• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği'nde Terörizm Algısı

2. KÜRESEL TERÖR VE TEHDİT ALGILAMALARINDA

2.3. Küresel Terörizmin Özellikleri

2.6.1. Avrupa Birliği'nde Terörizm Algısı

Avrupa Birliği’nin uluslararası bir yapıdan uluslar üstü bir yapıya geçiş yapması dikkat çekmektedir. Bu yapı değişikliği sırasında sınırlar açılmış ve serbest dolaşım hakkı verilmiştir, fakat serbest dolaşım hakkının verilmesiyle Avrupa Birliği üye ülkelerinin güvenliği tehlikeye girmiştir. Göçlerin başlaması ve ilticanın kontrol altına alınması için yapılan çalışmalar güvenliğin sağlanması aşamasından geçmiştir. Maastricht Antlaşması ile ortaya konulan üçüncü sütun kapsamında terörist faaliyetler, organize suç örgütlerinin faaliyetleri ve uyuşturucu ticaretinin önlemesi için çalışmalarda bulunulmuş, sınır kontrollerinin kalkmasıyla güvenlikte oluşan açık kapatılmaya çalışılmış ve Avrupa’nın orta ve doğu bölgelerinde görülen istikrarsızlığın yeniden düzenlenmesi için ortak kararlar alınmıştır (Şahinoğlu, 2005:116 ; Kaya, 2003:77).

Birliğin, ekonomik yapının yanı sıra siyasi bir örgüt olma çabaları ve bu konuda atmış olduğu adımlar Adalet ve İçişleri kapsamında yapmış olduğu girişimlerde kendini göstermektedir. Gerek Maastricht Antlaşması gerekse Amsterdam Antlaşması’nda Adalet ve İçişleri ile ilgili maddeler yer almış, bu maddelerde suçla mücadele, ırkçılık, terörizm ve kaçakçılık gibi konulara nasıl bir yaklaşımda bulunulması gerektiği ortaya konulmuştur. Bu antlaşmaların ardından Schengen Antlaşması ile sınır kontrolleri kalkarak kişilere serbest dolaşım hakkı verilmiş ve daha önce bahsedildiği üzere suç oranlarında artış olası olmuştur. Avrupa içerisinde güvenliğin polis kanadında sağlanması önce Trevi Grubu ile başlamış, daha sonra ise yine aynı amaçla kurulan ve varlığını sürdüren Europol vasıtasıyla gümrükler ve ülkelerin polis teşkilatları arasında sağlam bir dayanışma sağlanmış, hatta terör konusu da Europol’ün sorumlulukları arasına sokulmuştur. Europol, uluslararası bir örgüt olması sebebiyle gizliliğini kendi hukuki yollar aracılığıyla kendisi sağlamış, Europol tarafından yapılan herhangi bir şey Avrupa Birliği’ne mal edilememiştir (Şahinoğlu, 2005:116 ; Kaya, 2003:79).

Europol kapsamında, polis teşkilatları ve güvenlik birimleri arasında oluşturulacak işbirliğinin kapsamı şu şekilde ortaya konulmuştur:

Bir Avrupa tarzını ortaya çıkarmak emniyet tedbirlerinin teknik ve bilimsel yönüne ilişkin bilgi ve fikir yönlerini paylaşmak ve kredi kartı sahteciliği gibi bir takım yeni suç tipleri ile mücadele metotları geliştirmek için polis ve güvenlik servisi mensuplarının eğitimlerinin geliştirilmesini sağlamaya yönelik yapılacak işbirliğidir (Şahinoğlu, 2005:117 ; Kaya, 2003:79).

Birlik içerisinde siyasi bütünleşme sağlanmaktayken Amerika Birleşik Devletleri’nde büyük kayıplara neden olan bir terörist saldırının vuku bulması, Birliğin kendi içerisinde ve aynı zamanda diğer ülkelerle güvenlik sorunlarını bir an önce çözmesi, sorun olmayan ülkelerle ise güvenliği güçlendirmesi konusunu gözden geçirmesine sebep olmuştur. Amerika Birleşik Devletleri’ne 11 Eylül 2001 tarihinde gerçekleştirilen, ülkenin en önemli merkezlerinden birinin maddi zarara uğramasına ve daha da önemlisi çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olan terörist eylemin sonucunda Avrupa Birliği yasal ve yapısal anlamda büyük değişiklikler yapmamış, fakat dış politika anlamında dengeleri tekrar gözden geçirerek bu konuda yeni bir düzenlemenin adımlarını atmıştır (Şahinoğlu, 2005:117 ; Kaya, 2003:80).

