• Sonuç bulunamadı

An İçerisinde Acele Etmemek

C. Kur’an’da Geçen An Ayetlerinin Analizi

4. An İçerisinde Acele Etmemek

An kelimesinin geçtiği bir başka ayette de inkarcıların yaşadıkları anda inanmadıkları azabın gelmesi için acele etmeleri eleştirilmektedir:

ًَنوُل جْعَتْسَتً ه بًمُتنُكًْدَقَوً َنلآآً294ً ه بًمُتْنَمآًَعَقَوًاَمًاَذ إًَّمُثَأ

292 Cin 72/10-12. 293 Cin 72/10.

“Bu inkarcılar bir de, “Eğer doğru söylüyorsanız, kendisiyle tehdit edip

durduğunuz bu azab, söyleyin ne zaman gelecek?” diye alay edip duruyorlar. Ey Peygamber! Sen onlara de ki: “Ben, ne başıma gelecek bir belayı defedebilir ne de kendime bir menfaat sağlayabilirim. Bu hususta ancak Allah’ın kuralları işler. Şöyle ki: Her toplumun bu dünyada belli bir yaşama süresi (ecel) vardır. Süreleri dolunca onlar bu süreyi ne geciktirebilirler ne de öne alabilirler. Yine onlara de ki: “Söyleyin bana, Allah’ın azabı akşamda sabahta hemen geliverse ne yapabileceksiniz?” Bu günahkarlar söz konusu azabın gelmesi için niye acele ediyorlar ki?! Olacaklar olduktan sonra mı O’na iman edeceksiniz? Şimdi mi? Halbuki onu (azabın gelmesini) istemekte acele ediyordunuz..”295

Bu ayette Kur’an’ın gelecekte vuku bulacak olaylara iman etmenin, zamanlamasının önemine ayrıca vurgu yapılmaktadır. Kur’an’ın mesajı bir kavme ulaştığında, bu mesajın içeriğinden, işitenler onu işittikleri anda sorumlu olurlar. Bir olay gerçekleşmeden önce iman etmek ve onun gereğini yapmakla, gerçekleştikten sonra bunun gerçekliğini anlamak arasında sonucu iyi veya kötü anlamda etkileyebilecek farklar vardır. Zamanında inanmak ve bu inancın gereğini yapmak, mesajın gereğini yerine getirmektir. Allah’ın yasaları (sünnetullah) vurgusunu bu ayetlerde de görmekteyiz. Kişilerin ve toplumların bir takım beklentileri bu yasalara endekslidir. Zaman ve mekanda Allah’ın ayetleri olması hasebiyle bu yasalara göre hareket etmektedir. Gerek inkarcıların gerekse inananların bu yasalar dışındaki beklentileri ve bu beklentilerinde (ceza veya mükafat olarak) acele etmeleri gereksiz bir tavırdır. Zamansal süreçler bağlamında insanın öncelikli beklentisi genellikle şimdiki zamanda yoğunlaşmıştır. Başına gelecekler konusunda herhangi bir beklenti oluşturduğu andan itibaren bu beklentinin hemen şimdi olmasını beklemek fıtratını icabıdır. Nitekim Kur’an insanın bu fıtratına şu şekilde vurgu yapmaktadır:

ً نوُل جْعَتْسَتً َلاَفًي تاَيآًْمُكي رُأَسًٍلَجَعً ْن مً ُناَسن ْلإاًَق لُخ

“İnsan pek aceleci yaratılmıştır. (Bekleyin, günü gelince) başınıza gelecek ayetlerimi (azabımı) size göstereceğim. Acele etmeyin.”296

Kişinin işlerini yürütebilmek, beklentilerini karşılayabilmek için fıtratı icabı acele etmesinin ve bu konuda strese girmesinin genel geçer kanunlar (sünnetullah) açısından her hangi bir geçerliliği yoktur. Eğer kişi öncelik ve sonralık oluşturma da kendisi için inisiyatif almak istiyorsa yine sünnetullah çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Sünnetullah çerçevesinde yapılan çalışmalar ve gösterilen çabalar zamanın uzamasını veya kısalmasını sağlayabilmektedir.297 Kur’an Yunus Suresi’nde kendileri için beklenen azabın çabuklaştırılması için acele eden bir zümreden (el-

mücrimûn) bahseder. Der ki:

“De ki: “Baksanıza! Tutun ki O’nun azabı bir gece ya da bir gündüz çıkageldi, günaha batmış olanlar (نو مِر ْج مْلا) onu çabuklaştırmak istiyorlar.”298

İçinde bulundukları ortamın baskınlığı içerisinde, dışarıdan gelen mesajın doğruluğunu tam olarak idrak edemeyen kişiler, bu mesajın içeriğinde yer alan bilgilerin (ki bunlar en korkunç ceza bildirimleri de olabilir) değerini yadsıyarak ortamdan bu mesajı ve mesajı getireni uzaklaştırmak isteyebilirler. “Haydi getir de görelim.”şeklindeki bu ciddiyetsiz yaklaşımlar ayetlerde eleştirilmektedir.

