• Sonuç bulunamadı

Toplumlar üzerinde yaşadıkları coğrafya ve yapılarına göre kendine özgü kültürler oluşturmuşlardır. Obje ve varlıkları tanımlamada, insanların iç dünyasını ifade etmesinde kullanılan renkler kültürlerin bir bileşenidir. Soyut duygu ve düşünceleri sembolize eden renkler kişinin içinde bulunduğu kültüre göre farklılık göstermektedir (Çalışkan ve Kılıç, 2014). Bazı renkler belirli kültürlerde hiçbir anlam ifade etmezken, farklı coğrafya ve kültürlerde aynı renk önemli sembolik anlamlara sahip olabilmektedir. Bu anlamlar zaman içerisinde değişiklik de gösterebilmektedir (Uçar, 2014: 46).

Renklerin farklı kültürlerde algılanış biçimleri şu şekilde özetlenebilir: Beyaz

İslam geleneğinde beyaz renk, ışık (nur) ve parlaklığın, Hıristiyan sanatında inancın, Kara Afrika inanışında ise ölümün simgesidir (Tez, 2009: 308). Batı kültüründe bir kadının beyaz giymesi saflığı temsil ederken, Çin ve Japonya’da ölümü, hastalığı ve cenazeyi temsil eder (Finlay, 2007: 109). Saflık ve temizliğin sembolü olan beyaz renk olumlu, en huzur verici, nötr, sakin ve sessiz bir tona

130

sahiptir. Savaşta beyaz bayrak, teslimiyeti ve barışı simgeler. Saflığı çağrıştırması nedeni ile Batı’da gelinlikler genel olarak beyaz tercih edilmektedir (Uçar, 2014: 48). Türk kültüründe sıkça kullanılan, tüm renklerin anası olarak bilinen beyaz renk, Türklerin Şamanist dönemle ilgili bazı manevi inanmalarından kaynaklanan güçlülük, ululuk, adalet, büyüklük anlamlarını içerdiği görülmektedir (İnan, 1987: 419). Türklerin dört ana yön tasavvuru bulunmaktaydı. Bu dört ana yön renkler ile sembolize edilir; kuzey siyah, güney kızıl, doğu mavi, batı ise beyaz (ak) renkle simgelenmekteydi. Merkez rengi sarı unsuru ise topraktı (Genç, Okça, 2015). Devlet büyüklerinin savaşta giydikleri giysi rengi olarak beyaz kullanılmış böylece askerler tarafından devlet büyükleri ayırt edilebilmiştir (Öğel, 1991: 33).

Diğer taraftan Hz. Muhammed’in kullandığı üç sancaktan birinin rengi beyaz olması dolayısıyla Osmanlı dönemi yazarları, Selçuklular ve Osmanlılardaki ünlü “Ak Sancakları’’ genellikle İslamiyet’e bağlamışlardır. Sonuçta beyaz renk Türklerin inanışlarına bağlı olarak devleti temsil etmiş hükümranlık sembolü olduğu söylenebilmektedir (Mazlum, 2011).

Beyaz; saflık, masumiyet, barış, neşe, merhamet ve adaletin rengidir aynı zamanda ölümsüzlüğü sembolize etmektedir. Olumluluk ve kabul edici ifadesinin yanı sıra beyaz ışık, bilgi, aydınlık, nur gibi olumlu ve erdemli değerlerle de örtüşmektedir (Uçar, 2014: 48-49).

Siyah

Siyah batı kültüründe ölüm ve matemi sembolize eder, aynı zamanda korku, gizem ve kötülüğün simgesidir. Aristokrasinin ve resmiyetin rengidir. Çin’de siyah kışın ve kuzeyin sembolüdür. Buna karşılık Eski Mısır ve Kuzey Afrika ülkelerinde siyah, verimli toprağın ve yağmurla şişmiş bulutların rengine benzediği içim bereketin simgesel rengidir. Siyah, Hint, Japon ve Çin sembolizmasında zamanın başlangıcındaki kargaşanın ve şekilsizliğin evrensel maddenin, özün rengidir. Bütün kültürlerde siyahın karşıtının beyaz olmadığı durumlar da vardır. Çin’de bu zıtlık sarı ve kırmızı ile ifade edilir. Siyah aynı zamanda melankoli, yasa dışılık, umutsuzluk, hayal kırıklığının rengidir (Uçar,2014: 49-50).

