• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: İTİKAT, İBADET, AHLAK

3.1 Allah’a İman

Allah, kâinatı ve kâinattaki her şeyi yaratan, idare eden benzeri ve eşi olmayan yüce varlıktır. Allah’a iman ise iman esaslarının temelini oluşturmaktadır. Allah’a iman eden kişi Allah’ın bütün emir ve yasaklarını da kabul eder. Allah’ın emir ve yasaklarına inanmayan ya da sorgulayan kişi ise Allah’a iman etmemiş demektir.

İslam âlimleri Allah’ı şöyle tanımlamışlardır: Allah, varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere layık bulunan yüce varlığın adıdır.64Dünya üzerideki bütün dinler, Allah’a iman temeli üzerine kurulmuştur. Allah’a inanmak, Allah’ın sonsuz kudretini bilmek aklı olan ve ergenliğe girmiş olan her insanın görevidir.

İslam inancına göre Allah, bir ve tektir. O doğmamış, doğurmamıştır, hiçbir şeye muhtaç olmamıştır ve olmayacaktır, eşi ve benzeri olmayıp hiçbir şey ona denk değildir ve olamaz. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayet vardır. “Allah evlat edinmemiştir. O’nunla beraber hiçbir Tanrı’da yoktur. Aksi takdirde her Tanrı kendi yarattığını

61

ÜLKÜ Hayati, a.g.e., s. 43 62

NESEFİ Ömer, a.g.e., s. 62 63

ÜLKÜ Hayati, a.g.e., s. 43 64

sevk eder ve onlardan biri mutlaka diğerine üstünlük sağlardı. Allah onların yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir.” (el-Mü’minûn 23/91)

İnsanın doğasında Allah inancı olduğu için, normal şartlarda yaşayan bir insan, Allah’ın varlığını ve birliğini bilir ve kabul etmekte de zorlanmaz. Yine çevresine bakan, dünyanın ve kâinatın eşsiz ve bozulmaz dengesini gören, doğanın dengesinin mükemmelliğini fark eden, gece ve gündüzün, yıldızların, ay ve güneşin mükemmel bir uyumla hiç aksamadan ve hiç dengelerini bozmadan varlıklarını sürdürdüklerini gören bir insan, bunların ancak üstün ve yüce bir varlığın eseri olduğunu anlar.

Bütün bunların haricinde insan, kendisine baktığı zaman bile, yüce Allah’ın varlığını anlayabilir. Bütün bu saydıklarımız Allah’ın varlığının delil ve ispatlarıdır. Allah, insan aklını, bütün bu delillerden ve izlerden yola çıkarak kendisinin varlığını keşfedebilecek şekilde yaratmıştır.

• Allah’ın İsimleri:

Müminin Allah’ı tanıması amacıyla İlah-i Zat’ı nitelendiren kavramlara isim veya sıfat denilir.65 “Allah” yüce varlığın özel ismi olup, hiçbir dilde karşılığı yoktur. Herhangi bir kelimeye eşit ya da denk değildir. Hiçbir dile çevrilemez. Bunun yanında Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde geçen “Rab”ve “Mevlâ” kelimeleri de Allah’ı anlatmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’de ve çeşitli hadislerde Allah’a ait olduğu söylenen, Allah’ı anlatan ve tanımlayan özel isimler vardır. İnsan bu özel isimlerle Allah’ı tanıyarak onun hakkında bilgi sahibi olabilir. Bu isimler şunlardır:

Allah, Rahman (esirgeyen), Rahim (bağışlayan), Melik (buyrukları tutulan), Kuddûs (noksanlıklardan arınmış), Selam (yaratıklarını selamete kılan), Mü’min (inananları güvenlikte kılan), Müheymin (hükmü altına alan), Aziz (ulu, galip), Cebbâr (dilediğini zorla yaptırma gücüne sahip olan), Mütekebbir (yegane büyük), Hâlik (yaratıcı), Bâri (eksiksiz yaratan), Musavvir (her şeye şekil veren), Gaffâr (günahları örtücü, mağfireti bol), Kahhâr (isyankarları kahreden), Vehhâb (karşılıksız veren), Rezzâk (rızıklandıran), Fettâh (hayır kapılarını açan), Alîm (her şeyi bilen), Kâbız (ruhları kabzeden, can alan), Bâsıt (rızkı genişleten, ömürleri uzatan), Hâfıd (kafirleri alçaltan),

