• Sonuç bulunamadı

Organizmada sentezlenebilme durumlarına göre aminoasitler gruplandırılır.

Esansiyel Aminoasitler

Bakteri ve bitkilerin çoğu 20 standart aminoasidin hepsini sentezleyebildikleri halde memeliler bunların yalnızca yarısını sentezleyebilirler. Esansiyel aminoasitler organizmada N dengesini sağlayan, ancak insan vücudu tarafından sentezlenemediği için dışarıdan besin maddeleri ile alınması gereken aminoasitlerdir. Biyolojik değeri yüksek olan bu aminoasitler özellikle hayvansal proteinlerde bulunurlar.

Bir yaşına kadar bebeklerde tablodaki ihtiyacın % 150 fazlası günlük olarak alınması gerekir. Çocuklarda ise % 10-20 fazlası yeterlidir. Çocuklarda arjinin ve histidinin de dışarıdan diyetle alınması gereklidir.

Tablo 2 - Esansiyel aminoasitler ve günlük alınması gereken miktarları

*Arjinin ve histidin çocuklar için esansiyeldir

Esansiyel olmayan aminoasitler

İnsan vücudu tarafından sentezlenebilen aminoasitlerdir. Diyetle alınmalarına gerek yoktur.

Alanin Glisin

Aspartat Prolin

Glutamat Serin

Asparajin Sistein (Metiyonin prekursör) Glutamin Tirozin (Fenilalanin prekursör)

Şarta bağlı aminoasitler

Özel durumlar altında esansiyel olan aminoasitler

Sistein : Metiyoninden sentezlendiği için metiyoninin yeterince alınmadığı durumlarda eksikliği görülür.

Tirozin : Konjenital bir hastalık olan fenilketonuride tirozinin dışarıdan alınması gerekir.

Glutamin : Glutamine normal sartlar altında vücutta sentezlenebilen bir aminoasittir. Fakat ağır egzersiz, hastalık, stress gibi durumlarda vücudun glutamin ihtiyacı artar. Bu durumlarda diyetle alınması gerekir.

ESANSİYEL AMİNOASİTLERİN ORGANİZMADAKİ FONKSİYONLARI Lösin

Fenilalanin+Tirozin 25 (toplam) 1750 2.2

Treonin 15 1050 1.6

Triptofan 4 280 1.0

Valin 26 1820 0.5

İlk kez 1820 de kas dokudan izole edilen lösin, izolösin ve valin ile birlikte kas dokular üzerine etkilidir. Hayvansal proteinlerde % 7-10 düzeyinde bulunur. Organizmada deri, kemik ve kasların onarımını ve yara iyileşmesini sağlar. Ciddi stres ve travma altında iken protein kaybını önler. Atletler ve vücut geliştiren kişilerce lösin içeren protein tozları kas gelişimini arttırmak amacıyla kullanılmaktadır.

Eksikliği vejetaryenlerde sık görülür. Eksikliği halinde yorgunluk, baş ağrısı, irritabilite, baş dönmesi, hipoglisemi görülebilir.

İzolösin

İlk defa fibrinden izole edilen izolösin, valin ve lösin ile birlikte alınmalıdır. Yumurta ve sütte % 6-7 düzeyinde bulunur. Organizmada fiziksel egzersiz sonrası kas gelişimini sağlar.

Ayrıca hemopoetik sistem üzerine etkilidir. Hemoglobin oluşumunu stimüle eder. Kan şekerini düzenler. Gıda ile alınan diğer aminoasitlerin değerlendirilmesinde etkin rol alır.

Eksikliği halinde başağrısı, başdönmesi, yorgunluk, depresyon, hipoglisemi, mental ve fiziksel gerilik, ağırlık kaybı görülebilir.

Lizin

Tüm proteinlerin temel yapısını oluşturan aminoasit lizindir. Lizin, ilk defa 1889 da kazeinden izole edilmiştir. Et, süt, yumurta proteini % 7-9 oranında lizin içerir. Deniz ürünleri de lizin bakımından zengindir. Bu ürünler % 10-11 düzeyinde lizin içerirler. Organizmadaki fonksiyonları: Kalsiyum absorbsiyonunu arttırmak, nitrojen dengesine olumlu etkide bulunmak, antikor, hormon, enzim, kollajen üretiminde etkin rol oynamaktır. Yaralanmalar ve operasyonlar sonrası doku onarımı için, çocuklarda ise büyüme ve kemik gelişimi için gereklidir.

Lizin, metionin ve tireonin ile birlikte birçok bitkisel proteinin biyolojik değerliği üzerine etkilidir.

Teknolojik açıdan bakıldığında, Maillard reaksiyonuna en çok katılan aminoasit olması nedeniyle, gıdaların işlenmesi sırasında yüksek oranda lizin kaybı meydana gelir.

Eksikliği halinde; cücelik, kemik uçlarında atrofi, anemi, enzim üretiminde aksaklıklar, saç dökülmesi, ağırlık kaybı, reproduktif problemler, iştah azalması, konsantrasyon güçlüğü görülür. Eksikliğine vejetaryenlerde sık rastlanır.

