Baş ve boyun kanserleri, difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntülemede (DA MRG) difüzyon kısıtlanmasına ve pozitron emisyon tomografide (PET/BT) artmış FDG tutulumuna neden olabilmektedir.
Çalışmamızda baş-boyun kanserlerinin difüzyon MRG görüntüleme bulguları ile PET BT inceleme bulguları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Radyoterapi yanıtı olan ve olmayan baş-boyun tümörlerinin ADC ve SUV değerlerinin tedavi sürecindeki değişimi ve birbirleri ile ilişkisi araştırılmıştır.
75
4. GEREÇ VE YÖNTEM
4.1. Hasta Grubu
Bu çalışma Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik ve Laboratuar Araştırmaları Etik Kurulu tarafından onaylanmıştır. Çalışma protokolü 12.02.2013 tarihli, 13-1/50 nolu karar numarası ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik ve Laboratuar Araştırmaları Etik Kurulu tarafından onaylandı.
Çalışmamız Ekim 2011 ile Eylül 2013 tarihleri arasında, baş-boyunda kitle ön tanısı ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne gönderilen, radyoterapi, kemoterapi almamış ve biyopsi yapılmamış 40 hastanın DA MRG ve PET/BT görüntüleri değerlendirildi.
Hareket artefaktları nedeniyle görüntülerin yeterli tanısal kalitede olmadığı iki olgu çalışmadan çıkarıldı. ADC haritasında net seçilemeyen 1cm'den daha küçük kitlenin değerlendirme yapılamayan iki olgu çalışma dışı bırakıldı.
Çalışmaya dahil edilen 36 baş - boyun kanserli olguya, histopatolojik tanı konulduktan sonra RT uygulandı ve RT sonrası çekilen MRG ve PET/BT tetkikleri incelendi. Radyoterapiye yanıt veren ve vermeyen olguların RT öncesi çekilen DA MRG ve PET/BT parametreleri retrospektif olarak değerlendirildi.
4.2 Boyun MRG ve DAG Tekniği
Çalışmaya dahil edilen 36 hastalara bölümümüzde bulunan yüksek performans gradientlerine sahip (maksimum gradient gücü 40 mT/m; maksimum slew rate sn’de 200 mT/m), 3 Tesla MRG sistemi (Verio, Siemens, Erlangen, Almanya) ile yüzeyel boyun koili kullanılarak rutin kontrastlı boyun MRG incelemesi yapıldı.
MRG çekiminde planlama amacıyla Turbo Spin Eko (TSE) T1 ağırlıklı (T1A) aksiyel (TR/TE:623/9, NEX:2, matriks:320x224, FOV:27 cm, kesit kalınlığı:4 mm, kesit sayısı 20), T1A sagittal (TR/TE:730/9.6, NEX:2, matriks:384x269, FOV:27 cm, kesit kalınlığı:5 mm, kesit sayısı 20), T1A koronal (TR/TE:803/9.6, NEX:2, matriks:384x288, FOV:27 cm, kesit kalınlığı:5 mm, kesit sayısı 20), aksiyel Turbo Inversion Recovery Magnitude (TIRM) (TR/TE/TI:3480/56/220, NEX:2, matriks:320x224, FOV:27 cm, kesit kalınlığı:4 mm, kesit
76
sayısı 20), sagittal TIRM (TR/TE/TI:4110/55/220, NEX:2, matriks:320x240, FOV:27 cm, kesit kalınlığı:5 mm, kesit sayısı 20) ve koronal TIRM (TR/TE/TI:4462/55/220, NEX:2, matriks:320x240, FOV:27 cm, kesit kalınlığı:5 mm, kesit sayısı 20) sekansları elde olundu.
Kontrastlı incelemede ise 0,1 mmol/kg Gd–DTPA, otomatik enjektör kullanılarak antekubital venden 2 ml/s hızla bolus enjeksiyonu şeklinde uygulandı.
Difüzyon ağırlıklı görüntülemesi single shot ekoplanar teknik ile 3 yönlü gradientlerin uygulandığı aksiyal planda gerçekleştirildi. b0=0 ve maksimum b değeri 800 mm²/s olarak seçildi. Diğer teknik parametreler şöyleydi: TR/TE/TI:14200/77/220, matriks:100x100, kesit kalınlığı:4 mm, NEX:2, FOV:27 cm, kesit sayısı:52 (her b değeri için), bandwith:1500 Hz/px, faz yönü:anterior-posterior. Tetkik sırasında spektral yağ baskılama tekniği (SPAIR) ve paralel görüntüleme algoritması (GRAPPA faktör 2) kullanıldı.
