• Sonuç bulunamadı

BAĞIMLI-BAĞIMSIZ NORM AYRIMI

C. BAĞIMLI-BAĞIMSIZ NORMLAR BAKIMINDAN ANALİZ

1. BAĞIMLI-BAĞIMSIZ NORM AYRIMI

Normlar aralarındaki bağlantı bakımından “bağımlı-bağımsız normlar” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Burada normların aralarındaki bağlantı ile kastedilen normlar hiyerarşisinde normların birbirlerine karşı üstlendikleri işlevlerdir.

Kanaatimizce bu ayrımın özünü genel ve soyut bir normdan doğrudan birel norm yaratılıp yaratılamayacağı oluşturmaktadır. Zira bağımsız normlar konusu yapmak ya da yapmamak olan davranış kuralıyla hukuki sonuç/yaptırımdan oluşan asıl hukuk normları olarak tanımlanmaktadır369. Dolayısıyla bağımsız normların asıl normlar olmaları ile kastedilen söz konusu normlardan doğrudan, tek başlarına birel normlar yaratılabilmesidir.

Bağımsız normlar tam ve tam olmayan (eksik) norm ve açık norm olmak üzere üçe ayrılmaktadır370. Bu ayrımın temelinde normun içerdiği davranış koşuluyla, bu davranışın gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkacak hukuki sonuç/yaptırımın normda belirlenip belirlenmediği yatmaktadır. Bu çerçevede “tam (bağımsız) norm”, davranış koşulu ile hukuki sonuç/yaptırımı birlikte; tek bir maddede içeren normlardır371. Örneğin 765 sayılı mülga TCK m.448’deki “Her kim, bir kimseyi kasten öldürürse 24 seneden 30 seneye kadar ağır hapis cezasına mahkûm olur” hükmü, davranış koşulu (hukuki olay) ve hukuki sonuç( yaptırımı) birlikte barındıran tam normdur372. Bağımsız normların diğer türünü oluşturan “eksik norm”lar ise, davranış koşulu (hukuki olay) ve hukuki sonuç(yaptırım) unsurlarından yalnız birini içeren normlardır373. Eksik normun düzenledikleri unsurlar farklı yasa normlarında yer almaktadır374. Dolayısıyla normun uygulanması açısından eksik normlar ile tam normlar arasında bir farklılık bulunmamaktadır. Açık norm ise,

      

369 Z.Hafızoğulları, 1996, s.278; Y.Işıktaç, 2004, s.125; Y.Işıktaç, S.Metin, 2003, s.153

370 Y.Işıktaç, 2004, s.125;

371 Z.Hafızoğulları, 1996, s.278; Y.Işıktaç, 2004, s.125

372 Z.Hafızoğulları, 1996, s.279

373 Z.Hafızoğulları, 1996, s.279; Eksik normlar hakkında ayrıca bkz. T.Katoğlu, “Özel Kanunlar Bakımından Yaygın Bir Uygulama: Eksik Ceza Normu”, Norm Koyma ve Hüküm Verme, Ankara Hukuk Toplantıları, 17-18 Nisan 2009, s.265 vd.

374 T.Katoğlu, 2009, s.267

davranış koşulu ve hukuki sonuçtan birinin herhangi bir normda öngörülmediği, sebep-sonuç ilişkisinin açık bırakıldığı normlardır375. Bu bağlamda, 657 sayılı DMK m.76’da yer alan “Kurumlar görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları…naklen atayabilirler” hükmü açık norma örnek olarak verilebilir. Zira idari işlemin sebep unsuru normda düzenlenmemiştir.

Görüldüğü üzere ister eksik veya tam ister açık norm biçiminde ifade edilmiş olsun bağımsız normlar her zaman hipotetik normlar olmaktadır. Zira bağımsız normların davranış koşullarını ve hukuki sonucu içermeleri bunların hipotetik norm olarak düzenlenişlerini zorunlu kılmaktadır. Esasen yasa türünden normların uygulanarak hukuk dünyasında sonuç doğuran irade açıklaması yapılması bağımsız normların dolayısıyla da hipotetik normların uygulanmasından başka bir şey değildir.

Bağımlı normlar, doğrudan birel(somut ve özel) norm yaratamayan normlardır. Bu bağlamda bağımlı normların varlık nedeni birel norm yaratabilen bağımsız normlar olmaktadır376. Bu noktada bir tanım vermek gerekirse “bağımlı normlar”, diğer normların -ki bu normlar temelde bağımsız normlar olmaktadır- kapsam ve sınırlarını, gerçekleşeceği koşulları belirleyen normlardır. Esasen bu tanım öğretideki tanımdan sapma anlamına gelmektedir. Zira öğretide bağımlı normlar salt bağımsız normların koşullarını saptayan normlar olarak tanımlanmışlardır377. Anayasa normlarının bağımlı norm olabilme özelliği karşısında bu tanım anlamını kaybetmektedir. Zira anayasa normlarına dayanılarak yaratılan yasa türünden normlar hem bağımsız hem bağımlı normları içermektedir.

