• Sonuç bulunamadı

BAĞIMSIZ DENETİMDE ETİK KURALLAR Bağımsız Denetçi Tanımı

Bağımsız denetçi, belirli eğitimleri tamamlayarak, mesleki tecrübe edinmiş, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerinin rehberliğinde denetim faaliyetini kendine meslek edinmiş, tek olarak veya bir denetim işletmesinde denetim hizmeti icra eden kişidir (Sağlar ve Tuan, 2009: 350).

153

Bağımsız denetçi, finansal tabloları etkileyen hata ve hileleri ortaya çıkararak, bu tabloların doğru olup olmadığına ilişkin bilgilerin taraflara sunulmasından sorumludur. Bu sorumluluk çerçevesinde, bağımsız denetçi, çalışmalarında mesleki şüphecilik ilkesini göz önünde bulundurmalı, yatırımcıların ve ortakların kararlarında etkili olabilecek makul bir güvence elde etmelidir (Selimoğlu, 1997:

35).

Bağımsız denetçi, bağımsız denetim faaliyeti icra etmek üzere bağımsız olarak çalışan, belirli ilke ve kurallar çerçecesinde finansal tabloların doğruluğun araştıran, 3568 sayılı yasa ile Yeminli Mali Müşavir (YMM) veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM)’lere Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) tarafından denetim yetkisi verilen kişidir (Dal ve Çalış, 2013: 98).

Bağımsız Denetim-Etik İlişkisi

Avrupa’da ve ABD’de muhasebe ve denetim alanında ortaya çıkan skandallar, bu şirketlere ilişkin muhasebe ve denetim başarısızlıklarını da gündeme getirmiş ve etik değerler önem kazanmıştır (Zakaria vd., 2010: 44). Bu skandallar bağımsız denetime yönelik etik davranışlar hususunda toplumsal farkındalığa neden olmuş, muhasebe ve denetim başarısızlıkları, bağımsız denetime ilişkin saygıyı, güveni azaltarak denetim mesleğinin prestijini zedelemiştir (Kung ve Huang, 2013: 479). Denetçiler belirlenen kurallara ve standartlara bağlı kalmayarak, müşterilerinin isteklerini yerine getirmeye ve kendi menfaatlerini karşılamaya çalışmakla suçlanmışlardır. Bu skandallar, etik çerçevesinde değerlendirildiğinde; denetçilerin düzenlemelere ve standartlara bağlı kalmayı savunan deontolojik etik kurallarının tersine, belli bir grubun çıkarlarını gözeterek, mutluluk ve sonuç odaklı teleolojik etik çerçevesinde hareket ettikleri gözlemlenmiştir (Zakaria vd., 2010: 45). Ülkemizde bağımsız denetçilerin yapmış oldukları denetimler sonucu ortaya çıkan denetim raporları, genelde olumlu olmasına rağmen özellikle bankacılık sektörüne ilişkin skandallar, denetimde kalite ve meslek etiği gibi kavramların tartışılmasına yol açmıştır (Dinç ve Cengiz, 2014: 225).

Sermaye piyasalarının etkin ve güvenilir olmasında, finansal tabloların bağımsız denetçiler tarafından denetlenmesi önemli bir yer teşkil etmektedir. Toplum, finansal sistemin etkin bir şekilde işleyişi için bağımsız denetçilere güvenilir finansal tablolar oluşturma hususunda önemli roller yüklemiştir (Duska, 2005:

21).

Aktif finans piyasasında işlem yapmak isteyenler, gerçek ve doğru finansal tablo bilgilerine göre karar vermek isterler. Burada denetçinin rolü, finansal tabloların doğruluğuna ilişkin beyandır (Duska, 2005: 22).

Serbest piyasanın hâkim olduğu ekonomik sistemde, fonların verimli bir şekilde kullanılması büyük önem arzetmektedir. Serbest piyasa ekonomisinde,

154

yatırımcıların yatırımlarını asimetrik bilgi çerçevesinde yaptıkları varsayılmakta, bu sebeple finansal tabloların denetimi sayesinde, çıkarı olan tüm paydaşlara yönelik bir güvencenin verilmesi amaçlanmaktadır (Campbell, 2005: 90).