İzotropik görüntüler ile cihaz tarafından otomatik olarak ADC haritaları oluşturuldu.
4.3. Hasta Hazırlığı ve PET/BT Görüntüleme Tekniği
Olguların çekim günü aç ve son 2 gün içinde ağır egzersizden uzak kalarak gelmeleri ve ayrıntılı klinik dosyalarını beraberlerinde getirmeleri istendi. PET/BT çalışması öncesinde ayrıntılı klinik bilgileri alınarak, yapılan işlem hakkında bilgi verildi. Kan glikoz düzeyi 200 mg/dl‘nin altında ise damar yolu açılarak 7-15 mCi (259-555 MBq) F-18 FDG IV olarak enjekte edildi.
F-18 FDG enjeksiyonu sonrasında hastalar, özel bekleme odalarında 45-90 dakika süreyle yarı yatar pozisyonda dinlenmeye alındı. Çekim öncesi mesane boşalmış olacak
şekilde, tüm vücut protokolünde Siemens Biograph 16 TruePoint PET/BT ve GE Discovery
16 PET/BT cihazları ile F-18 FDG PET/BT görüntüleme 5 mm kesit kalınlığı ile gerçekleştirildi. OSEM iterativ rekonstriksiyon (3 iteration, 21 subset) yöntemi kullanıldı (True X, FWHM: 4.0 mm, zoom: 1).
Tüm vücut PET/BT görüntüleme sırasında mesane dolumunu minimalize etmek için tarama alanı verteks–uyluk proksimali olarak belirlendi.
Atenüasyon düzeltmesi ve anatomik korelasyon amacıyla önce verteksten uyluk proksimaline kadar 120 mA ve 130 keV değeri, 5 mm kesit kalınlığı, 0,6 sn rotasyon süresi, 1
77
mm/sn yatak hızı ve 512x512 matriks parametrelerinde BT çekimi, hemen ardından aynı tarama alanında PET görüntüleme gerçekleştirildi. PET çekimi her bir yatak pozisyonu 1,8 dakika olacak şekilde 7-10 yatak pozisyonunda yaklaşık 13-18 dakikada gerçekleştirildi.
4.4. Difüzyon Ağırlıklı Görüntülerin Değerlendirilmesi
Görüntüler arşiv sisteminde (PACS) kaydedilerek, ADC haritaları üzerinden ölçüm yapılabilecek ayrı bir iş istasyonunda değerlendirildi (Leonardo iş istasyonu, Siemens). ADC haritaları üzerinden elde edilen parametreler iki gözlemci tarafından değerlendirildi.
T1A, TIRM ve kontrastlı görüntüler üzerinden lezyon sinyal intensitesi, içyapı, kistik alan içeriği, kontrastlanma özelliği, makroskopik yağ içeriği, kanama sinyali varlığı, kitle etkisi ve komşu yapılara invazyon açısından değerlendirildi.
Kitle lokalizasyonu ve boyutları tayin edildi. Kitle boyutları aksiyel TIRM görüntülerin üzerinde kitlelerin en büyük ön arka ve transvers boyutlarının toplamı ikiye bölünerek ortalama boyut (cm) olarak kaydedildi.
Aksiyel ADC haritaları üzerinden kitlenin üç farklı yerine en küçük standart (0,16 cm2) ROI (region of interest) yerleştirerek kitlenin ADC ölçümleri iki gözlemci tarafından yapıldı ve ölçülen üç ADC değerin ortalamasını kaydedildi. Kistik-nekrotik içeriğin varlığında ROI lezyonun solid komponentini kapsayacak şekilde yerleştirildi.
Aksiyel ADC haritaları üzerinden ROI yerleştirilerek kitlenin minimum ADC (ADCmin) ve ortalama ADC (ADC mean) değerleri otomatik olarak hesaplandı. Elde olunan ADC değerlerinden her kitle için minimum ve ortalama ADC’nin oranı (ADC min/mean) ayrı ayrı hesaplandı.
4.5. PET/BT Görüntülerin Değerlendirilmesi
PET/BT görüntüleme iki ayrı merkezde yapıldı ve tek bir iş istasyonunda değerlendirilildi. İki merkezin de çekim protokolü ve PET/BT üniteleri benzerdir.
