• Sonuç bulunamadı

2. RİSK ALMA DAVRANIŞI İLE İLGİLİ KURAMSAL GÖRÜŞLER

2.4. R İSK A LMA D AVRANIŞI K URAMLARI

2.4.5. Bütünleştirici Kuramlar

Jessor, riskli davranışlara katılma eğiliminde olan ergenlerin ortak birtakım özellikleri olduğundan söz eder. Bunlar; kendileri ve toplum hakkında ortak yaklaşımları, algıları ve değerleridir. Akademik başarıya önem vermeyen, öz saygısı

düşük olan, inancı az olan ve problemli davranışları olumlu gören ergenlerin diğer ergenlere göre bu davranışları kabul etme eğilimleri daha fazladır. Ayrıca, problemli davranışlardan herhangi birinde bulunma, diğerlerine katılma şüphesini artırmaktadır (Alexander ve ark., 1990; Akt: Gülgez, Ö. 2007).

Bu teorinin gelişimsel temeli, ergenlerin diğer yas gruplarına oranla da çok problem davranışta bulunduğu görüsüne dayanır. Çünkü problem davranışlar ergenlere yetişkin statüsünün bir işaretini sunar, ergenler bu davranışları yaparak sahip olmak istedikleri yetişkin statüsüne ulaşırlar. Problem davranışlar ergenlik sonrası azalır, çünkü artık yetişkin olduğunu kanıtlamak zorunda değildir (Arnett, 1992).

Jessor ve Jessor (1977), ergenlerin birtakım kazançlar elde etmek için riskli davranışları bilerek yaptıklarını ileri sürer. Bu kazançlar;

1) Yaşamlarını kontrol etme,

2) Yetişkin otoritesine, toplumsal geleneklere karsı gelme,

3) Anksiyete, engellenme, yetersizlik ve başarısızlık duyguları ile basa çıkma,

4) Akran gruplarına kabul edilme ve genç alt-kültür ile kimliğini kanıtlama,

5) Kişisel kimliğini doğrulama,

6) Olgunluğunu ilan etme ve genç-yetişkinliğe geçişe gelişimsel bir damga vurma olarak sıralanabilir (Jessor ve Jessor, 1977; Akt: Gonzalez ve ark, 1994).

Problemli davranış, toplumsal olarak tanımlanan, toplum ya da yasal normlar tarafından kabul edilmeyen, dışlanan davranış olarak bilinmektedir ve bu modelde risk alma ergen gelişimine zarar ve tehdit oluşturabilecek olumsuz bir olgu olarak ele alınmaktadır. Problem davranış ile ilgili ilk çalışmaların 70’li yıllarda alkol kullanımı ve diğer riskli davranışları içeren kapsamlı bir çalışmayla ortaya çıktığı

görülmektedir. Bir ergen problem davranış olarak tanımlanan davranışın yararına odaklanmışsa, o davranışı geçekleştirme olasılığı, kısaca ergenin risk alma olasılığı çok fazla demektir (Güney, 2007).

Jessor (1991), risk alma davranışını, problem davranış olarak tanımlayan kuramcıların başında gelmektedir. Jessor’a göre ergenlikte görülen problem davranış ya da dışa yönelim sorunlarının başında hem ergenin kişiliği hem de yarattığı sosyal çevresinde geleneklere uymama gelmektedir. Geleneklere uymayanlar sapkın ya marjinal davranışlara hoşgörü gösteren, herhangi bir toplumsal kurumla bağlantısı olmayan bireylerden oluşmaktadır. Geleneklere uymayan çevrelerde yaşayan gençlerin de, madde kullanma, riskli cinsellik gibi her türlü riskli davranışı göstermesi olasıdır (Jessor, 1991; Akt: Güney, 2007).

Jessor (1998) risk almayı, işlevsel, amaca yönelik, hedefe aracılık eden davranışlar olarak tanımlamaktadır. Jessor’a göre, birey bu davranışlar aracılığıyla aileden ayrılarak, arkadaşlarıyla daha fazla zaman geçirmeye başlamaktadır. Ancak bu davranışlar, bir taraftan alışılmadık saç modeline sahip olmak gibi zararsız bir özelliğe sahip olabilirken, diğer taraftan yaşamı tehdit etme ya da sağlığa zarar verme potansiyeli olma gibi istenmeyen sonuçlara da neden olabilmektedir (Jessor, 1998; Akt: Güney, 2007).

Ayrıca Jessor’a (1998) göre, problem davranışlar, bireyin yalnızca toplumsal ve psikolojik gelişimini etkilemez, aynı zamanda, fiziksel sağlığı için de bir tehdit oluşturur. Bu bakış açısına göre, ergenin risk almasında hem çevresel hem de bireyden kaynaklanan birçok etken rol oynamaktadır. Problem davranış yaklaşımı, hem karmaşık hem de oldukça kapsamlıdır. Bu yaklaşım üç temel sistemden oluşmaktadır: Algılanan çevre sistemi, kişilik sistemi ve davranış sistemi. Her sistem hem problem davranışta bulunmaya teşvik eden, hem de problem davranışta bulunmaya karşı bireyi kontrol edecek, koruyacak değişkenlerden oluşmaktadır. Problem davranış kuramı, bu üç sistemin birbirini etkilemesinden oluşmaktadır (Jessor, 1998; Akt: Güney, 2007).

