• Sonuç bulunamadı

Araştırmanın bu bölümünde, araştırmada benimsenen yaklaşım, araştırma modeli, ana kütle ve örneklem seçimi, araştırmada kullanılan ölçüm aracı, veri toplama süreci, kullanılan analiz yöntemleri ve elde edilen bulgulara yer verilmektedir.

Araştırmada Benimsenen Yaklaşım ve Amaç

Bu araştırmada, kuramsal bir değerlendirme yapmak ya da önerge geliştirmek yerine büyük çoğunluğu Müslüman olan bir toplumdaki tüketicilerin helal ürün algısının ve helal ürün farkındalığının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın amacı detaylandırıldığında, Türkiye’deki tüketicilerin dini inanç algısı, sağlık bilinci, öznel norm ve helal sertifika bilgisi temelinde helal ürün farkındalığının, satın alma niyetiyle ilişkisinin analiz edilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca dini inanç algısının, helal ürün satın alma niyeti üzerindeki etkisinde helal sertifika bilgisinin aracı rolünün saptanması da araştırmanın önemli amaçlarından birini oluşturmaktadır.

Bu araştırma, tanımlayıcı bir araştırma olmanın yanında, neden-sonuç ilişkilerini de incelediğinden açıklayıcı araştırma özelliğini barındırmaktadır. Bu nedenle helal ürünler için satın alma niyetini etkileyen faktörleri içeren bu araştırmada, nicel bir araştırma tasarımı benimsendiğinden kullanılacak araştırma yaklaşımı “pozitivist araştırma yaklaşımı”dır.

Araştırmanın Soruları, Model ve Hipotezler

Bu araştırmanın temel problemi, “Tüketiciler, tüketimlerini gerçekleştirirken helal ürün farkındalığına sahip mi ve bu farkındalığın satın alma niyeti üzerindeki etkisi var mı?” şeklindedir. Araştrımanın bu temel soru ile bağdaştırılacak alt soruları ise aşağıda verilmektedir:

Araştırma Sorusu 1: Tüketicilerin, helal ürün algıları nasıldır?

Araştırma Sorusu 2: Tüketiciler, tüketimlerinde helal farkındalığına sahip midir? Araştırma Sorusu 3: Tüketicilerin helal ürün satın alma eğilimlerindeki önemli unsurlar nelerdir?

119

Araştırma Sorusu 5: Tüketicilerin helal ürün satın alma niyetlerinde helal ürün farkındalığı ve helal sertifikasının aracı rolü var mıdır?

Araştırmanın modeli, Şekil 11’de yer almaktadır.

Şekil 11: Araştırmanın Modeli

Araştırmanın hipotezleri ve hipotezlerin oluşturulma nedenleri aşağıda sunulmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde, hipotezler için genel bir arka plan verilmiştir. Bu kısımda ise hiptezlerle ilgili doğrudan açıklamalara yer verilmektedir.

İslam dini, sadece inanç ve maneviyat ile ilgili olarak tanımlamaları yapmakla kalmaz, aynı zamanda İslam'a (İslami öğretilere) göre yiyecek ve içecek vb. ürünlerin

Helal Ürün Satın Alma

Niyeti Sağlık

Bilinci Öznel Norm

Dini İnanç Algısı Helal Ürün Farkındalığı Helal Sertifika Bilgisi H1 H5 H6 H7 H3 H4 H2

120

tüketimindeki kurallar da dâhil olmak üzere insan yaşamının her yönü kapsayan ahlaki kuralların yanı sıra bir takım inançlar, kurallar ve düzenlemeler getirir (Yasid, Farhan, ve Andriansyah, 2016). Bu bağlamda din, çoğu zaman ilahiyat, ahlak ve bir insanın günlük yaşamı ve dünya görüşü ile ilişkilendirilir. Çoğu Müslüman için teorik olarak dini inancın, davranışlarının ve tüketim alışkanlıklarının önemli bir kaynağı olduğu bilinmektedir (Ambali ve Bakar, 2014). Bu nedenle, Müslümanların İslam'a olan inancı, helal ürün hakkındaki farkındalık seviyelerini etkileyebilir (Simons, 1994; Hussaini, 1993: akt. Bonne ve diğ., 2007).