78
Hastaların MIP (Maximum Intensity Projection) imajları ile birlikte, atenüasyon düzeltilmesi uygulanmış (Atenüation Corrected: AC) ve atenüasyon düzeltilmesi yapılmamış (Non-atenüation corrected: NAC) görüntülerin sagittal, koronal ve transaksiel eksenlerdeki kesitleri Syngo MM Workplace iş istasyonlarında incelendi. PET, BT ve PET/BT füzyon görüntüleri ayrı ayrı gözden geçirilerek kalitatif ve kantitatif olarak değerlendirildi. Kantitasyon amacıyla artmış FDG tutulumu gösteren alan üzerinde 3 boyutlu ilgi alanı çizilerek kitle volümü (cm³), maksimum standart uptake değeri (SUVmax) veSUV lean body mass değeri (SUVlbm) iş istasyonu bilgisayarında bulunan ‗TRUE D‘ yazılımı ile hesaplandı.
4.6. Veri Analizi ve İstatik
Çalışma grubuna dahil olan olguların ayrıntılı demografik özellikleri, klinik bilgileri, biyopsi ve patoloji sonuçları, RT protokolleri, RT öncesi ve sonrası MRG ve PET/BT bulguları ayrıntılı olarak kaydedildi.
İstatistiksel analizler SPSS 15.0 (Statistical Package for Social Sciences, 15.0)
bilgisayar paket programında yapıldı.
RT öncesi baş-boyun tümörlerinin ADC (ADCmin, ADCmean, ADC min/mean) değerleri ve SUV (SUVmax, SUVlbm) değerleri arasındakikorelasyonu değerlendirmek için Spearman korelasyon katsayısı analizi kullanıldı. P değeri 0.05’den küçük olduğunda saptanan farklılıklar anlamlı kabul edildi.
RT yanıtı olan ve olmayan baş-boyun tümörlerinin ADC ve SUV değerleri arasındaki istatistiksel olarak anlamlı farkı tespit etmek içinKruskal Wallis tek yönlü ANOVA ve Mann- Whitney U testi kullanılarak değerlendirildi.
Kitlenin solid komponentinde manuel olarak ROI yerleştirerek ADC değerleri ölçüldü.
İki gözlemci tarafından elde edilen ADC ölçümlerin uyumluluğu Intraclass Correlation
Coefficient (İCC) ile araştırıldı. Landis ve Kocha göre İCC değerlerinin yorumlanması aşağıdaki gibidir: <0 uyumsuzluk; 0,0-0,20 hafifuyumluluk; 0,21-0,40 hafif-orta uyumluluk; 0,41-0,60 orta uyumluluk; 0,61-0,80 önemli derecede uyumluluk; 0,81-1,00 neredeyse mükemmel uyumluluk.
5. BULGULAR
5.1. Yaş, cinsiyet ve tümör bölgelerine göre olguların da Çalışmaya dahil edilen 36 olgunu
18 ile 80 arasında değişmekte olup ya
Olgu grubunun %28‘ini nazofarinks kanserli hastalar (10 olgu) olu 8 olguyla larinks kanserleri (%22) gelme
%11) ve üst özofagus kanseri (4 olgu, %11) tanısı mevcut olup bunu sıklık sırasına göre orofarinks (3 olgu, %8), oral kavite (3 olgu, %8), olfaktor nöroblastom (2 olgu, %6), maksilla (1 olgu, %3) ve dış kulak (1 olgu, %3) kanseri tanılı olgular izlemekteydi.
Oral kavite kanseri tanılı 3 olguda primer lezyon lokalizasyonları: dil (1 olgu), alveolar ark (1 olgu) ve 1 olgu ağ
Orofarinks kanseri tanılı 3 hastada primer tümör lokalizasyonları tonsiller alandı (1 olgu).
Olguların baş-boyun tümör bölgelerine göre da
Grafik 1. Olguların baş-boyun tümör bölgelerine göre da
11% 8%
8%
79
, cinsiyet ve tümör bölgelerine göre olguların dağılımı
maya dahil edilen 36 olgunun 20’si erkek (%55.6) , 16’si kadın (%44.4), ya
ğ şmekte olup yaş ortalaması 56.4 olarak saptanmıştır.
Olgu grubunun %28‘ini nazofarinks kanserli hastalar (10 olgu) oluş
8 olguyla larinks kanserleri (%22) gelmekteydi. Olgu grubunda 3. sıklıkta hipofarinks (4 olgu, %11) ve üst özofagus kanseri (4 olgu, %11) tanısı mevcut olup bunu sıklık sırasına göre orofarinks (3 olgu, %8), oral kavite (3 olgu, %8), olfaktor nöroblastom (2 olgu, %6), maksilla
kulak (1 olgu, %3) kanseri tanılı olgular izlemekteydi.