Finansal tabloların doğru ve güvenilir olması hususunda etiksel yükümlülükleri olan denetçiler, denetim faaliyetlerini icra ederken, kamuya karşı sorumlulukları vardır. Bağımsız denetçiler sadece müşterilerine değil ülke ekonomisine de hizmet etmektedirler (Gunz ve McCutcheon, 1991: 778). Denetim, yatırımcılara güvence sağlayan bir kamu hizmeti olarak düşünülmekte, bu sebeple denetçiler denetim faaliyetlerini dürüstlük, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerini göz önünde bulundurarak yerine getirmeleri gerekmektedir (Shadmehr ve Moradi, 2013: 1). Denetçi, her ne kadar yapmış olduğu hizmetin ücretini müşterisinden alsa da denetçinin önceliği kamu ve üçüncü tarafların çıkarlarını gözetmek olmalıdır. Bu bağlamda denetim hizmet sözleşmeleri diğer sözleşmelerden farklı olmakta ve denetçi ücret aldığı müşterisini değerlendirerek görüşlerini kamuya ve üçüncü taraflara sunmaktadır (Ashbaugh, 2004: 144).

Denetim hizmetlerinde meydana gelen etiksel sorunlar, yatırımcılara ve hissedarlara sadece paralarını değil aynı şekilde güvenlerini de kaybettirmektedir (Campbell, 2005: 90).

Etik ilkeler gözetilerek yapılan denetimin neticesinde, halka açık işletmelerin performanslarına yönelik doğru ve güvenilir bilgilerin var olduğuna dair inanç canlanacak, kamu güveni artacaktır (Campbell, 2005: 91).

Denetçilerin etik konuları iki perspektiften ele alınabilir. Birincisi, denetim mesleğinin etik değerlerini ilgilendiren, denetim faaliyetleri sırasında dürüstlük, tarafsızlık ilkeleri çerçevesinde hareket edilmesini gerektiren “içeriden bakış”

olarak da adlandırılan perspektiftir. İkincisi ise, müşterilerin etik değerleri anlaması, değerlendirmesi ve etik değerlere karşılık vermesi şeklinde olan,

“değerlendirme” olarak adlandırılan perspektiftir (Martin, 2007: 5).

Bağımsız Denetim Etiğine İlişkin Düzenlemeler

Denetçinin, denetlediği kuruluştan bağımsız ve mesleğin yürütülmesine yönelik mesleki birikime sahip olması, bağımsız denetim mesleğinin en önemli ilkelerindendir. Avrupa’da ve ABD’de yaşanan işletme skandallarından sonra, bağımsız denetim firmaları ile müşteri firmaları arasında “denetim görüşü alışverişi”

(opinion shopping) yapıldığına yönelik iddialar, bağımsızlık ve etik ilkelerin önemini artırmıştır (Uzay 2004, 435-485).

Finansal tablolarda, işletmenin finansal durumu, performansı, nakit akımı, kâr-zararı, varlıkları, kaynakları vb. bilgiler yer almakta ve finansal tablolar belirli bir dönem (genelde 12 ay) için hazırlanmaktadır. Bu bilgiler, genel kabul görmüş muhasebe ilkerine, muhasebe standartlarına, değerleme ölçülerine ve diğer yasal düzenlemelere göre tespit edilmektedir. Fakat bu kurallar ve değerleme ölçüleri

155

ilke bazlı oldukları için esnek olmakta bu sebeple bazı eksiklikler ortaya çıkabilmektedir (Ocak ve Güçlü, 2014: 133). Bağımsız denetim firması, herhangi bir kurum ve kuruluşla ilişkisi olmaksızın bir serbest meslek faaliyeti olarak finansal tabloların denetim hizmetini yerine getirmektedir. Bu sebeple bu hizmeti gerçekleştiren meslek mensupları “dış denetçi/bağımsız denetçi”;

gerçekleştirilen mesleki faaliyet de “muhasebe denetimi/finansal tablo denetimi/bağımsız denetim” olarak isimlendirilmektedir. Denetimin gerçek fonksiyonu, bağımsız denetçilerin, bağımsız ve güvenilir olmalarına odaklanmıştır (Yılancı,Yıldız ve Kiracı, 2013: 6).

