• Sonuç bulunamadı

AV. SADIK ERDOĞAN Yaşam Öyküsü

01�01�1946’da Kırklareli, Lüleburgaz Büyükkarıştıran’da doğdu�

İlk ve orta öğrenimini Büyükçekmece, Hakkari, Beytüşşebap Hilal ve Gerur köyünde ve Ürgüp, Kayseri ve Nevşehir’de yaptı� 1963 yılında Nevşehir Lisesi’ni bitiren 8 öğrenciden biriydi� Sınavda Ankara Hukuk Fakültesi’ni kazandı� O sıralarda sınıf geçme sistemi, o sınıfta okutulan derslerden kura ile çekilen ikisine yazılı sınava girmek, ikisinde de en az 7’şer not almaktı� Notlardan birisi 7’den aşağı ise, diğeri 10 bile olsa iki dersten de sınıfı geçemiyor ve yıl kaybediyordunuz� Eğer 3 yıl içinde sınıfı geçemezseniz okuldan atılıyordunuz� Eleme denen iki dersten geçerseniz, diğer kalan dört dersten, aynı gün sıra ile sözlü sınava giriyordunuz� Tüm derslerinizden en az 7’şer, yani toplam 42 not almanız gerekiyordu� Yani 6, geçer not değildi� Bunun da adı “üssümizan” idi�

Milliyet Gazetesi’nde muhabirlik yaptı� Yerel gazetelerde öykü, şiir ve köşe yazıları yazdı� Merkeple köylere kitap gönderen kütüphane, ilk defa Ürgüp’te Müdür Mustafa Güzelgöz tarafından yaratıldı� Onunla yaptığı söyleşi ile de kütüphane tanındı� Birleşmiş Milletler Teşkilatı’ndan bile ödül kazandı�

Sonraları şiir yönünde devamlı uğraşıları oldu� Çok yarışmada ödül kazandı� Antoloji ve sanat dergilerinde, Çele, Çaba, Şölen, Çoruh, Çerez, Ajanstürk, Varlık, Defne, Su vs� şiirleri yayınlandı� Kutuplarda Bahar, Ölümsüzlüğün İlk Harfi, Yeryüzü Seninle Güzel, Şiirlerim, Gül Yağmuru, Kışağacı adlarında şiir kitapları ve 2015 yılında Ankara Barosu’nun yayınladığı “Kedi Hukuku Yedi” adlı anı kitabı var�

Fakülte münazara ekibindeydi ve Uğur Mumcu’dan sonraki son münazara birincilerinden birisiydi�

Meşhur 1968 kuşağındandır� 1968 yılı fakülte boykotlarında önemli rol üstlendi� Öğrenciler fakülteyi işgal ettiler� Boykot Komitesi kuruldu� Sol ve sağ taraftan oluşan komitenin başkanı Abdullah Emre İleri’ydi� Hocalar ve memurlar fakülteden çıkarıldılar� İşin ciddiyetini anlatabilmek açısından, bele-diye otobüsleri yolcuları indirilerek sığdıkları kadar fakülte bahçesine çekildi� O sıralarda fakülte bahçesine ve içine de polis giremiyordu� Komiteden Emre İleri ile birkaç komite üyesi Prof� Turgut Akıntürk’ün evinde hocalarla toplantılar yaptı� Günler sonra komitenin istekleri kabul edildi� Eleme sistemi kaldırıldı� Ama sonrasında fakülte yönetimi, muhakkik seçtiği Yaşar Karayalçın ile tahkikat yaptı� Mahkemeye verilen ve epey uzun süre yargılanan komite üyeleri 1975 yılında 1� Asliye Ceza Mahkemesi’nde beraat ettiler�

1967 yılında Ceride Heyeti görevini yapmayınca Sedat Örsel ve Adnan Töre ile beraber Mini Ceride-i Kantarı’nı çıkardı�

1970 yılı Ceride-i Kantar dergisi başkanıydı ve aynı yıl fakülteyi bitirdi� Askerliğini Tank Asteğmen olarak yaptıktan sonra avukatlık stajını tamamladı ve 1973 yılı Mayıs ayından beri Ankara’da serbest avukatlık yapıyor� Eşi Ayşe Nermin Erdoğan da avukat olup kızları Canan ve Aslı başka meslekleri seçtiler� Atlas isimli bir torunu var�

Ankara Barosu tarihinde aynı yıl mezun olup Baro Başkanlığına seçilen dört avukattan birisidir� Rahmetli Özdemir Özok, Tuncay Alemdaroğlu, Semih Güner ve kendisi 1970 yılı mezunudurlar�

Ankara Barosu’nda ve Türkiye Barolar Birliği’nde değişik zamanlarda değişik görevler üstlendi�

1980 yılında Muammer Aksoy, Baro Başkanlığına seçildiğinde o da Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi� İki yıl boyunca Başkan Yardımcılığı görevini de yaptı�

Bugüne kadar değişik zamanlarda Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliği dergilerinin yayın kurulu başkanlıkları ve üyeliklerini yaptı� Oldukça uzun süre

Türkiye Barolar Birliği delegesi olarak seçildi� Türkiye Barolar Birliği Sayman-lığı görevini yaptı� Ayrıca Türk Hukuk Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği ve Saymanlığı görevlerini de üstlendi�

Baroda ve başka kurumların yarışmalarında jüri üyelikleri yaptı (Akşam Gazetesi- Şinasi Özdenoğlu yarışmaları gibi)�

Şair Hukukçular Antolojisi’nin hazırlayıcıları arasındadır� “Şiir Akşamüstleri” adlı programı uzun süre düzenledi ve sundu�

Türkiye Barolar Birliği’nde Faruk Erem Köşesi’nin ve Ankara Barosu’nda Hukuk Müzesi’nin yaratılmasında katkıları vardır� Baronun kuruluşundan beri organlarda görev yapan yönetim kurulu, disiplin kurulu ve denetim kurulu üyelerini de 2003 yılına kadar o andaki yönetim kurulu ile beraber tam olarak düzenlemiştir� Ama şu anda bu çalışma nerededir, bilinmiyor�

Kıbrıs ve Ermeni Sorununun üzerinde Baro’nun uzun süre çalışmasını Yönetim Kurulu ile beraber sağlamış ve konferanslar düzenletmiş, kitaplar yayınlanmasına da olanak sağlamıştır� Sivas Davası için çıkarılan (Şanal Sarıhan) iki ciltlik çalışma da ayrı bir eserdir�

Karadeniz Barolar Birliği Başkanlığı görevine de seçilmiş ve yapmıştır (Bulgaristan, Arnavutluk, Yunanistan, Romanya, Moldova, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan Barolarının oluşturduğu birlik)�

Ankara Barosu’nun Gölbaşı’nda işlettiği yer satılmak üzereyken Yönetim Kurulu ile beraber satışı engellemiş ve 1/3 hisseyi Dedeman Grubu’ndan Yardımlaşma Sandığı’na almıştır� Sonraki yıl ise tesis ilerleyerek çalışmış ve bugünkü güzel durumuna gelmiştir�

Yine Yönetim Kurulu ile beraber ABAYS’ın hizmetine aldığı doktor ile ciddi bir sağlık yardımını da Adliyede başlatmıştır�

Av. Sadık Erdoğan Başkanlığı’ndaki Baro Çalışmalarından Bazı Örnekler

-Avukat Sadık Erdoğan’ın baro başkanlığı dönemi 2000-2002 yılları ara-sındadır� 2001 yılı başında barolara ve savunma mesleğine yönelik tehditlerin yoğunlaşması üzerine “Ankara Barosu Başkanı Av� Sadık Erdoğan” imzasıyla yapılan ve ülke çapında dağıtılan açıklamada; 27 Ağustos – 7 Eylül 1990 tarihleri arasında Havana’da toplanan “Suçların Önlenmesi ve Suçluların Islahı Üzerine 8� Birleşmiş Milletler Konferansı”nda kabul edilen “Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler” (“Havana Kararları”) hatırlatıldı, uyarılarda bulunuldu ve gerekli düzenlemelerin yapılması istendi�

-“Avukatın meslek sırrı”na saygıyı zedeleyen girişimlerin yasa önerisi şeklinde TBMM’nin gündemine getirilmesi üzerine, Ankara Barosu Başkanı Av� Sadık Erdoğan, İstanbul, İzmir ve Antalya Barosu Başkanlarıyla birlikte düzenlediği basın toplantısında bu girişime karşı çıktı, TBMM Adalet Komisyonu üyelerine tek tek başvurarak bu düzenlemenin tasarıdan çıkarılmasını istedi�

-2000 yılı Kasım ayında, çeşitli cezaevlerinde başlatılan ölüm oruçları ile gündeme gelen infaz sorununa, etkin şekilde müdahale edildi� Cezaevleri ziyaret edildi, denetimler yapıldı , tutuklu ve hükümlülerle de görüşülerek raporlar hazırlanıp yetkililere iletildi� “Cezaevleri sorunu”nun bir “mimari sorun” olmadığı, öncelikle infaza ilişkin yeni ve çağdaş yasal düzenlemelere gereksinim olduğu belirtildi�

Daha sonra 3 Nisan 2001 tarihinde Ankara Barosu Başkanı Av� Sadık Erdoğan, dönemin İstanbul Barosu Başkanı Av� Yücel Sayman ve İzmir Barosu Başkanı Av� Noyan Özkan imzasıyla yayınlanan “Açık Mektup”ta “insancıl ve demokratik infaz anlayışının benimsenmesi” istendi�

-Keza, aynı kapsamda tartışılan “genel af” sorunu da Ankara Barosu’nca ele alındı ve Av� Sadık Erdoğan tarafından yapılan açıklamada;

“Siyasal suçları kapsam dışı bırakacak bir af uygulamasının kamu vicdanını rahatsız edeceğine kuşku yoktur� Aksine düzenleme, toplumsal barış ve uzlaşmaya hizmet etmesi gereken ‘af’ müessesesini bir ‘toplumsal çatışma’ aracı haline getirir�

“Parlamentonun af konusundaki iradesine ipotek koyan Anayasa’nın 87� maddesinin ‘erteleme’ gibi yöntemlerle Anayasa’ya karşı hile yoluyla aşılmaya çalışılmasını da doğru bulmuyoruz� Bu, eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır�

“Doğru olan, Anayasa’nın 87� maddesinin değiştirilmesi ve kamu vicdanına ters düşmeyecek, ülke koşullarına uygun bir düzenlemeye gidilmesidir” denildi ve daha sonra Anayasa’nın ilgili maddesinde yapılan değişikliğin önü açıldı�

-“Ölüm cezası”nın kaldırılmasının tartışıldığı 2001 yılında, açıklanan “Par-tiler Arası Uzlaşma Alt Komisyonu”nca benimsenen Anayasa değişikliklerinde yer alan “ölüm cezası”na ilişkin düzenlemeleri değerlendiren ve “idam, törenle adam öldürmektir” diyen Ankara Barosu Başkanı Av� Sadık Erdoğan şu açık-lamayı yaptı:

“Partiler Arası Uzlaşma Alt Komisyonu’nca benimsenen Anayasa değişikliği paketinde yer alan düzenleme ile ‘ölüm cezasının kaldırıldığı’ iddiası doğru değildir�

“Önerilen değişiklikle yalnızca, mahkemelerin verdiği ölüm cezalarının TBMM’ce onaylanmasına ilişkin düzenleme kaldırılmaktadır���

“Dikkat çekici olan bu değişiklik önerisinin gerekçesidir� Komisyonun gerekçesinde aynen;

“’Bu değişiklikle, idam cezası ile ilgili ibareler çıkarılmakta; konunun 6 nolu Protokolün 2� maddesi çerçevesinde kanunla düzenlenmesi öngörülmektedir’ deniliyor�

“Öncelikle belirtelim ki, bu yaklaşımı yadırgıyoruz�

Adliye Binası Bahçesinde Yapılan İlk Balo’ya Gelen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile

“’Ölüm cezası’, ilkesel bir sorundur� Bu sorun, ‘kişi’ye, ya da ‘Avrupa Birliği süreci’ne endekslenemez� ‘Öldürme’nin bir cezalandırma yöntemi olamayaca-ğını, çağdaş infaz sistemlerinde bu tür bir ‘cezalandırma’nın kabul edilemeye-ceğini düşünüyor, Ortaçağ’dan kalan bu ‘idam cezası’ ayıbının mevzuatımızdan kesinlikle ayıklanması gerektiğine inanıyoruz� Bunu, Avrupa Birliği ya da başka dış kuruluş ve çevreler istediği için değil, insanlık onuru ile bağdaşmadığı ve ulusumuza yakışmadığı için istiyoruz���

“’İdam cezası’ gibi, ‘ölümcül’ bir sorunu dahi Avrupa üzerinden düşünen bir zihniyetin önerebileceği düzenleme elbette bu olacaktır� Anayasa’nın 6� maddesinde yer alan ‘ulusal egemenlik’ hakkından vazgeçenler, doğal olarak bunu önereceklerdir�

“Türkiye, Ankara’dan yönetilmelidir� Sorun, evrensel değerler temelinde, ülkemizin demokratikleşmesi sorunu olarak ele alınmalı, sözü Avrupa’dan dolaştırmaksızın, eveleyip-gevelemeksizin, Anayasa’ya ölüm cezasının kaldı-rıldığı açıkça yazılmalı, hiç kimsenin bu cezaya çarptırılamayacağı ve idam edilemeyeceği (düşünülüyorsa istisnaları ile birlikte) Anayasa’da belirtilmelidir� İmzamız dahi bulunmayan yabancı Protokollere dayanılarak ve bunlara atıf yapılıp sorun ortada bırakılarak değil”�

-Av� Sadık Erdoğan başkanlığındaki Ankara Barosu, “çevre” konusunda da duyarlı davrandı� 21�02�2001’de kabul edilen 4629 sayılı “Bazı Fonların Tasfiyesi Baro Kadın Danışma Evi ile İlgili Bir Törende Adalet Bakanı Hikmet Sami

Hakkında Kanun” Ankara Barosu Çevre Komisyonu’nca incelemeye alındı ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e başvurularak;

“Bu yasa ile;

“1) 8 milyon orman köylümüzün kalkındırılması için ayrılan ‘ORKÖY Fonu’ (‘Orman Köylülerini Kalkındırma Fonu’),

“2) Ülkemizin doğal alanlarını, parklarını, anıtlarını korumak ve geliştirmek amacıyla tahsis edilen ‘Milli Parklar Fonu’,

“3) Dünyada, erozyona en fazla maruz kalan ülkemizin, toprağı koruma ve erozyonu önleme çalışmalarında kullanılan ve hayati önem taşıyan ‘Ağaçlan-dırma Fonu’ kaldırılacak ve;

“Ayrıca bu yasanın imzalanmasıyla, ülkenin tek erozyon yasası olan 4122 sayılı ‘Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu’nun uygu-lanabilmesini sağlayan gelirler de ortadan kaldırılmış ve bu yasa işlevsiz hale getirilmiş olacaktır” denildi ve yasanın imzalanmaması, bir daha görüşülmek üzere TBMM’ne geri gönderilmesi istendi�

-Bergama’lı köylülerin açtıkları davalarda, siyanürcü şirket faaliyetini iptal eden yargı kararlarının uygulanmaması üzerine, 19 Haziran 2001 günü İzmir-Bergama-Narlıca köyüne giden Ankara Barosu Başkanı Av� Sadık Erdoğan, İstanbul Barosu Başkanı Av� Yücel Sayman ve İzmir Barosu Başkanı Av� Noyan Özkan birlikte yaptıkları basın toplantısında tepkilerini dile getirdiler� Bu basın toplantısında;

“Bergamalı köylülerin açtıkları davalarda siyanürcü şirket faaliyetini iptal eden mahkeme kararları neden ve nasıl uygulanmıyor?”

“Türkiye’de hukuk devleti neden gerçekleşmiyor?” “Yurttaşların hukuki güvencesi ne durumdadır?” “Adalet sistemi çöküyor mu?”

