• Sonuç bulunamadı

2. Tezin Bölümlendirilmesi

2.3. BÜTÜNLEŞMEDE YENİ BOYUT: AVRUPA BİRLİĞİ

1989 Kasım’ında Berlin Duvarı’nın yıkılışı, 1990 Ekim’inde Batı ve Doğu Almanya’nın birleşmesi, Soğuk Savaşın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılmaya başlaması Batı Avrupa devletlerini, oluşacak olan yeni Avrupa’da güvenliğin nasıl sağlanacağı, birleşen Almanya’nın nasıl kontrol altında tutulacağı ve dünyada güvenliğin yeniden nasıl tanımlanacağı konularında düşünmeye ve gelecekleri hakkında kararlar vermeye zorlamıştır. 1991 yılında imzalanan Maastricht Antlaşması görüşmelerin açılmasına sebep olan Ekonomik ve Parasal Birliği kurmanın yanı sıra Avrupa’daki politik gelişmelere Batı Avrupa ülkelerinin tepkilerini somutlaştırmak ve yeni birleşmiş Almanya’yı dizginlemek amaçları ile hükümetlerarası işbirliğine dayalı Ortak Dış ve Güvenlik Politikası’nın (ODGP) oluşturulması ile bütünleşmeye siyasi bir boyut kazandırmış ve bu siyasi boyutun ekonomik boyutu oluşturan Avrupa Topluluklarına eklenmesi ile ‘Avrupa Birliği’ kurulmuştur.58

Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra farklı siyasi ve ekonomik geçmişe sahip olan ülkeler* AB’ye üye olmak istemişlerdir. Ancak öncelikli şart AB’nin kendisini tanımlamasıdır, bundan sonraki aşama ise aday ülkelerin bu tanımlamaya uygun olup olmamalarına göre üyeliklerinin belirlenmesi sürecidir. Aday ülkelerin karşısına AB tarafından çıkarılan Kopenhag Kriterleri üyelik için uyulması ve sahip olunması gereken şartları içermektedir. Ayrıca AB kendisini bu kriterlere göre tanımlamaktadır:59 Ekonomik, parasal ve siyasal birlik amaçlarına sahip olan, ekonomik açıdan rekabete açık bir pazar ekonomisi, özellikle siyasi açıdan demokrasi ve hukukun üstünlüğüne sahip, insan ve azınlık haklarına saygılı bir Birlik.

Düşünce olarak uzun yıllar evveline dayanan birleşmiş, bütünleşmiş Avrupa fikri sonunda karşımıza Avrupa Birliği adı ile çıkmıştır. Avrupa Birliği’nin yıllar

57 Canbolat, a.g.e., ss. 112-113. 58 Türk Terzi, a.g.m., s. 252.

* Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri hakkında detaylı bilgi için bkz. İsmail Cem, ‘Avrupa’nın

Birliği’ ve Türkiye, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Eylül 2005; Murat Belge, Yaklaştıkça Uzaklaşıyor mu?, İstanbul: Birikim Yayıncılık, 2003.

itibariyle göstermiş olduğu gelişim sürecinde amaçları da farklılaşmıştır. İlk başlarda sadece ekonomik bütünleşme esas alınırken giderek siyasi boyut ta önemli olmaya başlamıştır. Yapılan her bir anlaşma ile birliğin gerçekleştireceği amaçlar da çeşitlenmiştir. “Başlangıçta bölgesel bir güç olarak gelişen Avrupa Birliği’nin ekonomik bir topluluktan küresel platformda güçlü siyasi birlikteliğe varan gelişimi, birliğin kurucu antlaşmalarında kendini göstermektedir. 1957 Roma Antlaşması’na göre Birliğin amaçları60, üye ülkeler arasında önce gümrük birliğini, yani malların gümrük vergisi ödenmeksizin üye ülkeler arasında serbestçe alınıp satılmasını öngörmüştür. Ancak Roma Antlaşması’nın nihai hedefi sadece ekonomik değil ortak tarım, ulaştırma, rekabet gibi diğer birçok alanda ortak politikalarının oluşturulması, ekonomik politikaların yakınlaştırılması, ekonomik ve parasal birlik kurulması, ortak bir dış politika ve güvenlik politikası oluşturulmasıdır.* 1986 Avrupa Tek Senedi ile yeni politika alanları (çevre, araştırma ve teknolojik kalkınma, ekonomik ve sosyal bütünleşme) Birliğin kapsamına alınmış, dış politika konusunda Avrupa işbirliğinin sağlanması amaçlanmış, sınırların mal, hizmet ve sermaye faktörleri için kaldırılması hedeflenmiştir. 7 Şubat 1992’de imzalanan ve tüm üye ülkelerce onaylandıktan sonra Kasım 1993’te yürürlüğe giren Maastricht Andlaşması**, Avrupa Topluluğu’nda ekonomik ve siyasal entegrasyonun tam olarak gerçekleştirilmesine yönelik en kapsamlı ve önemli belgedir: Avrupa Birliği Andlaşması olarak anılır.611999 yılında tek para sistemine geçilmesi, ortak dış ve güvenlik politikaları ile uluslararası platformda AB kimliğinin oluşturulması, adalet mekanizması ve polisiye olaylarda ortak hareket edilmesi amaçlanmış, AB vatandaşlarına Avrupa Parlamentosu ve yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. 1997 Amsterdam Antlaşması ile, işçilerin ve AB vatandaşlarının haklarını geliştirmek, üretim faktörlerinin serbest dolaşımının önündeki son engelleri kaldırmak, uluslararası ilişkilerde Birliğin sesini güçlü kılmak, Birliğin kurumsal yapısını daha etkin hale getirmek amaçlanmıştır.62

60 www.deltur.cec.eu.int/default.asp. (30.03.2006).

* Bu yapının oluşturulmasının öncüleri Fransız Planlama Teşkilatı Başkanı Jean Monnet ve Dışişleri Bakanı Robert Schuman olmuştur.

** 200 maddeyi ve çok sayıda ek protokolü içeren Avrupa Birliği Andlaşması; tüm topluluk sistemi için geçerli olacak yeni hükümler getirirken, Kurucu Antlaşmaları çeşitli değişikliklerle güncelleştirerek bir işlevsel tek Topluluğun belirginleşmesini sağlamaktadır. Maastricht Andlaşması’yla geliştirilen Avrupa Birliği’nin en önemli taşıyıcıları; yerel halkın talep ve desteğini sisteme taşıyan bölgesel örgütlerle organik bağ içerisindeki uluslarüstü organlar ve kurumlardır.

61 Canbolat, a.g.e., s. 224.

62 Muhammet Kösecik, “Avrupa Birliği’ne Hazırlık Sürecinde Yerel Yönetimler”, Yerel ve Kentsel

AB organlarını, genişleyen bir Avrupa Birliği’nin görevlerini gereğince yerine getirmeye hazırlamak üzere Amsterdam Andlaşması ile başlatılan sürecin tamamlanması amacıyla 2001’de Nice Antlaşması imzalanmıştır. Burada, Amsterdam Antlaşması’ndaki temel hükümler korunmakla beraber, iyileştirmeye yönelik olarak bazı maddelerde küçük değişiklikler yapılmıştır.”63