• Sonuç bulunamadı

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA

4.4. Ağırlığa Göre Botanik Kompozisyon (%)

4.4.2. Baklagil Oranı (%)

Araştırmada ilk biçimde elde edilen baklagil oranlarına ait varyans analizi sonuçları çizelge 4.9’da verilmiştir.

Çizelge 4.9. Baklagil oranlarına ilişkin varyans analizi sonuçları

Varyans Kaynağı S.D. Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 2 0.342 0.5926 Gübre 2 8.127 14.0808* Hata 4 0.577 Doz 4 16.286 32.2569** Gübre X Doz 8 0.344 0.6814 Hata 24 0.505 C.V. : %18,87, * : P<0,05, ** : P<0,01

Çizelge 4.9.’da görüldüğü gibi, farklı gübre çeşitlerinin botanik kompozisyon içerisindeki baklagil oranına etkisi istatistiksel olarak %5 ihtimal düzeyinde önemli bulunmuştur. Gübre dozlarının botanik kompozisyon içerisindeki baklagil oranına etkisi istatistiksel olarak %1 ihtimal düzeyinde önemli bulunmuştur. Gübrexdoz interaksiyonunun botanik kompozisyon içerisindeki baklagil oranına etkisi istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Gübre çeşitlerinin farklı azot dozlarına ait baklagil ortalamaları çizelge 4.8.’de verilmiştir.

Çizelge 4.10. Baklagil oranı ortalamaları (%)

Azot Dozları Gübre N0 N3 N6 N9 N12 Ortalama Amonyum Nitrat 4.98 4.48 3.46 1.75 1.47 3.23 B Amonyum Sülfat 5.79 5.29 5.12 3.93 2.89 4.60 A Üre 4.62 4.61 4.04 2.06 1.99 3.46 B Ortalama 5.13 A 4.79 A 4.21 A 2.58 B 2.11 B 3.77 LSDGübre: 0.7701 (%5), LSDDoz: 0.9370 (%1)

Çizelge 4.10’da verilen botanik kompozisyon içerisindeki baklagil oranı ortalamaları incelendiğinde tüm değerlerin genel ortalamasının %3.77 olduğu görülmektedir. Denemede elde edilen en yüksek baklagil oranı (%5.79) gübre uygulanmayan (şahit) parselden elde edilmiştir. En düşük baklagil oranı ise (%1.47) 12 kg/da dozunda Amonyum Nitrat gübresi (AN12) uygulanan parselden elde edilmiştir.

%4,60, Ürenin %3,46, Amonyum Nitratın ise %3,23 olduğu ve en yüksek ortalamanın Amonyum Sülfat gübresinden elde edildiği görülmektedir.

Gübre çeşitlerine bağlı olarak %5 önem seviyesinde yapılan LSD analizi sonucuna göre; en düşük baklagil oranı ortalamalarının elde edildiği AN ve Üre gübreleri istatistiksel olarak aynı önem grubu içerisinde yer almakta olup AS gübresi ile aralarında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmaktadır.

Gübre dozlarına bağlı olarak %1 önem seviyesine göre yapılan LSD analizi sonucuna göre; en düşük baklagil oranı ortalamalarının elde edildiği N9 ve N12 gübre

dozları istatistiksel olarak aynı önem grubu içerisinde yer almakta olup diğer gübre dozları ile aralarında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmaktadır.

Araştırmada kullanılan farklı azot gübrelerinin gübre dozlarına bağlı olarak baklagil oranlarında saptanan değişimler şekil 4.13, 4.14 ve 4.15.’te grafiksel olarak verilmiştir.

