• Sonuç bulunamadı

Oluşumunu henüz tamamlamamış ve toprak katmanları tam olarak bulunmayan ve oluşumunda dış kuvvetlerin etkisiyle biriktirme ve aşındırma faaliyetlerinin rol aldığı toprak çeşididir. Bu topraklar zamanla katmanlaştıkça toprak verimliliği de zamana bağlı olarak artmaktadır. Fakat bu esnada tekrar birikim ve aşınım meteryalleri gelirse toprak katmanları oluşamayacağı için toprak verimi de bu durumdan etkilenecektir.

1.3.1. Alüvyal Topraklar

Kuşluca, Budak, Kıreli, Tolca köylerinde KB-GD doğrultusunda uzanan alanlarda dere kenarları boyunca alüvyal topraklar gözlenmektedir. Bu alüvyon topraklar üzerinde bağ-bahçe tarımı yapılmaktadır. Beyşehir’in doğu ve kuzey doğusundaki alanlarda da sarıöz çayı boyunca alüvyal topraklar görülmektedir. Bu topraklar özellikle kış ve ilk bahar aylarındaki yağışlar ve kar erimeleriyle sarı öz çayının yatağına sığmayıp taşması sonucunda gelen alüvyon malzemelerin birikmesiyle oluşmaktadır. Sarıöz çayı kolları Göçü ve İsa Köy sınırlarında birleşip BGMP’na döküldüğü alana kar olan arazilerde alüvyon topraklar görülmektedir. Beyşehir ilçe Merkezini içine alan bölgede de Çarşamba kanalının çevresindeki araziler de de alüvyal topraklar görülmektedir. Bu iki akarsu etrafında sulu tarım yapılmaktadır. Beyşehir’in doğusu ve Sarıöz Deresi’nin GD’sun da kahverengi orman toprakları görülmektedir. Bu topraklar üzerinde daha çok buğday arpa vb. kuru tarım ürünleri yetiştirilmektedir. Beyşehir’in güneyinde Çarşamba kanalı boyunca uzanan araziler de alüvyon topraklar görülmektedir. Beyşehir’in güneyinde yer alan Çiftlik Deresi kenarında da alüvyal topraklar gözlenmektedir.

69

Beyşehir Gölü’nün güneydoğusundan Beyşehir’den Seydişehir’e doğru devam eden Beyşehir Kanalı kenarlarında alüvyal araziler görülmektedir. Bu alüvyal araziler üzerinde kanal boyunca sulu tarım yapılmaktadır. Gölün güney kıyıları boyunca da alüvyal araziler görülmektedir ve bu verimli tarım arazilerinde bağ-bahçe tarımı yapılamakta ve genel olarak getirisi yüksek sebze üretimi yapılmaktadır. Ayrıca Yenişarbademli ilçe sınırlarından geçen ve ilçenin güneyinden geçerek göle dökülen dereler boyunca uzanan alanlarda alüvyal topraklar bulunmaktadır. Bu topraklar üzerinde ticari değeri yüksek dikili tarım faaliyetleri yoğunluk göstermektedir. Yenişarbademli merkez mahalleleri ile Gölyaka ve Gölkonak mahallelerinin yer aldığı bölgede alüvyal topraklar uzanmaktadır.

1.3.2. Kolüvyal Topraklar

BGMP’nin doğusunda Sadıkhacı, Selki, Çamlıca, Selki, Köşk, İmrenler ve Görünmez Köyleri arasında kolüvyal topraklar yoğunluk göstermektedir. Ayrıca Hüyük Tolca Mahallesi’nin kuzey doğusunda da kolüvyal topraklar gözlenmektedir. Gölün kuzeyinde ise Salur köyü’nün kuzeyi ile Fakılar, Çeltek ve Yeniköy arasındaki alanda kuzeybatı güneydoğu dorultusunda uzanan alanda kolüvyal topraklar uzanmaktadır.

2. ARAŞTIRMA SAHASININ BİTKİ ÖRTÜSÜ

Beyşehir Gölü çevresinin bitki örtüsü farklı türlerden oluşmaktadır. Gölün batı ve güney kısımları ağırlıklı olarak ardıç formasyonundan oluşmaktadır. Gölün güney ve güneybatısında ardıç formasyonlarına maki formasyonu eşlik etmektedir. Maki formasyonlarının içinde meşe türleri önemli yer tutmaktadır. Gölün batısında Anamas ve Dedegöl Dağları’na doğru yükseltinin artmasıyla birlikte değişen sıcaklık ve yağış koşullarının etkisiyle karaçam formasyonu gelişmiştir. Anamas ve Dedegöl dağlarının zirvelerine doğru orman üst sınırının üst kesiminde alpin zon yer almaktadır (Şekil 33).