Oral kavite kanseri tanılı 3 olguda primer lezyon lokalizasyonları: dil (1 olgu), alveolar ark (1 olgu) ve 1 olgu ağız tabanıydı.
Orofarinks kanseri tanılı 3 hastada primer tümör lokalizasyonları: dil kökü (2 olgu) ve
boyun tümör bölgelerine göre dağılımı Grafik 1’de sunulmu
boyun tümör bölgelerine göre dağılımı
28% 22% 11% 11% 8% 6%3%3%
n 20’si erkek (%55.6) , 16’si kadın (%44.4), yaşları
ştır.
Olgu grubunun %28‘ini nazofarinks kanserli hastalar (10 olgu) oluştururken, 2. sırada kteydi. Olgu grubunda 3. sıklıkta hipofarinks (4 olgu, %11) ve üst özofagus kanseri (4 olgu, %11) tanısı mevcut olup bunu sıklık sırasına göre orofarinks (3 olgu, %8), oral kavite (3 olgu, %8), olfaktor nöroblastom (2 olgu, %6), maksilla
kulak (1 olgu, %3) kanseri tanılı olgular izlemekteydi.
Oral kavite kanseri tanılı 3 olguda primer lezyon lokalizasyonları: dil (1 olgu),
: dil kökü (2 olgu) ve
ılımı Grafik 1’de sunulmuştur.
nazofarinks larinks hipofarinks üst özofagus orofarinks oral kavite olfaktor maksila dış kulak
80
Çalışmaya katılan 36 olgunun yaş ortalaması 56.4 olarak saptandı. Erkek olgu grubunda en sık larinks kanseri (7 olgu) izlenirken kadınlarda en sık nazofarinks kanseri (8 olgu) saptandı.
Olguların baş-boyun tümör bölgelerine göre yaş ortalamaları ve cinsiyet dağılımı Tablo 8 ve 9’da sunulmuştur.
Tablo 8. Olguların baş-boyun tümör bölgelerine göre yaş ortalaması
Bölge Ortalama yaş
nazofarinks 48.3 larinks 63.1 hipofarinks 47.7 üst özefagus 49 orofarinks 63.3 oral kavite 63.3 olfaktor 68.5 maksila 65 dış kulak 73
Tablo 9. Olguların baş-boyun tümör bölgelerine göre cinsiyet dağılımı
Bölge Erkek (%) Kadın (%)
nazofarinks 3 7 larinks 8 0 hipofarinks 2 2 üst özefagus 1 3 orofarinks 3 0 oral kavite 1 2 olfaktor 1 1 maksila 0 1 dış kulak 1 0 toplam 20 16
5.2. Histopatolojik tanıya göre olguların da Olgular histopatolojik olarak gruplandı
karsinomla uyumlu patolojiye sahipti. Kalan 4 olgunun 2’si (%5) olfaktör nöroblastom, 1 olgu (%3) nonkeratinize indiferansiye karsinom ve 1 olgu (%3) mukoepidermoid kars histopatolojisindeydi (Grafik 2).
Olguların baş-boyun tümör histopatolojik tanıya göre da sunulmuştur.
Grafik 2. Histopatolojik tanıya göre olguların da
5.3. Baş-boyun tümör boyutu ve ADC de Çalışmaya dahil edilen
aksiyel TIRM görüntülerin üzerinde kitlelerin ön arka ve transvers çapların toplamı ikiye bölünerek ortalama boyut (cm) olarak kaydedildi.
Kitlelerin boyutları 1-10cm (ortalama 5.26 ± 2.04 c Baş-boyun tümör boyut de
5%3%3%
81 5.2. Histopatolojik tanıya göre olguların dağılımı
Olgular histopatolojik olarak gruplandığında 36 olgunun 32‘si (%89) skuamöz hücreli karsinomla uyumlu patolojiye sahipti. Kalan 4 olgunun 2’si (%5) olfaktör nöroblastom, 1 olgu (%3) nonkeratinize indiferansiye karsinom ve 1 olgu (%3) mukoepidermoid kars histopatolojisindeydi (Grafik 2).
boyun tümör histopatolojik tanıya göre dağılımı Grafik 2’de
Grafik 2. Histopatolojik tanıya göre olguların dağılımı
boyun tümör boyutu ve ADC değerleri
maya dahil edilen 36 baş - boyun kitlesinin boyutları tayin edildi. Kitle boyutları aksiyel TIRM görüntülerin üzerinde kitlelerin ön arka ve transvers çapların toplamı ikiye bölünerek ortalama boyut (cm) olarak kaydedildi.
