• Sonuç bulunamadı

HİKAYE ANLATICILIĞININ DENENMİŞ FARKLI ÖRNEKLERİ Bu bölümde, hikaye anlatıcısının sahnedeki temsilini iki farklı şekilde kullanan ik

4.1. TİYATROTEM VE “HAKİKİ GALA”

4.1.1 Anlatı temsilinin kurgulanışı

Hakiki Gala oyunu anlatı metni, Tiyatrotem’in çalışma yöntemi içerisinde değerlendirilmelidir. Konuya ilişkin Şehsuvar Aktaş ile yapılan röportaj, çalışmanın eklerini içeren bölümünde yer almaktadır.

“Hakiki Gala”da metin üretimi ve dramaturji çalışması oyuncuların sahnedeki varlığı ile birlikte kurgulanmış, Müesser Hanım ve Lütfi Bey karakterlerinin hikayeleri, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinden derlenmiştir. Dolayısıyla burada üretilen çalışma var olan bir hikayenin sahneye adaptapte edilmesinden ziyade, hikayenin anlatı ile birlikte kurgulanması yoluyla üretilmiştir denilebilir.

50 Çalışmanın bu şekli, anlatı adaptasyonunda dramatik malzemenin ortaya çıkarılabilmesi açısından önemlidir. Oyuncu-anlatıcıların sahnedeki varlığı hikayenin kurgulanışında birincil faktör olarak kullanılmış ve dramatik aksiyon ile anlatı arasındaki geçişler oyuncunun yapabilirliği ile zenginleşmiştir. Burada Ayşe Selen ve Şehsuvar Aktaş’ın gerek oyunculuklarındaki ustalık, gerekse oyunun düşünsel dünyasını oluşturma yeterlilikleri ön plana çıkmakta ve adaptasyonun şekillenmesini sağlamaktadır.

Bu yeterlilik ise sahne üzerindeki her buluşun yazar tarafından kayda alınabilmesi sayesinde gelişerek ilerlemiştir. Adaptasyonun güncel bir derdi açıkça ifade edebilişi bu sayede sağlanmıştır diyebiliriz. Bu noktada anlatının adaptasyonu, Hakiki Gala örneği ve genel olarak Tiyatrotem’in tüm oyunları içerisinde oyuncunun varlığını merkez alması ile Mike Alfreds’in çalışma yöntemine yaklaşmakta, hikayenin sahne üzerinde kurgulanışı, aktörel çalışma ve metin çalışmasını eşzamanlı olarak yürütmesiyle de ondan uzaklaşmaktadır.

Temsil için üretilen anlatıcı kipi ise “karakter kipi” ile “yakın anlatıcı kip” arasında değişkenlik göstermekte, bu ikisinin farklı şekillerde kullanılması ile dramatik ve anlatısal araçların ikisini de değerlendirebilmektedir.

Bu nedenle “Hakiki Gala” için, anlatının adaptasyonunu ve dramaturjisini “merkezine oyunu alarak” kurgulamış ve oyunsallığı kullanarak bir anlatı metni üretmiş, hikayeyi bir karakter üzerinden, yani dolaylı olarak aktarırken; karakterin seyirci ile kurduğu ilişkiyi anlatı ile ve doğrudan üretmiştir diyebiliriz.

“Hakiki Gala” da anlatının hareket ve aksiyon tasarımı, sahnedeki anlatıcı-oyuncuların karakterleri etrafında şekillenir. Karakterlerin önceden tasarlandığı açıkça belli olan sahne duruş ve pozları, anlattıkları hikayenin seçilmiş bazı anlarında anlatılan şeyden etkilenişe izin vermeleri, zaman zaman kendilerini kaptırmaları ancak asıl iş olan anlatıcılığı unutmamaları, anlatının aksiyon ve hareketini belirler.

