• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

3.1 Araştırmada Kullanılan Yöntem

Bu araştırma “Yapılandırmacı Bakış” açısının Türkiye, İngiltere ve ABD’deki sosyal bilgiler/tarih ders kitaplarında ve öğretim programlarında II. Dünya Savaşı örnekleminden yola çıkarak nasıl uygulandığını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Çalışma nitel bir araştırma olup amaçlı örnekleme yöntemleri ve doküman analizi yöntemi ile verilerin analizini içermektedir.

Araştırmada kullanılan doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu ya da olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsar. Doküman analizi tek başına bir araştırma yöntemi olabildiği gibi, diğer nitel yöntemlerin kullanıldığı durumlarda ek bilgi kaynağı olarak da işe yarayabilir. Hangi dokümanların önemli olduğu ve veri kaynağı olarak kullanılabileceği araştırma problemi ile yakından ilgilidir. Eğitimle ilgili bir araştırmada; ders kitapları, öğretim programları, okul içi ve dışı yazışmalar, öğrenci kayıtları, toplantı tutanakları, öğrenci rehberlik kayıt ve dosyaları, öğrenci ve öğretmen el kitapları, öğrenci ders ödevleri ve sınavları, ders ve ünite planları, öğretmen dosyaları, eğitimle ilgili resmi belgeler vb. veri kaynağı olarak kullanılabilir. Doküman analizi tek başına bir araştırma yöntemi olarak kullanıldığında, dokümanların araştırmanın amacına göre kapsamlı bir içerik analizi yapılması gerekmektedir. Burada araştırmacının karşısına başka bir zorluk da çıkabilir ”tüm doküman verisi… bir bütün olarak analize konu olması mümkün” olmayabilir. Araştırmacı bu zorluğu aşmak için analize konu olan veriden örneklem seçme yoluna gidebilir (Yıldırım ve Şimşek, 2008, s. 188, 189–197). Araştırmada seçilen örneklemler araştırmanın teorik çıkarsamaları ile belirlendi. Teorik örneklem Kümbetoğlu’nun (2008, s.100) belirttiği gibi “Örneklem araştırmanın başlangıç aşamasında tahmin edilemez, oluşturulamaz. Araştırma süreci içinde teorik bir

doyum noktasına ulaşılana kadar, örneklemi oluşturacak birim ya da bireylerin seçimi devam eder”.

Araştırma dökümanı olan ders kitaplarının seçiminde ABD’de benzer bir sorunla karşılaşıldı. 50 eyaletin yer aldığı bir ülkede hangi eyaletlerdeki ders kitapları seçilecekti. Yapılan araştırmaların neticesinde ülke eyalet programları ve ulusal programların ortak bir yapılandırmacı anlayışa sahip olduğu ve çalışmanın odak noktasını oluşturan ders kitaplarının eyalet içerisinde yayınevlerine göre çeşitlilik gösterdiği tespit edildi. Sorunu çözmek için ABD devlet okullarında kullanılan ders kitaplarının listesi çıkarıldı. Çok sayıda farklı kitaplara ulaşıldı. Bu kitapların büyük bir çoğunluğu dünyada en büyük okul ders kitapları hazırlayan kuruluşlar tarafından basılmaktaydı. 2009 verilerine göre ABD’de en büyük kolej ders kitapları hazırlayan kuruluşlar:

• Pearson Education (including such imprints as Addison-Wesley and Prentice Hall)

• Cengage Learning (formerly Thomson Learning) • McGraw-Hill

• Houghton Mifflin Harcourt

Tez konusu ülkedeki yapılandırmacı eğitim anlayışını tarih ders kitapları üzerinde yansımasını tespit etmek olduğu için eyaletten ziyade farklı yayın evlerine ait kitaplar çalışma örneklemine alındı. Yayın evi şirketleri kendi yazarlarıyla ders kitaplarını hazırlamakta ve çalışmalarıyla eğitim üzerinde doğrudan bir etki alanına sahiptir.