13 Eylül 2001 tarihinde Chris Patten5 ile yapılan röportajda Patten, Amerika Birleşik Devletleri’ne yapılan terörist saldırılar karşısında Pakistan, Çin, Rusya ve Arap Devletlerinin, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri ile birlik olmaları gerektiğini belirtmiş, sorunun küresel bir sorun olduğunu ve bu sorun karşısında daha önce örneği görülmemiş bir işbirliğinin sağlanması gerektiğini eklemiştir (Şahinoğlu, 2005:117 ; Ames, 2001).

Patten yaptığı açıklamada, tüm dünyanın tek bir bütün olduğunu anlaması için bazen sorunların da yaşanması gerektiğini, gerçekleştirilen terörist saldırılar ile tüm dünyanın “Amerikalı” olduğunu, yapılan saldırıların İslam dünyasına mal edilemeyeceğini, bunu yapmanın adil olmayacağını ve son bu mücadelenin

medeniyetler arasında olmadığını, iyi ile kötü arasında olduğunu belirtmiştir (Ames, 2001).

15 Eylül 2001 tarihinde Chris Patten’ın yaptığı diğer bir açıklamada şunlar ortaya konulmuştur: Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte terörizme karşı savaşacaktır, 11 Eylül insan hayatını tamamen değiştirebilecek özelliğe sahip bir gündür, bu saldırı yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’ne yapılmış bir saldırı olamaz ve değildir, bu saldırı tüm dünyayı hedef almıştır, karşı koymak için yollar aramaya gerek yoktur çünkü ne yapılacağı son derece açıktır, farklı fikirleri benimseyenler olabilir ancak terörizm konusunda birlik olmak gerekir, bu günlerde Amerika Birleşik Devletleri ile olan güçlü bağlarımızı ortaya koymalıyız, köktendinci teröristler İslam dünyasının kurtulması gereken bir hastalığıdır, köktendinci gözünden dünyaya bakmak tıpkı hristiyanlığı engizisyonla yargılamaya benzer, küreselleşmeye karşı ya da küreselleşme yanında olamazsınız çünkü bu bir gerçektir ve doğru olup olmadığından çok ne şekilde yararlı olabileceğini tartışmak gerekmektedir (Şahinoğlu, 2005:118 ; Patten, 2001).

Saldırının üzerinden henüz birkaç gün geçmiş olmasına rağmen 19 Eylül 2001 tarihinde “Terörizmle Mücadelede Konsey Çerçeve Karar Tasarısı” sunulmuştur. Bu tasarıda, uluslararası alanda ve Avrupa Birliği dahilindeki yasal belgeler ortaya konulmuş, üye ülkelerin terörizmle ilgili mevzuatları belirtilmiş ve yasal çerçeveye dayandırılarak bir çerçeve karar tasarısı oluşturulmuştur. Çerçeve karar tasarısının ardından ise 21 Eylül 2001 tarihinde Brüksel’de “Olağanüstü Avrupa Konsey Toplantısı” düzenlenmiş ve bu toplantıda terörizmle mücadele yolunda ne gibi adımlar atılması gerektiği belirlenerek bir eylem planı kabul edilmiştir (Şahinoğlu, 2005:118 ; Kaya, 2003:80).

Onaylanan eylem planı doğrultusunda, polis ve adli işbirliğini sağlamak, uluslararası yasal belgeleri geliştirmek, terörizmin mali açıdan desteklenmesinin önünü kesmek, hava güvenliğini güçlendirmek ve Avrupa Birliği’nin küresel eylemini koordine etmek konularında kararlar alınmıştır. Bu kararların yanı sıra Birliğin dünyayla birleşmesini sağlamak ve dünya ekonomisi ile ilgili konularda da tartışılarak sonuca varılmıştır (Şahinoğlu, 2005:118).

2.6.2 Avrupa Birliği “Terörizmle Mücadelede Konsey Çerçeve