Oyun içerisinde anlatıcı-oyuncular zaman zaman anlattıkları şeyi canlandırarak ya da mimetik taklitler kullanarak kendilerini ifade ederler. Örneğin, Edibe Hanım karakterini iki oyuncu da aynı noktada görür ve ona yönelik olarak konuşur. Oyun içerisindeki dramatik aksiyon bu tip bedensel ifadelerle oluşturulmuş olup, anlatıcıların aksiyonu ise kurgulanan karakterleri aracılığı ile yansıtılmıştır.

51 İki karakter arasındaki ilişki de dramatik aksiyonu oluşturan önemli etmenlerden birisidir. Oyun içerisinde yer yer anlatı ile yer yer de birebir iletişim kurmak yolu ile karşımıza çıkar. Burada anlatının dramatik aksiyonla iç içe geçtiği ve katmanlaştığı söylenebilir. Dramatik aksiyon ile anlatı aksiyonu arasındaki geçişlerde sağlanan organiklik ise seyircinin sahnedeki oyuncu-anlatıcılar tarafından hikaye ile birlikte sürüklenebilmesini sağlamıştır.

Kısacası Hakiki Gala anlatısı içerisindeki hareket ve aksiyon tasarımının karakterlerin varlığı ile kurgulanıp anlatılan “an”ların dramatizasyonu ile çeşitlendirildiği, sahnedeki iki anlatıcının birbiri ile kurduğu iletişimle de zenginleştirildiği söylenebilir.

Anlatının zamanı ve mekanı da yine oyun karakterleri ve onların “şimdi” ve “burada” oluşları ile oluşturulmuştur. Buna göre seyirci, hikayenin içinde geçtiği başka bir zaman dilimine yönlendirilmez, tam tersi oyuncu-anlatıcılar en başından beri sahnede olduklarını ve tiyatro yaptıklarını açıkça beyan ederler. Oyuncu-anlatıcıların sahne üzerindeki zaman kullanımı ise seyircinin gerçek zamanı ile birebir aynı olup bütün temsil boyunca “şimdi” de kalır.

Mekan içerisindeki süslü ve renkli perdeler, masa üzerindeki disko topu ve karakterlerin kostümü de düşük bütçeli bir tiyatro gösterisinin dekoru gibidir. Bu nedenle anlatının mekanının da yine karakter kurgusuna göre şekillendirildiği söylenebilir. Hayatlarının galasında buluşan ikili, tiyatroyu pek de bilmediklerinden, neredeyse evden getirdikleri birkaç parça eşya ile oyun alanlarını üretmişlerdir. Bu seçim, anlatının mekanını “özensiz” gibi gösterse de bu özensizliğin nedeninin açıkça adaptasyonun dramaturjik seçimlerine bağlı oluşu, anlatı temsilinin mekan ve zaman açısından tutarlı bir bütün olmasına yol açar.

Anlatının müzikle ilişkisi, Lütfi Bey’in kullandığı düdük ile çaldığı valsten ibaret görünmekle beraber bu müziğin dansı ile birlikte “şovun devamlılığını sağlamak üzere” kullanıldığı görülebilir. Bu kullanım şekli elbette yine karakterlerin sahnedeki acemiliğini ve heyecanını imler.

Bunun yanında, anlatının kendine has bir ritmi mevcuttur. Temsilin kişisel anlatı ile başlayıp anlatma yarışına dönüşecek bir hıza evrilmesi, anlatı içerisinde dramatik aksiyonu oluşturan ritmik yavaşlama ve hızlanmalar oyunun aksiyon devinimini de

52 destekler. Oyun süresinin yarısından sonra anlatı iki karakterin ortak hikayesine evrilir ve Ayşe Selen ile Şehsuvar Aktaş’ın sahne ritmini, birbirlerinin cümlesini tamamlayabilecek bir seviyeye getirmesi ile organikleşir. Bu noktada dilin kullanımı oldukça akıcı bir hale gelerek sahne temposunun asla düşmemesine neden olur.

Bu nedenle anlatı ritminin de karakterlerle ilişkilenerek kurgulandığı ve iki oyuncu- anlatıcı arasında devamlı paslaşılan bir sahne ritmi bulunduğu söylenebilir.

Benzer Belgeler