Azam (2016) yaptığı çalışmada dini inancın helal farkındalığının olumlu bir şekilde etkilediğini ortaya koymuştur. Azam (2016) tarafından yapılan çalışmanın sonuçları ayrıca, bu çalışmanın modelinde yer alan helal logo, dini inanç ve helal gıdaların medyadaki yansımalarının (reklamlara vb. maruz kalma) Müslümanların helal ürünler hakkındaki gerçek belirleyicileri olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmanın sonuçları Schiffman ve Kanuk’un (1997) yaptığı çalışmada satın alma kararlarının, bireylerin dini kimlikleri, çevreye uyum sağlama, bilgi ve inançlarından etkilendiği iddiasıyla tutarlılık göstermektedir. Bu nedenle, din ve dini inançların tüketim davranışlarına yönelik kaynakların başında geldiğini göstermektedir (Azam, 2016).

Zakaria ve diğerleri (2016) tarafından yapılan çalışmada helal farkındalık ile dindarlık arasında pozitif yönlü ve oldukça kuvvetli bir ilişki olduğu bulunmuştur. Ambali ve Bakar (2014) tarafından yapılan çalışmada, dini inancın helal farkındalığı üzerindeki etkisinin pozitif olarak ortaya çıkması da bu bulguyu destekler niteliktedir. Yasid, Farhan ve Andriansyah’ın (2016) gerçekleştirdikleri çalışmada dini inançların Müslümanların helal gıdalara yönelik farkındalığını pozitif olarak etkilediği sonucuna ulaşmaları diğer çalışmaların bulgularıyla örtüşmektedir.

Golnaz ve diğerlerinin (2009) çalışmasının sonuçları ise Müslüman tüketicilerin helal gıdalara yönelik farkındalığa sahip olduğunu gösterirken, Hasan (2016) tarafından yapılan çalışmada ise dindarlık değişkeni kullanılarak helal farkındalığı ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırmanın sonuçları değişkeneler arasında pozitif yönlü ilişkinin olduğunu göstermiştir.

121

Yasid, Farhan ve Andriansyah (2016) tarafından gerçekleştirilen çalışmanın sonuçları da dini inançların, Müslümanların helal gıdalara yönelik tüketici bilincini etkilediğini göstermiştir. Bu sonuçlar, dini inançların helal gıda konusunda Müslüman tüketici farkındalığı ile bir ilişkiye sahip olduğunun göstergesidir. Diğer taraftan, Salman ve Siddiqui (2011) tarafından yapılan çalışmada ise helal ürünlere yönelik farkındalık ve algı ile dini inanç arasında istatistiki açıdan anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.

Ambali ve Bakar (2014), dini inançların Müslüman helal tüketim bilinci için potansiyel bir kaynak olduğuna vurgu yapmaktadır. Erdem, Varinli ve Yıldız’a (2015) göre ise tüketicilerin dindarlık (dini inanç) düzeyleri arttıkça helal ürünlere farkındalıkları artmaktadır. Bu nedenle, Türk toplumunun dindarlık düzeyi, yaşamın her düzeyinde açıkça artış göstermektedir. Dolayısıyla, inançları hakkında daha bilinçli olduklarından, günlük yaşamlarında da daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda bu çalışmada, dini inanç algısının helal ürün farkındalığı üzerindeki etkisi olduğu yönünde bir beklentiye cevap vermek üzere aşağıdaki hipotez kurulmuştur:

Hipotez 1: Dini inanç algısı helal ürün farkındalığı üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Kolektif bir toplum, üyeleri arasındaki beklentilerin uygunluğuna şiddetle değer verme eğilimindedir (Khare, Mukerjee ve Goyal, 2013) ve bu aynı zamanda Müslüman toplumlar için de geçerli bir durumdur. Müslüman tüketiciler, İslami değerler ve öğretilere vurgu yaparak, İslam dinini rahat bir şekilde yaşayabilecekleri kolektif bir toplumunda yaşama eğilimindedir. Bu nedenle, Müslüman tüketiciler arasındaki paylaşılan İslami değerler, satın alma niyet ve kararlarında bir bilgi sağlama fonksiyonu nedeniyle helal logoları göz önünde bulundurmaları gerekliliğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, helal sertifikadan elde edilecek bilgi, helal farkındalığın inşa edilmesinde de önemli bir faktördür (Muhamad, Leong ve Isa, 2017).

