• Sonuç bulunamadı

Ġlkbaharda kıĢlamanın ardından kovanda faaliyetlerin arttığı ilk ve en kritik dönemdir.Yavru üretimi ile kovandaki arı sayısının hızla artması beklenen bu dönemde besleme yetersizliğinin ekonomik etkisi çarpıcı olmaktadır. Ġlkbahar döneminde çeĢitli ölçülerde karıĢtırılan bal, Ģeker ve su ile elde edilen Ģerbetler ile yapılacak yemleme uygulamaları tüm kovanlara ve öğleden sonra yapılmalıdır. Bu uygulama sırasında kovana veya etrafa bulaĢmalar engellenmelidi (Akbay, 1995; Ergün, 2006; Doğaroğlu, 2009).

Sonbaharda kovandaki peteklerin hasat edilmesi ve bal sezonun bitimi, bir sonraki bal sezonuna kadar sürecek özel bir dönemin de baĢlangıcıdır. Genç ve sağlıklı bir ana arı, çoğunluğu genç ve çok sayıda iĢçi arı ile yeterince besin varlığı bu dönemin baĢarıyla atlatılmasını ve gelecek sezonun da baĢarılı olmasını sağlayabilir (Erkan ve AĢkın, 2001; Doğaroğlu, 2009). Bu dönemde de dengeli ve yeterli bir besleme yapılmalıdır (Ergün, 2006). Bunun dıĢında, kovan içi temiz hava ve nem gibi Ģartların ideal olabilmesi için kovan iyi havalandırılmalı ancak kıĢın kıĢ salkımı içindeki arılar rehatsız edilmemelidir (Ergün, 2006).

Sert ve uzun kıĢ dönemleri, ana arıların yılın daha uzun bir döneminde inaktif olmalarına neden olduğu için göreceli bir avantaj sağlasa da uzun geçen kıĢlar arı kolonisi için genellikle tehdit oluĢturmaktadır (Doğaroğlu, 2009). Çevre sıcaklığının düĢüĢüne paralel olarak (14⁰C„nin altına indikçe) arıların hareket kaabiliyeti azalır, beslenemez ve ölüm kaçınılmaz olur (Akbay, 1995). Bu dönem önemli kıĢlatma kayıplarına neden olmaktadır (Doğaroğlu,2009; Ergün, 2006). Ceyhan vd. (2016), Türkiye‟de kıĢ sezonu sonrasında arıcıların toplam koloni varlıklarının %17‟sinin

18

söndüğünü bildirmiĢtir. Özbakır vd. (2016) Adıyaman arıcılarının kıĢ döneminde sönen kovanlarının oranının %25-50‟ye kadar (arıcıların %21‟inde) çıktığını ve bu artıĢın en önemli nedeninin kolonilerin ana arılarını kaybetmeleri ve kıĢa zayıf koloniler baĢlanması olduğunu bildirmiĢtir. Özellikle hastalık ve zararlıların kıĢ kayıplarını daha da arttırdığı bildirilmektedir (Doğaroğlu, 2009; Özbakır vd., 2016). 1.5. Arı Hastalıkları ve Zararlıları

1.5.1. Arı Hastalıkları

Arı sağlığı kaliteli ve sağlıklı bal üretiminin en önemli gerekliliklerindendir (Dadant, 1918; Cramp, 2008; Webster 2015). Önemli arı hastalıkları larva ve pupa dönemlerinde görülen hastalıklar (Amerikan Yavru Çürüklüğü, Avrupa Yavru Çürüklüğü, Tulumsu Yavru Çürüklüğü, Kireç Hastalığı) ve ergin arı hastalıkları (Nosema, Paraliz) olarak ayrılmaktadır (Doğaroğlu, 2009). Bununla birlikte yetiĢkin arılar için Amib, Dizanteri, Arı Felci, Septisemi ile yavru hastalıklarından TaĢ Hastalığı ve Adi Yavru Çürüklüğü de sayılmalıdır (Akbay, 1995). Arı hastalıkları ve zararlıları Türkiye‟deki arıcılık faaliyetleri için de önemli bir problemi oluĢturmaktadır (Güler, 2017). En yüksek ekonomik kayıplar özellikle yavru çürüklüğü ile ilgili bildirilmiĢtir. Bu etkenlere karĢı uygulanan tedavilerin balda ve bal mumunda kalıntıya neden olmasına iliĢkin de sorunlar bildirilmektedir (Engindeniz vd., 2014).

Amerikan Yavru Çürülüğü‟nde etkenin sporları arı larvalarına bulaĢmakta ve rengi kahverengiye doğru değiĢen larvaların ölümü gerçekleĢmektedir. Avrupa Yavru Çürüklüğü hastalığında da larva dönemi ölümler yaygın olup, etkenin sporları larvanın sindirim sisteminde geliĢip çoğalmaktadır. Üçüncü önemli bakteriyel hastalık olan septimesi ergin bal arısı hastalığıdır (Uygur ve GiriĢgin, 2008; Doğaroğlu, 2009).