“Hukuk devletine karşı yapılan saldırılara karşı barolar ne yapacaktır?” “Savunmanın güncel sorunları nelerdir?” gibi sorulara yanıt verildi� -7 Haziran 2001 günü, Av� Sadık Erdoğan başkanlığında toplanan Ankara Barosu Yönetim Kurulu, Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri ve bu alanda yapılan dış dayatmaları değerlendirdi ve şu kararları aldı:

“Baromuzun, Kıbrıs davasının ulusal ve uluslararası platformlarda daha güçlü ve etkin bir biçimde savunulması için görev üstlenmesine;

“Bu amaçla Ankara ve Lefkoşe Barolarının önderlik edeceği, Kıbrıs Türk Kültür Derneği ve Kıbrıs Türk Kalkınma Platformu’nun da içinde olacağı bir ortak girişim başlatılmasını;

“Kritik bir sürece giren Kıbrıs sorununun gerçeklerinin paneller, mesleki toplantılar, diğer etkinlikler ve aydınlatıcı yayınlarla meslektaşlarımıza, ulusal ve uluslararası kamuoyuna duyurulmasına;

“Bu bağlamda, Baromuzun kuruluş yıldönümü olan 14 Temmuz 2001 tari-hinde yurtdışından gelecek ve yurtiçinden katılacak seçkin hukukçu konukları-mızın oluşturduğu bir ortamda KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş’ın görüşlerini yansıtacağı bir konferans düzenlenmesine;

“Ayrıca bu toplantıda Sayın Denktaş’ın bugüne kadar Kıbrıs davasının savunulmasındaki katkıları ve başarıları için Baromuzun şükran duygularını ifade edeceği bir tören yapılmasına karar verilmiştir”�

Bu kararları basına açıklayan Ankara Barosu Başkanı Av� Sadık Erdoğan; “Avrupa Birliği’nden gelen dayatmalar karşısında Kıbrıs’ı verip kurtulmayı savunanlara karşı mücadeleye devam edeceğiz� Ankara Barosu, Kıbrıs davasını ulusal perspektifle savunmaya kararlıdır” dedi�

-Av� Sadık Erdoğan başkanlığındaki Ankara Barosu, Kıbrıs davasının savu-nulmasında kararlı tutumunu sürdürdü ve çeşitli etkinliklerde bulundu�

21 Kasım 2001 tarihinde yaptığı basın açıklamasında “Kıbrıs davasını savunmakta kararlıyız” diyen Av� Sadık Erdoğan şunları söyledi:

“Türkiye, odağında Kıbrıs olan dış baskılar ve sorunlarla kuşatılmış durumda� Batı, Türkiye’yi Kıbrıs’ta kuşatarak teslim almak istiyor�

“Türkiye’yi Kıbrıs’ta ‘işgalci’ ilan eden Avrupa Parlamentosu, Güney Kıbrıs Yönetimini bütün Kıbrıs’ın tek temsilcisi kabul etmekte ve onu Avrupa Birliği’ne alma hazırlıkları içinde bulunmaktadır�

“Plan açıktır: Yakın bir gelecekte Kıbrıs Rum Yönetimi Avrupa Birliği’ne alınarak bütün Kıbrıs, Avrupa Birliği toprağı sayılıp; Türkiye, Avrupa Birliği topraklarını işgal etmiş konuma düşürülerek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adayı terketmesi istenecektir���

“Oysa, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Avrupa Birliği’ne tek taraflı üyelik başvurusu, uluslararası antlaşmalara aykırıdır� Baromuzun her zeminde ısrarla

savunduğu bu tez, uluslararası hukuk alanında tanınmış İngiliz hukukçu Prof� Maurice H� Mendelson’un hazırladığı mütalaa ile de doğrulanmıştır�

“Prof� Mendelson’un son mütalaası, Birleşmiş Milletler genel Kurul ve Güvenlik Konseyi belgesi olarak yayınlanmış bulunmaktadır���

“Türkiye’ye Kıbrıs üzerinden yöneltilen tehdidin doğrudan toprak bütün-lüğümüzü hedef aldığını biliyoruz� Kıbrıs’tan vazgeçmiş bir Türkiye, egemen-liğini ve toprak bütünlüğünü koruyamaz� Bunun zorunlu sonucu, Kuzey Irak sorununda dayatılan ‘çözüm’ün de kabulü olacaktır�

“Ankara Barosu, bu temel ulusal soruna sahip çıkma kararlılığındadır� Bu kapsamda KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş’ı Türkiye’ye davet ettik� Aralık ayı içinde Sayın Denktaş’ın da katılacağı bir toplantı ile bu kararlılığımızı gösterecek ve Kıbrıs konusundaki haklı tezlerimizi bir kez daha vurgulayacağız”�

-Ankara Barosu, 2002 yılı Temmuz ayında “Doğu Akdeniz’de Barış” konulu uluslararası etkinlikler düzenledi� Bu kapsamda, 17 Temmuz 2002 günü, “Hukuksal Boyutlarıyla Doğu Akdeniz’de Barış” adıyla, Antalya’da Talya Otel’de iki gün süren bir uluslararası konferans yapıldı� Av� Sadık Erdoğan’ın açış konuşmasını yaptığı bu konferansa, Portekiz’den Çin’e kadar birçok ülkenin baro başkanları, yerli ve yabancı hukuk otoriteleri ve Türkiye barolarının baş-kanları katıldılar�

Konferans, sabahları tebliğlerin sunulup tartışıldığı, öğleden sonraları da yuvarlak masa tartışmalarının sürdürüldüğü oturumlar halinde gerçekleştirildi�

Kıbrıs sorununun uluslararası boyutları, toplumlararası görüşmelerin vardığı nokta ve yakın olasılıklar konusunda önemli açıklamaların yapıldığı konferans, basına ve halka açık olarak gerçekleştirildi�

-1 Haziran 2002 günü Mersin Kültür Merkezi’nde İçel Valiliği’nin desteği, Ankara ve Mersin Barosu’nun işbirliği ile “Kıbrıs Sorunu” konulu bir konferans düzenlendi�

-10 gün sonra da Giresun Valiliği’nin desteği ile ve Giresun Barosu’nun da işbirliği ile Kıbrıs konulu diğer bir konferans da Giresun’da düzenlendi�

-Çokça basımı yapılan ve yabancı dillere çevirilerek diğer ülkelerin barolarına, uluslararası kuruluşlara gönderilen “Kıbrıs Sorunu” isimli kitap yayınlandı�

-Batı merkezli “Ermeni Soykırımı” yalanlarına karşı çıkan, bu yalanın hedefinin Türkiye’den toprak ve tazminat talebi olduğunu vurgulayan Ankara Barosu, çeşitli açıklamalarda ve etkinliklerde bulundu, yabancı dillere çevrilerek

yabancı barolara ve uluslararası kuruluşlara da gönderilen, birçok baskı yapan “Ermeni Sorunu” isimli kitabı yayımladı�

-2 Temmuz 2002 günü, Ankara Adliye Sarayı Konferans Salonu’nda “2 Temmuz Sivas Olaylarını Anma Etkinliği” düzenledi� İlhan Selçuk’un da konuşmacı olarak katıldığı bu etkinlik kapsamındaki panel, Ankara Barosu Başkanı Av� Sadık Erdoğan tarafından yönetildi�

-Avusturalya’da vefat eden Nakşibendi Şeyhi Esad Coşan’ın törenle Türkiye’ye getirilip, 2 Şubat 2001’de İstanbul’da Süleymaniye Camiinin avlusuna gömülmek istenmesine, Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan karşı çıkarak Hükümeti uyardı ve “Bugün Süleymaniye Camiinin avlusuna gömülmek istenen tarikat şeyhi değil, Cumhuriyet’tir” dedi�

-Ankara Barosu Başkanı Av� Sadık Erdoğan, 12 Eylül 2001 yılında ABD’de gerçekleşen saldırı üzerine aynı gün yaptığı açıklamada saldırıyı kınamış, “sal-dırıyı lanetliyoruz” demiş ve şu uyarıda bulunmuştur:

