• Sonuç bulunamadı

Altı gazetenin karşılaştırılarak sonuca ulaşılacağı çalışmada yöntem olarak Teun A. Van Dijk’ın eleştirel söylem çözümlemesi kullanılmıştır. Eleştirel söylem çözümlemesi, makro ve mikro olarak iki aşamalı bir inceleme sunmaktadır.

4.4.1 Teun A. Van Dijk’ın Eleştirel Söylem Çözümlemesi

Söylem kavramının çalışmanın ilk bölümünde de anlatıldığı üzere dil ve ideoloji ile çok yakın bir ilişkisi vardır. İnal (1996: 29) haberi toplumsal iktidarın kurulduğu söylemsel pratikler içinde ele almanın "medya", "etki", "iktidar", "dil" ve "ideoloji" sorunlarına yönelik kuramsal çabaların dışında anlaşılamayacağını söylemektedir.

Söylem ve iktidar ilişkileri arasında bağ kurma açısından verilecek örnekler arasında en önemlileri Van Dijk’ın çalışmalarıdır. Söylem içinde kurulan iktidar konumları elitler, kurumlar ve ayrıcalıklı gruplar olarak ortaya çıkmakta ve bu iktidar konumları politik, kültürel, sınıfsal, etnik, ırksal ve cinsiyete dayalı toplumsal tahakküm ilişkileriyle sonuçlanır. Bu noktada Van Dijk’ın söylemsel iktidar çözümlemesi bu iktidarın ideolojisini taşıyan söylem biçimlerini açığa çıkarmaya odaklanır (Sancar, 1997: 142). Van Dijk kendine has bir eleştirel söylem analizini oluşturmuş ve toplumda oluşan güç ve iktidar ilişkilerinin haber metinlerine yansımalarını eleştirel söylem çözümlemesi ile incelemiştir. Dijk, yaşadığı çevrede azınlık olan bütün toplumlara hassas bir şekilde yaklaşarak, azınlık ve göçmenlerin haber metinlerindeki olumsuz ve eşitsiz sunumlarını eleştirmiştir (İnal, 1996: 74).

Van Dijk, haberi bir tür olarak değil, bir söylem olarak ele almakta, haberin söyleminin toplumda var olan egemen söylemlerin bir ürünü olarak görmektedir. Ona göre, haber söylemi egemen söylemlerden yani güç/iktidar söylemlerinden bağımsız olarak düşünülemez. Van Dijk kitle iletişim araçlarının rolünü anlamak ve mesajlarını anlamlandırmak için medya metinlerinin yapılarına bakmak gerektiğini söylemektedir. Haberde kullanılan cümlelerin kısa ya da uzun, etken ya da edilgen olması gibi nedenlerle çözümlemeler yapan Van Dijk haberin ideolojiyle olan ayrılmaz bağını gözler önüne sermeye çalışmaktadır. İktidar söylem ile birlikte var olur ve yeniden üretilir, medya metinleri olmazsa iktidar da toplumda var olamaz.

İnal (1996: 26), haber üretimi ve haber metinleri üzerine yapılan çalışmaların oldukça eski bir tarihe dayanmasına rağmen haberi alımlama süreçleri ile ilişkilendiren söylem analizlerinin kültürel çalışmalar ile birlikte gelişmiş olduğunu ve 1970 ve 1980 sonrasında yaygınlık kazandığını söylemektedir. Post yapısalcı anlayış ile "işaret", "söylem" ve "özne" kavramlarının tanımlanma biçimlerinin eleştirel haber çözümlemelerine taşınması ise

1990'larda gerçekleşmiştir. Bu anlamda söylem analizi çözümlemesi yönteminin oldukça yeni olduğu söylenebilir. “Van Dijk, söylemin yalnızca biçim, anlam ve zihinsel süreç olarak ele alınamayacağını, sosyal etkileşimin sosyal etkileşimin karmaşık yapıları, hiyerarşik işleyişi ve bunların bağlam, toplum ve kültür içindeki işlevlerinin de üzerinde durulması gerektiğini belirtir” (Elpeze Ergeç, 2010: 19).

