• Sonuç bulunamadı

2.2.1 1960 – 1970 ARASINDA ÇIKARILAN VERGİ AFLAR

2.2 1960 SONRASI ÇIKARILAN VERGİ AFLAR

2.2.1 1960 – 1970 ARASINDA ÇIKARILAN VERGİ AFLAR

Bu dönemde çıkarılan vergi afları tarihsel sıralama ile aşağıdaki gibi açıklanabilir.

2.2.1.1- 281 Sayılı Bir Kısım Cezalar ile Gecikme Zamlarının Tecil ve Tasfiyesine Dair Kanun

1960 yılından sonra ilk olarak genel af mahiyetinde 28.02.1961 tarihinde kabul edilen 281 sayılı kanun, olağanüstü dönem olan 27 Mayıs Harekâtından sonra çıkarılmıştır (TBMM Kanunlar Dergisi). Siyasi konjonktürden kaynaklanan gerilimli ortam, kişilerin en duyarlı oldukları parasal konularda bazı kolaylıklar sağlamak gerekçesi ile bu kanuna başvurulmuştur (TBMM Kanunlar Dergisi).

281 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 3.3.1961 tarihine kadar kesilmiş ve kesinleşmiş, genel bütçe ile özel idare ve belediyeler bütçelerine irat kaydedilen, vergi, resim ve harç üzerinden kesilen cezaları ve zamlarının %30’unun Haziran 1961 sonuna kadar ödenmesi halinde bakiye %60’ı, %50’sinin Şubat 1962 sonuna kadar ödenmesi halinde bakiye %50’sinin affedilmesi öngörülmüştür (281 Sayılı Kanun Gerekçesi).

Kanunun yürürlük tarihinde yargı organlarında bulunan ancak henüz kesinleşmemiş olan uyuşmazlık dosyaları da bu kanun kapsamına alınmıştır. Ancak uyuşmazlık durumunda bulunan yükümlülere 2 ay içerisinde ilgili vergi dairelerine uyuşmazlıktan vazgeçtiklerini ve bir daha uyuşmazlık yaratılmayacağını belirten bir dilekçe ile başvurulması koşulu getirilmiştir.

Ancak, kanunda uyuşmazlıktan vazgeçme koşulu yalnızca vergi cezaları ve gecikme zamları bakımından öngörülmüştür. Yükümlünün vergi aslına ilişkin uyuşmazlık yaratma hakkı saklı tutulmuştur.

Kanunun yapısal özelliklerini incelediğimizde, hiç bir gelir getirici maddeye rastlanmamıştır. Vergi ceza ve zamları kısmi olarak affedilmiş, fakat bu cezaların vergi asıllarından hiç bahsedilmemiştir. Ancak, 281 sayılı kanun vergi gelirlerine etkisi yönünden incelediğimizde; 1961 yılı bütçesinde 7.247 milyon lira vergi geliri tahsilâtı hedeflenmiştir. Gerçekleşen vergi tahsilâtı ise, 6.564 milyon liradır. Hedefin %90,6’sı gerçekleşmiş olup hedefe yaklaşıldığı görülmüştür (M.B. Ekonomik Rapor, 1981).

1962 yılında hedefin gerçekleşme oranı %88,7, 1960 yılında ise hedefin %80,2’sinin gerçekleştiği görülmüştür (M.B. Ekonomik Rapor, 1981). Buna göre, bir önceki ve bir sonraki yıllara nazaran af yılı olan 1961 yılında vergi gelirlerinin gerçekleşme oranında bir artışın olduğu ve bu artışın 281 sayılı yasaya dayandığı söylenebilir.

2.2.1.2- 218 Sayılı Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Kanun

23.02.1963 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 218 sayılı kanun, genel nitelikte bir af kanunudur (TBMM Kanunlar Dergisi). 27 Mayıs Harekâtından sonra ilk sivil hükümet tarafından; “yeni ve teminatlı Anayasa çerçevesi içinde sağlam temeller üzerine kurulmuş... demokratik rejime ulaşmanın kolay olmadığı ve bu aradaki güçlüklerin suçların artmasında etkili olduğu ve sosyal bir özlem olarak bazı suçların affı yoluna gidildiği” gerekçesi ile çıkarılmıştır (Tutanak Dergisi).

