• Sonuç bulunamadı

Almanya’nın Balkanlardaki Faaliyetleri ve Türk-Đngiliz Đlişkilerine Etkileri

Đkinci Dünya Savaşı’nın en önemli gelişmelerinden biri olan 12 Kasım 1940’da Molotov- Hitler ve Ribbentrop görüşmelerinde; MoETKĐLERĐlotov’un birçok isteğinin yanında Türkiye ile ilgili olarak Boğazlarda üs istemesi Hitler’de Sovyetlerin niyetinin tehlikeli olduğu kanaatini uyandırdı.405 Bunun üzerine Hitler, 18 Aralık 1940’da Sovyetler Birliği’ne saldırı planları yapılmasını istedi. Bundan önce de güneydoğusunu güvence altına almak için diplomatik ve askeri hareketlerle Balkanlar’a girdi.406 Bu sırada Romanya’nın isteğiyle Almanya’nın Romanya’ya girmesi hem Sovyet Rusya hem de Đngiltere hem de Türkiye için endişe kaynağı oldu. Đngiltere, Almanya’nın Romanya’ya girmesiyle, Bulgaristan’dan gelerek Yunanistan’daki Đtalyan ordusuna yardım edebilecekti ve bu şekilde bütün Balkanlar’a sahip olduğu gibi Orta Doğu’ya özellikle Đran ve Irak petrolleri ile Süveyş’e giden yolu açabilirdi.407

403 Amerikan Dışişleri Bakanlığı Tarafından Açıklanan Sovyet – Nazi Siyasi Münasebetlerine ait Gizli Vesikalar, Çev. H. Keleci, Kültür Kitabevi, Đstanbul, 1948, s.11.

404 Harry N. Harry N. Howard, The Soviet Union and Turkey During World War II, Department of State Bulletein, Germany, 18 July 1948, s. 68; Haluk Haluk Ülman, Đkinci Cihan Savaşının Başından Truman Doktrinine Kadar Türk- Amerikan Diplomatik Münasebetleri,(1939-1947), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Ankara, 1961, s.32.

405 Harry N. Howard, a.g.e, s. 68; Haluk Haluk Ülman,a.g.e., s.32. 406 Suat Bilge, a.g.e, s.154-155.

Türkiye, Almanların Balkanlar’da tehlikeli olacağını hissetmeye başlayınca, bu tehlike karşısında Fransa’nın yenilerek savaştan çekilmesi sonucu tek başına kalan Đngiltere’ye karşı ittifakına bağlı olduğunu Đsmet Đnönü 1940 Kasımı’nda yaptığı bir konuşmasında ifade etti. Đnönü’nün sözleri Đngiltere’de sempati ile karşılandı.408

Đngiltere, Alman askerlerinin Bulgaristan’dan geçerek Yunanistan’a saldırmasından büyük endişe duymaktaydı. Bu sebeple Başbakan Churchill 26 Kasım 1940’da Hariciye Vekili Eden’e yazdığı bir mektupta, böyle bir durum gerçekleştiği takdirde, Türkiye ve Yugoslavya’nın derhal harekete geçmesinin zaruri olduğunu bildiriyordu.409 Đngiltere bu mektupta Türkiye’nin savaşa girmesini ve ayrıca Almanya’nın ilerlemesine karşı Đngiliz uçaklarını ve uçaksavar toplarını Türkiye’ye gönderilmesini öneriyordu.410 Ancak, Türkiye savaş dışı kalma durumunda ısrar etmekteydi.

Türkiye, Almanların Balkanlar’da ilerlemelerine karşı Đstanbul ve diğer illerde bazı tedbirler almıştı. Bu durumdan endişelenen Bulgaristan’ın endişelerini gidermek için 17 Şubat’ta Türkiye ile Bulgaristan birbirlerine saldırmamayı taahhüt eden bir beyanname imzaladı.411

Bu beyanname özellikle Đngiltere’de ilgi uyandırarak bunun bir taraftan Türkiye’yi Mihver politikasına, diğer taraftan da Bulgaristan’ı Đngiliz politikasına yaklaştırdığı münakaşa edilirken, Dışişleri Bakanı Türkiye’nin politikasının değişmediğini vurgulayarak Türkiye’nin tutumunu açıklıyordu.412