Türkiye’de eğitim sistemi ve tüm bileşenleri tek bir merkezden yönetilmekte ve kontrol edilmektedir. Dolayısıyla eğitim sistemi ve ders kitapları tüm ülke genelinde aynıdır. Ders kitapları çeşitlilik göstermesine karşın devlet okullarında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından basılan ders kitapları kullanılmaktadır. Çalışma örneklemini bakanlığın yayınladığı farklı yazarlar tarafından yazılan tarih ders kitapları oluşturmaktadır.

İngiltere tarih ders kitabında seçilen örneklem okullardaki tarih eğitimini şekillendiren ve tarih ders kitapları çalışmalarıyla adı duyulan SHP’ye (School History Project) ve Secondary History Project tarafından çalışmaları yürütülen tarih projelerine uygun ders kitabı basan Heineman yayın evine ait tarih ders kitapları seçildi.

Araştırma aşamasında ABD tarih ders kitaplarından her birinin 700 sayfaya ulaşan sayfa sayısı ve İngiltere ders kitaplarıyla beraber binlerce sayfaya ulaşan kitapların çeviri sorunu ve analizi eldeki veri sütunu içerisinde örneklem oluşturmayı zorunlu kıldı.. Şimşek ve Yıldırım’ın (2008, s.197) belirttiği gibi “Doküman incelemesine dayalı araştırmalarda, tüm doküman verisinin bir bütün olarak analize konu olması mümkün olmayabilir. Bu nedenle çoğu zaman araştırmacılar, eldeki veri setinin içinden bir örneklem oluşturmaya çalışır”. Sorunun çözümüne yönelik Türkiye, İngiltere ve ABD ülkelerine ait tarih ders kitapları arasında ortak işlenen konular arasında II. Dünya Savaşı örneklemi seçildi. II. Dünya Savaşı dünyanın en büyük askeri gücü, en büyük savaş hattı ve en yıkıcı silahları içeren çok fazla ölümün ve çok fazla acının yaşandığı bir savaş olması ve örneklem olarak çalışma kaynaklarının genişliği nedeniyle tercih edildi. Bu kadar önemli olan bir konunun üç ülkenin ders kitabında ele alınışının “Yapılandırmacı Eğitim Anlayışını” açısını ortaya koymak açısından oldukça önemli olacağı düşünüldü.

Bu üç ülkedeki örneklem “Amaçlı Örneklem” grubuna girmektedir. Amaçlı örneklemde araştırmacılar kendi amaçlarına hizmet eden elemanları kendileri seçer. Yani seçilen elemanlar, araştırmacının ihtiyacına göre belirlenmiştir (Dilek, 2006. s.26). Araştırma amacımız İngiltere, Türkiye ve ABD’de yapılandırmacı eğitim anlayışının ders kitaplarına nasıl yansıdığını tespit etmekti. Bu amaçla ülkede ençok ders kitabı basan yayınevlerine ait ders kitapları amaçlı örneklemimiz oluşturdu. Seçilen ders kitaplarının özellikle ABD’de ansiklopedik nitelikte olması araştırma örnekleminde yeni bir örneklem oluşturulmasına neden oldu. Ders kitaplarında ortak işlenen konular arasında en fazla trajedik boyutu olan II. Dünya Savaşı örneklemi alındı. Bu şekilde araştırma yöntemi Amaçlı Örneklem (purposive sampling) yöntemlerinden “Maksimum Çeşitlilik Örneklemesi” yöntemiyle oluşturuldu. “Buradaki amaç göreli olarak küçük bir örneklem oluşturmak ve bu örneklemde

çalışılan probleme taraf olabilecek çeşitliliği maksimum derecede yansıtmaktır”. Patton’a (1987) göre maksimum çeşitlilik gösteren bir örneklem oluşturmak “örnekleme dahil olan her durumun kendine özgü boyutlarının ayrıntılı bir biçimde tanımlanması[na] ve büyük ölçüde farklı özellik gösteren durumlar arasında ortaya çıkabilecek ortak temalar ve bunların değerinin ortaya çıkarılması[na]” yardımcı olacaktır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular ve sonuçlar başka bir yöntemle elde edilecek sonuçlardan daha zengin olacaktır (Şimşek, Yıldırım, 2008, s.109). Buradaki amaç bir genellemeye ulaşmak değildir. Tespit edilmeye çalışılan yapılandırmacı bakış açısının, ders kitaplarında uygulanışı hakkında bilgi sahibi olmak ve uygulamanın düzeyini belirlemektir.

