• Sonuç bulunamadı

1. AKTİF

Analitik bilançonun aktifi “Dış Varlıklar”, “İç Varlıklar” ve “Değerleme Hesabı” olmak üzere üç ana

kalemden oluşmaktadır13.

Dış Varlıklar; altın, TCMB şubelerinin kasalarındaki YP banknotlar, yurt dışı bankalar nezdindeki döviz mevcudu ve diğer döviz alacaklarını içermektedir. Dış Varlıkların önemli bir kısmı döviz rezervleri olarak da nitelendirilebilen altın ve yurt dışı bankalar nezdindeki YP menkul kıymetler ve depo hesaplarından oluşmaktadır.

Aktifte yer alan diğer kalem olan “İç Varlıklar” esas itibarıyla Hazine’nin TCMB’ye olan borçlarını gösteren “Hazine Borçları” ve “Bankacılık Sektörüne Açılan Nakit Krediler” kalemlerinden oluşmaktadır. Hazine’nin TCMB’ye olan temel yükümlülüğünü TCMB TL menkul kıymet portföyü oluşturmaktadır. 2001 yılında TCMB Kanunu’nda yapılan değişiklikle; TCMB’nin Hazine’nin ilk ihracından DİBS alması

Hazine’ye verilen bir kredi olacağından TCMB’nin birincil piyasadan DİBS alması önlenmiştir.14 Öte

yandan “TCMB’nin her türlü likidite durumu olasılığını dikkate alarak, BIST Repo-Ters Repo Pazarı ve Bankalararası Repo-Ters Repo Pazarı’ndaki faiz oranlarını kontrol edebilmesi, likidite yönetimi araç çeşitliliğini ve operasyonel esnekliğini koruyabilmesi için teknik nedenlerle açık piyasa işlemleri portföyünde yeterli miktarda DİBS veya Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama Şirketi (HMVKŞ) tarafından ihraç edilen Türk lirası cinsi kira sertifikası bulundurması ” (TCMB,2014d) gerektiğinden TCMB bu menkul kıymet alımlarını ikincil piyasadan gerçekleştirmektedir.

“İç Varlıklar”ın diğer önemli kalemi “Bankacılık Sektörüne Açılan Nakit Krediler” kalemidir ve esas itibarıyla reeskont kredilerinden oluşmaktadır. Reeskont kredileri, TCMB Kanunu’nun 45. maddesi çerçevesinde döviz üzerinden düzenlenmiş senetlerin reeskonta kabulü suretiyle 240 güne kadar vadeli ve TL olarak Türk Eximbank ve ticari bankalar aracılığıyla kullandırılmakta, TCMB’ye geri ödemeleri ise döviz cinsinden yapılmaktadır. Reeskont kredilerinin reel sektörün desteklenmesine, cari açığın azaltılmasına ve TCMB döviz rezervlerinin güçlendirilmesine katkısı göz önünde bulundurularak kredi limitlerinin artırılması, vadelerinin uzatılması ve kullandırılma şartlarının kolaylaştırılarak kapsamının genişletilmesi yönünde bir eğilim mevcuttur.

TCMB Kanunu Madde 61:

Türk parasının yabancı paralar karşısındaki değerinin ve uluslararası piyasalarda altın fiyatlarının değişmesi nedeniyle Bankanın aktifindeki ve pasifindeki dövizlerin, efektiflerin ve yabancı para cinsinden diğer varlık ve yükümlülükler ile altınların değerlemesi sonucu oluşan değerleme farkları ayrı bir hesapta izlenir.

Türk parasının yabancı paralar karşısındaki değerinin ve uluslararası piyasalarda altın fiyatlarının değişmesi nedeniyle Bankanın aktifindeki ve pasifindeki dövizlerin, efektiflerin ve yabancı para cinsinden diğer varlık ve yükümlülükler ile altınların değerlemeye tabi tutulması sonucu Banka lehine oluşan gerçekleşmemiş değerleme farkları, değerlemenin yapıldığı dönem kazancına dahil edilmez ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınmaz. Banka aleyhine oluşan gerçekleşmemiş değerleme farkları ise değerlemenin yapıldığı dönem kazancından düşülmez ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmaz.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesi hükmü bu madde kapsamında yapılacak değerlemede uygulanmaz.

TCMB, para politikası araçlarını kullanarak iç ve dış varlık yapısını değiştirmekte ve piyasadaki likiditeyi düzenlemektedir.

Para yaratma aktiften pasife doğru giden bir süreçtir (Altınkemer, 1996: s.50). Diğer bir ifadeyle TCMB önce aktifinde varlık yaratmakta sonra bunu finanse etmek için pasifinde kaynak üretmektedir.

Örneğin 2011-2015 yılları arasında TCMB’nin dış varlıklarında görülen artışın kaynağı, ROM uygulamasının bankalar tarafından yüksek oranda kullanılması ve reeskont kredisi geri dönüşlerinin döviz olması nedeniyle gerçekleşen rezerv artışlarıdır (Grafik 30). TCMB nezdinde YP zorunlu karşılık olarak tesis edilen tutarlar rezerv artışına ve ardından bankalar YP mevduatında artışa neden olmuştur. Benzer şekilde, bankalardan menkul kıymet alımı sonucunda oluşan varlık artışını finanse etmek için analitik bilançonun pasif tarafında yükümlülük oluşturulması gerekmektedir.

