• Sonuç bulunamadı

Ru'yetullah ifadesi, ru'yet (görmek) ve Allah kelimelerinden oluşan bir isim tamlamasıdır. Kısaca“Allah'ın görülmesi” manasındaki bu terkip, İslam literatüründe ve özellikle Kelam ilminde bir terim olarak “cennet ehlinin Allah'ı görmesi” diye tanımlanır.112

Mehmet Vehbi Efendi, Allah Teâlâ’yı kulların gözleriyle görmesi aklen caizdir. Zira görmekte aklen bir mani yoktur. Çünkü araz (sonradan meydana gelen özellik), cevher ve Allah Teâlâ arasında görmeye illet olan yeterli ortaklık vardır. Şu halde, var oluş, diğer varlıkları görmekte illet ve sebep olunca Allah Teâlâ’nın var oluşu da görülmesine sebep olur. Binaen Aleyh her harici varlık görüldüğü gibi Vacip Teâlâ’da

110 Vehbi, Akaid, s. 56 111 Vehbi, Akaid, s. 57

112 Bkz. Akdemir Hikmet, Taberî’ye Göre Ru’yetullah Meselesi, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

görülür. Çünkü varlığı haricidir ve uluhiyyetin özellikleri arasında ru’yete engel bir şeyi de yoktur.113

Şeran AllahTeâlâ’yı ru’yetin cevazına delil Hazreti Musa’nın rabbinden“Rabbim!

Bana görün; sana bakayım.”114 sözüyle Allah Teâlâ’dan görünmesini istemesidir. Çünkü

eğer ru’yet caiz olmasa idi ru’yeti istemek abes olurdu. Allah için caiz olmayan bir şeyi Hazreti Musa’nın bilmemesi lazım gelir. Bu ise muhaldir. Zira peygamberler bu gibi abes ve cehaletten münezzehlerdir. Allah’ın ahirette görülmesi, cisimlere mahsus niteliklerden, mekandanve herhangi bir yönden münezzehbir şekilde naklen vaciptir. Zira Allah Teâlâ kendini kullarının ru’yeti hakkında “Oysa o gün bir kısım yüzler rablerine bakarak

mutlulukla parıldayacaktır.”115buyurmuştur. Yani o günde cennet ehlinin yüzleri

mutluluktan parlayan ve sevinçli oldukları halde Rablerine bakacaklar demektir. Rasulullah“Şüphesiz ki sizler, şu Ay’ı görmekten hiçbiriniz mahrum olmaksızın görmekte

olduğunuz gibi Rabb’inizi de göreceksiniz.”116 buyurmuştur. Yani siz rabbinizi gecenin

on dördünde kameri gördüğünüz gibi görürsünüz demektir. İşte bu ayet ve hadis ahirette elbette ru’yetin vaki olacağına delalet ederler. Şu kadar ki hadiste “Cenab-ı Hakkın

ru’yetini ayın ru’yetine teşbih” şüphesiz görülme konusundadır. Yoksa ayın üst

tarafımızdan görüldüğü gibi AllahTeâlâ’da bir mekandan ve cihetten görülecek demek değildir. Zira Allah Teâlâ mekandan ve cihetten münezzehtir. Ru’yete muhalefet eden Mu’tezilenin zuhurundan evvel icma-ı ümmetle sabit olmuştur. Allah Teâlâ’yı görmek dini deliller olan ayet, hadis ve icma-ı ümmetle sabittir. Allah’ın görülmesi erkekler, kadınlar ve cinlerin mümin olanlarını kapsar. Çünkü bunların tamamı dini hükümler bakımından eşittir. Hepsidini Allah Teâlâyı bu dünyada görmek bir niteliği gerektirdiğinden, nitelik de Allah için muhal olduğundan dolayı Allah’ın uyku halinde dahi görülmesi kelamcıların geneline göre caiz değildir. Binaen Aleyh bazı kimselerin Allah Teâlâ’yı rüyada gördüklerini iddiaları reddedilmiştir.117 Zira Cenab-ı Hak, ulul azam rasül kiramdan Hazreti Musa’ya “sen beni asla göremezsin”118 buyurunca

evliyanın da göremeyecekleri anlamına gelir.

