• Sonuç bulunamadı

Basel II ve Bankacılık Sistemine Etkisi 83

Basel II’nin, uluslararası ekonomilere ve uluslararası bankacılık sistemine muhtemel etkileri aşağıda belirtilmektedir;172

• Uluslararası bankacılık için Basel II sermaye ihtiyacının azaltılması yanında, denetim otoriteleri ile olan ilişkilerinin artmasını, kredi değerlendirme kurumları tarafından dahi iyi algılanma, daha iyi risk yönetimi gibi bir takım yenilikler getirmiştir. Bunların dışında da sistemlerin kurulması, veri toplama, sistem geliştirme ve nitelikli eleman yetiştirme gibi maliyetli faaliyetleri de düzenlemiştir.

• Basel II, birçok ülkenin yasal süreçlerinde değişiklikler yapılmasını gerektirecektir. Denetim otoriteleri, söz konusu değişikliklerin kapsamını,

84

izlenecek usulleri ve bu değişikliklerin yürürlüğe konulmasında uyulacak süreyi göz önünde bulundurma ihtiyacı duyacaktır.

• Bankaların sermaye yeterlilikleri aktiflerin niteliğine göre belirlendiği için toplam aktifler de bu süreçte genişletilmelidir. Banka aktiflerinin büyümesinin yavaşlaması ve sınırlanması ile kredi arzı daralacaktır. Ekonomik büyümelerini dış kaynaklı finansmana bağlayan gelişmekte olan ülkeler uluslararası para ve sermaye piyasalarından yapacakları borçlanmalarla fon maliyetlerini arttırabilir.

• Basel II’ye yönelik hazırlıkların yapılması ve 2007 yılından itibaren uygulamanın başlatılması, uluslararası mali piyasaların denetimi ve gözetiminde şeffaflığı artırarak fon akımının sağlam temeller üzerinde gerçekleşmesine yol açacaktır. Bu durum, orta ve uzun vadede ulusal ekonomilerde istikrarın sağlanması, güçlü bir mali sistemin yaratılması ve uluslararası piyasalarda yaşanabilecek sistemik finansal risklerin yayılmasının önlenmesi/etkilerinin azaltılması açısından önemli katkılar sağlayacaktır.

• Ülkeler arasında regülasyon çalışmalarından doğan avantajlar söz konusu olabilecek, bu da rekabet şartlarını etkileyebilecektir.

• Basel I çerçevesinde, ülkelerce temin edilecek kredilerin risk ağırlıklarının hesaplanması ile ilgili olarak, geçerli olan OECD üyeliği ayrıcalığı kalkacak ve Basel II standart yaklaşımın uygulanması halinde dış derecelendirme şirketlerinin vereceği derecelendirme notları kullanılacaktır.

• Standart yaklaşımda alınan risk ağırlığı dışsal derecelendirme kuruluşları tarafından borçlulara verilecek olan notlara bağlı olarak belirlenecektir. Bu da bankaların derecelendirme şirketlerine olan taleplerini arttıracak ve konu ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılması gerecektir. İşte bu nokta da derecelendirme kuruluşlarının etkin ve sağlıklı işleyebilmesi için, bankacılık

85

enformasyonu merkezileştirilmelidir. Bu şekilde sektördeki veri akışı da sağlanmış olacaktır.

Tablo 3.2. G10 Ülkelerinde Uygulamaya Geçiş Süreci

ÇARPANLAR 2006 2007 2008 2009

Temel IRB+ IRB Perakende

Paralel Perakende 95% 90% 80%

Gelişmiş IRB Paralel Uygulama Etki/Çal.

Paralel Uygulam

a

90% 80%

Kaynak: Ali Ulvi Sargon, Basel II Sermaye Uzlaşısı, T. Halk Bankası

Seminer Sunumu,2007,s6

• Sermaye yeterliliği oranı ile ölçülen bankalar sektörün en güçlü ve güvenilir bankalarıdır. Sermaye yeterliliği konusunda karşılaştırmalı üstünlüğe sahip gelişmiş ülke bankaları ile gelişmekte olan ülke bankalarının birleşmeleri ve satın almaları şeklinde konsolidasyon süreci başlayacaktır.

• Sermaye yeterliliğinde aktiflerin farklı risk ağırlıkları ile değerlendirilmesi, bankaları aktif yönetimlerinde yeniden strateji belirlemeye yöneltecektir. Bankaların, riskli aktiflerinin getireceği sermaye yükünü azaltmak amacıyla aktif yatırımlarını, bankacılık hizmetlerini artırmaya ve çeşitlendirmeye yönelmeleri beklenmektedir.