İktidarın söylem aracılığıyla toplum üzerinde etki sağlaması, söylemin toplumsal bir pratik olarak değerlendirilmesini de beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda söylem kavramının, ideoloji ve toplumsal yapı arasında köprü görevi gördüğü söylenebilir. Haber metinlerin eleştirel söylem analizi yöntemi ile incelenmesi, söz konusu güç ilişkilerinin ortaya çıkarılmasını ve kamuoyunun söylem aracılığıyla nasıl yeniden üretildiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Eleştirel söylem çözümlemesi dil içinde açığa vurulduğu haliyle hakimiyetin, ayrımcılığın, gücün ve denetimin açık olduğu kadar örtük yapısal ilişkilerini çözümlemeye çalışan bir söylem çözümlemesi yaklaşımıdır. Toplumsal eşitsizliklerin dil kullanımıyla nasıl ifade edildiğini işaret edildiğini, kurulduğunu ve meşrulaştırıldığını soruşturmayı amaçlar (Dursun, 2013: 81).

Eleştirel söylem çözümlemesi, sözlü ya da yazılı medya metinlerini incelemekle kalmaz, toplumların kültürel ve tarihsel geçmişleriyle söylem arasında bağ kurar. Bu nedenle de tarih ve ideoloji kavramlarıyla da yakından ilgilidir. Ona göre, iktidarın bu denli güçlü olmasının altında ırk, cinsiyet, din gibi farklılıklar yatmaktadır. Bu da eleştirel söylem çözümlemesinin medya metinleri üzerinde ırka, cinsiyete, dine dayalı incelemeler yapmasına neden olmuştur.

Haber metinlerinde alternatif açıklamalar, farklı görüş acıları her zaman bütünüyle dışlanmasa da, bu alternatif söylemlerin haberin anlatı yapısı içinde temsili yine sorunlu bir durumdur. Metin içinde alternatif veya karşıt açıklamalar çoğu kez inanılır bir konuma yerleşmekten çok egemen söylemlerin içinde eritilir. Böylece karşıt olabilecek açıklamalar, olayları çerçevelendirebilecek bir konuma ulaşamaz (İnal, 1996: 100).

Sözen (1999: 86)’e göre, söylem analizi keşif yoluyla bilgi elde etmeye yönelik bir analizdir. Keşfedilen şey ise bilgi hakkındaki bilgidir. Dilin incelenmesiyle bilginin yapılanmış anlamlarına ulaşmak amaçlanır. Söylemi anlaşılabilir kılan şey ise dilin fonksiyonlarıdır. Söylemler her zaman çok anlamlıdır. Analizin amacıysa bir etkileşim ve iletişim bağlamında anlam değişimlerini ortaya çıkarmaktır.

Söylem analizi bağlamında haber metinlerini önermeler üzerinden ele alan ve haber metinlerini incelerken, nitel ve nicel ölçütleri kendi analiz yönteminde birleştiren Van Dijk’ın (Mora, 2008: 18), söylem çözümlemesi makro ve mikro olmak üzere iki yapıya ayrılmaktadır.

Makro yapı “tematik” ve “şematik” olmak üzere iki başlık altında incelenmektedir. Tematik analizde başlıklara, haber girişlerine ve fotoğraflara bakılmaktadır. Şematik analizde ise durum ve yorum bölümlerine yer verilmektedir. Durum bölümü kendi içinde olay örgüsü, ana olay, sonuç, ardalan ve bağlam bilgisi olarak ayrılmakta, yorum ölümü de kendi içinde haber kaynakları ve olay taraflarının değerlendirilmesi olarak ayrılmaktadır. Mikro yapıda ise cümle yapılarının aktif pasifliği ve basit ya da karmaşık olmasını içerek sentaktik çözümleme, nedensel, işlevsel ve referansal ilişkiyi içeren bölgesel uyum, sözcük seçimleri ve inandırıcı bilgiler, görgü tanıklarının ifadelerini içeren haber retoriği yer almaktadır (Özer, 2011: 85).

