• Sonuç bulunamadı

Bölüm 4. Sonuç: Türkiye’de Eğitim Yönetimi Alanında Araştırma Geleneği ve

4.3. Araştırma Geleneğini ve Paradigmayı Oluşturan Teleolojik Kabuller

Türkiye’de Eğitim Yönetimi alanındaki araştırma geleneği ve paradigmayı oluşturan temel öğelerden biri de; Teleolojik Kabuller olarak adlandırılan başlık altında ele alınan, araştırmacıların, araştırma sürecine başlamadan önce zihninde yer alan ve bütün araştırma sürecini şekillendiren, araştırma ne işe yarar? Neden araştırma

yapıyoruz? Yaptığımız araştırmalar neye hizmet ediyor? Alanın varlık sebebi ve temel amacı nedir? Araştırmacının rolü nedir? Araştırmanın öznesi ve hedef kitlesi kimlerdir? Gibi sorulara verdikleri cevaplara karşılık gelen inanç, kabul ve görüşlerini

kapsamaktadır. Teleolojik Kabuller teması; Araştırmanın İşlevi, Araştırmanın Öznesi ve Hedef Kitle, Bilim İnsanının Görevleri ve Araştırma Sonuçları olmak üzere dört temel kategoriden oluşmaktadır. Araştırma kapsamında tespit edilen, alandaki egemen ve alternatif araştırma geleneği ve paradigmaların temel özellikleri özet bir şekilde Tablo 6’da yer almaktadır.

4.3.1. Araştırmanın işlevi

Teleolojik Kabuller bileşeninin çekirdeği olarak ortaya çıkan ve Araştırmanın İşlevi olarak adlandırılan bu kategoride, genel olarak Eğitim Yönetimi alanında yapılan araştırmalarla ne amaçlandığı ve araştırmaların alanda ne ifade ettiği ile ilgili kabul ve görüşler yer almaktadır. Bu bağlamda ortaya çıkan hâkim görüş, Eğitim Yönetimi alanında yapılan araştırmalardan beklenen temel işlevin; alan tanımlanırken kullanılan temel faktörlerden biri olan uygulama odaklı olma durumuyla da paralel olarak, uygulama alanı olarak görülen Milli Eğitim sistemindeki mevcut sorunlara çözüm

üretilmesi, uygulama alanında pratiklerin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi olduğu yönündedir.

Bilimsel araştırmaların toplumsal faydaya yönelik olarak yapılması gerektiği ile kadim pragmatist görüşle paralel şekilde ortaya çıkan bu kabul ve tutum, alan

akademisyenlerinin beklediği gibi sonuçları ve etkiyi doğurmamaktadır. Buna neden olarak ise; Milli Eğitim politikalarına ve uygulamalarına yön veren siyasi ve bürokratik erkin alan akademisyenleri tarafından yapılan araştırmaları, politika ve uygulamalarla ilgili görüş ve önerilerini dikkate almaması, yapılan araştırmaların sistemi bir bütün olarak ele alamayan, büyük ve temel problemleri göz ardı ederek gündelik problemler ve politikalarla ilgili geçici çözümler üreterek, bir çeşit kalite kontrol ya da ar-ge hizmeti vermekten öteye gidemeyen özellikte olması, alanda araştırma yapmanın gerçekte toplumsal faydadan çok kişisel kariyer gelişiminin bir aracı olarak görülüyor olması gibi durumlara değinilmektedir.

4.3.2. Araştırmanın öznesi ve hedef kitle

Alandaki araştırma geleneği ve paradigmanın teleolojik belirleyicilerinden biri olan ve Araştırmanın Öznesi ve Hedef Kitle olarak adlandırılan kategori, genel olarak araştırmalara kaynaklık eden verilerin kimlerden toplandığı ve problem durumlarında kimlerin araştırma öznesi olarak görüldüğü, yapılan araştırmalarda kimlerin okuyucu ve yararlanıcı olarak kabul edildiğiyle ilgili kabul ve görüşleri kapsamaktadır. Eğitim Yönetimi alanında sıklıkla yapılan görgül araştırmalarda, araştırma sorunsalının

odağında olan ve araştırma kapsamında elde edilen verilere kaynaklık eden özne olarak ve araştırma sonuçlarının tüketicisi, faydalanıcısı olarak genellikle öğretmenler, okul yöneticileri ve eğitim denetçileri kabul görmektedir. Bu durum; alanın tanımlanmasında ve araştırmanın işlevi noktasında öne çıkan uygulama odaklılık özelliğiyle

örtüşmektedir.