Siyah, tüm renkler gibi farklı kültür ve coğrafyalarda farklı anlam ve sembolik açılımlara erişebilir. Hıristiyanlıkta olduğu gibi, Müslümanlıkta da siyah

131

renge fanilik, son ve sonluluk gibi sembolik anlamlar yüklenmektedir (Ersoy, 1990: 38).

Siyah rengin Türk mitolojisine dayanan anlamlar ifade ettiği ve bu rengin olumludan olumsuza değişik anlamlar da kullanıldığı bilinmektedir (Mazlum, 2011). Siyah renk dilimize Farsçadan geçmiş bir kelime olup Türklerin Anadolu’ya gelmeleri ve İslam dinini kabul etmeleriyle birlikte kullanılmaya başlamıştır (Bayraktar, 2004).

Siyah (kara) renk Türklerde binlerce yıldan beri kuzeyin sembolü ve aynı zamanda hükümranlık rengi olarak da kullanılmıştır (Mazlum, 2011). Siyah renk Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklularının ve Abbasilerin resmi rengi olmuş, Abbasi halifeleri Kerbela şehitleri için hüzün ve yas göstergesi olmak üzere siyah bayrak çekerek siyah elbise giymişlerdir. Osmanlıda siyah renk elbiseler matemi ve bahtsızlığı simgelediği için pek kullanılmazdı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde siyah, sarı ve kırmızı renk sarıklar gayrimüslimlere, beyaz renk sarıklar ise Türklere ayrılmıştı. Osmanlıda pabuç renkleri de kurallara bağlanmış; Müslümanlar sarı, Ermeniler kırmızı, Rumlar siyah, Yahudiler ise mavi giymekteydi (Tez, 2009: 307- 311).

Siyah renk tüm renkleri içine çeken fiziksel bir yapıya sahiptir; gizli, gizemli, dışa kapalı, bilinmeyen bir yapıyı simgeler (Uçar, 2014: 49). Siyah renk büyüklüğü, gücü bazen de keder ve yası simgeler.

Kırmızı

Kırmızı, Arapça “al-kirmiz’’ adlı bir böceğin dişisinin kurutulup ufalandığında aldığı parlak kırmızıdan türemiştir (Ersoy, 1990: 37). Türkçedeki karşılığı kızıl ve al kelimeleridir (Eren, 2008). Kırmızı renk ana renklerdendir ve tabiatta bu rengin örneği ateş ve kandır. Bu renk heyecan, güç ve akıncılık sembolü olarak kullanılmaktadır (Akkaya, 2013). Kırmızı renk olumlu ve olumsuz anlamlar ifade eder. Olumlu anlamda alındığında diriltici, uyarıcı, canlılık verici, teşvik edici, cesaretlendiricidir. Olumsuz anlamda ise öfkenin, nefretin, katliamın ve şeytanın rengidir (Mennan, 2002). Türklerin yön tayininde güney kırmızı olarak sembolize edilmekteydi. Türklerin eski inanışları arasında koruyucu bir ruh olarak “Al ruhu’’ veya “Al ateş’’ adları verilen bir ateş tanrısına inanılmakta idi. Türk hakanlarının eski zamanlardan beri al bayrak kullanmalarının “Al ateş’’ koruyucu ruh inancına dayanmak olduğuna inanılmaktadır (Akkaya, 2013).