296 Enbiya 21/37.

297 Bu konuda bir haber şöyle: “Dünya Sağlık Örgütü’nin “Dünya Sağlık İstatistikleri” raporuna

göre, dünya genelinde ortalama yaşam süresi son on beş yılda beş yıl uzadı ve 1960’lı yıllardan bu yana en hızlı artış yaşandı. Rapora göre, 2015 yılında doğan bir kadının yaşam süresi 73, 8 yıl, erkeklerde ise bu süre kadınlara oranla biraz daha kısa ve 69, 1 yıl. Ancak bu rakamlar ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. Yüksek gelirli 29 ülkede yeni doğan bir kişi ortalama 80 yıl yaşarken, sahra altı 22 Afrika ülkesinde yeni doğan birisinin ortalama yaşam süresi 60 yıldan

az.”(http://www.ntv.com.tr/saglik/dunyada-ortalama-yasam-suresi-5-yil-uzadi, q9-0-

9be4UaTVtD8PfX5_A 11/07/2017) Burada vurgulamak istediğimiz husus, Allah Teala’nın insanoğlu’da sünnetullah çerçevesi içerisinde hareket özgürlüğü vermesidir. Bu özgürlük hakkını insanlar herhangi bir dil, din ve ırk gibi ayrımlar olmaksızın sonuna kadar kullanabilirler. Örneğin yaşam süreleri konusundaki haklarını en fazla kullanabilen ülkenin yaşam ortalaması 80 iken, bu konudaki hakkını kullanamayan Sierra Leone’de ise yaşam ortalaması 50’dir.

َقَو َن ْلآآ ِهِب ْم تْنَمآ َعَقَو اَم اَذِإ َّم ثَأ َنو لِجْعَتْسَت ِهِب ْم تْن ك ْد

“Olacaklar olduktan sonra mı O’na iman edeceksiniz? Şimdi mi? Halbuki

onu (azabın gelmesini) istemekte acele ediyordunuz..”299

Gelecekte meydana gelmesi muhtemel bir olayın şimdi gerçekleşmesini dilemenin çeşitli sebepleri bulunabilir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bunun bir sebebi o muhtemel olayın olacağına inanmamak olabileceği gibi bir başka sebebi de o olayı bir nimet olarak görüp bir an önce gelmesini umarak acele etmektir. Her halükarda bu durum insanın ne kadar “aceleci” bir varlık olduğunu göstermektedir. İnsanın bu aceleci yapısının yaratılışa bağlı (gensel) bir durum olduğu bir başka ayette vurgulanır:

ً نوُل جْعَتْسَتً َلاَفًي تاَيآًْمُكي رُأَسًٍلَجَعً ْن مً ُناَسن ْلإاًَق لُخ

“İnsan aceleci yaratılmıştır. Size ayetlerimi göstereceğim, benden acele

istemeyin.”300

İnsan yaratılışına bağlı aceleci bir psikoloji ile inanmadığı haberleri önemsemeyerek, korktuklarının gelmesini istemeyerek veya çok istediklerine de bir an önce kavuşmak isteyerek acele eder. Ama gidişatın hiç de böyle olmadığını bilmez. Zira her olayın gerçekleşmesi için planlanan bir zamanı ve mekanı vardır. Bu zaman ve mekan kişilerin bireysel inisiyatifleriyle belirlenmez. İnsanoğlunun bu aceleci beklentilerinin ötesinde olayların gidişatını belirleyen Yüceler yücesi Allah Teala’nın koyduğu kanunlar bulunmaktadır.301 Gelecek zamanı şimdilemek veya şimdiyi gelecek zamana ötelemek, daha da kötüsü hiç yerine getirmeyerek geçmiş zamana atmak insanoğlunun aceleci yapısından kaynaklanmaktadır. Bu yapının etkisiyle geliştirdiği bozuk yaşam alışkanlıkları nedeniyle de yine başta kendisi zarar görmektedir. İnsanoğlu yapısından kaynaklanan bazı güdüler nedeniyle her şeyi kontrol edebildiğini zanneder. Zaman da bu kontrol edebileceğini zannettiği

299 Yunus 10/51. 300 Enbiya 21/37. 301 Bkz. Nahl 16/1.

alanlardan birisidir. Aslında bu hiç de böyle değildir. Şimdi ve burada kendisine verilen imkan ve yetkiler, bunu veren tarafından bir başka zaman ve mekan boyutunda elinden alınabilir. Bunun ayırdına varabilmek önemli bir bilinç durumudur. Bu yetkisel durum aslında sadece insana özgü değildir. Yüce Yaratıcının mülkünde yaşam süren her varlık bu kurala tabidir. Bu kuralın bilincinde olarak yaşaması, Yaratıcının ortaya koymuş olduğu muazzam düzenle barışık olması anlamına gelmektedir. Başına gelen bir takım olumsuzluklardan trajediler düzerek vaveyla koparan, ilahi düzene isyan eden kişilerin, aslında bu ilahi düzenin gidişatından tam olarak haberdar olmadıkları anlaşılmaktadır.