ġekil 4.13. Buğdaygil oranlarının artan AN dozlarına bağlı olarak değişimi

Şekil 4.13’te görüldüğü gibi 12 kg/da’a kadar yapılan AN gübrelemesi ile baklagil oranında sürekli bir düşüş görülmektedir. Arttırılan her 3 kg/da AN gübre dozuna karşılık dekara baklagil oranında sırasıyla % 0.5, 1.02, 1.71 ve 0.28 oranlarında düşüşler yaşanmıştır. 4.98 4.48 3.46 1.75 1.47 0 1 2 3 4 5 6 N0 N3 N6 N9 N12 B akl ag il Oran ı (% )

Azot Dozu (kg/da)

ġekil 4.14. Baklagil oranlarının artan AS dozlarına bağlı olarak değişimi

Şekil 4.14’te görüldüğü gibi 12 kg/da’a kadar yapılan AS gübrelemesi ile baklagil oranında sürekli bir düşüş görülmektedir. Arttırılan her 3 kg/da AS gübre dozuna karşılık dekara baklagil oranında sırasıyla % 0.5, 0.17, 1.19 ve 1.04 oranlarında düşüşler yaşanmıştır.

ġekil 4.15. Baklagil oranlarının artan Üre dozlarına bağlı olarak değişimi

Şekil 4.15’da görüldüğü gibi 12 kg/da’a kadar yapılan Üre gübrelemesi ile baklagil oranında sürekli bir düşüş görülmektedir. Arttırılan her 3 kg/da Üre gübre dozuna karşılık dekara baklagil oranında sırasıyla % 0.01, 0.57, 1.98 ve 0.07 oranlarında düşüşler yaşanmıştır.

5.79 5.29 5.12 3.93 2.89 0 1 2 3 4 5 6 7 N0 N3 N6 N9 N12 B akl ag il Or an ı ( % )

Azot Dozu (kg/da)

Amonyum Sülfat 4.62 4.61 4.04 2.06 1.99 0 0.5 1 1.5 2 2.5 3 3.5 4 4.5 5 N0 N3 N6 N9 N12 B akl ag il Or an ı ( % )

Azot Dozu (kg/da)

Araştırmada botanik kompozisyona ilişkin bulgularımız bazı çalışmalardan elde bulgular ile benzerlik göstermektedir.

Altın ve Tosun (1977), Erzurum’da yürüttükleri çalışmada 0, 5, 10 ve 15 kg azot uygulanan parsellerde korunga oranı sırasıyla % 36.52, 37.87, 30.87 ve 36.17, buğdaygiller oranı ise yine sırasıyla % 63.48, 62.13, 69.13 ve 63.83 olarak bulunmuştur. Araştırmamıza kıyasla buğdaygil oranının daha düşük ve baklagil oranının daha yüksek değerlerde bulunmasının sebebi başlangıçta mera botanik kompozisyonu içerisinde yer alan baklagil oranının araştırmamıza kıyasla daha yüksek, buğdaygil oranının ise daha düşük olmasıdır.

Bayram (2005), Bursa’da yaptığı çalışmada azot gübrelemesi ile botanik kompozisyondaki baklagil oranı ortalamalarını %19.96 (15 kg/da N ) ve %17.40 (20 kg/da) olarak, buğdaygil oranı ortalamalarını ise %50.41 (15 kg/da N ) ve %57.57(20 kg/da) olarak tespit etmiştir. Araştırmamızda elde ettiğimiz buğdaygil oranının bu araştırmada elde edilene göre daha yüksek baklagillerin de daha düşük olduğu görülmekte olup bu farklılığın temel sebepleri Bayram (2005)’in çalışmasında diğer familyalara da ver vermesi ve başlangıçta bulunan baklagil oranının fazla olmasıdır.

Çomaklı ve ark. (2005), Ardahan ilinde yaptıkları çalışmada botanik kompozisyon içerisindeki buğdaygil oranı artan azot gübre dozu ile %48.1, 56.4, 61.6, 59.0 ve %56.3 olarak tespit edilmiştir. Buğdaygil oranları araştırmamızda tespit edilen buğdaygil oranlarına göre oldukça düşüktür. Bunun sebebi araştırmacının çalışmasını yürüttüğü meranın botanik kompozisyonu içerisinde diğer familyalardan yem bitkilerinin de yer alması ve bu doğrultuda buğdaygil oranlarının düşük olmasıdır.