132

Kırmızı Hz. Ali’nin rengidir. On iki Şii imamı, kırmızı türban taşıyorlardı. “Kızılbaş’’ nitelemesi bunlarla ilişkilendirilmişti (Tez, 2009: 310). Kırmızı renk bazı toplumlarda saltanat ve iktidarın rengi olarak kabul gördüğünden bu renk imparator ve padişahların rengi olmuştur. Üst düzey din adamları kırmızı rengi tercih etmişlerdir. Bu nedenle imparatorlar, genellikle kırmızı renk giysiler tercih ettiklerinden, sıradan insanların bu rengi kullanmaları yasaklanmıştır (Mazlum, 2011). Hindistan’da saflığın sembolü olarak gelinler kırmızı giyer. Çin’de neşe, şans, üretkenlik anlamına gelir. Bunun yanı sıra batı kültüründe kırmızı tehlikenin, olumsuzluğun ve dikkatin rengidir. Japonya’da kırmızı yalnız kadınlar tarafından giyilir. Gönülden içten olmanın ve iyi şansın sembolüdür. Japonya’da doğum gününde veya sınav sonrası elde edilen başarıdan sonra kırmızıya boyanmış pirinç gönderme geleneği vardır. Kırmızı bayrak, başkaldırı ve devrimin rengidir. Rus, Çin ve Fransız Devrimi sırasında ön safhalarda kırmızı bayraklar taşınmıştır. Kırmızı birçok dünya bayrağında kullanılan bir renktir. Türk bayrağının rengi olan kırmızı, ülkemizde “bayrak kırmızı’’ olarak bilinmektedir (Uçar, 2014: 50-51).

Mavi

Arapça kökenli olan mavi sözcüğünün anlamı su rengidir. Renklerin en derini olup Türk kültüründe genellikle Gök olarak söylenen bu renk insanlık tarihinde kutsal sayılan göğün ve suyun rengidir ( Yardımcı, b.t). Gök renk mitlerde akıl, idrak, sağduyu, iffet lekesizlik, sadakat, ululuğun, yüceliğin, Allah’a hürmet, barış, erdem ve erdemli davranışlarım simgesidir. Mavi renk Türklerde doğu yönünün simgesi aynı zamanda, göğün renginde olduğundan gök- tanrı ya da gökteki ruhlarla ilişkilendirilmiştir (www.acikders.org.tr). Mavi renk Anadolu kültüründe de önemli bir yere sahiptir. İnsanı kötülüklerden uzaklaştırdığına inanılan nazar boncuğunun rengi mavidir. Osmanlı tarihi incelendiğinde yeşilden sonra gelen en önemli renk mavi yüksek mevkilerde görev yapanların kıyafetlerinde görülmektedir (Batur, 2016). Mavi, gökyüzü ve suyun, aynı zamanda sonsuzluk ve huzurun rengidir. Bir Hint tanrısı olan Vishnu mavi tenli olarak resmedilmiş, cennete ait bir tanrı olarak görülmüştür (Uçar, 2014: 53). Hindu Hindistan’ında mavi renk genellikle talih rengi, dans edip eğlence ve aşkla dünyayı dolaşan Hindu tanrısı Krişna’nın rengidir (Finlay, 2007: 305). Mavi renk inancı kuvvetlendiren bir renk olmasından dolayı cami ve kiliselerin vitraylarında kullanılmıştır. Mavi Yahudiler için kutsal renk olarak kabul edilmektedir (Mazlum, 2011).

133

Derin etkisinden dolayı mavi renk, Eski Roma’da felsefecilerin akademik cübbelerinin rengi olarak kullanılmıştır. Hıristiyanlıkta ise umut ve dindarlığın rengidir. İbraniler için mavi tanrısal bir renk, Çin kültüründe ise cenneti ve ölümsüzlüğü temsil eder. Eski Mısır’da kral lahitlerinde zemin rengi olarak kullanılan mavi renk, gökyüzünü, ölümsüzlüğü ve sonsuzluğu ifade ederken aynı zamanda ölümün ve dolayısıyla mutlak gerçeğin rengidir. Asya kültüründe, Moğol ve Türk boylarındaki efsanelerde mavi kurt ve aslan önemli bir yer tutar. Mavi aslan ve kaplanlar Moğol- Türk mitolojisinde, Altay boyunun atası sayılan Tangri’nin gücünü sembolize eder (Uçar, 2014: 55).

Gök ve su insanlık tarihinde kutsal sayılmıştır. Mavi renk ise suyu, gökyüzünü simgeleyen renktir. Huzuru, sonsuzluğu, umudu, uyumu, temizlik ve dindarlığı sembolize eder.