Helal sertifika ürünün, hijyen ve sağlık, güvenlik, sağlıklı ve Allah’ın izin verdiği şeyleri kapsamasına güvence sağlamaktadır (Sazelin ve Ridzwan, 2011). Tüketiciler artık helal sertifikasıyla daha fazla ilgilenmekte (Nuradli ve diğerleri, 2007) ve bazı Müslüman tüketiciler helal sertifikası taşıyan ürünlere, ISO veya benzer sertifikaları taşıyanlardan daha fazla güvenmektedirler (Shahidan ve Nor, 2006). Bu nedenle Helal logosunun veya sertifikasının sağladığı bilgilerle, Müslümanlar satın almayı veya tüketmeyi düşündükleri

122

yiyecek veya ürünler hakkında daha iyi bilgi sahibi olabilirler. Dolayısıyla helal sertifikası ile tüketicilerin yanlış, yanıltıcı veya aldatıcı uygulamalardan da korunması mümkün olabilir (Lindenmayer, 2001).

Tüketici davranışını etkileyen ana faktörlerden biri de farkındalıktır. Burada ana odak noktası ise helal gıda sertifikası ve/veya helal logosudur. Bu bağlamda farkındalık, tüketicilerin helal gıda logosunu tespit edip edemeyeceği veya daha sonra hatırlayabileceği şeklinde de ele alınabilmektedir (Erdem, Varinli ve Yıldız, 2015). Bu nedenle helal sertifikaya yönelik bilgi, tüketicilerin helal ürün farkındalıklarında belirleyici rollerden birini oynamaktadır.

Erdem, Varinli ve Yıldız (2015) tarafından yapılan çalışmanın sonuçları, Türk tüketicilerin helal gıda sertifikalarına ilişkin farkındalığının, artık helal sertifikalarına hiç olmadığı kadar duyarlı olduklarını göstermektedir.

Azam (2016) tarafından yapılan çalışmanın sonuçları helal logonun (sertifikanın) tüketicilerin helal gıdalar ve ürünler hakkındaki farkındalığın belirleyicisi olduğunu göstermiştir. Çalışmada helal farkındalık ve helal logo arasındaki korelasyon analizi sonuçları da pozitif yönlü olarak bulunmuştur. Ambali ve Bakar (2014) tarafından yapılan çalışmada ise sertifikanın rolünün helal farkındalığı üzerindeki etkisi, olumlu olarak bulunmuştur.

Tatlı, Erdem ve Arpacık (2017) tarafından yapılan çalışmada elde edilen bulgular tüketicilerin helal gıda farkındalıklarını ve tutumunu belirleyen ve helal gıda tüketiminde önemsenen faktörler arasında helal sertifikasyonun da yer aldığını göstermiştir. Bu bağlamda helal sertifikasının sağladığı bilgilerle, Müslümanlar daha fazla bilgili olabilir, satın almayı veya tüketmeyi düşündükleri ürünlerin içeriklerden haberdar olabilirler (Azam, 2016). Bu nedenle, helal sertifika bilgisi ile helal ürün farkındalığı arasındaki ilişkinin incelenmesi önem arz etmektedir.

Hipotez 2: Helal sertifika bilgisi helal ürün farkındalığı üzerinde pozitif etkiye sahiptir.

İnsan sağlığının zindelikle ilgili olması; Müslümanların kolayca göz ardı edemeyeceği şeylerin başında gelmektedir. Sağlık nedeni açısından endişeli olan Müslümanların, sağlıklı bileşenler sunması nedeniyle helal yiyecekleri tercih etmesi muhtemel bir durum

123

olarak görülmektedir (Ambali ve Bakar, 2014). Bonne ve diğerleri (2007) tarafından yapılan çalışma da bu duruma örnek teşkil etmektedir.

Günümüzde tüketiciler sağlığın önemini daha iyi bir şekilde anlamış olarak hareket etmekte ve kendilerini sağlıklı tutabilen, hastalıkları önleyebilen, zihinsel durumlarını ve yaşam kalitesini arttırabilecek ürünler aramaktadırlar (Ahmad, 1996; Hasler, 1998; Milner, 1999; Poulsen, 1999). İnsanlar sağlık konusunda daha bilinçli hale geldiklerinde, helal ilkeleri artık tamamen dindarlıkla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda çekici bir şekilde sağlıklı ve hijyenik tüketim ve yaşam tarzı haline gelmektedir (Quantaniah, Noreina ve Syakinah, 2013: 444).