SPK tarafından 2006 yılında yayımlanan Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standartları Hakkında Tebliğ (Seri:X, No:22)’in ikinci kısım üçüncü bölümünde, bağımsız denetim kuruluşlarının ve bağımsız denetçilerin uyması gereken etik ilkeler düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre etik ilkeler sekiz ana başlıkta ele alınmıştır.

Bu İlkeler:

Mesleki şüphecilik (11. mad.): Bağımsız denetçi, finansal tablolarda sunulan bilgilerin kesin doğru bilgiler olmadığını, önemli bir yanlışlıklar da içerebileceğini göz önünde bulundurarak, denetimini mesleki şüphecilik ikesiyle yerine getirmelidir.

Bağımsızlık (12. mad.): Bağımsız denetçi, denetim hizmetini bağımsız olarak yerine getirmelidir. Bağımsız denetçilerin dürüst, tarafsız ve güvenilir olması yanında, bağımsızlıklarını zedeleyebilecek özel durumlarının da ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Bağımsızlığı ortadan kaldıran durumlar (13. mad.): Bağımsızlığın zedelendiğine dair bir şüphe oluşması durumunda bağımsızlığın ortadan kalkmış olduğu kabul edilir.

Mesleki özen ve titizlik (14. mad.): Bağımsız denetim kuruluşu veya denetçilerin, denetimin planlanması, yürütülmesi, sonuçlandırılması nihayetinde bağımsız denetim raporunun hazırlanması aşamalarında gerekli mesleki özen ve titizliği göstermeleri gerekmektedir.

Ticaret ve mesleğe aykırı faaliyet yasağı (15. mad.): Bağımsız denetim kuruluşları ve bağımsız denetçiler; ticari, sınai ve zirai hiçbir faaliyet yapamazlar. Ticari işletmelerin yönetim kurulu başkanlığı, üyeliği, genel müdür ve genel müdür yardımcılığı gibi önemli sorumluluk taşıyan görevlerde bulunamazlar.

Reklam yasağı (16. mad.): Bağımsız denetim kuruluşları ve denetçiler, iş elde etme maksadıyla reklam sayılabilecek hiçbir faaliyette bulunamazlar ve iş öneremezler.

156

Sır saklama yükümlülüğü (17. mad.): Bağımsız denetim kuruluşları ve denetçiler, bütün çalışanları ile ve dışarıdan hizmet verenler, işleri dolayısıyla elde ettikleri gizli bilgileri açıklayamazlar, bu gizli bilgileri kendilerinin ve üçüncü kişilerin çıkarları için kullanamazlar.

Karşılıklı ilişkiler ve haksız rekabet yasağı (18. mad.): Bağımsız denetim kuruluşları ve denetçiler, denetim hizmetlerini olumsuz yönde etkileyebilecek ve zarar verebilecek şekilde karşılıklı ilişkilerde bulunamazlar ve rekabete giremezler.

Özellikle ücret, eleman ve iş alma gibi hususlarda mesleki prensiplere, denetim standartlarına ve teamüllere aykırı davranışlarda bulunamazlar.

Ülkemizde bağımsız denetime ilişkin etik ilkeler birden çok kurum tarafından değişik tarihlerde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler Tablo 1’de verilmiştir.

Ülkemizde muhasebe ve denetim alanında standart oluşturma yetkisinin tek elde toplanması amacıyla 2011 yılında KGK kurulmuş ve bu yetki KGK’ya verilmiştir.

KGK tarafından yayımlanan “Bağımsız Denetçiler İçin Etik Kurallar”a ilişkin ilkeler aşağıdaki gibidir (KGK, 2021).

Dürüstlük: Denetçiler denetim hizmetlerini icra ederken doğru, dürüst ve güvenilir olma sorumluluğuna sahip olmalıdır.

Tarafsızlık: Denetçilerin önyargıları, menfaat çatışmaları veya başkalarının nüfuzları, meslek veya işle ilgili düşüncelerini ve kararlarını etkilemesine izin vermemelidir.