Bununla birlikte, alanda yapılan bilimsel araştırmaların ve üretilen bilimsel bilginin son tüketicisi olarak ortaya çıkan okuyucu kitlesine bakıldığında, bu kabulün çok da yerini bulmadığı görülmektedir. Araştırma öznesi ve hedef kitle olarak araştırma kapsamında toplanan verilere kaynaklık eden ve araştırma sorunsalının odağında yer alan öğretmen, okul yöneticisi ve eğitim denetçilerinin alanda yapılan araştırmalara yeterli ilgili göstermediği, araştırmaların genellikle aynı konularda araştırma yapmak

isteyen başka araştırmacılar tarafından ya da yazarlarıyla doçentlik, tez savunması, yeterlilik gibi jürilerde karşılaşma ihtimali olduğunda genç akademisyenler tarafından okunmakta olduğu anlaşılmaktadır. Araştırmanın öznesi ve hedef kitle olarak kabul edilen zümrenin araştırmalarla ilgilenmemesine gerekçe olarak ise; alanda yapılan araştırmaların, hedeflendiği gibi uygulamadaki problemlere çözüm üretme kapasitesine sahip olmaması, araştırma raporlarında kullanılan dil ve yer verilen istatistik, formüller vb. teknik detayların hedef kitle tarafından anlaşılmasının güç olması ve toplum olarak okuma kültürü, sorunlara bilimsel çözümler arama gibi özelliklere sahip olmamamız gibi durumlar öne çıkmaktadır.

Alanda, araştırmalarını yaparken veri kaynağı olarak yine uygulayıcı pozisyonundaki öğretmen, okul yöneticisi ve eğitim denetçilerini kabul eden, fakat herhangi bir hedef kitle gözetmeyen, araştırmalarını belirlediği hedef kitlenin özellik ve ihtiyaçlarına göre tasarlamayan alternatif bir bakış açısı da mevcuttur.

4.3.3. Bilim insanının görevleri

Teleolojik Kabuller teması altında ele alınan bir diğer bileşen ise alandaki araştırmacıların kendilerine biçtikleri roller, bilim insanının görevleri ve toplum ve üniversite içerisinde araştırmacılardan beklenen işlevlerin neler olduğuyla ilgili olan ve Bilim İnsanının Görevleri olarak adlandırılan kategoridir. Bu bağlamdaki kabul ve görüşler bilim insanlarının temel görevlerinin toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek, sorunlara çözüm üretebilecek, toplumu ve siyasi iktidarı gelecekte yaşanabilecek

sorunlarla ilgili alınması gereken önlemler hakkında uyarıp, bilgilendirmek olduğu yönündedir. Eğitim Bilimleri ve Eğitim Yönetimi alanında görev yapan bilim

insanlarına biçilen özel roller ise; ülkenin eğitim politikasını belirleyip, şekillendirmek, hali hazırdaki uygulamalarla ilgili bilimsel bir bakış açısıyla eleştirilerini topluma ve siyasi iktidara ileterek, sistemin iyileştirilmesini sağlamak, eğitim ile ilgili konularda topluma liderlik etmek olarak belirtilmektedir. Bu kabul ve görüşler, alanın

tanımlanması, araştırma konusu ve araştırmanın işlevi gibi birçok başlık altında ele alınan pragmatist ve uygulama odaklı yaklaşımla örtüşmektedir.