Sarı

Türkçenin bilinen en eski yazılı belgelerinden olan Orhon Yazıtları’ndan bu yana sarı renk adı Türkçede kullanılmaktadır. Türkçede sarı; güneşin, buğday başağının, altının rengi olarak olumlu anlamlarda kullanılmıştır. Türklerde sarı renk dünyanın merkezini sembolize etmekte olup bu inanış Şamanizm’den kaynaklanmıştır ( Bayraktar, 2006). Türk mitolojisinde hayır ilahi Ülgen’in altın kapılı sarayı ve altın tahtı sarı renk ile ifade edilmiş ve Ülgen’in tahtı nasıl devletin, ülkenin ve dünyanın merkezinde olarak algılanmış ise, onun gibi sarı renkte dünyanın merkezinin sembol rengi olmuştur (Genç, 1997: 31). Sarı renk Türk destanlarında kötülük ve felaket sembolü olarak görülmüştür. Sarı ejderha Türk masallarında kuşku ve kötü hisler veren bir motiftir. Anadolu kültüründe sarı renk hastalık sembolü olarak bilinmektedir (Yardımcı, b.t).

Sarı renk Eski Mısır’da gözden düşme, kıskançlık ve utancı simgelerken, Çin’de saltanatın ve sarayı simgeler. Bunun nedeni ise Çin hükümdarının, cennetin merkezindeki güneş gibi, hükümdarların cennetin merkezinde oturduğuna inanılmasıdır. Genel olarak olumlu bir güce sahip olan sarı renk, altın madeninin rengini anımsatır ve altının taşıdığı anlam ve etkilerle paralellik taşır. Altının değerini yitirmemesi, dayanıklılığı, paslanmadan ve bozulmadan kalabilmesi ile bağlantılı olarak sonsuz yaşamın ve ölümsüzlüğün simgesi olarak farklı kültürlerde kullanılmıştır (Uçar, 2014: 52-53). Hint geleneklerine göre gelin adayları,

134

evlenmeden önce sarı renk giysiler giyerler bunun nedeni ise kötü ruhların uzaklaştığına inanılmasıdır. Avrupa’da sarı ışığı ve yaşam gücünü simgeler fakat aynı zamanda kibir, hırs ve kıskançlığında sembolüdür (Özyurt, 2016: 16).

Renklerin en sıcak olanı sarı, çok kolay fark edilmesinden dolayı dikkat rengi olarak kullanılmış aynı zamanda neşe ve mutluluk, sevecenlik, hastalık, onur ve sadakat ve birçok dinde ilahi varlığı, korkaklık ve kıskançlığı simgeler.

Yeşil

Mavi ve sarının birleşiminden oluşan yeşil renk, sarı rengin canlılığını mavi rengin huzur verici ve sakinliğini bünyesinde barındırır. Yeşil renk doğada bitki ve ağaçların sembolüdür (Uçar, 2014: 56).

Yeşil sözcüğü eski Türkçesi yaşıl ve yaş kökünden gelmektedir. Türklerin yeşille ilgili olarak manevi inanmalarının kökü, onların en eski dini inanışlarından kaynaklanmaktadır (Akkaya, 2013). Türk mitolojisine göre hayır ilahı Ülgen’in koruyucu ruh olarak kabul edilen yedi oğlundan birinin adı Yaşıl (yeşil) Kaan idi ve genellikle bitkilerin yetişip, büyümesini düzenlediğine inanılırdı (Ögel, 1995: 272). Bütün Müslümanlar için yeşil renk kutsaldır. Yeşil cennetin ve muradın rengidir. Hz. Muhammed’e ve ondan önceki peygamberlere bağlanmış, halk inancında ise “yeşil(lik)’’ anlamına gelen Hızır/ Hıdır önemli bir rol oynamıştır. Yeşil peygamber soyundan gelenlerin giysi rengidir (Tez, 2009: 310). Eskiden kılıçların, kalkanların sap ve kınların yeşil zümrütlerle süslenmesinin nedeni, yeşil rengin koruyuculuğuna, uğur getirdiğine, dinsel niteliğine olan inançtır (Uçar, 2014: 56).

