• Sonuç bulunamadı

Ayetlerin Belağat Yönüyle Karşılaştırılması

ٍ

ٍ غلبkökünden gelen تاغلب/belağat, sözlükte “sözün dil açısından doğru olması, kast edilen manaya tamamen uygun olması ve kendi içinde doğru-luğu dile getirmesi”490 şeklinde tarif edilir. Sözün açık ve seçik olması, ye-rinde ve zamanında söylenmesi, maksadına uygun dile getirilmesi, muha-taplarında istenen etkiyi uyandırması belağat teriminin kapsamına girmek-tedir. Bu yetenek bazı kişilerde doğuştan olabileceği gibi bazı kişilerde ise eğitimle kazandırılabilmektedir. Kur’ân-ı Kerîm ve hadiste bu ilme dair bir-çok örnek bulmak mümkündür.491 “Rahman insana beyanı öğretti.”492 ayetinde belağatın, beyanın insanın özünde olduğu belirtilir. Ayrıca “Kendilerine öğüt ver ve içlerine işleyecek güzel söz söyle/ اغيلبَلاوق”493 ayeti de belağatın mana-sını vurgulamaktadır.

İlim olarak ise düzgün ve yerinde söz söyleme usul ve kaidelerini ince-leyen belağat, beyan bedii ve meânî, olmak üzere üç başlık altında incelenir.

Allah’ın ne dediğini en ince ayrıntılarına kadar ortaya koyan ilim dalı olarak belağat, tefsir ilminin de önemli bir alanı haline gelmiştir. Zamanla İslâm dünyasının sınırları genişleyip ana dili Arapça olmayan Müslüman toplu-lukların Kur’an-ı Kerim’i yanlış okuma ve haliyle yanlış anlama endişesi ortaya çıkınca Arap dili gramerinin kurallar halinde tespitine ihtiyaç duyul-du. Eserlerde, dil ve edebiyat meseleleri yanında mecaz, temsil, emir, dua, istiare, teşbih vb. konulardan söz edilmiş, hatta teşbih çok ayrıntılı bir şekil-de işlenmiştir.”494 Kur’an-ı Kerim’in içeriklerinin en ince detaylarına kadar anlaşılabilmesi, ilahi murad ve maksadın insanlara ulaştırılabilmesi için

490 Cevheri, es-Sihah, s. 106; İsfehani, el-Müfredat, s, 168.

491 Kılıç, Hulusi, “Belağat” DİA, İstanbul, 1992, V/380.

492 Rahman 55/4.

493 Nisa 4/63.

494 Kılıç, “Belağat” V/382; Coşkun, Ahmet, Kur'an-ı Kerim'in Anlaşılmasında Belagat İlminin Önemi, Kur’an ve Tefsir Araştırmaları, Tartışmaları İlmi Toplantılar Dizisi, 14 Ekim 2000, İstanbul, s. 2-4.

lağat ilminin anlaşılabilmesi gerekir.495

Sonraki dönemlerde Müslümanların yabancı kültürlerle teması sonu-cunda ortaya çıkan bazı problemlere kelamcıların çözüm getirmeleri, özel-likle İslâm’a ve Kur’an-ı Kerim’e yöneltilen eleştirilere cevap aramaları Bela-ğat ilminin gelişmesi açışından faydalı olmuştur. Müfessirler Kur’an’ın i’câzı üzerinde dururken, i’câzı kavrama yollarından biri olan belağat ve fesahatla ister istemez meşgul olmuşlardır.496 Söz konusu belagat, daha çok Arapça ile alakalı bir durum olduğundan, Arapça dışındaki bir dilde yazılmış eserleri Arapça belagat üzerinden incelemek zor bir durum olsa gerektir. Çünkü Arapça kelime ve cümle yapılarında meydana gelen edebi sanatlar, tercüme sonrası hedef dile aynı şekilde aktarılamayabilir. Bu nedenle bir müfessirin veya Meal müellifinin, ayetlerin çevirisinde belağatı ne kadar ve nasıl dikka-te aldıkları önem arz etmekdikka-tedir. Kur’an-ı Kerim belağat açısından şaheser olduğundan ayetlerin tamamını incelemek konunun kapsamını aşacaktır.

İnceleme konusu Meallerde belağat bağlamında sınırlı bazı ayetlerin karşı-laştırılması ile iktifa edilmiştir.

Rahman Suresi’nin 55/1-4 ayetlerin inceleme konusu Meallerdeki çeviri-si şu şekildedir:

Esed Meali: 1 RAHMÂN, 2 Bu Kur’an’ı (insana) öğretti. 3 O, insanı yarattı:

4 ona açık ve berrak şekilde düşünmeyi ve konuşmayı öğretti.497

İslâmoğlu Meali: 1 RAHMAN ?... 2 Kur’an’ı O öğretti, 3 insanı O yarattı 4 İnsana kendini ifade etmeyi O öğretti.”498

495 Eren, Cüneyt, Arap Belagatının Kur'an-ı Kerim'in Anlaşılmasına Katkısı, D. E. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi

Savı XX, İzmir 2004, s. 115-138.

