• Sonuç bulunamadı

1. Menâkıb-ı Şeyh Hâce Muhammed Nûru’l-Arabî ve Beyân-ı Melâmet ve Ahvâl-i Melâmiyye

Tahir Bey’in Üsküp’te görev yapmış olduğu 1897-98 eğitim-öğretim döneminde şeyhi Nûru’l-Arabî hakkında toparlamış olduğu malumatları bir araya getirmesi sonucu oluşmuş bir eserdir. Ö. F. Akün eserin 72 varak olduğunu söyler. İnternet vasıtasıyla yapılabilen Mevlana Müzesi Kütüphanesi’nin katalog taraması sonucu elde edilen bilgi de bu yöndedir. Bu tarama sonucu “Menâkıb-ı Hadratü’s- Seyyid Muhammed Nûru’l-Arabî el-Melâmî” ismiyle çıkan kitap Ferit Uğur bölümünde 1630 demirbaş numarası ile görülmektedir. Akün’ün verdiği bilgiye göre de eser aynı müzede Sıtkı Emin Dede kitapları arasında 1067 numarada bulunmaktadır. Bundan başka Akün eserin bir nüshasının da Abdülbaki Gölpınarlı’da olduğunu söylemektedir.256 Eserin kopyası için kütüphane müdürlüğü tarafından fahiş bir fiyat istenmesinden dolayı imkânların el vermemesi sebebiyle bu çalışmayı elde etme ve inceleme fırsatı bulunamamıştır.

2. Manastıra Mensup Meşâyih, Ulemâ ve Şuarânın Terâcim-i Ahvâli Tahir Bey’in 20 sene görev yaptığı Manastır’da bulunduğu sürede bu bölgenin de nabzını tutmuş ve buradan yetişen erbab-ı kemâl ve maârifi de bir cilt halinde toparlamış olduğunu anladığımız bu esere Türkiye Kütüphanelerinde rastlayamdık. Akün’ün ifade ettiğine göre Tahir Bey bizzat kendisi eserin bir nüshasını o zamanlarda Manastır Kütüphanesi’ne bıraktığını söylemiştir. Fakat zaman ve maddi imkânlar el vermediği için izini süremedik.

Buraya kadar zikri geçen 15’i basılmış 2’si basılmamış olmak üzere toplam 17 eser daha önce de belirtildiği üzere konunun sınırları olarak belirlenmiş olan “tarih ile ilgili” kaydı dâhiline alınarak incelenmiştir. Tahir Bey’in sözü edilen bu eserler dışında da basılmış ve basılmamış olarak daha başka eserleri de mevcuttur. Bunların da

256

94

isimlerini zikredip konularını kısaca ifade ederek bu uzun çalışmamıza son noktayı koymak istiyoruz.

1. Delîlü’t-tefâsîr: İlm-i Tefsîr ve Müfredât-ı Kur’ân’a Dair Ma’lûmât-ı İcmâliyye (İstanbul 1324). Tefsir ilminin tarif, gaye, tasnifinden başlanarak Kur’ân ilimlerinin taksimiyle Kur’ân-ı Kerîmin harf, kelime, sure ve ayet sayısından, surelerin nüzül itibariyle yer alış ve tertibindeki sıralara kadar çeşitli meseleler özlü bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır.

2. Müntehebât-ı Mesârî’ ve Ebyât (İstanbul 1328). Basımından 15 yıl önce Tahir Bey daha Manastır’da iken derlenmiş bir çalışmadır. Tahir Bey’in bu dönemde edebiyat dersleri ile ilgil çalışmaları neticesi vücuda gelmiştir. 3. Nazar-ı İslâm’da Fakr (İstanbul 1330). Tahir Bey’in mutasavvıf yönünü

ortaya koyan bir çalışmadır. Hazırlanmasından 17 yıl sonra basılmıştır. 4. Mecmûa-i Tahir. Basılmamıştır. Akün’ün ifade ettiğine göre çalışma;

çeşitli eserlerden derlenmiş tasavvuf, kelam, ahlak ve tarihle ilgili metinler ve bunlara ilave edilmiş açıklamaların yanı sıra Tahir Bey’in kendi şiirlerini de ihtava eden hacimli bir mecmuadır.

5. Hasaneyn Hakkında Şeref-vârid Olan Ehâdîs-i Şerîfe ve Tercümeleri. Basılmamıştır.

6. Fezâil-i İmam Ali Hakkında Şeref-vârid Olan Ehâdîs-i Şerîfe ve Tercümeleri. Basılmamıştır.

7. İmam Suyûtî’nin “el-Ehâdîsü’ş-şerîfe fi’s-saltanati’l-münîfe” risalesinin tercümesi. Basılmamıştır.