Yeşil renk batı kültüründe ilk olarak Kelt mitolojisinde yeşil adam yani doğurganlık tanrısı olarak ortaya çıkar. İsa’dan sonra bin yıl içinde Hıristiyanlık yeşil rengi cezalandırmıştır, nedeni ise dinsizlerin törenlerinde yeşil renk kullanılmış ve kutsal olarak kabul edilmiştir. 15. yüzyılda ise yeşil gelin kıyafeti olarak favori olmuştur (Akkın, Eğrilmez, Afrashi, 2004). Yeşil rengin farklı tonları farklı anlamlar içermektedir. Koyu yeşil; soğukluk, erkeksilik, tutuculuk ve zenginlik kavramlarını ifade ederken, zümrüt yeşili; ölümsüzlük, zeytin yeşili ise barışı, yeşil aynı zamanda Amerikan kültüründe parayı simgeler (http://www.kisiselbasari.com/renklerin- kisiye-ve-yasamina-etkisi.html).

135

Yeşil renk; doğayı, cenneti, doğurganlığı, baharı, tazeliği, huzuru, dinginliği temsil eder.

Mor

Antik Roma’dan beri mor krallık ve hükümranlık rengi olmuş, liderlik ve güç anlamında imparatorlar ve kumandanlar tarafından giyilmiştir (Akkın, Eğrilmez, Afrashi, 2004). Persler ve Yahudiler bu rengi çok sevmiş ve hatta en kutsal Yahudi tapınaklarında kullanılmıştır. Mısır kraliçesi Kleopatra’da sarayında bu rengi fazlaca kullanmıştır (Finlay, 2007: 320).

Derin psikolojik etkilere sahip olan mor renk Brezilya’da ölümü, Japonya’da zenginlik, İngiltere’de prestij ve kraliyet cenazelerinde kullanılan bir renk olarak yası simgeler. Tibet’de kutsal sayılan mor Çin ve Peru’da fazla aranılan bir renk değildir. Ukrayna’da dayanıklılık, sabır ve güveni, İran’da mistizmin rengi, Batı’da kraliyet, Doğu’da ise zenginliği ve refahı temsil ettiği belirtilmektedir (Çekinmez, 2010). Katolik inancına göre bu renk büyük perhiz sırasında ve Noel’de doğru yola dönüş, tövbe ve pişmanlığı simgelemiştir (Teker, 2009: 66).

Mavi ile kırmızının karışımı olan bu renk tarih boyunca zenginliği, lüksü, asilliği, ihtişamı, zarafeti, tutkuyu, ruhsallığı, kendine güveni, mistizmi, kendini beğenmişliği ve yası sembolize eder.

Turuncu

Akın, Eğrilmez ve Afrashi (2004)’e göre turuncu yabancı dillerde ismini meyveden alan tek renktir. Turuncu bereket anlamında kullanılır, değişik kültürlerde ateş ve alev, zevk ve güç, kuvvet, heyecan ve macera rengi olarak bilinmektedir.

Çin ve Japonya’da mutluluk ve aşk, Batı’da Cadılar Bayramı (siyahla birlikte), yaratıcılık ve sonbaharı ifade eden turuncu, Amerika’da ucuz imajı veren bir renk iken bunun aksine Hollanda’da en çok tercih edilen bir renk olarak Kraliyet ailesinin amblem rengi ve kutlama rengidir (Çekinmez, 2010).

Hindistan’da en yüksek mertebedeki Budist rahiplerinin kıyafetleri turuncu renktir. Aydınlanmanın rengi aynı zamanda alçakgönüllülük ve fedakârlığı simgeler. İrlanda’da Protestanlığı ifade eden renk turuncudur (Özyurt, 2016: 14).

136

Genel olarak turuncu sıcaklık ve arkadaşlık duygusu veren, heyecan ve mutluluk verici, dinamik, canlılık ve güven verici, yapıcı bir renktir.

Benzer Belgeler