• Sonuç bulunamadı

4. İNTERMODAL TAŞIMACILIK

4.5. Avrupa’ da İntermodal Taşımacılık

İntermodal taşımacılık, Avrupa Birliği’nin ulaştırma politikasının temelini oluşturmaktadır.

Ortak bir ulaştırma politikasının dönüm noktası 1985 yılında yayımlanan iç pazarın tamamlanmasına yönelik Beyaz Kitap ile hayata geçirilmiştir. Bu kitapta serbest ticaretin yapılabilmesi için ulaştırma faaliyetlerindeki kısıtlamaların büyük engel oluşturduğu açığa kavuşturulmuştur.1985 ve 1993 yılları arasında birlik, demir yollarını geliştirme, karayollarının sosyal mevzuatla uyumlaştırılması, hava ulaştırmasının serbestleştirilmesi, üye devletlerarasında deniz taşımacılığının uygulanması gibi konuları ele almıştır. Bu dönemde AB üye ülkelerin pazarları, kara ve deniz taşımacılığına açılmış iken hava ve nehir taşımacılığına ise kısmen açılmıştır. 1990’lı yıllarda sürdürebilirlik ve sosyal uyum prensipleri AB ulaştırma politikasına eklenmiştir. 2001 yılında 2010 yılına hitaben AB ulaştırma politikası ile ilgili Beyaz Kitap’ın yayımlanmasıyla ulaştırma kavramı AB ülkelerinde yeni bir boyut kazanmıştır. 2001 yılında yayımlanan Beyaz Kitap geçmişte yayımlanan belge veya raporlardan daha kapsamlı olması itibariyle farklılık göstermiştir. Bu kitapta Avrupa ülkelerinin ulaştırma sisteminde yaşadığı sorunlar tespit edilmiş ve sorunların kalıcı çözülmesi için öneriler sunulmuştur. 2006 yılında Avrupa Komisyonu 2001 yılında yayımlanan kitabın uygulanmasına ilişkin Avrupa’nın ilerlemesini sağlayın, kıtamız için sürdürülebilir hareketlilik adı altında değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu değerlendirmede; AB’nin genişlemesi, küresel ısınma, küreselleşmenin hızlanması, güvenlik ve terör, sürekli artan enerji fiyatlarıyla mücadele etmek için uluslararası sorumluluklar gibi unsurlar incelenmiş ve bu konular ile ilgili görüş bildirilmiştir (European Commission, 2006).

Avrupa Birliği, gelecek yıllarda daha rekabetçi bir ulaştırma sisteminin oluşturulması adına bir takım politika ve hedefler ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda 2011 yılında yayımlanan Beyaz Kitap’ta birlik, 2050 yılına kadar ulaştırma hareketliliğinin arttırılması, ana hedeflerin gerçekleştirilmesi ve buna bağlı olarak istihdamın arttırılmasını hedefleyen daha rekabetçi bir ulaştırma sistemi için kapsamlı bir stratejiyi benimsemiştir. Bu strateji kapsamında daha temiz, çevre dostu ve verimli bir ulaştırma politikasının oluşturmak adına Avrupa Birliği’nin ithal petrole olan bağımlılık oranının azaltılması ve ulaştırmadan kaynaklı karbon salınımının %60 oranında düşürülmesi amaçlanmaktadır (European Commission, 2014).

Avrupa komisyonu, ulaştırma sektörünün daha etkin ve verimli hale getirilmesi için daha fazla yatırımın yapılması gerektiğini savunmaktadır. Bu kapsamda ortak ulaştırma politikasıyla demiryollarının desteklenmesi ve Avrupa genelinde etkin bir ağın oluşmasının gerektiğini vurgulamaktadır. Oluşturulması planlanan ağın özellikle yüksek hızlı ağlar olması gerektiğini belirtmektedir. Komisyon ayrıca elektrikli taşıtların üretilmesiyle sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşeceğini, daha güvenilir ve çevre dostu bir sistemin ortaya çıkacağını belirtmiştir. Bu projelerin 2020-2030 yılları arasında gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. AB’de ortak ulaştırma altyapılarının geliştirilmesi ve yeni nesil arabaların üretilmesi için yaklaşık 2,5 trilyon avroluk bütçenin gerekli olduğu vurgulanmış ve altyapı için gerekli olan 1,5 trilyonluk bütçe onaylanmıştır. Avrupa Komisyonu 2050 yılına kadar nakliye sektöründe %80 oranında bir artış beklemekte ve buna bağlı olarak yolcu trafiğinde ise %51 oranında bir artış öngörmektedir (European Commission, 2020).