Kuramda ele alınan üç sistemde de koruyucu etkenler ve risk etkenleri yer almaktadır. Koruyucu etkenler hem risk etkenleri üzerinde hem de problem davranışın ortaya ç›kmas nda etkilidir. Jessor, Turbin, Costa, Dong, Zhang ve Wang’a (2003) göre, koruyucu etkenler, bireyin yaşantısındaki toplumsal kontrolün ve algılanan çevrenin desteğinin yeterli olmasıyla bireyin problem davranışı gösterme olasılığının azalmasını sağlamaktadır. Risk etkenleri ise, bireylerin problem davranışta bulunmaya yatkın olması gibi, riskli davranışta bulunma olasılığını arttıran etkenlerden oluşmaktadır. Yazarlara göre, koruyucu etkenlerin etkisinin azalmasıyla, risk etkenlerinin etkisi artmaktadır (Jessor, Turbin, Costa, Dong, Zhang ve Wang’a, 2003; Akt: Güney, 2007).

Jessor, ergenlerin problem davranışlara katılmaların ya da tek bir nedene bağlamak yerine üç sistem içerisinde açıklamıştır. Örneğin problem davranışa eğilimli olmak, kişinin çevre ile etkileşimden ortaya çıkmaktadır (Jessor, 1991; Akt: Güney, N. 2007 ).

Bu açıdan bakıldığında çevre uzak ve yakın yapılardan oluşmaktadır. Uzak yapı ana baba, arkadaş kontrolü, ana baba arkadaş etkisi, ana baba ve arkadaş desteği ve günlük yaşamda algılanan stres gibi değişkenlerden oluşmaktadır. Yakın yapı içerisinde ise, problem davranışlarla ilgili olarak, arkadaşların ve ana babanın onay ve ana baba, arkadaş modelleri yer almaktadır.

Riskli davranışları da kapsayan problem davranışlar, akran kabulü ve saygısını kazanmada bir araç olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, aileden bağımsızlığın kazanılması, kaygıyla baş etme, sıkıntı ve olumsuzluğu bekletme ya da ertelemede de önemli bir yere sahiptir (Diclemente, Hansen, Panton, 1996; Akt: Güney, N. 2007).

Jessor’un problem davranış yaklaşımına göre, riskli davranışlar, ergenin yetişkinliğe geçiş sürecinde önemli bir rol oynar ve normal ergen gelişiminin bir parçası olarak alt başlıkta problem davranış şeklinde kendini göstermektedir.

Risk alma davranışını problem davranış olarak ele alan bu yaklaşım, olumsuz risk alma davranışının bireyin yaşamını tehlikeye sokabilecek, sağlığına zarar verebilecek davranışlar olarak tanımlamaktadır. Bu nedenle problem ya da sorun davranış, içe ve dışa yönelim bozuklukları çerçevesinde ele alınmaktadır.

İçe yönelim bozuklukları, bireyin yaşadığı sıkıntıları, içsel olarak yaşaması ve korku, kaygı, depresyon, çeşitli psikosomatik bozukluklar olarak göstermesidir. Öte yandan dışa yönelim bozuklukları, bireyin yaşadığı sıkıntıyı dışarıya yansıtması, sıkıntıların dışsal çevreye karşı saldırganlık göstermesi, örneğin, hırsızlık yapması, madde kullanması olarak ortaya çıkmaktadır. İçe ve dışa yönelim bozukluklar bir arada da görülebilir. Problem Davranış Kuramında problem olarak ele alınan davranışlar, sigara, alkol ve madde kullanımı, erken ve riskli cinsel ilişkiye girme, hızlı araba kullanma, vb davranışlarıdır (Güney, 2007: 21-23).

2.4.5.2. Akran Grupları Kuramı

Bu model davranışın temel nedeninin akran grupları olduğunu vurgular. Sosyal öğrenme kuramı arkadaşın, ergenin tutumunu etkilediğini dolayısıyla da risk davranışında bulunup bulunmayacağını belirlediğini söylerken bu model tutumların kişinin arkadaş seçimini ve arkadaşlarını etkilediğini vurgulamaktadır. Bu kuram ayrıca akranlarla ilişkiyi sosyal yapılar (sosyo ekonomik düzey, boşanmış aile.. vb), psikolojik özellikler (kişilik treytleri, düşük benlik saygısı.. vb), tutum ve inançlar, davranışı etkileyebilecek insanlarla gerçekleştirilen bağlanma düzeyi (aileye az bağlanma, düşük dini katılım ve okulu sevmeme gibi) gibi bağların risk alma davranışında bulunup bulunmamayı etkileyeceğini belirtmektedir (Petraitis, Flay ve Miller, 1995).

Benzer Belgeler