• Sonuç bulunamadı

3. BASEL DÜZENLEMELERİ

3.6. BASEL III DÜZENLEMELERİNE YÖNELİK

Kaynak: https://www.bis.org/publ/bcbs189.pdf, Erişim Tarihi:11.10.2018

3.6. BASEL III DÜZENLEMELERİNE YÖNELİK

DEĞERLENDİRMELER

Basel III düzenlemeleri ile ilgili daha önce yapılan çalışmalarda eleştirel boyuta yönelik literatürde genel bir araştırma yapıldığında eleştirel boyuttan daha ziyade genel değerlendirmeye yönelik yorumlamaların yapıldığının görülmektedir.

Nitekim bu değerlendirmeler Basel III düzenlemelerin çıkış noktasına dayandırılarak düzenleme neticesinde varılan nokta arasında genel bir kıyaslamadır.

Öncelikle eleştirel boyutta genel olarak dikkat çeken konu Basel III düzenlemelerinin 2008 yılında küresel ölçekte yaşanan krizin sebepleri ele alınarak bu düzenlemeye gidilmesidir. Basel III düzenlemelerinde her ne kadar 2008 krizinin

2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 01.01.2

019 Kaldıraç Oranı Denetim

otoritesinin gözetimi

2013-2017 arasında paralel çalışma ve 2015’de kamu

aydınlatmanın başlaması 1. Yapısal

Blokla

2013’de başlayıp 10 yıl içinde kademeli olarak devreye girecektir.

Likidite

72

nedenleri göz önüne alınarak düzenlemelere yön verilmesi planlanma yapılması istenilse de nihai olarak yapılan düzenlemeye bakıldığında düzenleme de riskin sebep olduğu faktörlerden ziyade sermayenin hem niteliksel hem de niceliksel boyutta güçlendirilmesi üzerine yoğunlaşmıştır. Risk türleri ve hesaplamaları üzerinde ise tatmin edici bir düzeyde çalışma yürütülmediği genel kanaattir. Bankacılık sektörünü olası şoklara karşı daha esnek ve dayanıklı hale getirmek için sermaye yapısının risk ağırlıklı varlıklara yönelik daha güçlü bir hale getirilmesi üzerinde yoğunlaşılmıştır.

Düzenleme önceki düzenlemelere göre geniş kapsamlı yenilikleri kapsamamaktadır.

BDDK tarafından Basel III düzenlemelerine yönelik eleştirilerde ise, düzenlemede yer alan sıkı uygulamalar nedeniyle bankaların mevzuat boşluklarını arama yoluna giderek denetim açısından bir arbitraj oluşturmaya çalışılacağı, bu nedenle düzenleyici ve denetleyici otoritelerin küresel boyutta iletişim halinde olması gerekliliği ifade edilirken aksi durumda ise denetimsel olarak ülkeler arasında farklılık olması halinde düzenlemenin küresel ölçekte hedeflediği başarıya ulaşamayacağı öncelikli olarak belirtilmiştir. Basel III düzenlemelerinin geniş bir sürece yayılarak hayata geçirilmesindeki amacın uygulama maliyetinin azaltılması olduğunu ifade eden BDDK, bu durumda değişikliğe çabuk uyum sağlanamayacağı konusunu da gündeme getirmiştir. BDDK tarafından üzerinde durulan en önemli husus olarak ifade edilen konu ise bu düzenlemelerin uygulanmasında kullanılacak stratejilerin yerel ve küresel ekonomiye yönelik etkileridir. Düzenlemelerde yer alan bazı reformlar bankaları bu düzenlemelerden kurtulmaya yönelik değişik uygulamaları arayışa sevk edebilir. Bu nedenle de yerel ve küresel boyutta bankacılık sektöründe değişikliğe neden olabileceği ifade edilmektedir (BDDK, 2010:15-16).