10cm (ortalama 5.26 ± 2.04 cm) arasında ölçüldü. boyun tümör boyut değerleri Tablo 10’da sunulmuştur.
89% 3%
Yassı hücreli karsinom Olfaktör nöroblastom
Non keratinize indiferansiye karsinom Mukoepidermoid karsinom
ında 36 olgunun 32‘si (%89) skuamöz hücreli karsinomla uyumlu patolojiye sahipti. Kalan 4 olgunun 2’si (%5) olfaktör nöroblastom, 1 olgu (%3) nonkeratinize indiferansiye karsinom ve 1 olgu (%3) mukoepidermoid karsinom
ğılımı Grafik 2’de
boyun kitlesinin boyutları tayin edildi. Kitle boyutları aksiyel TIRM görüntülerin üzerinde kitlelerin ön arka ve transvers çapların toplamı ikiye
m) arasında ölçüldü. Yassı hücreli karsinom Olfaktör nöroblastom
Non keratinize indiferansiye karsinom Mukoepidermoid karsinom
82 Tablo 10. Baş-boyun tümör boyut değerleri
Mean Standard sapma Median Minimum Maximum
Ortalama Tümör Çapı (cm) 5.26 2.04 4.5 1 10
Tüm baş-boyun tümörlerinin ADCmin değerleri 0.33 x 10−3 ile 0.99 × 10−3 mm2/s arasında(ortalama 0,68 ± 0.17 × 10−3 mm2/s) ; ADCmean değerleri 0.44 x 10−3 mm2/s ile 1.25 x 10−3 mm2/s arasında(ortalama 0,82 ± 0.17 x 10−3 mm2/s ) ve ADCmin/mean oranı 0.53 ile 0.97 arasında(ortalama 0,83 ± 0.10) idi.
Tüm baş-boyun tümörlerinin ADCmin, ADCmean ve ADCmin/mean değerleri Tablo 11’de sunulmuştur.
Tablo 11. Baş-boyun tümörlerinin ADC değerleri
Mean Standard
sapma
Median Minimum Maximum
ADCmin ( × 10−3 mm2/s) 0.68 0.17 0.69 0.33 0.99 ADCmean (× 10−3 mm2/s) 0.82 0.17 0.81 0.44 1.25 ADCmin/mean 0.83 0.10 0.84 0.53 0.97
5.4. Baş-boyun tümör hacim ve SUV değerleri
Çalışmaya dahil edilen 36 baş - boyun kitlesinin hacimleri tayin edildi. Artmış FDG tutulumu gösteren kitle üzerinde 3 boyutlu ilgi alanı çizilerek kitle hacmi (cm³), maksimum standart uptake değeri (SUVmax) ve SUV lean body mass değeri (SUVlbm) hesaplandı.
Kitle hacimleri 3,2-104 cm³ (ortalama 22,3 ± 26,9 cm³) arasında ölçüldü. Baş-boyun tümörlerinin hacim değerleri Tablo 12’de sunulmuştur.
83 Tablo 12. Baş-boyun tümör hacim değerleri
Mean Standard sapma Median Minimum Maximum
MTV(cm³) 22.3 26.9 10.3 3.2 104
Tüm baş-boyun tümörlerinin SUVmax değerleri 7,6 ile 29,1 arasında(ortalama 14.65 ± 5,5) ve SUVlbm değerleri 5 ile 22,5 arasında(ortalama 10.96 ± 5,1 ) idi.
Tüm baş-boyun tümörlerinin SUV değerleri Tablo 13’de sunulmuştur.
Tablo 13. Baş-boyun tümörlerinin SUV değerleri
Mean Standard
sapma
Median Minimum Maximum
SUVmax 14.65 5.5 13.10 7.6 29.1
SUVlbm 10.96 5.1 9.4 5 22.5
5.5. Baş-boyun tümör boyutu ve ADC değerlerin korelasyonu
RT öncesi baş-boyun tümörlerinin ADC (ADCmin, ADCmean, ADC min/mean) değerleri ve ortalama tümör çapı arasındaki korelasyonu değerlendirmek için Spearman korelasyon katsayısı analizi kullanıldı. P değeri 0.05’den küçük olduğunda saptanan farklılıklar anlamlı kabul edildi.