Bağımlı normlarla ilgili daha detaylı açıklamalara geçmeden önce şu noktanın önemle altını çizmek gerekir. Uygulanan üst normun bağımlı ya da bağımsız norm olma niteliği bu normdan hareketle yaratılan alt normun niteliğine göre değişmektedir. Zira bu sınıflandırma daha önce de ifade edildiği üzere normların       

375 Z.Hafızoğulları, 1996, s.281;

376 Z.Hafızoğulları, 1996, s.278; Y. Işıktaç, 2004, s.125; K.Gözler, “Anayasa Normlarının Geçerliliği Sorunu”, Ekin Yayınevi, Bursa, 1999, s.55

377 Z.Hafızoğulları, 1996, s.273; Y.Işıktaç, 2004, s.127

birbirlerine karşı üstlendikleri işleve göre yapılmaktadır. Bu doğrultuda normun niteliğiyle kastımız yaratılan alt kademe normunun genel ve soyut nitelikli mi yoksa özel ve somut nitelikli mi olduğudur. Buna göre uygulanacak üst norm (genel ve soyut norm) doğrudan birel norm yaratılabilen bir norm olabilir. Dolayısıyla normlar hiyerarşisinde bu genel ve soyut üst norm, yaratılan birel norm bakımından

“bağımsız norm” olacaktır. Buna karşılık, aynı genel ve soyut üst normun uygulanarak yeni bir genel ve soyut norm yaratılması durumunda bu kez aynı üst norm alttaki norma göre “bağımlı norm” olacaktır. Dolayısıyla bir normun bağımlı ya da bağımsız norm olma niteliği bu normdan yaratılan alt normla olan ilişkisine göre değişebilmektedir.

Bağımlı normların atıf normları, tanım normları, tanıma normları, yorum normları gibi alt türleri bulunmaktadır378. Söz konusu norm türlerinin tamamı birel normu yaratabilecek bağımsız normun kapsam ve koşullarını belirlemeye yöneliktir.

Bu türlerden çalışmamız bakımından önem arz edeni “tanıma norm”larıdır. Zira tanıma normları, normlar hiyerarşisi açısından yapılan kademelendirmenin temelini oluşturmaktadır379. Bu çerçevede tanıma normları diğer bağımlı ve bağımsız normların380 özelliklerinden hareketle bunların geçerliliğini saptayan normlar olarak tanımlanmaktadır381. Dolayısıyla tanıma normlarının üstlendikleri temel işlev, bu norma dayalı olarak yaratılan normun geçerliliğini belirlemekten ibarettir382. Diğer bir anlatımla ister bağımlı ister bağımsız olsun bir norm, tanıma normunun koyduğu       

378 Bağımlı normların türleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Y.Işıktaç, 2004, s.127vd.

379 Y.Işıktaç, 2004, s.128; Y. Işıktaç, S.Metin, 2003, s.154

380 Buna karşılık öğretide tanıma normları “birincil norm-ikincil norm” ayrımı çerçevesinde açıklanmaya çaılışılmıştır. Öğretiye göre tanıma normları, birincil normların geçerliliğini saptayan normlardır (Y.Işıktaç, 2004, s.128; Y.Işıktaç, S.Metin, 2003). Birincil normlar belirli bir insan davranışını açıklamaya yönelik normlardır. Buna karşılık ikincil normlar ise, birincil normların hangi biçimde yapılacağını öngören normlardır. Diğer bir anlatımla, ikincil normlar, birincil normların konulması için gerekli yetki normlarıdır (K. Gözler, 1999, s.55). Birincil-ikincil norm ayrımı hakkında detaylı bilgi için bkz. S.Keyman, 1981, s.45 vd.

Bu sınıflandırma ilk bakışta “bağımlı-bağımsız norm” ayrımına paralel gözükmektedir. Ne var ki, ikincil normlarla yaratılan tüm normlar davranış emreden normlar değildir. İkincil normlarla, birincil normların yanı sıra, tanım, yorum, atıf normları gibi başka bağımlı normlar da yaratılabilir.

Bu durum da göstermektedir ki ikincil normlar salt birincil normların yaratılması fonksiyonunu üstlenmektedir. Bu nedenle tanımda, tanıma normları birincil normun geçerliliğini saptayan norm biçiminde tanımlanmamıştır.

381 S.Keyman, 1981, s.47; Y.Işıktaç, 2004, s.128; Y.Işıktaç, S.Metin, 2003, s.154

382 İbid.

ölçülere, koşullara uygunsa geçerli bir hukuk normudur383. Bu bağlamda yaratılan normun geçerliliğini belirtmek tanıma normunun öngördüğü geçerlilik şartlarının gerçekleştiğinin, çizdiği kapsam ve sınırlara uygunluğun bulunduğunu saptamaktır384. Bu çerçevede anayasa normları yasa türünden normlara göre bağımlı norm olmaktadır385.

Bağımsız normlarda yer alan hukuki olay ve/veya hukuki sonuç unsurları kural olarak bağımlı normlarda görülmemektedir. Bu çerçevede bağımlı normlar, genellikle kategorik norm olarak ifade edilir. Zira hukuki olay(davranış koşulu) ve hukuki sonuç (yaptırım) içermeme özelliği ancak kategorik normlarda mevcuttur.

Söz gelimi tanım normu olan TMK m.11 hükmü kategorik hukuk normudur. Söz konusu norm “Erginlik 18 yaşının doldurulmasıyla başlar” biçiminde ifade edilmiş salt özne, yüklem ve kupoladan oluşan bir normdur. Ne var ki, bağımlı normlar arasında ender de olsa hipotetik normlar bulunabilmektedir. İleride gösterileceği üzere bu tespit takdir yetkisinin varlığının saptanması bakımından belirleyicidir386.

2. İDARİ İŞLEM TESİSİ BAKIMINDAN BAĞIMLI-BAĞIMSIZ