70

Şekil 33: Çalışma Sahasının Bitki Örtüsü Haritası

Kaynak: TRGM ve OGM 1/100.000

Beyşehir Gölü’nün kuzey, doğu ve güneydoğu kesimlerinde kabaca step formasyonu uzanmaktadır. Bu step formasyonlarının yer aldığı boş araziler tarım alanı olarak değerlendirilmiş ve dere boyları ile göl kıyı şeridindeki arazilerde sulu tarım, geriye kalan ova ve platolarda ise kuru tarım faaliyetleri sürdürülmektedir. Yalnız gölün kuzey kesiminde step formasyonuna yer yer makilik alanlar eşlik etmektedir. Bunun temel nedeni klimatolojik faktörlerden ziyade jeolojik ve litolojik faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bu sahalarda lapya oluşumları başta olmak üzere karstik

71

mağaralar ve diğer karst formasyonları dikkat çekmektedir. Karstik formasyonda sıkça rastlanılan çatlak sistemlerinden dolayı meteorit sular yerin oldukça derinliklerine geçmekte bitki türleri(özellikle odunsu türler) bu yeraltı sularından çok fazla istifade edememektedir. Bir diğer neden ise bu alanda arazi gözlemleri sırasında karstik yapı üzerinde toprak örtüsünün yoksunluğu gür bitki örtüsünün oluşumunu olumsuz yönde etkilemiştir.

Yağış haritalarından görüldüğü üzere dağlık alanların fazla yağış alması zengin bitki örtüsünün oluşmasını olanaklı hale getirmiştir. Özellikle Anamas ve Dedegöl dağ silsilesinde orman formasyonu gelişmiştir. Gölün kuzeydoğusunda yer alan Sultandağ silsilesinde ise primer tür olarak sedir ormanları yer almaktadır. Bu sedir ormanlarının arasında sekonder tür olarak meşelikler, kavaklar, söğütler ve bazı akasya türleri boy göstermektedir.

Gölün sahil kesimlerinde genel olarak hidromorf olarak isimlendirilen sucul bitkilerin yayılış sahası ile karşılaşılmaktadır. Fakat bunlar zaman zaman insanlar tarafından kesilmekte ve yakılmakta ama bir süre sonra uygun şartlar oluştuğunda bu sucul bitkiler yeniden yayılım göstermektedir. Bu sucul bitkilerin içinde sazlıklar önemli bir yer tutmaktadır. İkincil olarak nilüferler gölün çeşitli yerlerinde boy göstermektedir. Sazlıkların ekolojik anlamda önemi çok büyüktür. Fotosentez yapma kapasitesi ağaçlara göre üç dört kat daha fazladır. Atmosferdeki sera gazı emilimi açısından büyük bir önem arz etmektedirler. Sazlıklar aynı zamanda yöre halkının önemli geçim kaynakları arasındadır. Hediyelik eşya yapımında bu bitkiler değerlendirilmektedir. Buna ek olarak yöre halkına has tarhana kurutmak için yapılan çığ denilen eşya ve taş yapı evlerin tavanlarında kullanılan hasırların yapımında da sazlıklardan faydalanılmaktadır.

72 2.1. MEŞE FORMASYONU

Beyşehir Bademli mahallesi ve Karadiken mahallesi arasındaki alanda yer yer meşelikler görülmektedir. Bu meşelikler park görünümlü bir orman teşkil etmektedir. Buranın yıllık yağış miktarı 600-700 mm civarında olup yarı nemli iklim kuşağı içerisindedir. Yarı nemli iklim kuşağı içinde özellikle karasal özellikli bir iklimde meşelikler doğal bir bitki örtüsü olarak ortaya çıkmaktadır. Burası ak deniz bölgesine yakınlığı nedeniyle özellikle Antalya’nın ardı kesimi olması nedeniyle aynı zamanda Akdeniz ardı iklime sahiptir. (Şekil 34).

Bu alanlar dışında Beyşehir, Kurucuova yolu üzerinde göl kıyı çizgisi boyunca ve Şarkikaraağaç ilçesi ovalık alanlarda da farklı meşe türleri bulunmaktadır. Sultan dağlarının eteklerinde de farklı meşe toplulukları görülmektedir. Yükselti arttıkça meşelikler karışık ormana dönmekte ve 2000 m’nin üzerinde karaçam ormanları görülmektedir.

73

Şekil 34: Üstünler Köyü Meşelik Alanlarından Bir Görünüm

74 2.2. ARDIÇ FORMASYONU

Beyşehir gölünün güney batısında bir ardıç formasyonu görülmektedir. Bu ardıç formasyonunda bu ardıçlar bir silsile halinde uzanmaktadır. Bu ardıç türü juniperus excelsa (boylu ardıç) türündendir. Bunlar tipik bir boylu ardıç türüdür. Buralarda nadiren de olsa juniperus nana (bodur ardıç)lara da rastlanmaktadır. Bu ardıçlar tıpta, yağ yapımında, ve özellikle parfüm yapımında kullanılmaktadır. Buradaki ardıçlarda bir bozulma görülmektedir. Bir haşere veya bir hastalık sonucu ardıçlarda yer yer bozulmalar mevcuttur. Bu alan yoğun olarak ardıçlarla kaplı olsa da yer yer meşeliklere de rastlanmaktadır. Bu ormanın hakim türü ardıçlardır. Hakim tür: Bölgeyi ele geçiren primer (birincil) türlerdir. Bademli-Karadiken mahalleleri arasındaki alanda ise primer tür meşe sekonder tür ise ardıçlardır. (Şekil 36).