Makro yapısal unsurların ilk sırasında yer alan başlıklar metni özetlemekte ve haberin ana temasını göstermektedir. “Başlıklarda çoğu zaman enformasyon eksiltmesi, genelleme ve kurgulama yapılarak okuyucular ideolojik olarak yönlendirilebilmektedirler” (Öksüz, 2008: 169). Haber girişlerinde ana olay anlatılmakta ve vurgulanmak istenen noktalar ön plana çekilmektedir. Haber girişlerinin kullanılan haber başlığının genişletilmiş hali olduğu ve başlığı ayrıntılı olarak açıklama amacı taşıdığı söylenebilir. Ardalan ve bağlam bilgisi, meydana gelen olayın ardında yatan gelişme ve sebepler olarak değerlendirilir. Bir anlamda, olayın yaşanmasından önce gelişen ve olaya yön veren olaylardır. Makro yapı unsurlarından bir diğeri de haber kaynaklarıdır. Gazetenin birinci el haber kaynakları olan kendi muhabirleri haber kaynağı olarak gösterilebildiği gibi, üst düzey yetkililer de yaptığı açıklamalar bağlamında bu unsura dahil olabilmektedir. Fakat bu durum beraberinde iktidarın propagandası yapılma tehlikesini doğurmaktadır. Bir diğer makro yapı unsuru, olay taraflarının değerlendirilmesi ise olayla ilgili tarafların düşünce ve duruşlarının değerlendirilmesidir.

Konu en belirgin biçimde haber başlığı ve başlangıç paragrafında yer alır. Söylemin anlamsal bütünlüğünü yansıtan haber başlıkları ve ilk paragraf, Van Dijk tarafından özel olarak değerlendirilmektedir. Bir olayda en önemli sunulan bilgi, gazetecinin zihinsel modelinde en önemli olandır. Tersine bir bilgi ya da inanca sahip olmayan okuyucu bu haber olayını gazetecinin gördüğü ve tanımladığı biçimde kabul edecektir (Mora, 2008: 19).

Mikro yapı unsurlarının ilki olan cümle çözümlemelerinde cümlelerin etken- edilgenliği, uzun-kısalığı, basit ya da karmaşık olması üzerinde durulmaktadır. Bu anlamda doğrudan anlatılmak istenen konularda kısa ve basit cümleler kullanılabilmektedir. Bir diğer mikro yapı unsuru olan kelime seçimleri haberlerde gazetelerin sahip olduğu ideolojinin önemli bir göstergesi olarak yer almaktadır. “Biz” ve “onlar” olarak nitelendirilen taraflardan biz iyi niteliklere sahip olarak betimlenirken “onlar” ötekileştirilir, kötü değerler yüklenir. Mikro yapı unsurlarından bir diğer haberin nedensellik içinde kurulmasıdır. Mikro yapı unsurlarının sonuncusu olan retorik ise haberde üst düzey yöneticilerin kaynak gösterildiği,

haberde inandırıcılığı arttıran bir unsurdur. Olayla ilgili haberlere bakıldığında üst düzey yöneticilerin sözlerine yer verilerek kaynak gösterildiği birçok haber göze çarpmaktadır.

Toplumda ötekileştirilen ve mağdur olan insanlar çoğu zaman medyada seslerini duyuramamaktadır. Bu anlamda haber metinlerini inceleyen söylem analizinde anlatılanlar kadar anlatılmayanlar da önem taşıdığını söylemek yanlış olmaz.

4.5 Barış Gazeteciliği Bağlamında Ankara Garı Saldırısı Haberlerinin Eleştirel