113 Vehbi, Akaid, s. 60 114 A’raf, 7/143 115 Kıyâmet, 75/22-23

116 Ebû Abdillah Muhammed ibn İsmâîl el-Buhârî, Sahîh-i Buhârî ve Tercemesi, Mütercim Mehmed

Sofuoğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul 1988, X/337

117 Vehbi, Akaid, s. 61 118 A’râf, 7/143

Mutezile, Allah Teâlâ’nın ahirette de görülmesini inkâr eder. Derler ki: görmenin şartı görülecek şeyin bir keyfiyetle nitelikte, olması ve bir mekanda ve cihette olması, gören ile görülen arasında mesafe bulunmasıdır. Halbuki bunun küllisi Allah Teâlâ üzerine muhaldir. Binaen aleyh ru’yet de muhaldir. Bu şüphelerine cevap: bu şartlar dünyaya mahsus sıradan şartlardır. Ahiret dünyayla kıyas olunmaz ve bu konudagaibin şahit üzerine kıyaslanması caiz değildir. Çünkü Cenab-ı Hakkın ahirette ru’yeti müteşabihat konularındandır. Zira bu dünya ile ölçmek mümkün değildir. Binaen aleyh şeriat sahibi haberine iman etmek gerekmektedir. Dünyada insan bünyesi, duyguları ve şuuru, Cenab-ı Hakkı görmeğe tahammül edecek yapıda değildir. Fakat ahiret, hiçbir yönüyle dünyaya kıyas kabul etmez.119

Mutezilenin ru’yeti inkârlarına nakli delilleri “Gözler O’nu idrak edemez, halbuki O

gözleri idrak eder.”120 ayetidir. Yani Allah Teâlâ’yı gözler idrak etmez demek, Allah’ın

künhünü gözler idrak etmez demektir. Künhünü idrak etmemekten vücudunu görmemeği gerekli kılmaz. Şu halde gözler künhünü tamamıyla idrak etmez demektir. Yoksa mutlaka görmez demek değildir.121

“Hayır doğrusu onlar, o gün Rablerinden perdelenmişlerdir.”122 Mehmet Vehbi

Efendi, bu ayeti tefsir ederken, kafirlerin ihanetine delalet eder demiştir. Bu dünyada Rablerini göremezler. Çünkü bu kişiler günahlarının çokluğu ile batılı seçmişlerdir. Belkide Allah’ı görememekle kalmazlar daha sonra Cehennneme girerler. Müellif ayrca Fahri Razi ve Ebssuud gibi müfessirlerin bu ayetin müminlerin Allah’ı göreceklerine işaret ettiği görüşünde olduklarını söylemiştir. Niçin bu ayet Allah’ı göreceklerine delalet eder? Çünkü kafirlerin zem edilmesi, ru’yetten mahrum olmaları, iman ehlinin ru’yetle şerefleneceklerine delalet eder demiştir.123

İnsanlar bu dünyada, organ olan gözle Allah Teala’yı elbette göremeyecekler ancak büyük ödül olarak öbür dünyada göreceklerdir. Bunu merak eden bir gurup sahabe Resulullah’a gelerek, “Ey Allah’ın Resulü, biz kıyamet gününde Rabbimizi görebilecek

miyiz?” diye sormuşlardı. Resulullah, “Siz on dördüncügecede ayı görmek için itişip kakışarak birbirinize zahmet verir misiniz?”diye sorduğunda sahabiler: “Hayır Ya Resulallah” diye karşılık vermişlerdi. “Siz güneşin önünde hiçbir bulut yokken onu

119 Vehbi, Akaid, s. 62 120 En’âm, 6/10 121 Vehbi, Akaid, s. 62 122 Mutaffifîn, 83/15. 123 Vehbi, Tefsir, XV/6382.

görme hususunda birbirinize sıkıntıverir misiniz?” dediğinde, “Hayır, Ya Resulallah!” demişlerdi. Bunun üzerineAllah Resulü, “Siz (cennette) Rabbinizi, işte böyle göreceksiniz.”124 buyurdu.125

Bu konuda İmamı Mâtürîdî, Allah’ın görülmesi gereklidir, haktır. Ancak bu görme idraksiz ve tefsirsiz olacaktır. İdraksiz ne demektir? Yani sınırsız; çünkü O, sınırlara, yan ve taraflara sahip olmaktan münezzehtir. Tefsirsiz ne demektir? Yani görenin karşısında olmaktan, ona göre belli bir mesafede bulunmaktan ve göz ışınlarının kendisine ulaşmasından münezzeh demiştir.126

Mehmet Vehbi Efendi, Allah’ın görülmesini kabul eden görüştedir. Allah’ın görülmesi ahirette olacaktır. Ahiret hayatı başka bir boyut olmasından, bu dünya ile kıyaslanmaması gerektiği görüşündedir. Görüşünü nakli delillere dayandırmaktadır. Mutezile’nin Allah’ın görülemiyeceği konusundaki görüşüne de cevap vererek, kendi görüşünü ayet ve hadislerle destekleyerek tekrar etmiştir.

F) Allah – İnsan İlişkisi

Benzer Belgeler