• Uluslararası bankaların içsel derecelendirme yaklaşımına geçişi kolay olacaktır. Bu sebeple de mali açıdan kaliteli müşterilere yoğunlaşacaktır. Ulusal bankaların ise gidecekleri yol, standart yaklaşım yöntemlerini kullanarak daha düşük dereceli ve daha yüksek riskli müşterilere hizmet edecektir. Bu da onların yüksek risk ve daha düşük kar marjı ile çalışmalarına neden olacaktır.

86

Bankalar kullandıkları sistemleri doğru yönlendirme yapılmasıyla sermayelerini etkisiz kılmamak ve karlı operasyonlar gerçekleştirmek için birbirleriyle yarış içinde olacaktır.173

Basel II düzenlemeleri, büyük ve küçük banka ayrımı yapmadan tüm bankacılık sektörünü doğrudan etkileyecektir. Bu etki ileri ölçüm yaklaşımlarını kullanmak isteyen tüm bankaların, getirilen yeni düzenlemeleri mevcut yapıya uyarlamaları sürecinde ortaya çıkacaktır. Bu açıdan bakıldığında en önemli etkinin risk derecelendirme sistemlerini, Basel II düzenlemelerine yakınlaştırmak için çaba göstermek ve yüksek maliyetleri gözden çıkarmak gerekecektir. Bankaların kredi portföylerindeki değişme buna bağlı olarak değişen sermaye gereksinimlerinde de değişmeye neden olabilir. Sermaye gereksinimi şirketin istediği kredinin yapısına ve borçlunun yapısına göre değişebilir. Örneğin, yatırım amaçlı şirketlere verilen krediler veya varlık temelli finansman kredileri geri dönülebilirlik oranları yüksek olduğundan kredi portföyünde kalite değişimi olacak ve sermaye gereksinimini azaltacaktır. Bunun tam tersi olan krediler yani riski yüksek, sorunlu krediler ise sermaye gereksinimi arttıracaktır. Başka bir anlatımla, kredi riski için sermaye gereksinimi kredi kalitesi açısından içsel ve dışsal derecelendirmeye dayalı olacaktır. İçsel derecelendirme sonucunda, kredi kayıplarının miktarsal önemini belirleyecek ve krediler bu duruma göre sınıflandırılacak Basel II uygulamaları, büyük kredi veren gelişmiş bankaların içsel derecelendirme yaklaşımına uygun olduğunu gösterir. Küçük çaplı bankalar ise standart yaklaşımı kullanır. Bu durum mevcut bankalar tarafından ve işletme kredileri açısından iki farklı şekilde yorumlanması söz konusudur. İlk yorum, standart yaklaşımın rekabet sürecinde küçük bankalara kredi kültürü doğru olan büyük bankalara göre işletme kredilerini kullanma açısından avantaj sağlar ancak bununla beraber daha büyük bir sermaye yükümlülüğü altına girmek durumunda kalırlar. İkinci yorum ise, riske karşı duyarlı olan IDD yaklaşımını kullanacak bankaların kredi piyasasındaki rekabet dezavantajına rağmen düşük riskli borçlulara ulaşması sonucunda sermaye gereksinimleri azalır ve karlılıkları artar. Bankalar bu durumda ekonomik sermayenin yeterliliğini sağlamak için kredi portföyü üzerindeki riskleri değerlendirir. Bankalar risk profili kapsamında

173 Guido Ravoet, “Sorunlar ve Fırsatlar: Basel II’nin Genel Değerlendirmesi”, Activeline

Dergisi,http://www.makalem.com/Search/ArticleDetails.asp?nARTICLE_id=1893, (04.03.2011).

87

daha çok bilgiye ihtiyaç duyabilirler. Bütün bu oluşumların ışığında bankaların birçok durumdan etkilenmesi kaçınılmazdır. Çünkü rekabetçi bir ortam, teminatlar karşılığında kredi kullandırılan bir sektör ve piyasa değişikliklerinin çok olduğu bir dünya Basel’de yer alan düzenlemelerden etkilenecektir. Farklı bir anlatımla, Basel II düzenlemeleri, bankaların zayıf ve güçlü yönlerini değiştirecektir. Bu düzenlemenin bankacılık sektörüne ikinci etkisi ise, birleşme ve devralma faaliyetlerinin artabileceği şeklindedir. Basel II’deki mevcut düzenlemelerin, uygulamalar dışında kalan bankalara baskı uygulayacağı düşünülmektedir. 174