Spearman korelasyon katsayısı analizinde ADCmin ile ortalama tümör çapı (p 0,469; r 0,127) ; ADCmean ile ortalama tümör çapı (p 0,724; r 0,062) ve ADCmin/mean ile ortalama tümör çapı (p 0,426; r 0,139) değerlerinin arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
Baş – boyun tümörlerinde ADC değerinin tümör çapından bağımsız biyomarker olduğu sonucuna varılmıştır.
Baş-boyun tümörlerinde ADC değerleri ile ortalama tümör çapı arasındaki korelasyon Tablo 14’te sunulmuştur.
84
Tablo 14. Baş-boyun tümörlerinde ADC ile ortalama tümör çapı arasındaki Spearman korelasyon katsayısı analizi
5.6. Baş-boyun tümör hacmi ve SUV değerlerin korelasyonu
RT öncesi baş-boyun tümörlerinin SUV (SUVmax, SUVlbm) değerleri ve ortalama tümör hacmi arasındaki korelasyonu değerlendirmek için Spearman korelasyon katsayısı analizi kullanıldı. P değeri 0.05’den küçük olduğunda saptanan farklılıklar anlamlı kabul edildi.
Spearman korelasyon katsayısı analizinde SUVmax ile ortalama tümör hacmi (p 0,381; r 0,153) ve SUVlbm ile ortalama tümör hacmi (p 0,200; r 0,222) değerlerinin arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
Baş – boyun tümörlerinde SUV değerlerinin tümör haciminden bağımsız biyomarker olduğu sonucuna varılmıştır.
Baş-boyun tümörlerinde SUV değerleri ile ortalama tümör hacmi arasındaki korelasyon Tablo 15’te sunulmuştur.
Tablo 15. Baş-boyun tümörlerinde SUV ile ortalama tümör hacmi arasındaki Spearman korelasyon katsayısı analizi
Spearman's rho SUVmax SUVlbm
MTV(cm³)
Correlation Coefficient (r) 0,153 0,222
Sig. (2-tailed) (p) 0,381 0,200
Spearman's rho ADCmin ADCmean ADCmin/mean
Ortalama Tümör Çapı (cm)
Correlation Coefficient (r) 0,127 0,062 0,139 Sig. (2-tailed) (p) 0,469 0,724 0,426
85
5.7. Baş-boyun tümörlerde ADC ve SUV değerlerin korelasyonu
Baş ve boyun kanserleri, difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntülemede (DA MRG) düşük ADC değerleri ve pozitron emisyon tomografide (PET/BT) artmış SUV değerlerine neden olabilir. Çalışmaya dahil edilen baş - boyun kanserli olgulardan elde edilen ADC ve SUV değerlerin arasında korelasyon olup olmadığı araştırıldı.
RT öncesi baş-boyun tümörlerinin ADC (ADCmin, ADCmean, ADC min/mean) değerleri ve SUV (SUVmax, SUVlbm) değerleri arasındaki korelasyonu değerlendirmek için Spearman korelasyon katsayısı analizi kullanıldı. P değeri 0.05’den küçük olduğunda saptanan farklılıklar anlamlı kabul edildi.
Spearman korelasyon katsayısı analizinde ADCmin ile SUVmax (p 0,777 ; r -0,050) ; ADCmean ile SUVmax (p 0,630 ; r -0,084) ; ADCmin/mean ile SUVmax (p 0,359 ; r -0,160); ADCmin ile SUVlbm (p 0,746 ; r -0,057) ; ADCmean ile SUVlbm (p 0,606 ; r -0,090) ve ADCmin/mean ile SUVlbm (p 0,419 ; r -0,141) değerlerinin arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
İstatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmasa da, baş-boyun tümörlerinin SUV
değerlerinde artış ile birlikte ADC değerlerinde düşüş izlendi. ADC ve SUV değerlerinin birbirinden bağımsız biyomarkerler olduğu sonucuna varılmıştır.
Baş-boyun tümörlerinde ADC ile SUV değerlerinin arasındaki korelasyon Tablo 16’da sunulmuştur.
