeydoğudaki Yortan mevkiinde de bir mezarlık kültürü bulunmuştur. Bütün bu yerleşmelerde Kalkolitik mahiyette bir kültürün geç safhasına ait eserler, aletler ve seramik bulunmuş olmakla beraber, Kumtepe’nin en eski safhasına ait buluntuların I. Truva’dan daha eski olduğu anlaşılmıştır159.

2.4.5.2.1. Truva Şehri

Anadolu’nun en şanlı kenti Troia’nın kuruluşu, bakır-taş çağına uzanmaktadır. Kazılarda ortaya çıkartılan Troia I kenti kalıntıları, yaklaşık M.Ö. 3000-2500 dönemine tarihlenmiştir. Çok yakındaki Kumtepe’de yapılan kazılarda da bulunan kent, Troia I ile çağdaş çıkmıştır160.

Büyük Yunan şairi Homeros, İlyada’sında Truva şehrinin eski Yunanlılar tarafından zaptını ebedileştirmiştir. Bu hadisenin gerçekten vuku bulup bulmadığını araştırmak maksadıyla, Alman Heinrich Schliemann 1870 senesinde Hisarlık tepesinde kazılara başlamıştır. Sekiz yıl devam eden kazılar sonucunda yedi kültür tabakası tespit edilmiştir. Fakat altıncı kazı mevsimine iştirak eden mimar W. Dörpfeld iki kültür katmanı daha ortaya çıkarmıştır. Son olarak da Amerikalılar 1932-1938 senelerinde Truva’da yeni bir kazı daha yapmışlar, dağ keçisi resimleri bulunmuş ve bunların Mezolitik devre ait olduğu anlaşılmıştır.

159 Kınal, Füruzan (1991). Eski Anadolu Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, S. 22.

102 ANADOLU ve TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR

Fakat taş devirleri sanatı yalnız resim sanatından ibaret değildir. Üst Paleolitik’ten itibaren taş aletler yanında bulunduğunu gördüğümüz şişman kadın heykelcikleri de bu devir sanatının plastik sahadaki ilk denemelerini teşkil etmektedir. Anadolu’da bu tarz idollerden Amik Ovası’ndaki Tel el Şeyh kazılarında Neolitik tabakada bir heykelcik bulunmuştur. Oturmuş şişman bir kadın vücudunu kaba hatlarla tasvir eden bu eser, sanat bakımından meşhur ‘Willendorf Venüsçü’ ile mukayese edilebilecek mükemmeliyettedir. Fakat doğurucu Büyük Ana tanrıçayı tasvir eden bu şişman kadın heykelciklerinin en mükemmel örnekleri 1960 senesinde Burdur civarındaki Hacılar kazılarında meydana çıkmıştır. Oturmuş veya ayakta ve muhtelif ebatta olan Hacılar idolleri radio carbon metodu ile M.Ö. 5500 senelerine konulmaktadır.

Neticede eski Anadolu’nun ilk sakinleri de zeka ve dirayetleri sayesinde eski taş devrinin avcılık safhasını yüzlerce sene yaşattıktan sonra, yeni taş devrinde etrafı surlarla çevrili köylerde ilk toplumsal hayatı yaşamaya erişmiş ve çobanlık devrine gelmişlerdir. Yümüktepedeki Neolitik tabakanın kalınlığı 10 metreye ulaştığına göre, insanlar bu safhada da çok uzun zaman kalmış olmalıydılar.

Bundan sonraki devirde insan hayatının en mühim zaferi olarak tuncun keşfi gösterilir ve bundan dolayı bu yeni tekamül

103

merhalesi Kalkolithikum adıyla ayrı bir bölümde mütalaa edilmektedir161.

2.4.5.2.2. Hacılar

Kalkolitik Çağ’ın Anadolu’daki önde gelen merkezi Burdur yakınındaki James Mellaarı tarafından kazılan Hacılar yerleşmesidir. Burada bulunan boyalı anıtsal vazolar özellikle anılmaya değerdir.

Yeni Taş Devri’nin başlangıcında günlük kaplar ağaçtan ve taştan yapılmaktaydı. M.Ö. 7. binde Konya, Burdur ve Antalya’da kilden yapılmış kaplara rastlanılmıştır. İlk örnekler tek renkli, kaba yapılı ve basit biçimlidir. Sonraları M.Ö. 6. binin ortalarında özellikle Çatalhöyük’te ve Hacılar’da yapılanlar çok başarılı olup, insanlığın seramik konusunda ortaya koyduğu ilk sanat eserleridir. Bu kaplar çok renkli, biçimleri ve desenleri yönünden de dikkat çekicidirler. Özellikle çekik badem gözlü insanları tasvir eden heykelcikler eşsiz güzelliktedirler162.

Hacılarda bu çağın en belirgin özelliği, el yapımı, boyalı çanak çömleğin kullanılmış olmasıdır. Hacılar’ın Erken Kalkolitik Çağ’a ait V-I katlarında (M.Ö. 5400-4750), teknik ve form açısından ileri bir düzeye erişmiş parlak perdahlı, tek renkli çanak çömlek giderek artış göstermektedir. Oval ağızlı kaseler, küre gövdeli çömlekler, iri vazolar, dikdörtgen çanaklar, küpler ve testiler değişik kap formları

161 Kınal, Füruzan (1991). Eski Anadolu Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, S. 23.

104 ANADOLU ve TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR

arasındadır. Taş, kemik ve az sayıdaki bakır eşya da aynı geleneğin devamıdır163.

Ana Tanrıça yontucukları Geç Neolitik Çağ’daki benzerlerine göre tek düze ve daha az yaratıcı görünümdedir. Bu dönemde artık Ana Tanrıça’nın çocuk ya da hayvanlarla tasvir edildiği figürler son bulmuştur. Hayvan biçimli kapların yapımı sürmektedir.

Dönemin sonlarına doğru II. Hacılar olasılıkla istilacı bir güç tarafından yakılıp yıkılmıştır. Bundan hemen sonra 5000 yıllarında istilacılarca kurulduğu sanılan, 150 m. kadar çapındaki kale görünümündeki yeni yerleşme (I. Hacılar) ise kısa sürede terk edilmiştir164.

Fakat Hacılarda keşfedilen bu Kalkolitik kültürün en ilgi çeken buluntusu, kilden yapılmış çıplak kadın figürleridir. Bu heykelcikler, Neolitik ve Kalkolitik devirlerin ortak malıdır. 12-30 santimetre arasında muhtelif ebatta olan bu figürünler kırmızı ya da krem rengi kilden yapılmış ve üzerleri seramik tekniğinde olduğu gibi, perdahlanmıştır. Bazılarının üzerlerine boya ile kumaş desenleri yapılarak bir nevi elbise giydirilmiş gibidir. Hacılarda hayvan figürünler çok nadirdir. Hacılar figürünleri Trakya’daki Sesklo Kalkolitik kültürünün idolleri ile mukayese edilmekte ve yalnız materyal farkı olduğu ileri sürülmektedir165.

163 Anonim (1998). Ana Britanica, Ana Yayıncılık, İstanbul, S. 35.

164 Sevin, Veli (1999). Anadolu Arkeolojisi, Der Yayınları, İstanbul, S. 66.

105

2.4.5.2.3. Kusura Höyüğü

Afyon ili Sandıklı ilçesi Kusura (şimdi, Doğansu) köyündedir. Bakır-Taş Çağı buluntuları vermektedir. Burada, Cambridge Üniversitesi adına Wilfred Lamb yönetiminde, 1935-1937 yıllarında kazılar yapılmıştır166.

Benzer Belgeler