Đngiltere Balkanlar’daki Alman tehlikesinin devamı üzerine Balkan Paktı’nı canlandırma çalışmalarını yoğunlaştırıyordu. Bu nedenle Đngiliz yetkililer Ankara ile temaslara geçti ve Almanya’nın Bulgaristan’dan sonra Yunanistan’a saldıracağını, kendilerinin de Yunanistan’a yardım edeceklerini belirttikten sonra Türkiye’nin de böyle bir saldırıda Almanya’ya savaş ilan etmesini istediler. Türk heyeti ise böyle bir durumda Almanya’nın Boğazlara, Sovyetler Birliği’nin ise Kafkaslardan Türkiye’ye saldıracağını söyleyerek şimdilik Türkiye’nin savaşa girmesinde bir yarar görmediklerini söylediler.413

408 Gönlübol ve diğerleri,a.g.e. s.151. 409 Fahir Armaoğlu, a.g.e, s.17. 410 Fahir Armaoğlu, a.g.e, s.17. 411 Kamuran Gürün, a.g.e, s.21. 412 Gönlübol ve diğerleri,a.g.e. s.152. 413 Kamuran Kamuran Gürün, a.g.e, s.21.

Diğer taraftan Türkiye, Đngiltere’nin isteği üzerine Yugoslavya nezdinde girişimde bulunarak ortak tehlike karşısında birlikte hareket edilmesini istedi ise de Yugoslavya buna yanaşmadı. Türkiye ile Đngiltere ise ittifaka bağlılıklarını ifade ettiler. Ancak bu durumda Balkanlar’da açılacak bir cephenin kara muharebelerindeki bütün yükünü Türkiye çekecekti.414 Türkiye için böyle bir tehlikenin söz konusu olduğu bir zamanda Bulgaristan 1 Mart 1941’de üçlü pakta katıldı. Ardından da Alman orduları aynı gün Bulgaristan’a girdi ve nisan ayında Yugoslavya, Yunanistan ve bütün Ege adalarını işgal etti. Bu gelişme Alman- Rus münasebetlerini bozdu ve Türk- Rus yakınlaşmasına yol açtı. Alman tehlikesinin Rusya’yı korkutması, Türkiye üzerindeki Rus baskısını azalttı.415

Almanya bu dönemde Türkiye’yi kazanma politikası gütmüştür. Hitler’in Balkanlar politikasının Türkiye ile ilgili kısmı o dönemde Mussolini’ye yazmış olduğu mektuplarda şu şekilde geçmektedir. “Türkiye’nin durumunun özel bir önemi vardır.

Çünkü Türkiye’nin durumu kesin surette Bulgaristan’a karşı bir koz olacaktır. Bulgaristan üzerindeki Trük baskısını kaldırmak için Türkiye ile anlaşmayı denemeliyiz. Bizi halen bölen noktalar, Finlandiya ile Đstanbul’dur. Finlandiya bahsinde esaslı güçlükleri ön görmüyorum. Bizi ilgilendiren tek şey bu mıntıkalarda bir savaşın tekrar patlak vermemesidir. Buna mukabil Đstanbul’u Sovyetler Birliği’ne ve Bulgaristan’a yani Bolşevizm’e terk etmek çıkarlarımıza uymaz”416

Bunun yanı sıra Balkanlarda Đngiltere’nin en güvenilir müttefiki olan Yunanistan’a saldıran Alman Kuvvetleri Atina’yı, Mora ve Girit’i işgal etmişlerdir. Böylece Almanya savaşın bu safhasında Batı Cephesi’ndeki üstünlüğüne Balkan yarımadasını da katmıştır. Alman Kuvvetleri’nin güneye ilerleyerek Balkan Yarımadası ve Doğu Akdeniz’e inmesi Yakın ve Orta Doğu haberleşmesini vurması Đngilizleri korkutmuştur.417

Balkanlardaki işgalin tamamlanmasının hemen ardından Almanya 22 Haziran 1941’de Sovyetler Birliği’ne saldırmıştır. Bir anlamda Sovyetler Birliği’ne saldırmakla Almanya bu süreye kadar olan üstünlüğüne son vermiş olmaktadır.

414 Fahir Armaoğlu, a.g.e, s.18. 415 Fahir Armaoğlu, a.g.e, s.18-19.

416 Osman Osman Öndeş, Đkinci Dünya Savaşı(1939-1945), Altın Kitablar Yayınevi, Đstanbul, 1974, s. 747-749.

417 Liudmila Zhivkova, Anglo- Turkish Relations(1933-1939), Martin Secker & Warburg Ltd., London, 1976, s.73.