Mesleki Yeterlilik ve Özen: Müşterilerin yeterli denetim hizmetlerini almalarını sağlamak için yeterli bilgi ve beceri birikimine sahip olma, denetim faaliyetleri sırasında, yürürlükteki teknik ve mesleki standartlara uygun bir şekilde hareket etme ilkesidir.

Sır Saklama (Gizlilik): Denetim hizmeti süresince elde edilen bilgilerin gizliliğini gözeterek, bu tür bilgileri açıklamama ve kendisinin veya üçün kişilerin menfaatleri için kullanmama ilkesidir. Söz konusu bilgiler, yasal bir zorunluk veya mesleki bir hak veya görevin mevcut olması durumunda açıklanabilmektedir.

Mesleğe Uygun Davranış: İlgili yasal düzenlemelere uyma ve mesleğin onurunu zedeleyecek her türlü davranış ve fiilden kaçınma ilkesidir. Bu ilke, meslek onurunun kötü yönde etkilenmesi neticesine varacak tüm faaliyetleri içermektedir.

157

Tablo 1 : Bağımsız Denetime İlişkin Etik İlkeleri Düzenleyen Kurumlar

KURUM/KANUN ESAS ALINAN DÜZENLEME İLKELER

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu TÜRMOB;

“Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Müşavirlerin Meslek Faaliyetlerinde Uyacakları Etik İlkeler Hakkında Yönetmelik”

Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsünün (III A) Meslek Ahlak Kuralları Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu (IFAC) bünyesindeki Uluslararası Muhasebe Meslek Mensupları Etik Standartlar Kurulu (IESBA) tarafından yayınlanan “Muhasebe Meslek Mensupları İçin Etik Kurallar”

Dürüstlük, Tarafsızlık, Nesnellik, Bağımsızlık, Gizlilik, Yetkinlik (Ehil olma) Mesleki Özen ve Yeterlilik

BDDK SPK “Bağımsız Denetim Kuruluşları ve Bağımsız Denetçilerin Uyacakları Etik İlkeler”

Bağımsız Denetim Yönetmeliği Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standartları

Dürüstlük, Tarafsızlık, Güvenilirlik, Saydamlık Toplumsal Yararın Gözetilmesi Mesleki Şüphecilik, Bağımsızlık, Mesleki Özen ve Titizlik, Ticaret ve Mesleğe Aykırı Faaliyet Yasağı, Reklam Yasağı, Sır Saklama Yükümlülüğü,

Karşılıklı İlişkiler ve Haksız Rekabet Kamu Gözetimi Kurulu Uluslararası Denetim Standartları Dürüstlük, Tarafsızlık Mesleki

Yeterlilik ve Özen Sır Saklama Mesleğe Uygun Davranış

Kaynak: (Alkan, 2018: 139)

158

Faizsiz Finans Kuruluşlarının Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler için Etik Kurallar

Uluslararası bir kuruluş olan, İslami Finans Kuruluşları Muhasebe ve Denetim Kuruluşu (AAOIFI) tarafından hazırlanan “Faizsiz Finans Kuruluşlarının (FFK) Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler için Etik Kurallar ve Standartları”, KGK tarafından Türkçe’ye çevrilerek 14 Aralık 2019 tarihli 30978 sayılı resmi gazetede yayımlanmış ve 01.01.2020’den itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe girmiştir (KGK, 2021).

Yürürlüğe giren denetçiler için etik standartlar 7 bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölüm olan giriş kısmında, muhasebe ilminin önemi ve fıkhi ilkelere bağlı kalmanın farkındalığı ele alınmıştır. İkinci bölümde etik kuralların amaçları, üçüncü bölümde etik kuralların yapısı, dördüncü bölümde etik ilkelerin dini dayanakları, beşinci bölümde denetçiler için etik ilkeler, altıncı bölümde denetçiler için etik davranış kuralları yer almakta, son bölümde ise yürürlüğe ilişkin bilgiler yer almaktadır (Çetin, 2020: 76-78).