Avrupa Birliği daha temiz, kapsamlı ve verimli bir ulaştırma sisteminin kurulması için İntermodal taşımacılık sisteminin geliştirilmesi ve kullanılmasına yönelik politika ve projeler hedeflemektedir. Birlik, bu politikayı yaygınlaştırmak ve uygulanabilirliği arttırmak adına karayolu taşıma modunda belirli bir sınırlandırmaya gidip fiyatlandırma politikası uygulamakta, demiryolu sektöründe özel projeler hayata geçirmekte ve demiryolu serbestleşme çalışmaları yürütmektedir. Tüm bu çabalar ile sürdürülebilir ve ekonomik ulaştırma sisteminin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır (Kaynak ve Zeybek, 2007). Bu kapsamda Avrupa Birliği üyesi olan birçok ülke karayollarının neden olduğu trafik sıkışıklığı, trafik kazaları, yüksek maliyetli taşıma ve çevreye verdiği zarardan dolayı intermodal taşımacılık sistemini hayata geçirmek adına büyük yatırımlar yaparak altyapılarını oluşturmaya çalışmışlardır. Avrupa Komisyonu intermodal taşımacılığın Avrupa Birliği’nin ortak taşımacılık politikası olması için birçok çalışma ve desteklerde bulunmuştur (Burkhard ve Nemoto, 2005). Avrupa komisyonunun 2001 yılında yayımladığı Beyaz kitapta taşımacılığın etkin, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleşmesinin taşımacılık modları arasındaki dengesizliğin giderilmesi ile gerçekleşebileceği ve bununda ancak intermodal taşıma sistemi ile gerçekleşebileceği vurgulanmıştır. Birlik aynı zamanda entegre bir taşımacılık sisteminin hayata geçirilmesiyle karayolu taşıma modu kullanım artışının %38 oranıyla sınırlandırmayı hedeflemektedir. Bu hedefi gerçekleştirmek için öncelikle kısa mesafeli taşımalarda mümkün ise karayolu taşıma modu alternatifleri olan

kısa mesafeli denizyolu, iç suyolu ve demiryolu taşıma modlarını geliştirerek kullanmaya yönelmektedir. Özellikle uzun mesafeli taşımalarda ise kısa olan ilk ve son taşımaların karayolu ile yapılarak diğer kalan uzun mesafelerin ise denizyolu, iç suyolu ve demiryolu ile yapılması amaçlanmaktadır. Böylece sadece trafik sıkışıklığı çözülmeyecek aynı zamanda daha düşük maliyetle yol güvenliği sağlanacak ve hava kirliliğinin de önüne geçilmiş olunacaktır. Avrupa ülkeleri intermodal taşımacılığı benimsemiş lakin bu taşımacılığa geçişler yavaş olmuştur. Bunun neticesinde karayolu taşımacılığına rakip olabilecek deniz otoyollarının geliştirilmesi teklif edilmiştir. Bunun amacı Avrupa’da intermodal taşımacılık sisteminde gerçekleştirilen konteyner taşımacılığındaki verimsizliği azaltmaktır. Bu kapsamda Avrupa Birliği üye ülkeleri 2003 yılında farklı taşıma modlarının entegrasyonunu iyileştirme yollarını araştırmak için ülkelerdeki üreticiler ile istişarelerde bulunmuşlardır. Bu istişare sonucunda intermodal yük taşımacılığının verimliliğini ve organizasyonunu geliştirme yollarını araştırmak için bir eylem planı hazırlanmıştır. Bu eylem planıyla yük sevkiyatlarına destek olmak amacıyla intermodal taşımacılık uygulamalarını geliştirmeyi hedeflenmiştir. (European Commission, 2001; Short Sea Shipping, 2019).

4.5.1. Avrupa’ da intermodal taşımacılık politika ve yatırımları

Avrupa’da yaşanan ulaştırma sektöründeki gelişmeler orada yaşayan tüm vatandaşları yakından ilgilendirmektedir çünkü istihdam kaynağı olarak büyük öneme sahiptir. Ulaştırma sektörü ile ilgili önemli politik kararlar alınmakta ve uygulanmaya çalışılmaktadır.

Gelecekte dünya ticaretinin gün geçtikçe yoğunlaşacağı ve tüketim taleplerinin arttığı dikkate alınarak AB, ulaştırma altyapı yatırımlarına devam etmektedir. Bu doğrultuda AB, 2007-2013 yılları arasında 327 proje hazırlanmış ve bu projeler için 7,2 milyar avro yatırım yapılmıştır. AB’de 2010 yılında ulaştırma sektöründe yaklaşık 11,1 milyon kişi istihdam edilmiştir. Bu rakam AB’nin toplam istihdam oranının %5’i kadarıdır. Ulaştırma sektöründe istihdam edilenlerin %54’ü karayolu, %2’si denizyolu, %4’ü havayolu taşımacılığında,

%24’ü depolama ve diğer ulaştırma faaliyetlerinde ve kalan %16’lık kısmı ise haberleşme ve posta gibi faaliyetlerde istihdam edilmektedir. AB, 2011 yılında ulaştırma sektörüne 950 milyar avro yatırım yapmıştır. Bu rakam AB’de toplam tüketimin %13’üne denk gelmektedir. Bahsettiğimiz veriler incelendiğinde AB’nin ulaştırma sektörüne ne kadar

önem verdiği ve gelecekte de verilen önemin ve yatırımların artacağı görülmektedir.

Ulaştırma sektörüne yapılan yatırımlar AB’ne istihdam ve inovasyon konusunda olumlu katkılar sunmakla beraber uluslararası küresel rekabet gücünü arttırarak ticari ilişkilerine doğrudan katkı sağlayacaktır (Europan comisiion 2001, Kuşçu, 2011; Short Sea Shipping, 2019).