496 Kılıç, “Belağat” V/382.

497 Esed, III/1095.

498 İslâmoğlu, s. 1068.

İki Meal arasında belirgin bir benzerlik söz konusudur. Esed Meali’nde tamamı büyük harflerle çevrilen “RAHMAN” kelimesi, aynen İslâmoğlu Meali’ne de yansımıştır. Türk dili açısından cümlenin ilk kelimesinin tüm harflerini, herhangi bir kısaltma olmadığı müddetçe, büyük harfle yazmak geçerli bir durum değildir. Burada Esed Meali’ndeki tercih, aynen İslâmoğlu Meali’nde de vücud bulunca, kaynak göstermeden iktibas yapıldığı izlenimi hâsıl olmaktadır. İki ve üçüncü ayetlerde de sadece kelimelerin yerleri değiş-tirilerek, aynen aktarıldığı izlenimi edinilmektedir. Çünkü 3. ayetle ilgili Esed Meali’nde “insanı” kelimesi cümlenin başında yer almadığı için i harfi küçük yazılmıştır. Ancak İslâmoğlu Meali’nde “insanı” kelimesi, cümlenin başına getirildiği halde “i” harfi, değiştirilmemiş, aynı şekilde küçük harfle yazılmıştır.

4. ayetle ilgili olarak da farklı yazım söz konusudur. Esed Meali’nde Ra-ğıp ve Tacul Arus kaynak gösterildiği halde İslâmoğlu Meali’nde herhangi bir kaynak gösterilmemiş, sadece ta’lim ile ilgili açıklama yapılmıştır.

Aynı surenin sürekli tekrarlanan “Artık Rabbinizin hangi nimetini yalanla-yabilirsiniz” ayeti, Esed Meali’nde “Öyleyse, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini inkâr edebilirsiniz?” biçiminde yer alırken İslâmoğlu Meali’nde de benzeri şekilde “O halde Rabbinizin hangi nimetini inkâr edebilirsiniz?” biçiminde yer almaktadır. KuranMeali.org sitesindeki Meallerin ikisi burada inceleme ko-nusu olan ve üçü dipnotta belirtilen toplam 5 tanesi haricindeki tüm Meal-lerde, “tukezziban” kısmı “yalanlarsınız” şeklinde yer almaktadır.499 Bu du-rum her iki Mealin belağat konusundaki yaklaşımlarının yakınlığı konusun-da önemli bir ayrıntıyı gözler önüne sermektedir.

499 http://www.kuranMeali.org/55/rahman_suresi/16.ayet/kurani_kerim_Mealleri.aspx 22.12.2016.

(A. Fikri Yavuz, S. Yıldırım, Ü. Şimşek tarafından hazırlanan Meallerde de “inkar etmek”

şeklinde çeviri tercih edilmiştir.)

Belağat açısından karşılaştırma konusu olan diğer bir bölüm de Nas Su-resi’dir. Nas Suresi inceleme konusu olan Meallerde şu şekilde yer almakta-dır:

Esed Meali: De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine, 2 insanların Hakimine, 3 insanların İlahına; 4 fısıldayan sinsi ayartıcının şerrinden, 5 insanların kalbine fısıldayan;1 6 görünmez güçler(in) ve insanlar(ın bütün ayartmaların) dan.500

İslâmoğlu Meali’nde ise şöyle bir çeviri tercih edilmiştir: “1.(Ey Muhatap) De ki: Sığınırım ben Rabbine insanlığın 2 Sahibine insanlığın 3 İlahına insanlığın 4 Sinsi ve sinik vesvese kaynağının şerrinden, 5 o ki, sürekli kalplerine fısıldıyor in-sanların 6 ister görünmeyen-bilinmeyen ister görünen bilinen türden.”501

Cümle kuruluşları birbirinden farklıdır. Bazı kelimelerin ortak oluşu da birçok Mealde olduğu gibi makul karşılanan bir durumdur. Ancak dikkat-lerden kaçmayan husus son ayette geçen “cin” kelimesinin Esed Meali’nde

“görünmez güçler”, İslâmoğlu Meali’nde de “görünmeyen bilinmeyen tür-den” ifadelerinin kullanılmasıdır. Gayb ayetlerinin karşılaştırılması yapılır-ken “cinler” konusunun her iki Mealdeki yaklaşımları belirtildiğinden bura-da ayrıca değinilmeyecek, sadece belağat açısınbura-dan yapılan mukayesede, iki Meal arasındaki benzerliğe dikkat çekilerek iktifa edilmiştir.

Ayrıca belağat konusu başlığı altında incelemenin mümkün olabileceği şu yerlerde iki Meal arasında belirgin farklılıklar söz konusudur: Müddesir 74/18-30, , Tekvir 81/1-19, Karia 101/1-11, Zelzele 99/1-8, Adiyat 100/1-11, Felak 113/1-5.