Faizsiz finans kuruluşlarının bağımsız denetimini yürütecek denetçiler, ilgili finans kuruluşlarının mali tablolarını, iş ve işlemlerini sadece finansal raporlama standartları bakımından değil fıkhi ilkelere uygunluk bakımından da gözetlemekle yükümlüdürler. Fıkhi ilkelere uygunluk açısından olumsuz bir tespit olduğu takdirde bağımsız denetim raporlarını buna göre oluşturmaları gerekmektedir.

Muhasebe; İslam toplumunda bireyler arasındaki ilişkileri ve düzeni sağlayan fıkhi hükümlerin uygulanmasında, bireylerin sahip olduğu hakların kaydedilmesi, ölçülmesi, değerlendirilmesi ve bu hakların adaletli bir şekilde paylaştırılması için Müslüman toplumun bir kısmının öğrenme mecburiyetinde olduğu (farzı kifaye) bir ilimdir.

Muhasebe, mali nitelikteki olay ve işlemlere ait verileri para ile ifade edilmiş şekilde veya ihtiyaç duyulan sayısal verileri toplayan, bu verileri üçüncü kişilerin gereksinim ve amaçlarını da dikkate alarak kaydeden, sınıflandıran, özetleyerek rapor eden ve ortaya çıkan sonuçları yorumlayarak analiz eden ve bu raporları ilgililere sunan, bilimsel bir bilgi sağlama yöntemi olarak tanımlanabilir.

Muhasebede oluşturulan verilerin doğru, tarafsız ve güvenilir olması, üçüncü kişilerin doğru kararlar almasında büyük önem arz etmektedir. Bu hususta muhasebeciler büyük sorumluluk taşımaktadırlar. Ayrıca işletme denetiminin tarafsız, güvenilir ve mesleğinde uzman kişiler tarafından yapılması verilerin güvenirliliğini daha da artıracaktır. Etkin bir yönetim için iyi işleyen muhasebe

159

ve denetim sisteminin olması gerekmektedir. İşletmede üretilen finansal verilerinin, denetim standartlarına göre incelenerek denetlenmesi, muhasebe verilerinin güvenirliğini artırmaktadır. Bu bağlamda muhasebe denetimi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde iktisadi yapının vazgeçilmez bir parçası durumundadır. Denetçi tarafından oluşturulan denetim raporları, öncelikle sermaye piyasası yatırımcıları olmak üzere, güvenilir bilgiye gereksinim duyan bütün tarafları ilgilendirmektedir. Kurum ve kuruluşlarda denetim işlevi oldukça önemli olmakta ve bu durum muhasebe gerekliliğini beraberinde getirmekte muhasebesiz denetim olmamaktadır. Bu sebeple muhasebe ve denetim biribirleriyle etkileşim içinde olan iki kavramdır (Demir, 2015: 342-348).

Muhasebe ilminde adalet kavramı, önyargı taşımama olarak ifade edilebilir.

Adalet kavramı, Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette geçmektedir; “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder (Nahl:90)” ve “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor (Nisa:58).” Denetim hizmetine ilişkin standartlar, etik bir değer olan adalet kavramının yerine getirilmesine öncülük etmektedir. Bu sebeple denetçiler, denetim hizmetlerini icra ederken etik kurallara ihtiyaç duymaktadır.

Belirlenmiş olan etik kuralların dayanabileceği sağlam ve meşru bir kaynağının olması, bu kuralların ikna gücüne sahip olabilmesini artırmaktadır. Bağımsız denetçiler için yasalarımızda var olan etik ilkeler tamamen insan muhakemesine dayanır. Bu sebeple etik ilkelerin uygulanabilirliği, yasal zorunluluğa, mesleki ilgiye, mesleği geliştirme ve müşterilerin güvenini kazanma isteğine bağlıdır.

Etik ilkeleri İslam dininin bakış açısıyla değerlendirecek olursak; etik ilkeler, yukarıda sayılan dayanaklarla beraber, İslam inanç esaslarına ve fıkhi ilkelere dayanmaktadır. Bu bağlamda dini dayanaklı potansiyel bir yaptırım gücü meydana gelmektedir.