218 sayılı kanunun 9. maddesinde vergi cezalarının affına yer verilmiştir. Bu maddeye göre; 23.2.1963 tarihi itibariyle kesilen usulsüzlük cezalarının tamamı, kusur ve kaçakçılık cezalarının yarısının affı öngörülmüştür. 28.2.1961 tarihinde Milli Birlik Komitesi tarafından kabul edilen 281 sayılı yasada gecikme zamlarının beş takside bağlanmış olması nedeni ile gecikme zamları bu kanun kapsamına alınmamıştır.

218 sayılı kanunda yer alan vergi affı hükmünün amacı, vergi gelirlerinin arttırılması veya uyuşmazlık dosyalarının azaltılması değil, siyasi hayatın ve bununla birlikte toplum düzeninin iyileştirilmesi olmuştur.

218 sayılı vergi kanunun vergi gelirlerine etkisini aşağıda 1963 yılında çıkarılan 252 ve 325 sayılı kanunlarla birlikte değerlendireceğiz.

2.2.1.3- 252 Sayılı Kanunla Spor Kulüplerine Yönelik Af Uygulaması

252 sayılı af kanunu spor kulüplerine yönelik olarak 13.6.1963 tarihinde çıkarılmıştır. Getirilen af Türk spor hayatında profesyonelliğin başlangıcı ile 5421 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun yürürlüğe girişi aynı tarihlere rastlamaktadır. Gelir Vergisi Kanunu 1950 yılından itibaren uygulanmaya başlandığında profesyonel sporculara ödenen transfer ücretlerinin, aylıkların ve primlerin gelir vergisine tabi olup olmadığı konusunda vergi yönetimi bir tereddüt dönemi geçirmiştir. Daha sonra vergi yönetimi bu tür ödemelerin de gelir vergisine tabi ücret niteliğinde olduğuna ve ödemeyi yapan kulüplerce stopaj yapılması gerektiğine karar vermiştir. Bunun üzerine zamanaşımı sınırları içindeki süre zarfında sözünü ettiğimiz türden ödemeler için vergi sorumlusu durumundaki kulüpler aleyhine cezalı tarhiyat yapılmıştır. Böylece yapılan tarhiyat sonucu zor duruma düşen Türk spor hayatının kurtarılması gerekçesi ile vergi ve cezaların affı öngörülmüştür.

252 sayılı kanun, spor kulüplerince 31.12.1962 tarihine kadar oyunculara ve karşı kulüplere ödenmiş bulunan transfer ücretleriyle teşvik primleri ve arızi kazanç mahiyetindeki sair ödemeleri üzerinde tahakkuk ettirilip de henüz tahsil edilmemiş olan gelir vergisi ile cezalarının terkini öngörülmüştür.

2.2.1.4- 325 Sayılı Kanunla KİT’lere Yönelik Af Uygulaması

325 sayılı kanun ise kamu iktisadi teşebbüslerinin 1960 ve daha önceki bütçe yıllarına ait bir kısım vergi borçlarının tasfiyesine yönelik bir kanundur (TBMM Kanunlar Dergisi). Bu kanun 5.9.1963 tarihinde 1958 yılından beri yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle KİT’lerin gelir, kurumlar, şeker istihlak ve gider vergileri ile gümrüklerce alınan vergi ve resimlerden dolayı hazineye 425 milyon civarında borçlu olduğu, vergi borçlarını ödemeleri yerine işletme ihtiyaçlarını karşılama yoluna gittikleri ve böylece tahsili imkânsız vergi borçlarının oluştuğu gerekçesi ile kabul

edilmiştir (Tutanak Dergisi).