Elektron mikroskopla görülebilen çok küçük bir virüs yapılan Tulumsu Yavru Çürüklüğü hastalığı enfekte larvaların pupa döneminde ölümü Ģeklinde görülmektedir (Uygur ve GiriĢgin, 2008). Mantar hastalıklarından Kireç Hastalığı görülen kolonilerde larvaların mumyalaĢarak ayçiçeği çekirdeği görünümüne ve giri beyaz renkli bir hale gelmesi tipik bir belirtidir (Doğaroğlu, 2009). Bu hastalığın

19

oluĢumunda kirlilik, yüksek nem ve katkı kalıntıların etkili olduğu bildirilmiĢtir (Uygur ve GiriĢgin, 2008). Bir protozoon hastalığı olan Nosema sporları oldukça dayanıklı olup, arıların midelerinde çoğalmakta ve enfekte arının dıĢkısı ile bulaĢma daha da hızlanmaktadır. Arı ailesinin tüm bireylerini etkileyen bu hastalık özellikle ilkbaharda arı ailesinin büyümesi durmaktadır (Akbay, 1995).

1.5.2. Arı zararlıları

Arı hastalıkları gibi arı zararlıları da önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır (Crane, 1999; Doğaroğlu, 2009; Webster 2015). Akariyoz, petek güvesi, arı biti ve varroa en önemli arı zararlılarındandır (Doğaroğlu, 2009).

Akariyoz tablosunda, arılarda uçamama gibi belirtiler görülmekte olup, özellikle bir baĢka hastalık veya kötü mevsim Ģartları gibi diğer olumsuz koĢullar ile birleĢtiğinde kovanı söndüebilir (Doğaroğlu, 2009). Larva dönemi ile zararlı olan petek güvesi mum, bal ve polen ile beslenir (Akbay, 1995). Petekler üzerinde tüneller açararak zarar veren petek güvesinin kovan içerisinde yumurta bırakacağı uygun ortam oluĢturulmamalı ve arı ailesi güçlü bulundurmalıdır (Ergün, 2006).Çünkü güçlü kolonilerde petek güvesinin barınamadığı görülmektedir (Doğaroğlu, 2009). Güveden sönen kovanlar pürmüzle yakılarak dezenfekte edilmelidir. Petek güvesine karĢı ceviz yaprağı, lavanta çiçeği, kekik ve defne yaprağı bulundurulmasının faydalı olabileceği bildirilmiĢtir.Yapılacak olan kimyasal mücadelelerin balda kalıntı bırakmaması için tedbir alınmalıdır (Ergün, 2006).

Son yıllarda önemli oranda arı kayıplarına neden olan zararlılardan birisi olan Varroa akarı farklı geliĢim aĢamasında olan arılar (ergin, larva ve pupa) üzerinde etkili olmaktadır (Doğaroğlu, 2009). Aydın vd., (2003) Güney Marmara Bölgesi‟ndeki arıcıların %58‟i en fazla Varroa‟dan zarar gördüklerini bildirmiĢir. Arıların larvaları veya ergin haldeki arıların kan sıvısıyla (hemolenf) beslenen diĢi karlar böylece arıdan arıya geçerler. Üzerinde varroa olan genç arıların kanatları kıvrıktır ve bu arılarda kanadın olmaması veya tek kanatlılık, bacaklarda eksiklik veya kısa karın gibi vücut hataları görülmektedir. Kolonideki tüm arıları olumsuz etkileyen Varroa etkenleri kapalı petek gözlerine girmeden önce mücadele yapılmalıdır (Ergün, 2006).

20

Diğer arı zararlıları arasında karınca, eĢek arısı ve ayı (Akbay, 1995), arı kuĢu, kurbağa, kertenkele ve fare de sayılmalıdır (Ergün, 2006).Arı kovanlarını kemiren veya kovan içerisine giren fareler özellikle kıĢ aylarında gürültü oluĢturarak ta arıları rahatsız edebilirler. Karıncalardan korunmak için kovan etrafındaki ölmüĢ arıların uzaklaĢtırılması gerekmektedir. Kurbağalar ve kertenkeleler da arıların doğal düĢmanları olarak diğer zararlılardandır (Ergün, 2006). Kaygın ve Yıldız (2006) Bartın Yöresinde arıcılık için önemli zararlıları Varroa, büyük Balmumu Güvesi, eĢekarıları, karıncalar, sarıca Arı, kulağakaçan, arı kuĢu, fare ve su kurbağası olarak belirlemiĢlerdir.