• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4. TARTIŞMA VE ÖNERİLER

4.1. Araştırmanın Teorik Etkileri

Yönetmeliğe yönelik tutumlar yapısının teorik olarak beş farklı boyutu (Yetki belgesi alma şartlarının uygunluğu, Yetki belgesi türlerinin uygunluğu, Yetki belgelerinin kapsam uygunluğu, Yetki belgelerinin standartlaşma faydaları, Denetim ve cezalandırmada etkinlik) olduğu tespit edilmiştir. Bunların yönetmeliğe yönelik tutumları etkilediği tespit edilmiştir. Bu boyutların işin ve işletmenin özelliklerine bağlı olarak farklılık göstermesi ise araştırmanın bir diğer teorik kazanımıdır. Bu yönleriyle ilgili yazında önemli bir boşluğu dolduracağı ve benzer çok sayıda araştırma için çıkış noktası olacağı düşünülmektedir. Araştırmamızın teorik çıkış noktası da önceki bir araştırma olan Çemberci, Uca ve Civelek (2015)’ in araştırmasıdır. Yetki belgesi sorunlarının işletmelerin rekabet gücünü olumsuz etkilediğini doğrulayan araştırmacılar, yönetmeliğin etkilerinin ayrıntılı incelenmesi gerektiğini görmüşlerdir.

Ayrıntılı analizler sonucu, işletme özellikleri anlamında faaliyet alanlarının yönetmeliğin uygun bulunup bulunmadığına yönelik görüşlere olan etkisinde belge türünün uygun bulunması, önemli bir aracı değişken olarak görülmüştür. Bu bulgu, en temelde belge türüne yönelik firmaların belirgin bir tutum geliştirdiklerini göstermektedir. Yani konu hakkında yerleşmiş ve olumlu ya da olumsuz yönde belirgin düşünceleri bulunmaktadır. Bu durum, yönetmelikteki en hassas düzenleme konusunun belge türleri olduğu kanaatini uyandırmaktadır. Zira sahip olduğu ya da almayı planladığı belge türü ihtiyacını karşılamayan firmalarda yönetmeliğe yönelik görüşler olumsuzlaşmaktadır. Kaynakları, ilişkileri ve tecrübeleri farklı işletmelerin, kendilerine en uygun pazara yönelmesi ve bunun gereği yasal düzenlemelere uyması beklenir. Burada en çok belge türünden etkilenecektir. Zira daha önce denenenmemiş ve taklit edilemeyecek rekabet avantajı fırsatlarına yönelmiş firmaların yasalardan beklentileri de özel olmaktadır.

140

Bir başka ayrıntılı bulgu, denetim ve cezaların etkinliğine yönelik tutumlar ile yönetmeliğin uygun olduğuna yönelik tutumlar arasındaki aynı yönlü ilişki genç firmalarda yaşlı firmalara göre daha güçlü olduğu tespit edilmesi olmuştur. Taşımacılık sektöründe nispeten yeni firmaların denetim ve cezalara yönelik diğerlerinden daha belirgin tutumlara sahip olması bu firmaların denetim ve cezalar yoluyla piyasada sağlanacak adil rekabet ortamına daha çok gereksinim duyduklarını göstermektedir. Genç firmaların diğerlerinden neden farklı yaklaşıma sahip olduğunun sermaye ve iş tecrübesi birikimin az oluşu, yatırımın geri dönüşünün gerçekleşmemesi gibi bir çok temel nedeni olabileceği gibi özelde eski firmalardan farklı küçük ve riskli pazar segmentlerinde çalışıyor olmaları olabilir.