Ders kitaplarının analizinde tarih metodolojisi çerçevesinde öğrencilere kazandırılmak istenen tarihsel düşünme becerileri ve yapılandırmacı anlayışın kesiştiği ortak kodlama bir tablo oluşturuldu. Bir eksen temelinde yapılmaya çalışılan kodlama üzerine Fielding (2001) şu şekilde bir açıklama getirmektedir “Araştırmacı … oluşturduğu kodlar üzerine odaklanır. Verilerin sınıflanması ve alt sınıflar arasında ilişkiler belirlendikten sonra ana örüntüler ve verinin ana ekseni ortaya çıkmış olur. Araştırmacı kategoriler ve alt kategoriler arasında gruplamalar, temalar arasında gruplamalar, temalar arasındaki ilişkiyi analiz ederken yararlanılacak örüntüleri oluşturur” (Akt: Kümbetoğlu, 2008, s.125). Tablodaki kodlamalar bazı ders kitaplarında birebir karşılık bulamayınca daha genel kavramlarla ifade edildi. Ölçeğin tutarlılığı artırılmaya çalışıldı. Süreç içerisinde karşılaşılan sorunlara takınılan tutumu onaylar şekilde Maxwell (1996) bu durumu “Araştırma süreci içerisinde araştırmanın yönü değişebilir, yeni problemler ortaya çıkabilir ve yeni yöntemlere başvurulması gerekebilir” şeklinde ifade etmiştir (Akt: Yıldırım ve Şimşek, 2008, s.46). Yıldırım ve Şimşek (2008) tüm bu değişiklikleri ve ayarlamaları sosyal olay ve olguların karmaşık doğasına uygun bir araştırma deseni oluşturma çabası olarak değerlendirir (s.46).

Güvenirlik gerçeklik için ön koşul olup bir ölçeğin tutarlılığını göstertir. Bir araç güvenilirse ölçmek istediği özellikleri tutarlı biçimde ölçer ve her ölçmede birbirine yakın sonuçlar verir. Tekrar edilebilirlik önemlidir (Balcı, 2001. s.115). Marshall ve

tekrar edilebilirlikle açıklamayı sorunlu olarak görmektedirler. Nitel araştırmalarda kontrol, standartlaştırma, deneysel çalışmalar ve kavramlaştırmayı da içeren bir ortam kurulamamaktadır. Güvenirlik her zaman aynı düzeneği kurarak gerçekleştirilememektedir (Akt: Kümbetoğlu, 2008, s.52). Yıldırım ve Şimşek ise (2008) toplumsal araştırmalarda insan faktörünü göz önüne alarak davranışlarının durağan olmayıp sürekli değişen ve karmaşık bir yapıda olması nedeniyle soysal olaylarla ilgili bir araştırmanın aynen tekrarının mümkün olmadığını vurgular. Üstelik aynı verileri iki farklı araştırmacının da farklı algılamasını ve farklı yorumlamasını kaçınılmaz olarak değerlendirmektedirler (s.259). Bu nedenle Kümbetoğlu’nun ifade ettiği gibi (2008) niteliksel araştırmalarda “güve[nir]lik sözcüğünden çok ‘uygunluk’ (yöntemin amaca uygunluğu), ‘açıklık’ (uygun başka yöntemlerin kullanılmasına imkan yaratma), tartışma, ‘muhavere’ (araştırma verisini araştırmacıların tartışmasına, birlikte yorumlamasına ve bulguların sonuçlarını değerlendirmesine imkan verme) gibi sözcükleri dikkate” almak gerekmektedir (s.52).