Etik Kuralların Amaçları

Etik kuralların amaçları aşağıdaki gibi ifade edilebilir:

- Bağımsız denetçilerin normal mesleki etik kurallarına ilaveten, fıkhi açıdan herhangi bir fiilin etik bir davranış olarak kabul edilebilirliğine dikkat çekerek etik farkındalığın geliştirilmesine yardımcı olmak.

- Finansal tablolarda sunulan bilgilerin doğruluğunu ve güvenirliğini sağlayarak, denetim hizmetlerine duyulan güveni artırmak.

- FFK’nın hem de FFK’larla ilişkili tarafların menfaatlerini korumak.

160

Etik Kuralların Yapısı

Kurallar, denetçiler için etik ilkelerin dini dayanakları, denetçiler için etik ilkeler ve denetçiler için etik davranış kuralları olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır:

Denetçiler için Etik İlkelerin Dini Dayanakları

Etik ilkelerin başlıca dini dayanakları şunlardır (KGK, 2021):

Dürüstlük

İslam dini dürüstlüğe oldukça önem vererek dürüstlüğün Müslüman bireyin tüm davranışlarına hâkim olmasını amaçlar.

Bu husus; “Herhâlde ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir olan bu adam olacaktır (Kasas:26)” ayetinde ve ayrıca “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz (Buhari, 2017: 17)” ve “Sana bir şey emanet eden kişiye emanetini (hakkıyla koruyarak) iade et. Sana hainlik edene sen hainlik etme”(Tirmizi, 2008: 38)” Hadis-i Şeriflerinde de buyrulmuştur.

İnsanın yeryüzündeki halifeliği ilkesi

Kur’an-ı Kerim’de halifelikle ilgili pek çok ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerden bazıları şunlardır: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım (Bakara:30)”, “O, sizi yeryüzünde halifeler (oraya hâkim kimseler) yapan, size verdiği nimetler konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır (En’am:165)”, “Sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi oranın imarında görevli (ve buna donanımlı) kıldı (Hud:61)”, “Sonra, nasıl amel edeceğinizi görmek için, onların ardından sizi yeryüzünün halifesi yaptik (Yunus:14).” Bu ayetlerle Allah-u Teâlâ yeryüzünün imar edilmesi hususunda insana sorumluluk vermiştir. Halifelik ilkesi, mülk sahipliliğinin ve hüküm koymanın Allah-u Teâlâ’ya ait olduğu ve insanın mülk edinmesinin bir amaç değil kendisine, ailesine ve topluma karşı yaşanabilir bir hayat sağlama aracı olduğu temeline dayanmaktadır.

İhlas

İhlas; denetçinin dış etkilerden kurtularak, riyakârlık ve gösterişten uzak bir şekilde, mesleki sorumluluğun yanı sıra sırf Allah rızası için denetim hizmetlerini yapması olarak ifade edilebilir. Bu bağlamda denetçinin, icra etmiş olduğu denetim faaliyeti ve mesleki sorumlulukları bir çeşit ibadet olmaktadır.

Takva

Denetçi, denetim hizmetlerini Allah-u Teâlâ’nın azametinden korkarak, emirlerini tutup yasaklarından kaçınarak yerine getirmelidir. Allah-u Teâlâ şöyle

161

buyurur; “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa öylece sakının ve siz ancak Müslümanlar olarak ölün. (Ali-İmran: 102)” Bu nedenle takva, denetçinin sahip olması gereken hususlardan biri olmalıdır.

Erdemli olma ve işini mükemmel yapma

Denetçi, kendini sadece mesleki hizmetleri yerine getirmekle sınırlamamalı, aynı zamanda bu alanda bilgi birikimini geliştirerek, görevlerini en mükemmel şekilde yapmalıdır. Ayrıca denetçi mükemmellik derecesine ulaşmak için dini bilgilere de sahip olması gerekmektedir.

