• Sonuç bulunamadı

4. ÇEPNİ MÜZİĞİ

4.5. Çepni Bölgesi’nde Tanınmış Kemençeciler

4.5.8. Ali Çinkaya

Resim 4. 20. Ali Çinkaya (Duman, 2004)

1953 yılında Şalpazarı’nın Doğancı köyünde doğmuştur. Tamamen dış çevrelere kapalı otantik bir çalma ve söyleme üslubu vardır. En önemli özelliği durmadan uzun süre doğaçlama manilerle gayde çevirebilmesidir. Şalpazarı’ndaki diğer sanatçılar gibi O da fazlaca tanınamamıştır. 1994 yılında vefat eden Ali Çinkaya’nın Harika Plakçılık’tan çıkmış “Ali Çinkaya’dan Karadeniz Türküleri” adlı bir kaseti vardır. Kemençedeki başarısı ve sesindeki akıcılık çok üst düzeydedir.

4.5.9. Diğerleri

Şalpazarı Doruk gelişinden Aluu olarak bilinen Aloğlu Kazım Gül kendine has yorumuyla gaydelere hayat verir. Doğaçlama yeteneği çok gelişmiştir. Bir kaç yıl önce vefat etmiştir. Ağasarlı Süleyman olarak bilinen Şalpazarı-Ağasar’ın Sayvançatak Köyü’nden Süleyman Yaşar günümüzde Şalpazarı bölgesinin yaşayan en önemli kemençecisidir. Otçu göçlerinde ve şenlik alanlarında çaldığı ve söylediği

gaydelerle ayrı bir yeri vardır. Halkayı idare etmekte başarısı dillere destandır. Katip Şadi’yle birlikte Durkaya ekolünün temsilcisi sayılan Şenel Dandin, Görele’de yaşamaktadır. Son dönem kemençecilerdendir. Yine Durkaya ekolünün son temsilcisi diyebileceğimiz İbrahim Kavraz Kâtip Şadi’nin en iyi öğrencim dediği kemençecidir. Tirebolu doğumlu olan Kavraz, İstanbul Ümraniye’de yaşamaktadır.

5. SONUÇ

Doğu Karadeniz Bölgesi tarihi incelendiğinde bölgede birçok egemenlik dönemi olduğu görülmektedir. Bu durum bölgenin etnik yapısında son derece büyük karışmalara neden olmuştur. Bölgenin ilk çağlardaki yerli halkları egemen güçler içerisinde erimiş kaybolmuştur. Bunların bir kısmı Romalılar dönemindeki misyonerlik faaliyetleriyle Hıristiyanlaştırılmış ve daha sonra dinlerinden ötürü Rum kimliği altında yaşamışlardır. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve Yunanistan’la yaptığı mübadele anlaşmasına kadar sorun teşkil etmemiştir ve bu yörenin evlatları olan bu kişiler barış içerisinde binlerce yıl burada yaşamışlardır. Ancak Türkçe’den başka dil bilmeyen veya Doğu Karadeniz şivesiyle karışmış kendine has bir Rumca konuşan bu guruplar Yunanistan’da uyum sorunu yaşamışlardır. Hıristiyanlaştırılan bu topluluklar kendi topraklarından koparılarak acıların en büyüğünü yaşamaya mahkum bırakılmışlardır. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilk halkları olan yerli toplulukların bir çoğu batılılar tarafından bu yolla yok edilmiştir.

Bölgeye giren ilk büyük Türk topluluğu Gürcülerin paralı askerleri olarak Trabzon Rum İmparatorluğu’nun bölgede kurulmasına yardımcı olan ve bunun ardından çeşitli makamlara getirilerek Rum devletinin askeri teşkilatını oluşturan Kıpçak Türkleri’dir. Kıpçak Türkleri Karadeniz kuzey bozkırlarından doğuya doğru Gürcistan’a ve oradan da Doğu Karadeniz’e gelmiş Hıristiyan bir topluluktur. Bizim için önemli olan diğer noktada Kıpçak Türkleri’nin Karadeniz’in kuzey bozkırlarından batıya doğru yaptığı göç hareketi ve Balkanlar’dan Orta Avrupa’ya doğru ilerlemeleridir. Bu iki durumun incelenmesi Doğu Karadeniz Bölgesi ile Trakya, Balkanlar, Macaristan ve tabii ki Karadenizin kuzeyi arasında bir akrabalık bulunduğu sonucunu doğurur. Günümüzde Karadenizin kuzeyinde Moldovya topraklarında bulunan Gagauz Özerk Türk Cumhuriyeti bu akrabalığı gösteren özellikler taşımaktadır. Gagauz Türkleri incelenmiş ve Doğu Karadeniz Bölgesi ile olan akrabalıkları ortaya konulmuştur. Buna göre kemençenin mevcut olduğu ve “horo, horu” denilen halka şeklindeki Doğu Karadenizdeki horon benzeri bir