Tablo 16. Baş-boyun tümörlerinde ADC ile SUV değerlerinin arasındaki Spearman korelasyon katsayısı analizi
Spearman's rho ADC min ADC mean ADC min/mean
SUVmax Correlation Coefficient (r) -0,050 -0,084 -0,160
Sig. (2-tailed) (p) 0,777 0,630 0,359
SUV lbm Correlation Coefficient (r) -0,057 -0,090 -0,141
5.8. Radyoterapi yanıtına göre b Çalışmaya dahil edilen 36 ba
sonra, RT uygulandı ve RT’den 4 ile 8 ay (ortalama 6 ay) sonra çekilen MRG ve PET/BT tetkikleri incelendi. RT yanıtına göre ba
I. RT sonrası kaybolan tümörler (RT’ye tam yanıt veren tümörler) II. RT sonrası küçülen tümörler (RT’ye kısmi yanıt veren tümörler) III. RT sonrası büyüyen tümörler (RT’ye yanıt vermeyen tümörler)
Radyoterapi sonrası hast
elde edilmiştir. Radyoterapi sonrası hastaların 6’sında (%17) yanıt alınmamı Olguların RT yanıtına göre da
Grafik 3. Olguların RT yanıtına göre da
33% 17%
86
5.8. Radyoterapi yanıtına göre baş-boyun tümörlerinin sınıflandırılması
maya dahil edilen 36 baş - boyun kanserli olguya, histopatolojik tanı konulduktan sonra, RT uygulandı ve RT’den 4 ile 8 ay (ortalama 6 ay) sonra çekilen MRG ve PET/BT tetkikleri incelendi. RT yanıtına göre baş-boyun tümörleri 3 grupta sınıflandırıldı:
RT sonrası kaybolan tümörler (RT’ye tam yanıt veren tümörler) RT sonrası küçülen tümörler (RT’ye kısmi yanıt veren tümörler) RT sonrası büyüyen tümörler (RT’ye yanıt vermeyen tümörler)
Radyoterapi sonrası hastaların 18'sinde (%50) tam yanıt ve 12'sinde (%33) kısmi yanıt tir. Radyoterapi sonrası hastaların 6’sında (%17) yanıt alınmamış
Olguların RT yanıtına göre dağılımı Grafik 3’te sunulmuştur.
Grafik 3. Olguların RT yanıtına göre dağılımı
50% 17%
boyun tümörlerinin sınıflandırılması
boyun kanserli olguya, histopatolojik tanı konulduktan sonra, RT uygulandı ve RT’den 4 ile 8 ay (ortalama 6 ay) sonra çekilen MRG ve PET/BT
boyun tümörleri 3 grupta sınıflandırıldı:
aların 18'sinde (%50) tam yanıt ve 12'sinde (%33) kısmi yanıt tir. Radyoterapi sonrası hastaların 6’sında (%17) yanıt alınmamıştır.
RT'ye tam yanıt RT'ye kısmi yanıt RT'ye yanıt vermeyen
Radyoterapiye tam yanıt veren 18 olgunun 10’ü erkek (%55.5), 8’i kadın (%44.5), ya 27 ile 80 arasında değişmekte olup ya
Olgu grubunun %50‘sini nazofarinks kanserli hastalar (9 olgu) olu
5 olguyla (%28) larinks kanserleri gelmekteydi. Olgu grubunda 3. sıklıkta orofarinks 2 olgu (%12) (dil kökü ve tonzil) tanısı mevcut olup bunu sıklık sırasına göre üst özofagus kanseri (1 olgu, %5) ve hipofarinks (1 olgu, %5) kanseri tanılı olgular izlemekteydi.
Radyoterapiye tam yanıt veren olguların ba Grafik 4’te sunulmuştur.
Olgular histopatolojik olarak gruplandı
karsinomla uyumlu patolojiye sahipti. Kalan 1 olgu (%5,5) non
karsinom ve 1 olgu (%5,5) mukoepidermoid karsinom histopatolojisindeydi.
Grafik 4. Radyoterapiye tam yanıt veren olguların ba dağılımı
28% 12%
87
veren 18 olgunun 10’ü erkek (%55.5), 8’i kadın (%44.5), ya
ğ şmekte olup yaş ortalaması 55.9 olarak saptanmıştır.
Olgu grubunun %50‘sini nazofarinks kanserli hastalar (9 olgu) oluş
yla (%28) larinks kanserleri gelmekteydi. Olgu grubunda 3. sıklıkta orofarinks 2 olgu (%12) (dil kökü ve tonzil) tanısı mevcut olup bunu sıklık sırasına göre üst özofagus kanseri (1 olgu, %5) ve hipofarinks (1 olgu, %5) kanseri tanılı olgular izlemekteydi.