Allah-u Teâlâ korkusuyla davranma

Günümüzdeki etik ilkelere göre insanlarda otokontrol -kendi kendini kontrol etme- mekanizması bulunmalıdır. Yapılan her türlü eylemin, Allah-u Teâlâ tarafından görüldüğü düşüncesi insanlarda otokontrol mekanizmasının etkinliğini artırmaktadır. Allah-u Teâlâ bir ayette şöyle buyurmaktadır; “ Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.};{… Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da. (Taha:7)”

Allah-u Teâlâ’ya hesap verilecek olması

Allah-u Teâlâ’ya hesap verilecek olması; Kıyamet Günü’nde kulun bu dünyada yapmış olduğu bütün davranışları için hesaba çekileceği inancıdır. Bu davranışlar, bireyin taşıdığı yükümlülük duygusuyla, ödül ve cezayla ilişkilendirildiği takdirde, birey için önemli derece de bir anlam ifade edecektir.

Denetçiler için Etik İlkeler

Mesleki yeterlilik, özen, sır saklama, mesleğe uygun davranış, dürüstlük, tarafsızlık, güvenilirlik vb. KGK tarafından yayımlanan Bağımsız Denetçiler için Etik İlkeler İslam fıkhının belirlemiş olduğu ilke ve kurallara aykırı olmamak şartıyla FFK içinde uygulanır. Ayrıca dini dayanakları esas alan fıkhi meşruiyet ve inanç esaslarına dayalı etik ilkelerde uygulanır.

Denetçiler için Etik Davranış Kuralları

Aşağıdaki paragraflarda dayandıkları etik ilkelere göre gruplandırılmış olan temel etik davranış kurallarının bazıları yer almaktadır.

Güvenilirlik ilkesine dayalı etik davranış kuralları

Denetçi, mesleki görev ve hizmetlerini icra ederken, işletmenin lehinde ve aleyhinde olan bilgileri doğru ve şeffaf bir şekilde sunması, edindiği gizli bilgileri üçüncü kişilere açıklamaktan kaçınması, bu gizli bilgileri kendisinin ve üçüncü

162

tarafların çıkarları için etik dışı bir şekilde kullanmaması gerekmektedir.

Dini meşruiyet ilkesine dayalı etik davranış kuralları

Allah-u Teâlâ’ya karşı görev ve sorumluluklarını yerine getiren denetçi, topluma karşı sorumluluklarını da yerine getirmiş olacaktır. Dolayısıyla denetçi, Allah-u Teâlâ’ya karşı görev ve sorumluluklarına öncelik vererek bunları en iyi şekilde yerine getirmelidir.

Denetçi, Allah-u Teâlâ’ya karşı üstlendiği sorumlulukları yerine getirmesi durumunda, hizmet verme esnasındaki sorumluluklarının da yerine getirilmesine vesile olacağına inanarak üstlendiği sorumlulukları en mükemmel şekilde yerine getirmelidir.

Denetçinin, mali işlemlere ilişkin fıkhi kuralları bilmesi gerekmektedir. Bu sebeple zorunlu ve yeterli eğitim almalıdır.

Denetçi, mesleki görev veya denetim hizmetlerini icra ederken, fıkhın resmi referanslarını oluşturması sebebiyle, FFK’nın danışma komitesi tarafından tespit edilen fıkhi kurallara uyması gerekmektedir. Fıkhi kurallara uygun olmayan her türlü davranış yerleşik uygulamalara uygun olsa da meşru kabul edilmez.

Tarafsızlık ilkesine dayalı etik davranış kuralları

Denetçi, şekil ve esasta tarafsızlık ve bağımsızlığını muhafaza etmek zorundadır.

Bu ilke kapsamında denetçilerin soumlulukları aşağıdaki gibidir:

- Tarafsızlığına tehdit oluşturabilecek her türlü bağış, hediye vb. karşılıksız olan şeyleri reddetmek mecburiyetindedir.

- Tarafsızlığını tehdit edecek hizmet verdiği kişi ve kuruluşlarla çıkar çatışmasından kaçınmalıdır.

- Hizmet verdiği kuruluşlarda azami oranda pay/hisse sahibi olmamalı veya yönetim kademesinde görev almamalıdır.

- İnceleme sonuçlarına bağlı, şarta bağlı ücretlendirmeden (örneğin denetim

- İnceleme sonuçlarına bağlı, şarta bağlı ücretlendirmeden (örneğin denetim