• Sonuç bulunamadı

II. TÜRKİYE’DE DEMOKRATİK SİSTEMİN SÜRDÜR ÜLMESİNİ OLUMSUZ

II.1. Kurumsallaş(a)mayan Bürokrasinin Demokratik Sisteme Etkileri

II.1.1. Bürokrasinin Demokrasi İle İlişkisi

Demokrasi temelde halkın öncelikli menfaatini koruyan ve halkın denetimine dayanan bir hükümet sistemidir (Demir, 2011:71). Bu menfaatlere yönelik oluşturulacak kamu politikaları için bürokratların teknik bilgisine ve uzmanlığına başvurulmaktadır. Ancak demokratik sistem içerisinde bürokratik kuralların açıkça belirtilmemiş olması, bürokrasinin kendi içerisinde sorunlar barındırması, elindeki uzmanlık tekeli ve kendisini

güçlü kılan unsurlar8

sebebiyle kimi zaman demokrasiye karşı tehdit oluşturabilmektedir (Balcı, 2005:325; Eryılmaz, 2010:108). Kısaca bürokrasinin demokratik sistemin işleyişi üzerinde hem olumlu, hem de olumsuz etkilerinin olduğu ifade edilebilir.

Bürokrasi toplumda güç dengesizlikleri yaratabileceğinden, demokrasi için tehlike arz edebilir. Bürokrasi aracılığıyla gücü kendinde toplayan bürokratlar, demokratik bir toplumun gereği olarak her vatandaşın eşit haklara sahip olma unsurunu ihlal edebilirler. Ayrıca kurumlarda görevli memurlar kendi siyasi ve sosyal bağları sebebiyle belli çıkar gruplarının temsilcileri gibi hareket edebilirler. Bunun dışında bürokrasi, siyasi gücü artırmak ya da baskıcı bir devlet yönetimi oluşturmak isteyen siyasi ve bürokratik elitlerin aleti olabilir ya da tarafsız olma özelliğini yitirebilir. Uzmanlık ve gizli bilgileri

elinde bulundurma yetkisine sahip bürokrasi meşru iktidarın denetimi dışına çıkabilir (Eryılmaz, 2010:108-110). Bürokrasi elinde bulundurduğu güç, teknik bilgi ve uzmanlık sebebiyle demokrasinin işlerliğine karşı tehdit oluşturabilmektedir.

Bürokrasi demokrasinin işlerliği açısından yalnızca tehdit oluşturmamakta ona katkı da sağlamaktadır. Alınan kararlarda ya da yapılacak işlemlerde standart kuralların olması keyfi hareket edebilmenin önüne geçerek, toplumda kişiler arasında eşitliği sağlamakta ve siyasi yolsuzlukları engellemektedir. İşe girmede liyakati esas alan rasyonel personel politika uygulamaları ile herkese eşit bir hak sunulmakta ve görevde yükselme

konusunda adaletsizlikleri gidererek, demokratikleşmeye katkıda bulunabilmektedir (Eryılmaz, 2010:110-111).

Eşitlik, katılım, özgürlük, açıklık, çoğulculuk ve halk tarafından kazanılan meşruluk demokrasinin, hiyerarşi, emir-komuta, uzmanlık, gayrişahsilik, görevde süreklilik, uzmanlığa dayalı meşruluk ise bürokrasinin olmazsa olmalarıdır (Eryılmaz,

8 Bürokrasi gücünü, bilgi ve uzmanlık, hızlı karar alabilme gücü, daimi ve istikrarlı statü, kurum ideolojisi, profesyonellik, planlama ve bütçeleme gibi fonksiyonlarıyla sağlamaktadır (Eryılmaz, 2010:96-104).

2010:112). Devlet mekanizmasının düzenli bir şekilde işleyebilmesi için bu iki sistemin gereklerini yerine getirerek birbirlerini destekleyici çalışma prensibiyle hareket etmeleri

gerekir. Ancak zaman zaman aralarında yaşanan çatışmaların sonucunda tüm toplumu ilgilendiren vahim sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Bu noktada siyasetin ve kamu politikalarının oluşmasına yardım eden ve bunları uygulayan bürokrasinin temel işlevlerine değinmek gerekirse (Gökçe, Şahin ve Örselli, 2002:46-48); toplumsal değişmeyi gerçekleştirme, yasama meclisini yönlendirme

ve politika teklifi verme, kanun tasarıları ile ilgili görüşlerini sunma, gerekli durumlarda Bakanlar Kurulu toplantılarına iştirak etme, bütçe ve yasa tasarılarını hazırlama, kanunları

yorumla ve uygulama ve devletin güvenlik işlemlerini yerine getirmedir.