Radyoterapiye tam yanıt veren olguların baş-boyun tümör bölgelerine göre da
Olgular histopatolojik olarak gruplandığında 18 olgunun 16‘sı (%89) skuamöz hücreli karsinomla uyumlu patolojiye sahipti. Kalan 1 olgu (%5,5) nonkeratinize indiferansiye karsinom ve 1 olgu (%5,5) mukoepidermoid karsinom histopatolojisindeydi.
Grafik 4. Radyoterapiye tam yanıt veren olguların baş-boyun tümör bölgelerine göre
50%
28% 12%
5% 5%
veren 18 olgunun 10’ü erkek (%55.5), 8’i kadın (%44.5), yaşları
ştır.
Olgu grubunun %50‘sini nazofarinks kanserli hastalar (9 olgu) oluştururken, 2. sırada yla (%28) larinks kanserleri gelmekteydi. Olgu grubunda 3. sıklıkta orofarinks 2 olgu (%12) (dil kökü ve tonzil) tanısı mevcut olup bunu sıklık sırasına göre üst özofagus kanseri (1
boyun tümör bölgelerine göre dağılım
ında 18 olgunun 16‘sı (%89) skuamöz hücreli keratinize indiferansiye karsinom ve 1 olgu (%5,5) mukoepidermoid karsinom histopatolojisindeydi.
boyun tümör bölgelerine göre nazofarinks larinks orofarinks hipofarinks üst özofagus
Radyoterapiye kısmi yanıt veren 12 olgunun 6’sı erke ile 79 arasında değişmekte olup ya
Olgu grubunun %25‘ini larinks kanserli hastalar (3 olgu) olu olguyla (%17) hipofarinks, üst özofagus ve oral kavite (dil v
gelmekteydi. Olgu grubunda 3. sıklıkta olfaktör nöroblastom (1 olgu, %8), maksila (1 olgu, %8) ve nazofarinks (1 olgu, %8) kanseri tanılı olgular izlemekteydi.
Radyoterapiye kısmi yanıt veren olguların ba Grafik 5’te sunulmuştur.
Olgular histopatolojik olarak gruplandı
karsinomla uyumlu patolojiye sahipti. Kalan 1 olgu (%8) olfaktör nöroblastom histopatolojisindeydi.
Grafik 5. Radyoterapiye kısmi yanıt veren olguların ba dağılımı
Radyoterapiye yanıt vermeyen ile 75 arasında değişmekte olup ya
17% 8%
8%
88
veren 12 olgunun 6’sı erkek (%50), 6’sı kadın (%50), ya mekte olup yaş ortalaması 54.3 olarak saptanmıştır.
Olgu grubunun %25‘ini larinks kanserli hastalar (3 olgu) oluştururken, 2. sırada 2 olguyla (%17) hipofarinks, üst özofagus ve oral kavite (dil ve ağız tabanı) kanserleri gelmekteydi. Olgu grubunda 3. sıklıkta olfaktör nöroblastom (1 olgu, %8), maksila (1 olgu, %8) ve nazofarinks (1 olgu, %8) kanseri tanılı olgular izlemekteydi.
Radyoterapiye kısmi yanıt veren olguların baş-boyun tümör bölgelerin
Olgular histopatolojik olarak gruplandığında 12 olgunun 11‘i (%92) skuamöz hücreli karsinomla uyumlu patolojiye sahipti. Kalan 1 olgu (%8) olfaktör nöroblastom
ısmi yanıt veren olguların baş-boyun tümör bölgelerine göre
vermeyen 6 olgunun 4’ü erkek (%66.6), 2’sı kadın (%33.3), ya mekte olup yaş ortalaması 62.5 olarak saptanmıştır.
25% 17% 17% 8% 8% k (%50), 6’sı kadın (%50), yaşları 18 ştururken, 2. sırada 2 ğız tabanı) kanserleri
gelmekteydi. Olgu grubunda 3. sıklıkta olfaktör nöroblastom (1 olgu, %8), maksila (1 olgu,
boyun tümör bölgelerine göre dağılımı
ında 12 olgunun 11‘i (%92) skuamöz hücreli karsinomla uyumlu patolojiye sahipti. Kalan 1 olgu (%8) olfaktör nöroblastom
boyun tümör bölgelerine göre
6 olgunun 4’ü erkek (%66.6), 2’sı kadın (%33.3), yaşları 39 larinks hipofarinks oral kavite üst özofagus nazofarinks olfaktör nöroblastom maksila
Olgu grubunun %16,7’sini (birer olgu) hipofarinks, üst özofagus, orofarinks (dil kökü), oral kavite (alveoler ark), olfaktor nöroblastom ve dı