Parlak (2005), Ankara’da yaptığı çalışmada iki yıllık ortalamalar sonucu botanik kompozisyon içerisinde en yüksek buğdaygil oranını %73.48 olarak tespit etmiştir. Baklagil oranı ise gübresiz parselde %56.56’dan 10 kg/da N gübresi ile %51.28’e düşmüştür. Çalışmamızdaki bulgulara kıyasla baklagil oranlarını daha yüksek, buğdaygil oranlarını daha düşük bulması şeklinde ortaya çıkan bu fark araştırıcının kullandığı yem bitkisi karışımını oluşturan bitkiler, bitkilerin karışımdaki oranları ve ekim yöntemleri ile açıklanabilir.

Yolcu (2005), Erzurum’da yaptığı araştırmada 0, 6, 12 kg/da azot uygulamalarından elde edilen baklagil oranları sırasıyla %46.6, 37.7 ve 37.0 olmuştur. Elde edilen bu değerler araştırmamızda elde ettiğimiz botanik kompozisyon içerisindeki baklagil oranlarından oldukça yüksektir. Bu fark araştırmacının kullandığı yem bitkisi karışımında baklagil oranının araştırmamıza kıyasla çok yüksek olması ile açıklanabilir.

Daşcı (2008), Erzurum’da yürüttüğü araştırmada 0, 5, 10 kg/da N dozları ile elde edilen buğdaygil oranları sırasıyla %51.7 59.1 69.1 olarak bulunmuştur. Elde edilen bu değerler araştırmamızda elde ettiğimiz botanik kompozisyon içerisindeki buğdaygil oranlarından oldukça düşüktür. Bu fark araştırmacının kullandığı meranın botanik kompozisyonunda başlangıçtaki buğdaygil oranının araştırmamıza göre oldukça düşük olması ve diğer familyalardan yem bitkilerini de içeriyor olması ile açıklanabilir.

Lermi (2009), Bartın ilinde yaptığı çalışmada 0, 5, 10, 15, 20 kg/da N dozları ile elde edilen buğdaygil oranları sırasıyla %34.07, 55.16, 53.61, 61.60, 69.93 ve 54.87 olarak bulunmuştur. Elde edilen bu değerler araştırmamızda elde ettiğimiz botanik kompozisyon içerisindeki buğdaygil oranlarından oldukça düşüktür. Bu fark araştırmacının kullandığı meranın botanik kompozisyonunda başlangıçtaki buğdaygil oranının araştırmamıza göre oldukça düşük olması, baklagil oranının yüksek olması ve diğer familyalardan yem bitkilerini de içeriyor olması ile açıklanabilir. Yine araştırmasında 0, 5, 10, 15, 20 kg/da N dozları ile elde edilen baklagil oranları sırasıyla %39.02, 20.21, 12.99, 16.30, 9.30, 19.56 olarak bulunmuştur. Elde edilen bu değerler araştırmamızda elde ettiğimiz botanik kompozisyon içerisindeki baklagil oranlarından oldukça yüksektir. Bu fark araştırmacının kullandığı meranın botanik kompozisyonunda başlangıçtaki baklagil oranının araştırmamıza göre oldukça yüksek olmasıdır.