Aktifin üçüncü kalemi olan “Değerleme Hesabı”, TCMB

Kanunu’nun 61. maddesi

uyarınca bilançonun aktif ve pasifindeki altın, döviz ve

efektiflerin TL karşısındaki

değerinin değişmesinden dolayı

TCMB’nin dış varlık ve

yükümlülüklerinin yeniden

değerlemesi sonucu ortaya çıkan gerçekleşmemiş kâr veya zararı göstermektedir.

Net Dış Varlıklarının eksi olması durumunda yani dış varlıklarının döviz yükümlülüklerine kıyasla daha az olduğu durumlarda kur

artışı sonucu oluşan aleyhte fark (gerçekleşmemiş zarar) değerleme hesabına negatif, dış varlıkların dış yükümlülüklere kıyasla daha fazla olduğu durumlarda kur artışı sonucu oluşan gerçekleşmemiş lehte fark (gerçekleşmemiş kâr) Değerleme Hesabı’na pozitif yansıyacaktır.

Grafik 30: İç ve Dış Varlıkların Toplam Aktif İçindeki Payları

Yüzde, Milyar TL, Aylık

kamuya açılan krediye dönüşmekteydi. Bunun karşılığında TCMB kamu adına döviz borçlanması yapmak durumunda kalmaktaydı. Değerleme Hesabının artı işaretle analitik bilançonun aktifinde yer almasının nedeni de TCMB’nin kamu adına yaptığı YP işlemleri nedeniyle YP pozisyonu değişimden oluşan zararının Hazine tarafından karşılanmasıydı. 2001 yılında TCMB Kanunu’nda yapılan değişiklikle Hazine ile TCMB arasındaki kredi ilişkisinin kesilmesi sonucu gerçekleşmemiş kur farkı kâr/zararı bilançoda birikimli olarak gösterilmeye başlanmış, 2013 yılından itibaren ise “Değerleme Hesabı”, “İç Varlıklar” içerisinden çıkarılarak ayrı bir kalem olarak gösterilmeye başlanmıştır.

2. PASİF

Analitik bilançonun pasifi “Toplam Döviz Yükümlülükleri” ve “Merkez Bankası Parası” olmak üzere iki ana kalemden oluşmaktadır. Bunlardan ilki olan “Toplam Döviz Yükümlülükleri”, TL dışındaki yükümlülükleri ifade etmekteyken, “Merkez Bankası Parası” ise TCMB’nin TL yükümlülüklerini ifade etmektedir (Grafik 31).

Genel olarak merkez bankalarının etkin bir para politikası yürütebilmesi için kendi bilanço büyüklüklerini ve kompozisyonunu kontrol edebilmeleri gerekmektedir. Merkez Bankası Parasının Toplam Döviz Yükümlülüklerine oranının görece yüksek olması yurt içi ekonomik birimlerin daha fazla TL bulundurduklarının göstergesi olmaktadır. Bu durum para politikasının etkinliğini artırmaktadır. Benzer şekilde ekonomik birimlerin YP bulundurma isteğinin artması, bankaların YP mevduatlarını ve dolayısıyla bankaların TCMB nezdinde tuttukları YP zorunlu karşılıkları artırmaktadır. Bu durum analitik bilançonun pasifinde Toplam Döviz Yükümlülükleri kaleminin görece artışına neden olarak para politikasının etkinliğini kısıtlayabilmektedir.

“Toplam Döviz Yükümlülükleri”

kalemi “Dış Yükümlülükler” ve “İç

Yükümlülükler”den oluşmaktadır.

TCMB’nin yurt dışında yerleşiklere olan döviz yükümlülükleri “Dış

Yükümlülükler”de izlenmektedir.

2000’li yıllara kadar TCMB döviz rezervleri içinde önemli bir paya sahip olan, TCMB stratejik hedefleri doğrultusunda tasfiye kararı alınan “İşçi Dövizleri” hesapları ve “SDR

Tahsisatı nedeniyle IMF’ye Yükümlülüğümüz” “Dış Yükümlülükler”i oluşturan iki ana kalemdir. TCMB’nin yurt içinde yerleşiklere olan döviz yükümlülükleri ise “İç Yükümlülükler” kalemi altında

Grafik 31: Toplam Pasif, Toplam Döviz Yükümlülükleri, Merkez Bankası Parası

Yüzde, Milyar TL, Aylık

Analitik bilançonun diğer pasif kalemi olan “Merkez Bankası Parası” ise TCMB’nin TL yükümlülüklerini göstermekte olup, para politikası kapsamında önem arz eden parasal büyüklükleri içermektedir. Sonraki bölümde bu büyüklükler üzerinde detaylı olarak durulmaktadır.

C. ANALİTİK BİLANÇODAN TÜRETİLEN