1963 yılında toplanan vergi gelirlerine baktığımızda: 8.424 milyon lira vergi tahsilâtı yapılmış, hedeflenen vergi geliri ise 9.012 milyon lira olmuş, hedefin %93,5’i gerçekleşmiştir. Hedefe neredeyse ulaşılmıştır (M.B. Ekonomik Rapor, 1981).

Bir önceki ve bir sonraki yıllara göre, 1963 yılında çıkarılan 3 adet vergi af yasası sonucunda vergi gelirlerinde bir artış olmuştur.

2.2.1.5- 691 Sayılı Belediyelerin ve Belediyelere Bağlı Müessese ve İşletmelerin Bir Kısım Borçlarının Hazinece Terkin ve Tahkimi Hakkında Kanun

691 sayılı kanun temelde belediyelerin bir kısım borçlarının silinmesine, bir kısmının ise uzun vade ile tahkim edilmesine yöneliktir. 16.07.1965 tarihinde kabul edilen bu kanuna, belediyelerin 1960’lı yıllarda mali yönden darboğaza girmeleri nedeniyle kamu hizmetlerinin aksaması sorunu karşısında zorunlu olarak başvurulmuştur (Tutanak Dergisi).

691 Sayılı kanunun kapsamı vergiler yönünden sınırlandırılmamış, her türlü vergi resim ve harçlar bu kanun kapsamına alınmıştır. Kanun, belediyelerin ve belediyelere bağlı müessese ve işletmelerin birer vergi mükellefi olarak doğan vergi borçlarının terkinini öngörmektedir.

Bu af kanunu ile vergi tahsilâtının arttırılmasının amaçlandığı söylenemez. Belediyeler ve belediyelere bağlı işletmelerin vergi asılları ve vergi cezalarının tamamının terkin edilmesi ile devlet tamamen vergi alacağından vazgeçmektedir.

2.2.1.6- 780 Sayılı Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Kanun

Genel af niteliğinde çıkarılan 780 sayılı kanun politik bir tercih olarak, 10 Ekim 1965 genel seçimlerinden sonra iktidara gelen I. Demirel Hükümeti tarafından çıkarılmıştır. Fakat o zamanki siyasi ortamın bir af yasasının çıkmasını zorunlu hale getirdiği söylenebilir. Özellikle basında yapılan tartışmalar ve yönlendirmeler, baskı

gruplarının etkisi ile affa karşı çıkmak imkânsızlaşmıştır (Alacakaptan, 1965/66:21). Bu kanun ile mali yargıda normal çalışmaları aksatan birikmiş uyuşmazlık konusu işlerin tasfiye edilmesi, idare ve yargı sisteminin daha düzenli ve verimli çalışma ortamına girmesinin sağlanması amacı da güdülmüştür (Cantürk, 1971:109).

03.08.1966 tarihinde çıkarılan bu kanun genel af niteliğinde çıkarılmış ve içerisinde vergi cezalarının affına da yer verilmiştir (TBMM Kanunlar Dergisi).

780 sayılı kanunda çok açık bir ifade ile 31.12.1965 tarihine kadar kesilmiş henüz tahsil edilmemiş olan vergi asıllarının kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde tam olarak ödenmesi koşulu ile vergi cezalarının dolayısıyla idari vergi cezalarının af edileceği belirtilmiştir.

1966 yılı vergi gelirlerine kanunun etkisi ise şöyle olmuştur: 1966 yılı için 12.677 milyon lira vergi geliri tahsili hedeflenmiş, gerçekleşen vergi tahsilâtı ise 12.464 milyon lira olmuş ve hedefin %98,3’ü gerçekleşmiştir (M.B. Ekonomik Rapor, 1981). Hedefe bu kadar yaklaşılmasının nedeninin 780 sayılı kanun olduğunu söylemek istatistikî bilgi yetersizliği nedeniyle zordur. Fakat bu dönemde enflasyonun çok az oranda seyretmesi ve hem de hedefe bu kadar yaklaşılması sevindirici ve olumlu değerlendirilebilir.