• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği Direktifleri ve İçtihatları

2.2. Yasal Düzenlemelerin Eksikliğinden Kaynaklanan Sorunlar

2.2.1. Dijital platform çalışanlarının istihdam statüsü sorunu

2.2.1.5. Avrupa Birliği Direktifleri ve İçtihatları

AB kurumları tarafından benimsenen dijital platform çalışanlarının mevcut sorunlarına yönelik yaklaşım; AB Adalet Divanı içtihatları ve Direk-tifler/Tavsiye Kararları gibi yeni düzenleyici araçların kabulü ile AB “işçi”

tanımının kademeli olarak güçlendirilmesi ve netleştirilmesidir.

Bu yaklaşımın temelinde yeni Avrupa Birliği Şeffaf ve Öngörülebilir Çalışma Koşulları Direktifi(24) (Directive (EU) 2019/1152 on transparent and predictable working conditions in the European Union- TPWC) yer almak-tadır. Bu yeni Direktifin hedefi “en geniş işçi kategorileri ve özellikle de en güvencesiz işçiler için koruma sağlamak” olarak belirtilmektedir. Direktifin esas değeri, biçiminden bağımsız olarak her istihdam ilişkisi için zorunlu bilgi yükümlülüğü usulüne ayrıntılı bir yaklaşım getirmesidir (ILO, 2019, p.

8). Direktife göre işçiler, çalışma koşulları hakkında zamanında ve kolayca erişebilecekleri yazılı bir formatta bilgilendirilme hakkına sahiptirler. Di-rektif bu yazılı bilgilendirmenin elektronik yolla yapılmasına da müsaade etmektedir (De Groen et al., 2019, p. 71; Bednarowicz, 2019). Direktife göre (Bölüm 1, madde 3), işveren bilgiyi elektronik ortamda sağlayacaksa, bilgi-nin çalışan tarafından depolanabilir ve basılabilir formatta olması gerek-mektedir. Ayrıca işverenin çalışana bu yazılı bilgilerin iletildiğine dair alındı belgesi veya iletim raporunu saklaması gerekmektedir.

Bu koruma geleneksel iş ilişkisinde standart bir iş sözleşmesi ile değil, platform tarafından tek taraflı olarak düzenlenmiş üyelik şart ve koşulla-rını kabul etmek zorunda kalan platform çalışanları için önemli bir sorun alanına karşılık gelmektedir. Şöyle ki, platform web sitesinde yer alan üye-lik şart ve koşulları, platformda hizmet sunmak isteyen platform çalışanı için genellikle çalışma koşullarına ilişkin açık ve ayrıntılı bir bilgilendirme sunmamaktadır. Platform çalışanları hizmet sunmak istediği platforma üye olmak istediğinde, genellikle çok da açık olmayan bir web sayfasına yönlendirilmektedirler. Üyelik şart ve koşullarının yer aldığı bu sayfada genellikle ilişkinin başlangıç-bitiş tarihi, çalışma saatleri, varsa platformun görev başına alacağı komisyon vb. koşullar açık ve ayrıntılı olmamaktadır.

Platform çalışanları genellikle platformun web sitesinde, platformun üyelik şart ve koşullarını kabul ettiklerini belirten bir kutuyu işaretleyerek bu bil-gilerin alındığını kabul etmektedirler (De Groen et al., 2019, p. 71; European Parliament, 2017, p. 3). Platform çalışanları işlerinin şeffaflığının arttırılma-sına katkı sağlayabilecek bu Direktif kapsamına girebilmekte ve öngörü-lemeyen çalışma biçimlerine karşı korunabilmektedirler (ILO, 2019, p. 8).

Ancak platform çalışanlarının Direktif kapsamına girmesi noktasında ciddi sorunlar da mevcuttur. Öncelikle Direktif açıkça tüm platform çalışanlarını kapsamamaktadır. Serbest çalışan statüsünde olan platform çalışanlarının haklardan yararlanabilmeleri için (ulusal mahkemeler tarafından vaka ba-zında) “sahte (sözde) serbest çalışan (bogus self-employment)(25)” olarak

(24) Direktif işverenlerin, işçilerin çalışma süresi ve koşullarına ilişkin bilgilendirilmesi yü-kümlülüğünü ayrıntılı olarak düzenlemektedir. Detaylı bilgi için bakınız https://eur-lex.

europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32019L1152&from=EN (Erişim ta-rihi; 27.03.2020).