Türkiye açısından Basel düzenlemelerine yönelik olarak değerlendirme yapıldığında ilk olarak düzenlemede yer alan SYR’nin asgari oranı olan %8 oranının 2002’den günümüze kadar geçen süreç içerisinde her dönem sağlandığı ve çok daha yüksek seviyelerde de sermaye yeterlilik oranlarına sahip bankaların mevcut olduğu söylenebilir. Her ne kadar bu konuya ilişkin yönetmeliklerde %8 asgari oranın zorunlu olarak tutturulması istenilse de BDDK tarafından %12 düzeyinde bir asgari sermaye yeterlilik rasyosuna sahip olunması konusunda beklenti mevcuttur. Keza ülkemizde genel olarak bakıldığında bu oranlara ulaşıldığı görülmektedir.

BDDK resmi sitesinden elde edilen verilere göre Türk Bankacılık Sektörünün 2018 Aralık itibariyle sermaye yeterlilik rasyosu ve sermaye kalemlerine ilişkin veriler aşağıda yer almaktadır.

73

Tablo 13. Sermaye Yeterlik Oranına İlişkin Veriler

Sermaye Kalemleri Tutarlar (Milyon TL)

1 Ana Sermaye 417.120

2 Katkı Sermaye 98.838

3 Sermayeden İndirilecek Tutarlar 303

4 Yasal Özkaynaklar 516.630

5 Risk Ağırlıklı Varlıklar Toplamı 2.983.385

6 Çekirdek Sermaye Tutarı 411.086

7 Sermaye Yeterlilik Rasyosu ((4/5)*100) %17 8 Çekirdek Sermaye Yeterlilik Rasyosu ((6/7)*100) %14 9 Likidite Yeterlilik Oranı (Aylık) 116 10 Likidite Yeterlilik Oranı (12 Aylık) 118

Kaynak: http://www.bddk.org.tr/BultenAylik/ , Erişim Tarihi:22.10.2018.

Tablo 13’de özetlenen Türk Bankacılık Sektörü Aralık 2017 verileri Basel III kapsamında incelendiğinde öncelikle sermaye kalemleri arasında ana sermaye özkaynakların %83’ünü oluşturmaktadır. Basel III kapsamında ana sermaye kalemlerinin niteliksel olarak sermaye kalemlerinin yüksek düzeyde kaliteye sahip kalemlerden oluştuğu bilinmekle birlikte Türk bankacılık sektöründe ana sermaye özkaynak içerisinde oldukça büyük bir paya sahip olduğu görülmektedir. Buradan sermaye kalemlerinin çoğunluğunun yüksek kalitede olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Katkı sermaye yasal özkaynak içerisinde ise %17’lik bir paya sahiptir. Likidite açısından bakıldığında ise 2017 Aralık ayında aylık likitide oranı %111 olarak gerçekleşmiş ve on iki aya bakıldığında ise %116 olarak gerçekleşmiştir. Son yılın sektörel verileri Basel III düzenlemelerinin asgari oranlarına Türkiye Bankacılık Sektörünün uyum sağladığı ifade edilebilmektedir. Türk Bankacılık Sektörü Basel I düzenlemelerine gerekli uyumu sağlamamasının akabinde Basel II ve III düzenlemelerinden önce 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile bankacılık sektöründe yapılan önemli düzenlemeler ile sağlam bir yapıya kavuşturulmuştur. Nitekim 2008 yılında yaşanan küresel krizde de bunun yansımaları görülmüştür. Türk bankaları temerrüde düşmeyen birkaç ülke arasında yer almıştır.

74

Bu değerlendirmeleri yaparken öte yandan 2008 yılında yaşanan krizin hemen öncesinde ABD’de yeterli seviyenin üzerinde sermaye tutan bankaların iflas ettiği de görülmektedir. Basel III bu açından diğer düzenlemelere göre farklılık arz etmektedir.

Krizde yeterli seviyenin üzerinde sermaye tutmalarına karşın iflas eden bankaların olması sermaye kalemlerinin kalitesini gündeme getirmiştir. Bu nedenle Basel III düzenlemelerinde sermaye kalemlerinin nitelik bakımından güçlendirilmesine gidilmiştir.