Lincoln ve Guba (1985) nitel araştırmalarda geçerlilik ve güvenirlik kavramları dışında niteliği artıracak alternatif “iç geçerlik” yerine “inandırıcılık”, “dış geçerlik” (ya da “genelleme”) yerine “aktarılabilirlik”, “iç güvenirlik” “tutarlık” ve “dış güvenirlik” (ya da “tekrar edilebilirlik” ) yerine “teyit edilebilirlik” kavramlarını kullanmayı tercih etmektedir (Aktaran; Yıldırım, Şimşek, 2008, 274). Özetlemek gerekirse Yıldırım ve Şimşek’in (2008) ifadelerinde yer bulduğu gibi araştırmacının doğru bilgiye ulaşma konusunda gereken önlemleri alması geçerliliği, araştırma süreci ve verileri açık ve ayrıntılı bir biçimde tanımlama güvenirliği artıran bir uygulamadır. Geçerlilik güvenirliği güvence altına alan bir uygulamadır. Dolayısıyla geçerliliğe verilen önem aynı zamanda güvenirliği sağlamaya yönelik de atılan önemli bir adımdır (274).

Araştırma sürecinde dış güvenirliği sağlamak açısından ders kitabında verileştirilen soruların analizinde kullanılan kavramsal çerçeve tarihsel düşünme becerileri temel alınarak hazırlanıp tanımlandı. Ölçüt kriterler arasında genel uzlaşıyı sağlamak ve teyit ettirmek için tez danışmanı Prof. Dr. Dursun Dilek ile görüşüldü. Araştırmada iç

güvenirliği sağlamak için de analiz edilen tarih ders kitaplarının ilk önce betimsel bir analizi yapıldı. İç güvenirlikte tutarlılığı arttırmak için verilerin toplanması, analizlerin yapılması ve sonuçlara ulaşılması aşamasında Doç. Dr. Halil Ekşi ve Prof. Dr. Dursun Dilek ile sürekli görüş alışverişinde bulunuldu.

Doküman incelemesinde araştırmanın güvenirliği açısından kaynakların özgün olup olmadığının kontrol edilmesi önemli bir kriterdir. Araştırmacı dokümanları kapsayan veriler asıl kaynaklardan oluşmalıdır (Yıldırım, Şimşek, 2008, s.195). Bu bağlamda araştırma verilerimizi oluşturan ders kitapları ABD’de ülkenin en büyük yayınevleri tarafından bastırılan orijinal tarih ders kitapları, İngiltere’de ise okul tarih ders kitapları ve tarih eğitimi üzerine yaptığı araştırma ve çalışmalar ile ülkede önemli bir güvenirliğe sahip Schools History Project kurumuna ait ders kitabı ile lise düzeyinde yaygın kullanılan Heineman yayınevine ait ders kitapları analiz edildi.

İngiltere’de tarih ders kitapları sorgulamaya dayalı bir tarih anlayışını ortaya koyan National Curriculum’a (UK) ait Ulusal Tarih Programı rehber alınmaktadır. Ulusal diğer kurum ve kuruluşlar Qualifications and Curriculum Authority (QAC), National Council for Curriculum and Assesment (NCCA), İSEB, QCDA, The Nuffield Primary History Project (NPHP) vb kuruluşlar tarih eğitiminde ve öğretiminde ders kitaplarının şekillenmesinde doğrudan ya da dolaylı bir etkiye sahiptir. İsimleri sıralanan bu kuruluşların tarih öğretimi ve değerlendirilmesi ile ilgili standartları tespit edildi. Türkiye’de devlet okullarında okutulan tarih ders kitapları ve programlar MEB’e (Milli Eğitim Bakanlığı) aittir. Ders kitapları ve öğretim programları organize edilmiş ve gözden geçirilmiş nitelikli veri kaynaklarıdır. Nitelikli olan bu veri kaynakları ders kitapları ve programların birlikte incelenmesi araştırmanın geçerliliğini ve güvenirliğini artırmaktadır.