Altın ve ark. (2010), Tekirdağ ilinde yürüttükleri araştırmada botanik kompozisyon içerisinde buğdaygil oranları ortalamasını taban merada gübreleme öncesi %50.3 gübreleme sonrası % 51.0, kıraç merada ise sırasıyla %54.4 ve %58.4 olarak bulunmuştur. Araştırmacının buğdaygil oranında tespit ettiği oranlar ve artış miktarı çalışmamızdan elde ettiklerimizle kıyaslandığında bir hayli düşük kalmaktadır. Çalışmamızda botanik komposizyon içerisindeki buğdaygil oranının ve artışın bu araştırmacının saptadığı bulguların üzerinde çıkmasına neden olarak merada başlangıçta botanik komposizyonda var olan baklagil yem bitkilerinin fazla olması, yine botanik

komposizyonda diğer familyalardan bitkilerin olması sıralanabilir. Bunun yanında botanik kompozisyon içerisindeki baklagil oranının artması araştırmamızla elde edilen bulgularla çelişmektedir. Altın ve ark. (2010) çalışmasında taban ve kıraç merada gübreleme öncesi ve sonrası elde edilen baklagil oranlarını taban ve kıraçta sırasıyla %31.3, %34.8 ve %15.8, %19.7 olarak bildirmiştir. Baklagil oranında yaşanan bu artış kompoze gübre kullanması ve başlangıçta botanik kompozisyon içerisindeki baklagil oranının yüksek olması olarak açıklanabilir.

Orhan (2010), Karaman ilinde yaptığı çalışmada 0, 2.5, 5.0, 7.5, 10 kg/da azot dozları ile elde edilen buğdaygil oranları sırasıyla %20.11, 49.22, 65.94, 78.77, 76.94 olarak bulunmuştur. Elde edilen bu değerler araştırmamızda elde ettiğimiz botanik kompozisyon içerisindeki buğdaygil oranlarından oldukça düşüktür. Bu fark araştırmacının kullandığı meranın botanik kompozisyonunda başlangıçtaki buğdaygil oranının araştırmamıza göre oldukça düşük olması ve diğer familyalardan yem bitkilerini de içeriyor olması ile açıklanabilir.

Araştırma sonuçlarından görüleceği üzere meranın botanik kompozisyonu suni meralarda ekilen tohumların oranlarına, tabii meralarda ise bölgedeki vejetasyonun kullanım ve bitki zenginliğine göre değişmekte ve farklılık göstermektedir.

4.5. Ham Protein Oranı (%)

Araştırmada ilk biçimde elde edilen ham protein oranlarına ait varyans analizi sonuçları çizelge 4.11’de verilmiştir.

Çizelge 4.11. Ham protein oranlarına ilişkin varyans analizi sonuçları

Varyans Kaynağı S.D. Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 2 12.204 6.8132 Gübre 2 12.447 6.9492* Hata 4 1.791 Doz 4 26.917 30.2261** Gübre X Doz 8 3.671 4.1229** Hata 24 0.891 C.V. : %11,93, * : P<0,05, ** : P<0,01

Çizelge 4.11’de görüldüğü gibi, farklı gübre dozlarının ve gübrexdoz interaksiyonunun ham protein oranına etkisi istatistiksel olarak %1 ihtimal düzeyinde çok önemli bulunmuştur. Gübre çeşitlerinin ise ham protein oranına etkisi istatistiksel

olarak %5 ihtimal düzeyinde çok önemli bulunmuştur. Gübre çeşitlerinin farklı azot dozlarına ait ham protein oranı ortalamaları çizelge 4.12’de verilmiştir.

Çizelge 4.12. Ham protein oranı ortalamaları (%)

Azot Dozları

Gübre N0 N3 N6 N9 N12 Ortalama

Amonyum Nitrat 6.62 DEFG 7.18 DEFG 7.48 DEFG 8.12 CDEF 12.67 A 8.42 A

Amonyum Sülfat 5.62 G 6.09 FG 6.36 EFG 7.94 DEF 8.30 BCDE 6.86 B

Üre 5.53 G 7.46 DEFG 8.77 BCD 10.40 B 10.13 BC 8.46 A

Ortalama 5.92 D 6.91 CD 7.54 C 8.82 B 10.37 A 7.91

LSDGübre: 1.357 (%5), LSDDoz: 1.245 (%1), LSDGübreXdoz: 2.156 (%1)