İşletmenin sahip olduğu belge türüne göre yönetmeliğe yönelik tutumları değişmektedir. Bu durum işletmelerin kendilerine özel bir kısım lojistik stratejileri izlediklerini gösterir. Şayet işletmelerin yönetmeliğe yönelik tutumlarında yetki belgesine göre bir fark tespit edilemeseydi belgelendirmenin uygun yapılmadığı ya da etkin uygulanmadığı düşüncesi uyaracaktı. Belge türüne göre farklılıklarda en çok göze çarpan husus, K1 belgeli yurtiçi ticari amaçla eşya taşımacıları, R1 belgeli Yurtiçi Taşıma Organzatörü ve L1 belgeli lojistik işletmeleri (bağımsız bir işyerinin kullanım hakkına sahip olarak müşterilerine ait her türlü eşyayı teslim aldıktan sonra kendi gözetim ve denetimi altında yükleme, boşaltma, depolama, istifleme, paketleme, tasnif, etiketleme, sipariş planlaması, dağıtım, teslimat ve benzeri hizmetlerin tamamını veya bir kısmını üstlenen) yönetmeliğe karşı pek çok yönüyle olumlu tutum içinde olurken N2 belgeli ülkemizin en eski taşımacıları olan yurtiçi nakliyat ambarı işletmecilerinin hep olumsuz tutum taşıması olmuştur. Zeytinburnu nakliyat ambarlarının bir başka konuma topluca taşınması bu olumsuz tutumun sorumlusu olabileceği düşünülmektedir. Geleneksel ambar işletmecilerinin yönetmeliğe olumsuz tutumlarının arkasında bilişim teknolojilerini iş süreçlerine taşımakta gecikmeleri de yatıyor olabilir. Gerçekte nedeni ne olursa olsun belge türlerine göre bu denli bariz farkların yakalanması yönetmelik düzenleyicilerin sektör üzerinde çok etkili olduklarını gözler önüne sermektedir.

İşletmeler yetki belgeleri ile bir kısım kaynaklarını kısıtladıkları gibi, pazar ve süreç kısıtlamalarıyla da karşılaşmaktadırlar. Fakat öte yanda spesifik pazarlarda, bilişim ve iş süreçlerinde uzmanlaşmaktadır. Lojistik pazarı her işletmenin farklı avantajlar

141

elde ettiği bir piyasa haline dönüşmektedir. Yönetmeliğin amacına ulaştığı görülmekte olduğu gibi firmaların ortak iş yapma gibi ittifak arayışları ile rekabette adalet için yeni yönetmelik değişiklikleri ihtiyacı hasıl olacaktır.

Bu araştırmada işletmelere hangi stratejileri izledikleri ve kazandıkları yetenekler sorulmamış iş konuları, büyüklükler ve yönetmeliğe yönelik düşüncelerden çıkarımlar yapılmıştır. Rekabet avantajı ve lojistikde üstün başarı için işletmeler kendi yetki grubundaki fırsat yeteneklerin ne olduğunu SWOT analizi ile öncelikle anlamalı ve yeni stratejileri buna göre inşa etmelidirler. İş süreçlerini basitleştirmeli ve müşteri talepleri doğrultusunda esneterek daha hızlı ve kaliteli lojistik hizmeti verebilmelidirler (Şekkeli, 2016).

Tedarik zinciri üzerinde lojistik işletmelerinin bir rekabet sorunu olarak görülen yetki belgelendirmeye işletmecinin bakış açısından giriş yapılarak sorunların kaynağında yetkilendiren yönetmelik hükümleri olmadığı açık ortaya çıkmıştır. İşletmeler aynı yönetmeliğe tabi olmakla birlikte personelini eğiterek, müşteri isteklerini dikkate alarak, tek başına elde edemeyeceği avantajları başkalarıyla ortak çalışmaya giderek yakalama yoluna gitmektedir.

Lojistik işletmelerinin kendilerini hangi stratejileri izleyerek kendilerini geliştirdikleri ve çalıştıkları üzerine 80 li yıllardan beri araştırmalar yapılmaktadır (Bowersox ve Daugherty, 1987), (Bowersox ve Daugherty, 1995). Ülkemizde de benzerleri yapılan araştırmalarda lojistik işletme başarısının sürekli değişen ve gelişen söktöre uyumda yattığı vurglanmaktadır (Şekkeli, 2016). Şu halde çalışmamızın konusu yetki belge türleri ve yönetmeliği, rekabet avantaj teorileri içinde bir kaynak temelli rekabet avantaj unsuru olarak görülmelidir. Yönetmeliğin, önemli bir çevre faktörü olarak işletmecilerce önemli görüldüğü sonucuna varılmaktadır. Araştırma sonuçlarımız topluca değerlendirildiğinde yetki belgelerinin ve cezaların taşımacılıktaki önemini ikişer sorudan oluşan basit bir yapıyla ölçen Çemberci, Uca ve Civelek (2015)’ in bulgularını desteklemektedir.