Bu başlık altında, alternatif yaklaşımın konu ile ilgili eleştirileri göz önüne alındığında ise, genelde bilim insanı, özelde ise Eğitim Bilimci ve Eğitim Yönetimci bilim insanları için ortaya koyulan tanım, görev ve sorumluluklarla ilgili kabul ve

görüşler bir çeşit idealin tasvir edilmesi olmaktan öteye gidemediği anlaşılmaktadır. Daha önce değinilen, alanda araştırma yapma eyleminden asıl beklentinin bahsedildiği gibi toplumsal faydaya değil, bireysel ilerlemeye yönelik bir pragmatizm olması, bunun yanı sıra siyasi iktidarlar ve bürokrasinin politika belirleme, uygulamaları

değerlendirme gibi noktalarda Eğitim Yönetimi alanından bu şekilde bir yardım talep ya da kabul etmiyor olması gibi durumlar ön plana çıkarılmaktadır.

4.3.4. Araştırma sonuçları

Araştırma sonuçları bileşeni, alandaki araştırma geleneği ve paradigmanın, teleolojik kabulleri arasında yer alan ve daha çok alanda yapılan araştırmalarda ne tip sonuçlara ulaşıldığı, ulaşılan sonuçların nihai amaç kapsamında ne gibi bir işleve sahip olduğu ile ilgili kabul ve görüşleri içeren kategoridir. Alanın tanımlanması,

araştırmanın işlevi, bilim insanının görevleri gibi başlıklar altında da temel belirleyici olarak ortaya çıkan uygulama odaklılık ve pragmatizm yaklaşımı, doğal olarak araştırma sonuçlarına da yansımaktadır. Eğitim Yönetimi alanında yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar genellikle pragmatik ve betimsel olarak tanımlanmaktadır.

Teknik olarak bakıldığında, pragmatik olarak adlandırılabilecek bir araştırma sonucunun, bilimin temel işlevleri olarak görülen anlama, açıklama ve kontrol etme etkinliklerinden düzey olarak daha çok kontrol etme ile ilgili olması gerekirken, elde edilen sonuçlar tanımlanırken, pragmatiklik ile birlikte, daha çok anlama ve açıklama düzeyleri ile ilgili olan betimsellikten de bahsedilmektedir ve bu durum bir çelişki gibi görünmektedir. Alanda, uygulamadaki problemlere çözüm üretmek gibi pragmatik sayılabilecek bir amaçla yapılan araştırmaların bu işlevi yerine getirememesine gerekçe olarak; araştırmaların kontrol etme gibi üst düzey bilimsel işlevler yerine getirebilecek derecede güçlü teorik arka planlara dayanmaması, uygulayıcılarda bilimsel araştırma sonuçlarından yararlanma gibi bir alışkanlığın bulunmaması, yapılan araştırmaların çeşitli gerekçelerle uygulamada karar verici pozisyonundakiler tarafından yeterince kredilendirilmemesi, araştırmacıların araştırma sonuçlarının hedef kitle içerisinde yaygınlaştırılmasına yönelik bir gayretlerinin bulunmaması gibi noktalara

Tablo 6: Alandaki Egemen ve Alternatif Araştırma Geleneklerinin Teleolojik Kabulleri Teleolojik

Kabuller

Egemen Paradigma ve Araştırma Geleneği Alternatif Paradigma ve Araştırma Geleneği

Araştırmanın İşlevi

Toplumsal fayda, uygulamadaki sorunların çözülmesi, uygulamaların iyileştirilmesi Kişisel fayda, atama yükselme kriterlerinin sağlanması

Politik ve bürokratik akreditasyon önemli Entelektüel kaygılar önemli Araştırmanın

Öznesi ve Hedef Kitle

Veri kaynağı olarak araştırmanın öznesi uygulayıcılardır (öğretmen, okul yöneticisi, denetçiler)

Hedef kitle uygulayıcılardır Hedef kitle gözetilmesi gerekli değildir. Okuyucu kitlesi yine alandaki araştırmacılardır

Bilim İnsanının Görevleri

Ülkenin Eğitim Politikasına yön vermek, uygulamaları değerlendirerek geliştirilmesini

sağlamak, aksaklıkların giderilmesi

Politika belirleyiciler ve uygulayıcıların beklentileri bu yönde değildir, karşılıksız bir

idealizm mevcuttur Araştırma

Sonuçları Pragmatist, uygulama odaklı sonuçlar

Pragmatist ve uygulama odaklı gibi görünen fakat uygulamaya yansımayan sonuçlar