Helal ürünler tüketmek yalnızca fiziksel sağlık için değil, aynı zamanda ruhsal gelişim için de faydalıdır. Çünkü bir Müslüman helal ürün tüketerek sağlıklı olmanın yanında Allah’ın emrini yerine getirmektedir. Bu nedenle Müslüman tüketiciler İslam dininin gereksinimlerine uygun olması gereken sağlıklı ve kaliteli ürünler talep eden diğer tüketici segmentlerine çok benzemektedir (Al-Harran ve Low, 2008).

Kartina'ya (2005) göre insanlar, tüketim ve sağlık konusunda daha fazla endişe duydukları için tüketimlerinde (yeme, içme vb.) daha temkinli hale gelmiştir. Bu durum ise helal tüketimin nihai değerinin bir göstergesi olarak görülmektedir. Çünkü Yunus ve diğerleri (2014) tarafından belirtildiği gibi, helal ürün yalnızca ürünün bileşenlerinin haram katkılardan arındığı değil, aynı zamanda güvenlik, sağlık, temizlik vb. unsurlarında bir göstergesidir. Çünkü helal ürün üretiminden nihai tüketiciyle buluşana kadar geçen işlemler dâhil helalliği korunmuş bir ürün olarak nitelendirilmektedir.

Tatlı, Erdem ve Arpacık (2017) tarafından yapılan çalışma, helal ürünün sadece dini gereklilikleri yerine getiren ürün değil aynı zamanda kaliteli ve sağlığa uygun olduğu görüşünü taşıyanların da var olabileceği varsayımı altında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular tüketicilerin helal gıda farkındalıklarını ve tutumunu belirleyen ve helal gıda tüketiminde önemsenen faktörler arasında sertifikasyon, sağlık ve güvenilirliğinde yer aldığını göstermiştir. Tatlı, Erdem ve Arpacık’ın (2017) ulaştığı sonuç, araştırmanın varsayımını doğrular niteliktedir.

Ambali ve Bakar (2014) tarafından yapılan çalışmada sağlık nedeninin helal farkındalığı üzerindeki etkisi olumlu olarak bulunmuştur. Kaplan ve Gezen (2017) tarafından yapılan

124

çalışmada sağlık bilinci ile helal ürünlere yönelik tutum arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunurken, Demirel ve Yaşarsoy (2017) tarafından yapılan çalışmada da helal ürünlerin sağlık açından faydalı ürünler olarak anlaşıldığını görülmüştür. Buradan hareketle, sağlığına önem veren Müslüman tüketicilerin, bilinç düzeyleriyle helal ürün farkındalıkları arasında ilişki olması beklenmektedir. Bu nedenle araştırmanın üçüncü hipotezi aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur:

Hipotez 3: Sağlık bilinci helal ürün farkındalığı üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Helal ürünlere yönelik tüketici davranışları üzerine gerçekleştirilen çalışmaların yer aldığı literatür incelemesi sonucunda öznel normun, “helal ürün farkındalığı” üzerine etkisini inceleyen herhangi bir çalışmaya rastlanamamıştır. “Helal” bağlamında gerçekleştirilen çalışmalarda genel olarak öznel norm ile helal farkındalık değişkeni birer bağımsız değişken olarak ele alınmıştır. Ancak, öznel norm ile helal (ürün) farkındalığı arasındaki ilişkiye yönelik çıkarımlar sağlamak adına, korelasyon analizleri temelinde ilişkinin yönüne ve kuvvetine bakılmıştır. Bashir ve diğerleri’nin (2019) helal gıda ürünlerine yönelik satın alma niyetini incelemek amacıyla yaptıkları çalışma bu bağlamda olup öznel norm ile farkındalık arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu saptamıştır. Diğer taraftan TPB’nin kuramsal çerçevesinin temel alındığı bu çalışmada, helal ürün farkındalığı TPB’nin temel değişkenlerinden bir olan tutum ile ilişkilendirilmiştir. Literatür incelendiğinde, helal ürün farkındalığı ile tutum arasında ilişki olduğunu (Chang, 1998; Golnaz, 2010; Abd Rahman, Asrarhaghighi ve Abd Rahman, 2015; Aziz ve Chok, 2013; Hamdan ve diğ., 2013; Bashir ve diğ., 2019) ortaya koyan çalışmalara rastlamak mümkündür. Ayrıca, öznel normun da tutumu etkilediği ya da tutum ile ilişkisinin olduğuna yönelik çalışmalar da (Tarkaiainen ve Sundqvist, 2005; Khalek, 2014; Khalek ve Ismail, 2015) mevcuttur. Lada, Tanakinjal ve Amin (2009) tarafından gerçekleştirilen çalışmada öznel normun, helal ürünlere ilişkin tutum üzerinde pozitif etkisinin olduğu bulunurken; Hall ve Sevim (2016), Endah, Daryanti ve Hati (2017), Kaplan ve Gezen (2017) tarafından yapılan çalışmalarda da öznel norm ile helal ürünlere yönelik tutum arasında pozitif yönlü ilişkinin olduğu görülmüştür.