Kireç taşlarının olduğu yerlerde ardıç ağaçları geniş bir yayılım alanı göstermektedir. Yer yer maki tarzı çalılıklarda mevcuttur. Dedegöl dağlarının alt seviyelerine doğru karaçam ormanları görülmektedir. Çünkü karaçamlar daha yüksek alanlara uyum sağlamaktadır.

75

Şekil 37: Beyşehir Kurucuova Yolu Karışık Ardıç Formasyonu

76 2.3. KARAÇAM FORMASYONU

Beyşehir Kuruvuova Melik Şah Yaylası yolu üzerinde yükseltinin artması ile karaçam ormanları primer tür olarak yer almaktadır. Yine bu bölgede mazı ve ardıç ağaçları yer yer görülmektedir. Bunun sebebi yükseltinin artması ve sıcaklık değerlerinin düşük olmasıdır. Melik Şah yaylasına gelindiğinde yükseltinin daha da artmasıyla burada karaçam ormanları yoğunluk göstermektedir (Şekil 39). Buradaki ve çevre mahallelerdeki mahalle sakinleri bu ormandan kış aylarında yakacak ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Yine evlerin yapımında yapı malzemesi olarak kullanmaktadırlar. Ayrıca hayvancılıkla geçimlerini sağlayan mahalle sakinleri yayladaki ağılları ve barınakları da bu ormandaki ağaçlardan faydalanarak yapmaktadır. İlk baharda yağış ve sıcaklık değerlerinin uygun olduğu nisan-haziran ayları arasında mochella(kuzu göbeği ) mantarı engebeli bir arazi olduğu için tarıma uygun olmayan mahalle sakinlerinin dönemlik olarak geçim kaynakları haline gelmiştir.

Bu bölgede tarımsal faaliyetler oldukça azdır. Daha çok hayvancılık faaliyetleri yapılmakta fakat azda olsa bahçe tarımı yapılmaktadır. Bunun sebebi bu bölgenin dağlık alanlardan oluşması ve engebeli bir yapıya sahip olmasıdır.

Orman altı flora fakir olduğu için burası yarı nemli orman kuşağıdır. Bir ormanı dolaşırken orman altı flora fakirse ve zemin görünüyorsa bu yarı nemli ormandır. Ama bir ormanı dolaşırken topoğrafya otlar ve ağaçlarla kaplıysa ve orman altı flora çok zenginse nemli ormandır. Bir ormanın nemli veya yarı nemli olmasındaki en güzel göstergesi budur. İngilizce de bunun çok güzel karşılığı vardır.

77

78

YEDİNCİ BÖLÜM

BEYŞEHİR GÖLÜNÜN DOĞAL GÜZELLİKLERİ

Beyşehir Gölü Havzası, iklim şartlarının elverişli olması, topoğrafyanın farklı yükseltilerden oluşması, jeolojik ve yapısal özelliklerin farklılıklar göstermesi vb özelliklerden dolayı doğal güzellikler açışından da oldukça zengin bir bölgedir. Bunların başında göl içerisinde yer alan 33 tane ada, Karaburun Plajı, Leylekler Vadisi, Yakamanastır Piknik alanı, Göçü Karkınharmanı Piknik alanı, Dedegöl ve Anamas Dağları yürüyüş alanları, Pınargözü Mağarası vd bir çok mağara ve yeşillik alanlarıyla adeta doğa harikalarının yer aldığı bir havzadır.

1. BEYŞEHİR GÖLÜ ADALARI

Beyşehir Gölü içinde irili ufaklı olarak 33 ada yer almaktadır. Bu adaların yüz ölçümü göl su seviyesinin değişimine göre değişiklik göstermektedir. Göl içerisindeki en büyük ada Mada adasıdır. Bu ada Türkiye de gölde yaşam olan en büyük ada olma özelliği de göstermektedir. Isparta Yenişarbademli Gedikli köyü sınırları içinde yer alan bu ada Gedikli Köyü’nün Kumluca Mahallesi olarak da geçmektedir. Beyşehir Gölü içindeki adalar daha çok gölün batı ve güneybatısında görülmektedir. Bu alanların dışında göl içerisinde dağınık halde küçüklü büyüklü adalar bulunmaktadır. Bu adaların en büyük özelliği üzerlerinde farklı dönemlere ait tarihi kalıntıların bulunmasıdır. Beyşehir gölü tatlı su gölü olma özelliği, BG çevresinin iklim şartları olarak elverişli olması ve bitki örtüsü zenginliği ile muhteşem bir doğa özelliği taşımasından dolayı birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına sebep olmuştur. Bu medeniyetlerden çoğu göl içerisinde bulunun insana huzur ve dinginlik veren adalarda da zaman zaman yerleşip buralarda kalıntılar bırakmıştır. Ada içindeki tarihi kalıntılardan en önemlisi Gölün kuzeybatısında Selçuklu döneminde yapılan Kızkulesi Adası’nda bulunan kız kulesidir.

79

1.1. BEYŞEHİR GÖLÜ’NDEKİ BELLİ BAŞLI ADALAR

Benzer Belgeler