Görüldüğü üzere devlet ve toplum yapısındaki temel değerlerin yerine getirilmesi ve fonksiyonlarını eksiksiz yapabilmesinde bürokratik yapılanmanın oldukça önemli bir yeri vardır. İşte bu noktada sorunsuz bir devlet yönetiminde düzenli şekilde işleyen bir bürokratik yapının mevcudiyeti oldukça önem arz etmektedir. Peki, böyle bir bürokratik yapı nasıl olmalıdır? Bu konuda Weber’in ideal tip bürokrasi modeli örnek alınabilir. Max Weber’e göre ideal bir bürokrasinin temel özellikleri şunlardır (Akçakaya,

2016a: 677); Yasalarla düzenlenmiş ve sınırları belli bir yetki alanına sahiptir. Bürokrasideki görev ve yetkiler, bir hiyerarşi meydana getirecek şekilde düzenlenmiştir. Bürokrasi yazılı belgelere dayanmaktadır. Bürokraside uzmanlaşma esastır. Gayrişahsi ilişkiler geçerlidir. Kariyer yapısı sonucunda özel eğitim görmüş bireyler bürokrasi kadrolarına dâhil edilir. Sistem içerisindeki bürokratik kurallara riayet edilir. Kamu alanı ile özel alanlar birbirinden ayrıdır. Ancak bürokrasinin bu özellikleri uygulama sürecinde

bir takım işlevsel ve yapısal sorunları beraberinde getirerek, devlet yapısında ve demokratik sistemin işleyişinde ciddi sorunlara yol açabilmektedir.

Bürokrasinin; merkeziyetçilik, örgütsel büyüme, yönetimde gizlilik ve dışa kapalılık, yönetimde tutuculuk ve değişimlere ayak uyduramama gibi sorunları yapısal; kuralcılık ve sorumluluktan kaçma, yönetimde siyasallaşma, aracılar vasıtasıyla işlemleri yürütme, yolsuzluk gibi sorunları ise kendi içerisindeki işlevsel sorunları olarak ifade edilebilir. (Akçakaya, 2016a:684-687,692). Bürokrasinin kurumsallaşamaması olarak da adlandırılan bu sorunlar mevcut devlet ve toplum yapısında bir takım bozulmalar ile demokratik sürecin işleyişinde bir takım aksaklıklara neden olmaktadır.

Türk bürokrasisinin en önemli sorunlarından birisi de hemen her on yılda bir yaşanan askeri darbelerin devlet ve toplum yaşamında açtığı problemlerdir. Despotik yönetimlerin kanunlar üzerinde yaptıkları değişiklikler, bu yönetimler sona erdikten sonra da devam etmiştir. Aynı şekilde bu tarz yönetim değişiklikleri, iradedeki süreklilik ve kesintisizlik ilkesini zedelerken bürokrasi, sürekli olarak kim tarafından idare edileceği beklentisine girmiştir (Coşkun, 2005:21-22). Bürokraside yaşanan bu tarz problemler demokratik sistemde çözülmelere neden olmuştur. Nitekim siyasal bir kurum olan demokrasi ile bir yönetim kurumu olan bürokrasi arasında yaşanan uyumsuzluklar gerilimlere yol açmıştır (Coşkun, 2005:31,37). Esasen siyasal iktidar ile bürokrasinin, topluma hizmet doğrultusunda aynı değerler ve araçlarla uyum içerisinde çalışmaları gerekirken, siyasal hayatta yaşanan olumsuzluklar bürokrasinin en önemli iki ayağı olan ordunun ve yargının dayanışmasına, sıkça darbelere ve siyasi partilerin kapatılmasına yol açarak, demokratik sistemin sürdürülmesini ve devlet kurumlarının kurumsallaşmasını olumsuz etkilemiştir. Ayrıca kaynağını ve meşruiyetini hukuk ve egemenlikten alan ordu ve yargı kurumunun, egemenliği temsil eden siyaset kurumuna bağlı olması gerekirken, siyaset üstü ve mühendislik marifetiyle siyaseti belirleyen oligarşik bir yapıda olması, bürokrasinin kurumsallaşmasını olumsuz etkileyen unsurlar olduğu ifade edilebilir.