8. Mecmûa-i Durûb-i Emsâl-i Arabiyye ve Fârisiyye. Basılmamıştır. Türkçe eserlerde en fazla kullanılan Arapça ve Farsça seçme veciz sözleri bi araya getiren bir derlemedir.

Basılmamış kaynaklar hakkında bizim de başvurmuş olduğumuz Ömer Faruk Akün zikri geçen son beş eserin bugün nerede ve kimin elinde bulunduğunun

95

bilinmediğini kaydetmiştir.257 Yine onun belirttiğine göre Tahir Bey’in “Mir’ât-ı Bursa” adı altında Bursa’nın Osmanlı fethinden sonraki tarihi ve oradan yetişen meşhur şahsiyetler hakkında tasarladığı bir eseri daha vardır ki gerçekleşememiştir.

257

96

SONUÇ

Böylelikle hitama erdirmiş olduğumuz bu kapsamlı çalışmamızda Bursalı Mehmet Tahir Bey’in hayatını ve bibliyografya ilmine getimiş olduğu açılımı irdelemiş bulunuyoruz. Tahir Bey, bibliyografya ilminde klasik dönem diyebileceğimiz 19. yüzyıl öncesi dönemde yapılmış olan çalışmaları gözden geçirmiş, bu asırda Batı’da geliştirilmiş olan yöntemleri de hesaba katarak teracim kültüründen de çok fazla kopmadan şahsiyetlerin eserlerine vurgu yapmıştır. Zira onun nazarında, özelde bir şahsın, genelde ise bir milletin kemalâtını ve terakki seviyesini bildirecek olan ancak yazılmış olan kitaplardır. Esasında bu, son iki yüzyılda ilmî çevrelerin de su götürmez şekilde kabul ettikleri bir kaziye-i muhkeme halini almıştır. Bu bakımdan eski teracimciliğin ve menakıb kültürünün ilmî çevrelerde çok fazla itibarı kalmamıştır.

Tahir Bey’in hayatını ve çalışmalarını toplu olarak ele aldığımız bu çalışma sonunda adeta vücudunun bütün letaifiyle kendisini işine vermiş bir şahsiyetle karşı karşıya olduğumuzu görmüş olduk. Bu durum özellikle de bugünün insanı için im’ân-ı nazar edilmesi gereken müstesna bir durumdur. Zira günümüzde herkes bir başkasını kendi işi dışındaki şeylerle meşguliyetinden dolayı suçlamaktadır. Ne var ki başkalarını bu düşünce ile eleştiren birçok kimse kendisini de böyle bir ithamdan kurtaramamaktadır. Böyle bir durumda; kendisine iş olarak kitapları seçmiş olan Tahir Bey’in siyaset karşısındaki tavrı ve alakasızlığı ne güzel bir nümûne-i misaldir. Adeta gayesi dışındaki her davranış için harcamış olduğu zamanı israf sayarcasına yaşamak…

Hasıl-ı kelam, bizler ancak geçmişimizle irtibatlarımızı sağlamlaştırdıkça daha yukarılara çıkabileceğiz. Bir bibliyografya ilmi, geçmiş eserlerin bilgisi, olmadan ortaya konan eserlerde ilmi bir ilerlemeden söz edilemeyeceği gibi, ki Tahir Bey’in de hayatı boyunca yapmış olduğu en temel vurgulardan biri bu olmuştur, geçmiş insanlarımızın bilgisini elde etmeden sürülen bir hayatta da terakki söz konusu olamayacaktır. Bu bakımdan seleflerimizi tanımak ve onlara hayrülhalef olmak ne derece mühim olduğu izahtan varestedir.

97

Yapmış olduğumuz çalışma tarih sahasına ait olduğu için sadece bibliyografi, biyografi ve tarih ile ilgili yazılmış olan çalışmaları ele almış bulunuyoruz. Bu bakımdan araştırma diğer bütün eserleri de kapsayacak şekilde genişletilebilir. Diğer yandan vakit darlığı sebebiyle çalışmanın bilgi ve belge yönünden bir takım eksiklikleri de mevcuttur. Örneğin, Manastır Kütüphanesi’nde olduğu yönünde elimizde bilgi olan yazma bir eser yerine gidilip takip edilememiştir. Bu gibi eksikliklerin de daha geniş bir zamanda araştırılıp çalışmaya eklenmesi söz konusu edilebilir.

99

EK 1: Tahir Bey’in “İlm-i Ahvâl-i Kütüb” Başlıklı Hüdavendigar Gazetesi’nde