Çizelge 4.12’de verilen ham protein oranı ortalamaları incelendiğinde tüm değerlerin genel ortalamasının %7.91 olduğu görülmektedir. Denemede elde edilen en yüksek ham protein oranı (%12.67) 12 kg/da dozunda Amonyum Nitrat gübresi (AN12)

uygulanan parselden elde edilmiştir. En düşük ham protein oranı ise (%5.53) gübre uygulanmayan (şahit) parselden elde edilmiştir. Gübre çeşitlerine ait ham protein oranı ortalamalarına bakıldığında Ürenin %8,46, Amonyum Nitratın %8,42, Amonyum Sülfatın ise %6,86 olduğu ve en yüksek ortalamanın Üre gübresinden elde edildiği görülmektedir.

Gübre çeşitlerine bağlı olarak %5 önem seviyesinde yapılan LSD analizi sonucuna göre; en yüksek ham protein oranı ortalamalarının elde edildiği AN ve Üre gübreleri istatistiksel olarak aynı önem grubu içerisinde yer almakta olup AS gübresi ile aralarında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmaktadır.

Gübre dozlarına bağlı olarak %1 önem seviyesine göre yapılan LSD analizi sonucuna göre; en yüksek ham protein oranı ortalamasının elde edildiği N12 gübre dozu

ile diğer gübre dozları aralarında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmaktadır. Gübrexdoz interaksiyonuna bağlı olarak %1 önem seviyesine göre yapılan LSD analizi sonucuna göre; en yüksek ham protein oranı ortalamasının elde edildiği Amonyum Nitrat gübresinin 12 kg/da (N12) dozundaki interaksiyon ile diğer gübrexdoz

interaksiyonları arasında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmaktadır.

Araştırmada kullanılan farklı azot gübrelerinin gübre dozlarına bağlı olarak ham protein oranlarında saptanan değişimler şekil 4.16, 4.17 ve 4.18’de grafiksel olarak verilmiştir.

ġekil 4.16. Ham protein oranlarının artan AN dozlarına bağlı olarak değişimi

Şekil 4.16’da görüldüğü gibi 12 kg/da’a kadar yapılan AN gübrelemesi ile ham protein oranında sürekli bir artış görülmektedir. Arttırılan her 3 kg/da AN gübre dozuna karşılık dekara ham protein oranında sırasıyla % 0.56, 0.3, 0.64 ve 4.55 değerlerinde artışlar yaşanmıştır.

ġekil 4.17. Ham protein oranlarının artan AS dozlarına bağlı olarak değişimi

Şekil 4.17’de görüldüğü gibi 12 kg/da’a kadar yapılan AS gübrelemesi ile ham protein oranında sürekli bir artış görülmektedir. 12 kg/da dozuna kadar arttırılan her 3 kg/da AS gübre dozuna karşılık dekara ham protein oranında sırasıyla % 0.47, 0.27, 1.58 ve 0.36 değerlerinde artışlar yaşanmıştır.

6.62 7.18 7.48 8.12 12.67 0 2 4 6 8 10 12 14 N0 N3 N6 N9 N12 H am Pr o te in Or an ı ( % )

Azot Dozu (kg/da)

Amonyum Nitrat 5.62 6.09 6.36 7.94 8.3 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 N0 N3 N6 N9 N12 H am Pr o te in Or an ı ( % )

Azot Dozu (kg/da)

ġekil 4.18. Ham protein oranlarının artan Üre dozlarına bağlı olarak değişimi

Şekil 4.18’de görüldüğü gibi 9 kg/da’a kadar yapılan Üre gübrelemesi ile ham protein oranında sürekli bir artış görülmektedir. Artırılan her 3 kg/da Üre gübre dozuna karşılık dekara ham protein oranında sırasıyla %1.93, 1.31 ve 1.63 değerlerinde artışlar yaşanmıştır. 12 kg/da dozunda ise % 0.27 değerinde düşüş görülmektedir.

