• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birli ği’nde Laiklik Tartışmaları “Türkiye kâ ğıt üzerinde laik

AVRUPA B İRLİĞİ VE TÜRKİYE’ DE LAİKLİK VE DİN KONULARI ÜZER İNE GÜNCEL DEĞERLENDİRMELER

3.4. Avrupa Birli ği’nde Laiklik Tartışmaları “Türkiye kâ ğıt üzerinde laik

Uluslararası Af örgütü, “Türkiye’nin sadece kâğıt üzerinde laik” olduğu savıyla, ‘Hıristiyanlara baskı yapıldığı’ yolundaki şikayetlere katıldı. ‘Hıristiyanların ve Alevilerin din özgürlüğüne getirilen kısıtlamalardan etkilendiğine ve “Devlet’in mâli desteği”nin yalnızca Sünnilere gittiğine dikkat çekildi. Almanya Evangelist Kilisesi Başkanı Huber de Türkiye’deki Hıristiyanların AB ülkelerindeki Müslümanların olanaklarına sahip olmadığını öne sürdü.”

Türkiye’de din özgürlüğü olmadığını öne süren uluslararası Af Örgütü Türkiye Uzmanı’ Amke Dietert-Scheuer, “Türkiye, resmen laik bir ülke ama durum tam öyle değil; Devlet’in mâli desteği yalnızca Sünnilere gidiyor, diğer dini inançlar ne kendi dillerini konuşabiliyor ve ne de kiliselerini yapabiliyor ya da onarabiliyorlar” dedi.141

Köktendinciler, dünyanın her yerinde ve her zaman, hangi dinden, mezhepten ya da tarikattan olurlarsa olsunlar, daima aynı tür davranışları sergiliyor.

Dolayısıyla, Avrupa Birliği'ni bir "Hıristiyan Kulübü" yapmak ya da böyle görmek isteyenlerin başında Vatikan'ın gelmesi hiç de şaşırtıcı değil.

Ama Alman Hıristiyan Demokratlarının, Fransız politikacısı Giscard d'Estaing'in ve son Roma toplantısından sonra da Polonya ile İspanya ve İtalya'nın

141

Avrupa Birliği'nin yeniden yazılmakta olan Anayasası'nın giriş bölümünde Hıristiyan değerlerine atıf yapılmasını istemeleri, hayli düşündürücü.

“Ben Varşova'da, Avrupa Birliği'nin gelecekteki kültür politikalarının tartışıldığı toplantıda, bu noktaya dikkati çeken bir bildiri sundum.

Tarihsel ve siyasal-toplumsal süreçlere gönderme yaparak hazırladığım bildiride özetle, tarihteki bütün kanlı savaşların dinci ve milliyetçi ayrımcılık üzerine dayandırıldığını anımsatarak, "Uluslararası barış ve hoşgörü ekseninde bir bütünleşme sağlamak iddiasındaki bir örgütlenmenin" yani Avrupa Birliği'nin, herhangi bir dine gönderme yapmasının, doğrudan doğruya, Birliği amacından saptırıcı bir davranış olacağına işaret ettim.

Sözlerimi de "Berlin duvarının, Soğuk Savaş'ın bitişini simgeleyen yıkılması ile insanlığın yeni bir aşamaya ulaştığı söyleniyor; şimdi herhangi bir dinin değerlerine gönderme yaparak, Avrupa Birliği'nin içinde yeni Berlin Duvarları inşa etmeyelim" diyerek bitirdim.

Toplantının tartışmalar bölümünde bildirimin üzerinde çok duruldu.

Sonunda, toplantının genel havasını yansıtan on maddelik özet içinde sonuncu madde olarak Avrupa Birliği'nin laik ilkeleri geliştirmesi gerektiği vurgulandı.

Toplantı sonrasında hazırlanan on maddelik özet, kısaca şöyle:

"Varşova'da aralarında Rusya ve Türkiye'nin de bulunduğu 13 ülkeden gelen elli kadar yabancı kültür politikaları uzmanının bulunduğu toplantıda, Avrupa Birliği'nin genişlemesi arifesinde, yeni Avrupa realitesi çerçevesinde önerilerimiz şunlardır:

1) Önemli kültürel kamu alanlarını demokratik şeffaflık ve yasa egemenliği çerçevesinde geliştirmek.

2) Başta mülteciler olmak üzere, cinsiyet farklılıklarını ve azınlık gruplarını dikkate alarak, kültür politikaları konusunda katılım için herkese eşit hak tanınması yoluyla demokratik değerleri güçlendirmek.