Helal farkındalık, Müslümanların helal kavramıyla ilgili konuları bilme konusundaki anlayış düzeyini ifade etmektedir (Nurcahyo ve Hudrasyah, 2017). Golnaz ve diğerleri

125

(2010), çalışmalarına dayanarak helal farkındalığı ürünün olumlu bir tutumla belirlenmesi olarak ele alınmıştır. Diğer bir ifade ile olumlu tutum, helal farkındalığının olumlu algılanmasını ifade etmektedir (Nurcahyo ve Hudrasyah, 2017). Ayrıca, Aziz ve Wahab (2013) yaptıkları çalışmada helal ürünlere yönelik bilgi ile tutum arasında da pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. Buradan hareketle öznel norm ile helal ürün farkındalığı arasında ilişki kurulması ve incelenmesi önemli bir duruma işaret etmektedir.

İnsan davranışları, arkadaşlar, aile ve toplumsal normlar gibi başkalarının beklentileri tarafından yönlendirilme potansiyelini içinde barımdırmaktadır (Van Hooft ve diğ., 2006). Öznel norm, aile üyelerinin, arkadaşların ve meslektaşların bireysel güçlü referans noktaları olmaları durumunda ürünlere yönelik tutum, niyet ve davranışların belirlenmesinde önemli bir rol oynar (Afendi, Azizan ve Darami, 2014). Aynı zamanda öznel norm, bireyin helal ürün satın alma kararlarında algıladığı sosyal baskıyı ifade etse de (Alam ve Sayuti, 2011) bir başka görevi de içerisinde aile, arkadaş, akraba vb. barındırdığı için bilgi kaynağı görevi görmesidir. Söz konusu yakın çevre aynı zamanda birer referans kaynağı görevi de görmektedir. Bu bağlamda ele alındığında Hasan (2016) tarafından Malezya’da 172 tüketici üzerinde gerçekleştirilen çalışmanın bulguları, tüketicilerin helal konusunda bilgi almada başvurdukları önemli kaynaklar arasında arkadaşlar ve ailenin de olduğunu ortaya koymuştur. Yusoff ve Adzharuddin (2017) tarafından yapılan çalışmada farkındalık ile bilgi arama davranışı arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunurken, Aziz ve Wahab (2013) öznel norm ile helal ürünlere yönelik bilgi arasında pozitif ve kuvvetli bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşmıştır. Helal farkındalığın temelinde daha önce ifade edildiği gibi bilgi yattığı açıktır. Abd Rahman, Asrarhaghighi ve Ab Rahman (2015), bilginin, bir kişi veya bir grup insan tarafından bilinen gerçekleri, duyguları veya deneyimleri ifade ettiğini belirtmiştir. Bu bağlamda değerlendirilecek olursa bilgi, helal farkındalığın oluşmasında temel girdileri sağladığından öznel norm da bilgi kaynağı olarak ele alındığında, helal ürün farkındalığının ortaya çıkması ve geliştirilmesinde kritik rol oynamaktadır.

Köleoğlu, Erdil ve Gezen (2016) tarafından gerçekleştirilen çalışmada helal ürün algısı ve satın alma niyetiyle ilişkili olan en önemli faktör “tutundurma” olarak belirlenmiştir. Bu faktörde yer alan değişkenler incelendiğinde “komşu ve akraba tavsiyeleri”nin ön plana çıktığı görülmüştür. Helal ürünlerdeki “sertifikasyonun önemi” de bir diğer önemli

126

faktör olarak bulunmuştur. Helal ürünlere yönelik algı, davranışsal tutumun oluşmasında önemli bir faktördür. Aynı zamanda farkındalık ve tutum arasındaki ilişkinin varlığı yakın çevreden gelen tavsiyelerle oluşan bilgiye önemli bir girdi sağlamaktadır. Helal ürünlere yönelik bu bilgiler, farkındalığın oluşmasında bireyin yakın çevresini (aile, arkadaş, akraba, meslektaş vb.) referans oluşturduğunu desteklemektedir. Bu bağlamda aşağıdaki hipotezi kurmak mümkün görünmektedir:

Hipotez 4: Öznel norm helal ürün farkındalığı üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Dini bilgi ve inançlar, gıdalardan ve/veya ürünlerden kaçınma, tabular, belli özelliklerle ilgili belirli/özel düzenlemelerin belirleyicisi olan ana faktörlerden biridir. Dini bilgi veya inançlar yiyecek, içecek vb. tüketimini belirlemek için en iyi yoldur, çünkü bazı dinler (örneğin, İslam dini) tüketilecek ürünlere kısıtlamaları getirmektedir. Helal sertifikası ise tüketicinin ne satın aldığını, ileride ne kullanması ve tüketmesi gerektiğini veya ne kullandığını bilme hakkına sahip olmasına katkı sağlamaktadır (Lindenmayer, 2001). Bu nedenle helal sertifikası, ürünün içeriği hakkında güvence veren bir yapıya sahip olarak dini inançlara uygun bir ürün sunmada önem arz etmektedir. Müslüman bireyler, dini inançlarına uygun ürünleri tüketme konusunda bilgi sahibi olmak amacıyla da helal sertifikalı ürünleri tercih etmektedir. İslam dininin gereklilikleri arasında yer alan helal tüketim için şüphe barındırmayan ürünlerin tüketimi, helal sertifikalı ürünler ile sağlanabilme potansiyeline sahip olabilmektedir. Bu nedenle dini hassasiyetler göz önünde bulundurulduğunda, Müslüman tüketicilerin ürün tercihlerini helal ürünlere yönlendirmeleri beklenmektedir. Helal sertifikalı ürünler de helal ürünün bir göstergesi olduğundan bilgi sağlama fonksiyonunu yerine getirmektedir. Bu bağlamda dini hassasiyetlerini göz önünde bulundurun bir tüketici de helal sertifika bilgisine sahip olmalıdır.

Varinli, Erdem ve Yıldız (2012) tarafından yapılan çalışmada, dini inanç ile helal sertifika arasında istatistiki açıdan anlamlı ve pozitif yönlü ilişki bulunmuştur. Abdul ve diğerleri (2009) tarafından yapılan çalışmada da tüketicilerin helal logoya ilişkin algıları ile dini inançları arasında güçlü bir ilişki olduğunun belirlenmesi Varinli, Erdem ve Yıldız (2012) tarafından yapılan çalışmanın sonuçlarıyla örtüşür niteliktedir. Soon ve Wallace (2017) ise gerçekleştirdikleri çalışmada “helal sertifika ve helal etiketin anlaşılması (bilinmesi)” ile dini inanç arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu ortaya koymuşlardır. Bu

127

araştırmada da dini inanç algısı ve helal sertifika bilgisi arasındaki ilişki için aşağıdaki hipotez test edilecektir:

Hipotez 5: Dini inanç algısı helal sertifika bilgisi üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Helal bağlamında farkındalık, Müslümanların yemek yemesine, içmesine ve kullanmasına izin verilenlere yönelik bilinç düzeyini artırmadaki bilgilendirme süreci olarak tanımlanabilir. Ambali ve Bakar (2014) tarafından belirtildiği gibi, helal ürünlere yönelik farkındalık, helal yiyecekler, içecekler ve ürünlerle ilgili neler olup bittiğine dair ilgiye sahip olmakla birlikte konu hakkında iyi bir bilgi sahibi olmak anlamına gelir. Müslüman tüketiciler artık özellikle gıda tüketiminin daha da farkında olarak hareket etmektedirler (Abdul-Talib ve Abd-Razak, 2013). Bu bağlamda tüketiciler arasındaki farkındalık, satın alma karar sürecinde belirleyici bir faktör olabileceğinden (Mohamed ve diğerleri, 2008) Müslümanların helal farkındalığının ölçülmesinde helal ürünün ne olduğuyla ilgili anlayışı ve bilgisi olması önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü helal farkındalığı, helal ürünlerinin satın alımını tetikleyici bir rol oynamaktadır (Zakaria ve diğ., 2016). Bu durum aynı zamanda Müslüman nüfus arasındaki farkındalığın artması nedeniyle, İslami şartlara göre üretilmiş olan helal ürün tüketme ihtiyacının giderek artması helal ürünlere olan talebin de artacağına işaret etmektedir.

Benzer Belgeler