Araştırmada ham protein oranına ilişkin elde edilen bulgular, Bakır (1985), Gençkan (1985), Gökkuş (1989), Gülcan ve ark. (1997), Sağlamtimur ve ark. (2001), Parlak (2005), Yolcu (2005), Daşcı (2008), Yavuz ve ark. (2008), Orhan (2010), Yolcu ve ark. (2010), Alatürk (2012) tarafından elde bulgular ile benzerlik göstermektedir. Bu çalışmalarda belirtilen ham protein oranları ile araştırmamızda elde ettiğimiz veriler arasında tespit edilen bazı rakamsal farklılıklara ve bu farklılığa sebep olan faktörlere aşağıda değinilmiştir. Protein oranları kullanılan gübrelere göre değişmekle birlikte elde edilen diğer verilere göre çok fazla değişkenlik gösteremediğinden daha yakın bulunmuştur.

Parlak (2005), Ankara’da yaptığı çalışmada elde ettiği ham protein oranları 0, 5, 10 kg/da N dozlarına göre sırasıyla otlak ayrığı için %11.26 13.05 ve 14.06, kılçıksız brom için %11.43, 12.36 ve %14.03, 16.92, 17.04 ve 18.96 olarak tespit edilmiştir. Bu fark araştırıcının kullandığı yem bitkisi karışımını oluşturan bitkiler, karışımdaki baklagil oranları, ekim yöntemleri ve toprak yapısı ile açıklanabilir.

Yolcu (2005), Erzurum’da yürüttüğü araştırmada 0, 6 ve 12 kg/da N uygulamaları sonucunda karışımdaki ham protein oranları sırası ile %18,78, %19,72 ve %20,90 olarak belirlenmiştir. Elde edilen bu değerler araştırmamızdan elde ettiğimiz

5.53 7.46 8.77 10.4 10.13 0 2 4 6 8 10 12 N0 N3 N6 N9 N12 H am Pr o te in Or an ı ( % )

Azot Dozu (kg/da)

ham protein oranlarından oldukça yüksektir. Bu fark araştırmacının kullandığı mera karışımında bir buğdaygil ve bir baklagil yem bitkisi olması, dolayısıyla da baklagil oranının yüksek olması ile açıklanabilir.

Daşcı (2008), Erzurum’da yaptığı çalışmada 0, 5 ve 10 kg/da N uygulamaları sonucunda karışımdaki ham protein oranları sırası ile %10.49, %10.53 ve %10.72 olarak belirlenmiştir. Elde edilen bu değerler araştırmamızdan elde ettiğimiz ham protein oranlarından az oranda yüksektir. Bu fark araştırmacının kullandığı merada baklagil oranının yüksek olması ile açıklanabilir.

Yavuz ve ark. (2008), Tokat ilinde yürüttükleri araştırmada suni merada iki yılın ortalaması olarak faklı gübreleme uygulamaları ile elde ettiği bulgular sırasıyla %13.55, 12.86, 11.94, 13.15 şeklindedir. Bu sonuçlar araştırmamızda elde edilen bulguların üzerindedir. Bu fark araştırmacının denemesini yürüttüğü merada var olan baklagil oranının yüksek olması, azotun kompoze gübre şeklinde ve iki yıl kullanılmasıyla açıklanabilir.

Alatürk (2012), Çanakkale ilinde yürüttüğü araştırmada elde edilen en yüksek ham protein oranları sırasıyla %12.1, 14.6 ve 16.0 şeklindedir. Çalışmamızda elde ettiğimiz ortalamaların üzerinde olan bu değerlerin yarattığı fark kompoze gübre kullanılması ve botanik kompozisyon içerisindeki buğdaygil oranın araştırmamıza kıyasla yüksek olmasından kaynaklanmaktadır.