“Ancak, dünya barışını tehdit edebilecek spekülatif değerlendirmelerden ve erken saptamalarla salt ABD ile çelişkileri olduğu gerekçesiyle dünyanın meşru güçleri ve devletlerinin intikam duygusuyla hedef alınmasından özenle kaçınmak gerekir� Teröre karşı mücadele, soğukkanlılıkla ve uluslararası kuralları uygun olarak yürütülmelidir”�

-20 Ekim 2001 tarihinde Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da toplanan Karadeniz Ülkeleri Baroları Birliği’nin 6� Genel Kurulu’na katılan Ankara Barosu ve bu birliğin Başkanı Av� Sadık Erdoğan, ABD’nin Afganistan’a yönelik saldırısını kınayan bir karar tasarısı sundu�

-İsrail’in, Filistin’e yönelik saldırılarının yoğunlaşması üzerine, Ankara Barosu Başkanı Av� Sadık Erdoğan, Filistin Büyükelçiliği’ne gönderdiği mesajda, İsrail saldırılarını kınayarak, mazlum Filistin halkının yanında olduklarını bildirdi� Ankara Barosu’nun, Filistin halkının haklı davasını bütün uluslararası plat-formlarda savunacağını açıkladı� Aynı zamanda Karadeniz Ülkeleri Başkent Baroları Birliği Başkanı olan Av� Sadık Erdoğan, diğer ülke barolarının yanı sıra bu kuruluşu da göreve çağırdığını belirtti�

-Trafik konusunda da çalışmalar yapan Ankara Barosu, Ankara Valiliği ile trafik mevzuatını ele alan etkinlikler düzenledi�

-“Çözüm halkçı ekonomidir” denilen, 14 Mart 2001 tarihli açıklamada, ülkede yaşanan ekonomik sorunlar ele alındı�

-Gölbaşı tesislerinin imar durumu nedeni ile şuyulandırılan başkasına ait hissesi satın alınarak tesisin tamamı ABAYS’ın mülkiyetine geçirildi�

-Adliye bahçesinde ilk kez balo düzenledi� Bu baloya yabancı baro baş-kanları, Adalet Bakanı, Türkiye’nin bazı illerinin baro başkanları ve Ankara Barosu’ndan avukatlar katıldı� Adliye bahçesi de savunmanın düzenlediği bir baroya ev sahipliği yaptı�

-Sıhhiye’deki ABEM binasındaki tahrip olmuş olan toplantı/tiyatro salonu yeniden inşa edildi� Burada baro kültürel faaliyetlerinin yapılmasına olanak sağlandı�

-Avukatlara hizmet vermek üzere ilk kez doktor istihdamına başlandı ve Adliye binasında muayene odası açıldı� Halen de devam etmektedir�

-Ayda bir şair avukatların katıldığı“Şiir Akşamüstü”leri düzenlendi� -Danıştay törenlerinde ilk kez Ankara Barosu’na da yer verildi�

-Fikri mülkiyet hukuk üzerinde devamlı özgün bir dergi çıkarılmaya baş-landı� O yılki uluslararası hukuk kurultayı fikri mülkiyet adı altında yapıldı ve dünyadan sayılı uzmanlar ve hukukçular bu kurultaya katıldılar�

2000-2002 dönemi Ankara Barosu Yönetim Kurulu: Av. Uğur Uzer, Av. Ömer

Çiftçi, Av. Egemen Tomak, Av. Hayrettin Kent, Av. Mehmet Cengiz, Av. Cumhur Bozkurt, Av. Samiye Eyüboğlu, Av. Hakan Çınar, Av. Emine Ergül, Av. Taner Ünlü

Seçkin Bir Hukukçu

Yekta Güngör ÖZDEN

Ankara Barosu 1972-74 Dönemi Başkanı

Haklıyı-haksızı, suçluyu-suçsuzu, sorumluyu-sorumsuzu, borçluyu-alacaklıyı, aykırıyı-uygunu, oluru-olmazı belirleyerek adaleti yaşama geçiren yargının en