(25) Direktifte sahte bağımsız çalışan statüsü; bağımsız çalışan statüsünün belirli yasal veya mali yükümlülüklerden kaçınmak amacıyla kötüye kullanılması, iş ilişkisinin kasıtlı ola-rak yanlış bildirilmesi olaola-rak tanımlanmaktadır.

yeniden sınıflandırılmaları gerekmektedir. Direktif üye ülkelerin sahte ser-best çalışan statüsünü belirlerken, AB Adalet Divanı içtihatlarından yarar-lanmalarını, Adalet Divanı tarafından belirlenen işçi statüsü kriterlerinden faydalanmalarını önermektedir. Bu kriterleri sağlayan ev işçileri (domestic workers), talebe bağlı çalışanlar (on-demand workers), dönemsel işlerde çalışanlar (proje işleri, mevsimlik işçiler gibi), dijital platform çalışanları, çı-raklar ve stajyerler bu Direktif kapsamında yer almaktadır.

Yani AB Adalet Divanı içtihatlarına göre bir dijital platform çalışanının statüsünün işçi olarak belirlenmesi, bazı kriterleri karşılamasına bağlıdır.

Platform sağlayıcı ve çalışan arasındaki ilişkinin özellikleri üç temel kriter göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir. Bunlar;

• Bağımlılık ilişkisinin varlığı: Bağlılık kriterinin karşılanması için platform çalışanı ilişkisi bulunan platformun yönetimi altında ol-malıdır. Yani platform çalışanının hangi hizmetleri nasıl sağlayacağı çalışan tarafından özgürce seçilmemeli, ücret ve çalışma koşulları platformla kurulan sözleşme ilişkisine göre belirlenmelidir. Plat-formun bir müşteri tarafından yatırılan ödemeyi alması ve bunu hizmeti sağlayan platform çalışanına aktarması faaliyeti, ücretlen-dirmenin platform tarafından belirlendiği anlamına gelmemektedir.

Ayrıca bağımlılık kriterinin tespiti için, yönetimin veya denetimin fiilen sürekli olarak uygulanması gerekmemektedir.

• İşin doğası; Kriterin karşılanması için platform çalışanı “etkili ve gerçek ekonomik değere sahip bir faaliyet(26)” yürütmelidir. Mar-jinal ve yardımcı olarak kabul edilebilecek küçük ölçekli hizmet-ler bu kapsamda değerlendirilmemelidir. Ulusal mahkemehizmet-ler daha geleneksel istihdam ilişkileri bağlamında bile marjinal ve yardımcı işlerin belirlenmesinde farklı yaklaşımlar benimsemiştir. Çalışan-ların tamamen marjinal ve yardımcı hizmetleri sağladığı platform-lar ele alındığında, bu çalışanplatform-lar işçi oplatform-larak nitelendirilemeyecektir.

Ancak işin kısa süreli olması, sınırlı çalışma saatleri, süreksiz ça-lışma veya düşük üretkenlik gibi unsurların varlığı kendi başlarına platform çalışanlarını istihdam ilişkisi kapsamı dışında bırakamaz.

Bu durumda bu çalışanların işçi veya bağımsız çalışan statüsünün tespiti, üç kriterin de kapsamlı analizinden sonra sonuçlanmalıdır.

• Ücretin varlığı: Kriter öncelikle gönüllü çalışmayı işçi statüsünden ayırmayı amaçlamaktadır. Dolayısıyla platform çalışanı ücret al-mıyor ise veya aldığı miktar yalnızca hizmet sunumu için çalışanın katlanmış olduğu maliyeti tazmin edici nitelikte ise işçi statüsünde değerlendirilmemektedir (European Comission, 2016, p. 12).

(26) Konuya ilişkin Adalet Divanı yorumu en belirsiz olan kriterdir. Konuya ilişkin detaylı bil-gi için bknz: O'Brien, C. and Spaventa, E. and De Corninck, J. (2016) “Comparative Report 2015 - The concept of worker under Article 45 TFEU and certain non-standard forms of employment.”, Project Report. European Commission, Brussels, pp. 15-18).

Bir platform çalışanının Direktif kapsamında değerlendirilmesi için ön-celikle ulusal mahkemelerce vaka bazında “işçi” statüsünde kabul edilmesi gerekmektedir. Yeni atipik istihdam biçimlerini de işçi statüsüne sağlanan haklar kapsamına dâhil edebilmek ve en güvencesiz işçi grupları için de ko-ruma sağlamak için kullanılması planlanan bu düzenleyici araçlar ne yazık ki platform çalışanlarının tümü için etkili bir çözüm sağlamamaktadır. Yak-laşım olarak işçi tanımın genişletilmesi düşüncesinin, platform çalışanla-rının bu statüde nitelendirilmesini kolaylaştırıcı bir etki yaratacağı açıktır.

Ancak bu gelişmelere rağmen ulusal mahkemeler tarafından vaka bazında

“sahte bağımsız çalışan” olarak değerlendirilmek ve işçi statüsünde kabul edilmek, talebe bağlı çalışan yerel platform çalışması için daha kolay olabi-lirken (örneğin Uber, Deliveroo), görevleri çevrimiçi yürüten sanal platform çalışması için oldukça güç bir durumdur (ILO, 2019, p. 8).