4.6. Ham Protein Verimi (kg/da)

Araştırmada ilk biçimde elde edilen ham protein verimlerine ait varyans analizi sonuçları çizelge 4.13’te verilmiştir.

Çizelge 4.13. Ham protein verimlerine ilişkin varyans analizi sonuçları

Varyans Kaynağı S.D. Kareler Ortalaması F Değeri

Tekerrür 2 111.479 10.2870 Gübre 2 81.671 7.5364* Hata 4 10.837 Doz 4 298.661 27.9218** Gübre X Doz 8 28.022 2.6198* Hata 24 10.696 C.V. : %24.91, * : P<0,05, ** : P<0,01

Çizelge 4.13’te görüldüğü gibi, farklı gübre dozlarının ham protein verimine etkisi istatistiksel olarak %1 ihtimal düzeyinde çok önemli bulunmuştur. Gübre çeşitlerinin ve gübrexdoz interaksiyonunun ham protein verimine etkisi ise istatistiksel olarak %5 ihtimal düzeyinde çok önemli bulunmuştur. Gübre çeşitlerinin farklı azot dozlarına ait ham protein verimi ortalamaları çizelge 4.13’de verilmiştir.

Çizelge 4.14. Ham protein verimi ortalamaları (kg/da)

Azot Dozları

Gübre N0 N3 N6 N9 N12 Ortalama

AN 7.33 GH 9.69 EFGH 12.78 DEFG 17.03 BCD 28.09 A 14.99 A

AS 6.12 H 7.99 GH 9.50 FGH 15.07 BCDE 13.89 DEF 10.51 B

Üre 6.26 H 9.60 EFGH 14.04 CDEF 20.13 B 19.46 BC 13.90 A

Ort. 6.57 C 9.09 BC 12.10 B 17.41 A 20.48 A 13.13

LSDGübre: 3.337 (%5), LSDDoz: 4.312 (%1), LSDGübreXdoz: 5.551 (%5)

Çizelge 4.14’te verilen ham protein verimi ortalamaları incelendiğinde tüm değerlerin genel ortalamasının 13.13 kg/da olduğu görülmektedir. Denemede elde edilen en yüksek ham protein verimi (28.09 kg/da) 12 kg/da dozunda Amonyum Nitrat gübresi (AN12) uygulanan parselden elde edilmiştir. En düşük ham protein verimi ise

(6.12 kg/da) gübre uygulanmayan (şahit) parselden elde edilmiştir. Gübre çeşitlerine ait ham protein verimi ortalamalarına bakıldığında Amonyum Nitratın 14.99 kg/da, Ürenin 13.90 kg/da, Amonyum Sülfatın ise 10.51 kg/da olduğu ve en yüksek ortalamanın Amonyum Nitrat gübresinden elde edildiği görülmektedir.

Gübre çeşitlerine bağlı olarak %5 önem seviyesinde yapılan LSD analizi sonucuna göre; en yüksek ham protein verimi ortalamalarının elde edildiği AN ve Üre gübreleri istatistiksel olarak aynı önem grubu içerisinde yer almakta olup AS gübresi ile aralarında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmaktadır.

Gübre dozlarına bağlı olarak %1 önem seviyesine göre yapılan LSD analizi sonucuna göre; en yüksek ham protein verimi ortalamasının elde edildiği N9 ve N12

gübre dozları istatistiksel olarak aynı önem grubu içerisinde yer almakta olup diğer gübre dozları aralarında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmaktadır.

Gübrexdoz interaksiyonuna bağlı olarak %5 önem seviyesine göre yapılan LSD analizi sonucuna göre; en yüksek ham protein verimi ortalamasının elde edildiği Amonyum Nitrat gübresinin 12 kg/da (N12) dozundaki interaksiyon ile diğer gübrexdoz

Araştırmada kullanılan farklı azot gübrelerinin gübre dozlarına bağlı olarak ham protein verimlerinde saptanan değişimler şekil 4.19, 4.20 ve 4.21’de grafiksel olarak verilmiştir.