65

Râfi’ (müminleri yükselten), Muiz (yücelten, aziz kılan), Müzil (değersiz kılan), Semî’ (işiten), Basir (gören), Hakem (hükmedici, iyiyi kötüden ayırt edici), Adl (adaletli), Latif (kullarına lütfeden), Habîr (her şeyden haberdar), Halîm (yumuşaklık sahibi), Azîm (azametli olan), Gafûr (çok affedici), Şekûr (az amele bile çok sevap veren), Alî (yüce, yüceltici), Kebîr (büyük), Hafîz 8okuyucu), Muhît (kuşatan), Rezzâk (rızıklarını yaratıcı), Hasîb (hesaba çeken), Celîl (yücelik sıfatları bulunan), Kerîm (çok cömert), Rakib (gözeten), Mücîb (duaları kabul eden), Vasi’ (ilmi ve rahmeti geniş), Hakîm (hakkın kendisi), Vekîl (kulların işlerini yerine getiren), Kavî (güçlü kuvvetli), Metîn (güçlü, kudretli), Velî (müminlere dost ve yardımcı), Hamîd (övgüye layık), Muhsî (her şeyi sayan, bilen), Mübdî (her şeyi yokluktan çıkaran), Muîd (öldürüp yeniden dirilten), Muhyî (hayat veren), Mümît (öldüren), Hay (diri), Kayyûm (her şeyi ayakta tutan), Vacîd (istediğini istediği anda bulan), Mâcid (şanı yüce ve keremi çok), Vâhid (bir), Samed (muhtaç olmayan), Kâdir (kudret sahibi), Muktedir (her şeye gücü yeten), Mukaddim (istediğini öne alan), Muahhir (geri bırakan), Evvel (başlangıcı olmayan), Âhir (sonu olmayan), Zâhir (varlığı açık olan), Bâtın (zât ve mahiyeti gizli olan), Vâlî (sahip), Müteâlî (noksanlıklardan yüce), Berr (iyiliği çok), Tevvâb (tövbeleri kabul edici), Müntakim (asilerden intikam alan), Afüv (affedici), Raûf (şefkati çok), Mâlikü’l- mülk (mülkün gerçek sahibi), Zü’l-celâli ve’l-ikram (ululuk ve ikram sahibi), Muksit (adaletli), Câmi’ (birbirine zıt şeyleri bir araya getirebilen), Ganî (zengin, kimseye muhtaç olmayan), Muğnî (dilediğini muhtaç olmaktan kurtaran), Mâni’ (istediği şeylere engel olan), Zâr (dilediğini zarara sokan), Nâfî’ (dilediğine fayda veren ), Nûr (aydınlatma), Hâdî (hidayete erdiren), Bedî’ (çok güzel yaratan), Bâki (varlığı sürekli olan), Vâris (mülkün gerçek sahibi), Reşîd (yol gösterici), Sabûr (çok sabırlı).

• Allah’ın Sıfatları:

Allah Tealâ’nın varlığının sonu ve başlangıcı yoktur. Sıfatlarının da varlığı gibi sonu ve başlangıcı yoktur. Allah’ın sıfatlarıyla insan, Yüce Yaratan’ı tanır ve O’nun varlığı hakkında bilgi sahibi olur. Allah her türlü eksik sıfatlardan uzaktır.

Allah’ın sıfatları yarattıklarının sıfatlarının özelliklerini taşımaz. Yaratılanların sıfatları sonlu ve sınırlıdır. Oysa Allah’ın sıfatlarının sonu, başlangıcı ve sınırı yoktur. Yüce Allah’ın varlığının ifadesi olan sıfatlar ikiye ayrılır: Zâtî sıfatlar, Sübûtî sıfatlar.

• Zati Sıfatlar: Bu sıfatlar sadece Allah’a mahsustur. Bunların eksik, sonlu ya da zıtları Allah için düşünülemez.

Vücûd; “var olmak” demektir. Allah vardır. Zıddı olan yokluk Allah hakkında düşünülemez.

Kıdem: “ezeli olmak başlangıcı olmamak” demektir. Allah sonradan meydana gelmiş bir varlık değildir.

Bekâ: “varlığın sonu olmamak, ebedi olmak” demektir. Allah’ın sonu yoktur. Sonu olmak Allah hakkında düşünülemez.

Muhâlefe’tün li’l- havadis: “sonradan olan şeylere benzememek” demektir. Allah sonradan olan şeylerin hiç birisine hiçbir yönden benzemez.

Vahdaniyet: “Allah Tealâ’nın zatında, sıfatlarında bir ve tek olması, eşi ve benzeri ve ortağının bulunmaması demektir.

Kıyâm bi- nefsihî: Varlığı kendinden olmak, var olmak için bir başka varlığa ihtiyaç duymamak” demektir.66

• Sübûtî Sıfatları: Sübûti sıfatlarda Zati sıfatlar gibi Allah’ı tanıtan, Allah hakkında bilgi veren sıfatlardır. Allah’ın yarattıklarında da bu sıfatlardan mevcuttur. Yüce Allah’ta bu sıfatlar sonsuz ve ebedi iken, yaratılanlarda ise sonlu, sınırlı olup, yaratan tarafından takdirine göre verilmiştir. Sübûtî sıfatlar şunlardır:

Hayat; “diri ve canlı olmak” demektir. Allah ezeli ve ebedi bir hayata sahiptir. Zıddı düşünülemez.

Semi’; “işitmek” demektir. Allah her şeyi işitir. Zıddı Allah için düşünülemez. Basar; “görmek” demektir. Allah her şeyi görür. Hiçbir şey Allah’ın görmesinden gizli kalmaz.

İrade; “dilemek” demektir. Allah varlıkların konumlarını, durumlarını ve özelliklerini belirleyen varlıktır. Allah’ın dilediği olur, dilediği olmaz.

66

Kudret;”gücü yetmek” demektir. Allah sonsuz bir güç ve kudret sahibidir. Zıddı Allah hakkında düşünülemez.

Kelâm; “söylemek, konuşmak” demektir. Allah bu sıfatı ile peygamberlerine kitaplar indirmiş, bazı peygamberleri ile de konuşmuştur.

Tekvin; “yaratmak, yok olanı yokluktan varlığa çıkarmak” demektir. Yüce Allah yegâne yaratıcıdır.67

Benzer Belgeler