Valin

İlk defa 1901 yılında kazeinden izole edilen valin, izolösin ve lösin ile birlikte kaslarda yüksek düzeyde bulunur. Yumurta ve sütte % 7-8, elastinde ise % 15.6 oranında bulunur.

Organizmada kas metabolizmasını stimüle ederek fonksiyon gösterir. İskelet-kas sisteminde onarımda ve vücudun nitrojen balansının devamlılığında görev yapar. Sinir sisteminin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi içinde gerekli bir aminoasittir. Eksikliğinde Aşırı hassasiyet, kaslarda kramp ve koordinasyon bozukluğu görülür.

Fenilalanin

Aromatik özellikte bir aminoasittir. Ultraviyole ışığı absorbe edebilir. İlk kez 1881 yılında izole edilmiştir. Proteinli gıdalardaki oranı yaklaşık % 4-5 tir. Organizmada tirozin sentezinde, tiroksin ve pigment yapımı ile retikülositlerin gelişiminde görev alır. Moral, hafıza ve öğrenme yeteneğine olumlu etkisi vardır. Dolayısı ile depresyon tedavisinde, ve parkinsonlu kişilerde tedavi amacı ile kullanılır. Osteoartrit ve rheumatoid artritli kişilerde kandaki norepinefrin, epinefrin ve dopamin düzeyini arttırarak kronik ağrıları gidermek amacıyla kullanılabilir. Ayrıca, iştahı baskılamak amacı ile de kullanılmaktadır. Eksikliği halinde; Uyku, halsizlik, ödem, deri lezyonları, tiroit ve böbrek üstü bezlerinde fonksiyon bozuklukları, pigment anomalileri görülür.

Metiyonin

Kükürt içeren esansiyel bir aminoasittir. İlk defa 1922 yılında kazeinden izole edilmiştir.

Sistin ve sisteinin prekürsörüdür. Hayvansal proteinler % 2-4, bitkisel proteinler % 1-2 oranıda metiyonin içerirler. Oksijene ve sıcaklığa duyarlıdır. Bu nedenle gıdalara uygulanan teknolojik işlemler sonucu miktarı azalır. Ayrıca bu teknolojik işlemler sırasında toksik etkili bileşiklere dönüşebilir. Örneğin, unun NCl3 ile beyazlatılması sırasında toksik etkisi olan metiyonin sülfoksimide dönüşür. Organizmada yağların yıkımlanmasını sağlar. Dolayısı ile arterosklerozu önlemede önemli rolü vardır. Ayrıca, içerdiği sülfür sayesinde serbest radikalleri inaktif hale getiren önemli bir antioksidandır. Bu şekilde ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılmasını ve karaciğerin detoksifikasyonunu sağlar. Kolin, kreatin ve globin sentezini düzenleyerek, kasların gelişimi ve enerji üretimi ile saç uzamasına etki eder. Eksikliği halinde; Karaciğer yağlanması, ödem, halsizlik, büyümenin yavaşlaması, kaslarda atrofi, anemi, deri lezyonları ve saç dökülmesi görülür.

Treonin

Esansiyel bir aminoasittir. Kalpte, santral sinir sisteminde ve iskelet kaslarında yüksek konsantrasyonda bulunur. İlk defa 1935 yılında izole edilmiştir. Et, süt ve yumurtada % 4.5-5 oranında bulunur. Proteinlerin düşük biyolojik değerliklerinde kritik aminoasittir. Vücudun protein balansının sağlanmasında ve sürdürülmesinde etkilidir. Kollajen ve elastin üretimini sağlar. Karaciğer yağlanmasını önler. Timusun gelişimini sağlayarak antikor üretimini olumlu etkiler. Diyetteki diğer gıdaların emilimini artırır.

Triptofan

Sağlıklı yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli olan esansiyel bir aminoasittir. İlk defa 1902 yılında kazein hidrolizatından elde edilmiştir. Hayvansal proteinlerde % 1-2 oranında bulunur. Triptofan lizozimde çok yüksek oranda ( % 7.8) bulunur. Proteinlerin asitle hidrolizi sırasında yıkımlanır. Nikotinik asit sentezinde prekürsördür. Beyin ve sinir sistemi için önem taşıyan neurotransmitter olan serotonin üretiminde kullanılan, niasinin sentezlenebilmesi için tiriptofan gereklidir. Serotonin ağrı, duygu, heyecan kontrolunda, intestinal peristaltikte ve uyku düzeninde etkilidir. Dolayıs ile triptofan bahsi geçen bu fonksiyonlar üzerine etki gösterir.

Tedavi amacı ile hiperaktif çocukların denetlenmesinde, stresle baş etmede sorunu olan hastalarda ve iştahın azaltılarak ağırlık kaybının sağlanmasında kullanılabilir. Süt üretimi için gereklidir. Göz pigmentlerinin oluşumunu sağlar. Çeşitli hastalıklarda kandaki miktarının düşük olduğu bildirilmiştir. Örneğin, migren ağrıları çeken kişilerde yapılan çalışmalarda kanda triptofan seviyeleri düşük bulunmuştur. Triptofan ile magnezyum eksikliği bir arada olursa kalp arterlerinin spazmını tetikler.

Benzer Belgeler