ġekil 4.19. Ham protein verimlerinin artan AN dozlarına bağlı olarak değişimi

Şekil 4.19’da görüldüğü gibi 12 kg/da’a kadar yapılan AN gübrelemesi ile ham protein veriminde sürekli bir artış görülmektedir. Arttırılan her 3 kg/da AN gübre dozuna karşılık dekara ham protein veriminde sırasıyla 2.36, 3.09, 4.25 ve 11.06 kg/da değerlerinde artışlar yaşanmıştır.

ġekil 4.20. Ham protein verimlerinin artan AS dozlarına bağlı olarak değişimi

Şekil 4.20’de görüldüğü gibi 9 kg/da’a kadar yapılan AS gübrelemesi ile ham protein oranında sürekli bir artış görülmektedir. 9 kg/da dozuna kadar arttırılan her 3

7.33 9.69 12.78 17.03 28.09 0 5 10 15 20 25 30 N0 N3 N6 N9 N12 H am Pr o te in Ve ri m i ( kg/d a)

Azot Dozu (kg/da)

Amonyum Nitrat 6.12 7.99 9.50 15.07 13.89 0 2 4 6 8 10 12 14 16 N0 N3 N6 N9 N12 Ham Pr o te in Ve ri m i ( kg/d a)

Azot Dozu (kg/da)

kg/da AS gübre dozuna karşılık dekara ham protein veriminde sırasıyla 1.87, 1.51 ve 5.57 kg/da değerlerinde artışlar yaşanmıştır. 12 kg/da dozunda ise 1.18 kg/da düşüş görülmektedir.

ġekil 4.21. Ham protein verimlerinin artan Üre dozlarına bağlı olarak değişimi

Şekil 4.21’de görüldüğü gibi 9 kg/da’a kadar yapılan Üre gübrelemesi ile ham protein veriminde sürekli bir artış görülmektedir. Arttırılan her 3 kg/da Üre gübre dozuna karşılık dekara verilen saf azot miktarına paralel olarak ham protein veriminde sırasıyla 3.34, 4.44 ve 6.09 kg/da artışlar tespit edilmiştir.

Araştırmada ham protein verimine ilişkin elde ettiğimiz değerler diğer çalışmalarda belirtilen ham protein verimleri ile bazı rakamsal farklılıklara ve bu farklılığa sebep olan faktörlere aşağıda değinilmiştir.

Aksu ve ark. (2002), Konya’da yürüttükleri çalışmada, araştırma konuları içerisinde 0, 9, 18 kg/da azot gübrelemesine ait ham protein verimlerimi sırasıyla 135.97, 168.20 ve 159.90 kg/da olarak tespit etmişlerdir. Bu değerler araştırmamızda bir biçimden elde edilen değerlerin çok üzerindedir. Aradaki bu fark araştırmacıların elde ettiği değerlerin 2 yıllık olması, yıllık verimler olması ve kuru ot verimi değerlerinin çok yüksek olmasından kaynaklanmaktadır.

Parlak (2005), Ankara’da yaptığı çalışmada gübre uygulaması ile ham protein verimi çok önemli seviyede attığını bildirmiştir. Gübresiz parsellerde (N0) ham protein

6.26 9.60 14.04 20.13 19.46 0 5 10 15 20 25 N0 N3 N6 N9 N12 H am Pr o te in Ve ri m i ( kg/d a)

Azot Dozu (kg/da)

verimi 47.32 kg/da olurken, 5 kg N/da uygulamasında 53.56 kg/da ve 10 kg N/da gübre uygulamasında ise 63.60 kg/da olarak ölçülmüştür. Bu değerler araştırmamızda elde edilen değerlerden yüksektir. Bu fark denememizden elde edilen verilerin tek yıllık

Benzer Belgeler