3) Avrupa içindeki ve dışındaki kültürel bölgeler arasındaki güç farklılıklarını dikkate almak.

4) Kültür ile iktidar arasındaki çelişkiyi dikkate alarak, i. eşitsizlikleri, pozitif ayrımcılık ile düzeltmek.

ii. kültürel altyapının marjinal eğilimler tarafından da kullanılmasını sağlamak.

iii. Hem akademik çevrelerde hem de bu çevrelerin dışında, yaratıcı kültürel etkileşimi özendirmek.

5) Daha az kullanılan dillere önem vererek hareketliliği ve çok dilliliği desteklemek.

6) Avrupa dışı sorunlara ilişkin duyarlılığı sistematik ve tutarlı olarak desteklemek.

7) İkili karşılıklılık ilkesini aşan bir biçimde, çok taraflı politikaları ve eylemleri özendirmek.

8) Açık ve birbirleriyle ilişkili olan kültürel kimlikler üzerine dayalı Avrupa kültür politikaları ile, dış kültür politikaları arasındaki bütünselliğin sağlanması için çaba sarf etmek.

9) İletişim ve işbirliği alanında çağdaş bir eşitlikçiliği ve demokratikliği temsil ettikleri için resmi ve gayri resmi kültürel network oluşumlarını desteklemek ve bütünleştirmek.

10) Açıklık ve farklılık ilkelerini ciddiye almak ve Avrupa kültür politikalarının laik karakterini korumak için çalışmak."

Sevgili okurlarım, 1 Mayıs 2004'te Avrupa Birliği, yeni katılan on ülke ile yepyeni bir kimlik ve işleyiş kazanacak.

Türkiye şimdiden bu yeni oluşumu fark edip ona göre yeni stratejiler oluşturmalıdır diye düşünüyorum.

Yukarıdaki bilgileri, bu konuyu tartışmaya açmak için sizlerle paylaştım.”142 Ülkemizde ise askeri üst yetkililer de bu konudaki rahatsızlıklarını dile getirdiler:

Yılın ilk laiklik mesajı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ten geldi. Orgeneral Özkök, 8 Ocak günü Gazi Orduevi'nde basın mensuplarına verdiği resepsiyonda, ''Herkesin dini inancına ve bunları özel yaşamlarında ifade etme tarzına saygı duyarız. Ancak bunların, özellikle türbanın mevzuata, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına aykırı olarak siyasi bir dayatma ve cumhuriyet geleneklerini aşındırma sembol ve eylemi olarak kullanılması beklenmemelidir'' dedi.

Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ise, "Türkiye'de irticai süreç devam ediyorsa, 28 Şubat süreci de devam ediyor” şeklinde konuştu.

İşte çağdaş Türkiye'nin görüntüleri bunlar.

142

Ağustos sonunda emekliye ayrılan komutanlar da, devir teslim törenlerinde AKP hükümetine sert mesajlar verdiler. Şu sözler, 25 Ağustos'ta MGK'da yapılan törende görevini Orgeneral Sarıışık'a devreden MGK Genel Sekreteri Orgeneral Kılınç'a ait: ''80 yıllık laik Türkiye Cumhuriyeti Atatürk milliyetçiliği anlayışında tek devlet, tek ulus, tek dil, tek bayrak ülküsünü daha da güçlendirerek devam ettirmesi gerekirken, halen hilafet ve şeriat arayışında olanlarımız var.''

Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki devir-teslim töreninde, Orgeneral Cumhur Asparuk'un sözleri ise şöyleydi: ''Milletler uzaydan dünyaya hakimiyetini kontrol ederken, maalesef biz Türk milleti olarak, yüz yıl geriye gidip bir kısır döngü içerisinde, Mavi Akım, imam hatip okulları, tesettürlüler, tarikatlarla uğraşmaktayız.''

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki devir teslim töreninde, Oramiral Bülent Alpkaya ''Bugün ülkemizin bölünmez bütünlüğü, cumhuriyetimizin laik ve demokratik yapısını tehdit eden iç ve dış kaynaklı bölücü ve köktendinci faaliyetler maalesef Cumhuriyetin 80. yılında da varlıklarını devam ettirmektedirler'' dedi.

Genelkurmay Başkanı Org. Özkök'ün 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla verdiği resepsiyonda, her zamanki gibi laiklik konusuna değinildi. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur, Kur'an kursları ile ilgili bir soruya karşılık, ''Sadece kılıklarına, kıyafetlerine bakınız, ne yapmak istediklerini görürsünüz'' karşılığını verdi.