oyunları bulunduğu tespit edilmiştir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde görülen şive ve halk edebiyatı örneklerine rastlanılmıştır (çocuk=uşak gibi). Kıpçakların ulaştığı Trakya, Balkanlar ve Macaristan bölgesi’nde de kemençe tıpkı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde olduğu gibi yer yer görülmektedir. Makedonya’daki Kumanova adlı Kıpçak Türklerine ait yerleşim yerinde derlenen türkülerinin 5 ve 7 zamanlı usullerde olması, Macarlarla Doğu Karadeniz Bölgesi arasında ortak yer adlarının bulunması gibi konular çalışmamız içinde ele alınmış ve bu akraba özellikler üzerinde durulmuştur. Bu akrabalıklardan yola çıkılarak varılan sonuç Doğu Karadeniz Bölgesi’ne kemençe ve horonun bu yolla geldiğini düşünmemize neden olmaktadır.

Çepniler 1277 yılında ilk defa Sinop’ta görülmelerinin ardından Trabzon’daki Rum Devleti ile mücadeleye girişmiş ve 100 yıl kadar sonra Trabzon’a komşu olmuştur. Bu durum sonucunda da henüz Osmanlı Bölgeye gelmeden ve Rum Devleti yıkılmadan Çepnilerin Rum Devleti ile ilişkiler kurmasına neden olmuştur. Rumların askeri birliklerini oluşturan ve sınır bölgelerinde yaşayan Kıpçaklar ile Çepniler’in bölgede bir şekilde karşılaştıkları sonucu ortaya çıkmaktadır ve bu durum Osmanlı’nın Trabzon’u fethine kadar sürer. Ardından İslam dinine geçsin geçmesin Osmanlı Trabzon’un fethinin ardından Rum olarak gördüğü bu Hırıstiyan Türk topluluğuna herhangi bir baskı yapmamıştır. Zaten daha sonra da Kıpçakların bir çoğu İslamlaşmıştır. Yani bir şekilde tarih içerisinde bu iki gurup yan yana yaşamıştır. Kıpçaklar eriyip bölgede kaybolurken Çepniler ayakta kalmışlardır. Bu durum Kıpçakların kemençe ve horonunu kendileri gibi Türk olan Çepnilere etkileşerek bıraktığını muhtemel kılmaktadır. Ayrıca Çepniler’in İran’ın Horasan bölgesinden gelmiş olduğunu göz önüne alırsak Picken’ın (Picken, 1975) da dediği gibi yeryüzünde lavta türü çalgıların yayla çalındığı ilk yerin Horasan olduğu Çepniler’in yayla çalınan bu tür çalgılara yabancı olmadığını gösterir. Kıpçakların İslamı seçenleri Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki Türk boyları içinde erirken, Hıristiyan olarak yaşayanlar da Rum kimliği altında erimişlerdir ve Kıpçaklar Doğu Karadeniz’de birçok karakteristik özelliğini günümüzde dahi yaşatmasına rağmen tarih sahnesinden çekilmişlerdir. Bu sebeple bu dönem itibariyle erimeyen ve Osmanlı tarafından Trabzon’un fethinde yaptıkları yardımlardan dolayı mükafat olarak önemli görevlere getirilen, toprak sahibi olan ve vergi toplayan Çepniler çok daha fazla güçlenerek Doğu Karadeniz Bölgesi’nde söz sahibi olmaya başlamış,

kemençe ve horonun da o dönemde bölünmemiş parçalar halinde yaşayan tek büyük ve güçlü bir gurubun içinde yaşamasını sağlamışlardır.

Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki bir diğer büyük topluluk da Lazlardır. Böyle olunca bölge tarihi Laz-Çepni mücadeleleriyle geçmiş Trabzon’un doğusu Laz Dağları ve batısı da Çepni Dağları diye adlandırılmıştır. İşte Doğu Karadeniz Bölgesi’nin bizce en önemli sonuçlarını doğurduğu olayı bu dönemde gerçekleşmiştir. Ayanlar dönemi denilen ve bu Laz-Çepni çatışmalarıyla süren bu dönemin ardından batıdan yani Çepniler’den, doğuya yani Laz bölgesine yerleşenler olmuştur. Çalışmamızın içinde de vermiş olduğumuz gibi sırasıyla Sürmene, Of ve Rize’ye sülaleler halinde yerleşen Çepniler görülmektedir. İşte bu Çepniler bölgede kemençenin ve horonun yayılmasına neden olmuşlardır. Tarih boyunca kemençe çalmayan Lazlar bile bu göçün ardından kemençeyle tanışmıştır. İşte bu durum kemençenin icra edilmesinde değişikliklere neden olmuştur. Tanışan ve daha önceden tanışıklığı olan ancak çok yaygın kullanmayan Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki diğer halklar bu çalgıyı kendilerine göre yorumlamış, kendi tarzında çalmıştır. Bu durum Doğu Karadeniz Bölgesi için oldukça doğal bir sonuçtur; çünkü bölgede ortasından bir dere geçen köyde, derenin bir tarafı farklı diğer tarafı farklı şivede, farklı kıyafetlerle karşınıza çıkabilmektedir. Kimisi daha büyük kemençeler yaparak, daha pes akort düzeniyle çalmış, kimisi tulum düzeni diye bir akort sistemi geliştirmiş, kimisi sadece destanlarında, kimisi de sadece kız horonlarında kullanmıştır. Sonuç olarak Çepniler Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki mevcut müziğe bu göçün ardından en azından farklı bir renk ve gözle görülür bir canlılık getirmiştir. Çepnilerin dinsel kimliği çalışmamızda belirtildiği üzere inanışları bölgeye yerleştikleri zamanla sonrası arasında değişkenlik göstermiştir. İşte bu Çepniler Anadolu’nun günümüzde birçok bölgesinde bulunan diğer Çepni toplulukları gibi Alevidirler ve büyük ihtimalle ayanlar devrinde Sünnileşmiş oldukları çalışmamızda izah edilmiştir. Bu topluluk Sünni mezhebine geçse bile hala birçok geleneği Alevi gelenekleriyle örtüşmektedir. Bizce kemençe de bunlardan biridir. Kemençe bu bölgede yaşayan Çepnilerin âşık sazıdır. Trabzon’un doğusuna yapılan göç hareketinden önce veya o dönem itibariyle Sunnileşen Çepnilerin bu bölgede kemençeyi yaymaları bu sebeple daha kolay olmuştur.

Birçok bilim adamımız özellikle müzik araştırmacıları Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki onlarca yörede çalınan söylenen bütün gaydeleri “Karadeniz Müziği” olarak adlandırmakta ve bu bütün üzerinden değerlendirme yapmaktadırlar. Oysa, halk arasında birçok yörede ortak bir müzik anlayışı olmadığı tarafımızca saptanmıştır. Bir Laz ile bir Çepni yan yana geldiğinde birbirinin oyununa ve birbirinin müziğine bir şekilde yabancıdır. Çünkü günümüzde Trabzon’un doğusundaki Çepniler kimlikleri kaybederek diğer Türk boyları ve Lazlar arasında erimişlerdir. Çepnilerin topluluk halinde yaşadıkları bölge Şalpazarı başta olmak üzere Görele ve kısmen Tirebolu’dur. Bir Çepni eğer yöresinin dışına çıkmamış ise Laz’ın horonunu oynadığı tulum çalgısını doğumundan ölümüne kadar kendi bölgesinde belki de hiç görmemektedir. Sonuç olarak günümüzde Doğu Karadeniz Bölgesi bu topluluklar ve bu kendine özgü yorumlamalardan dolayı küçük parçalar halinde düşünülmeli ve bu parçalardan yola çıkılarak bir bütün kurulmalıdır.

Çepnilerin özellikle bölge içerisinde yapmış oldukları bu göç eyleminin üzerinde durulması gerekliliğine inanmakta ve bunun önemini vurgulamaktayız. Bu göçün öncesi, gerçekleşmesi ve doğurduğu sonuçlar gibi konular üzerine yapılabilecek çalışmaların Trabzon’un batısı ve doğusu arasındaki kültürel yapısını aydınlatmada ve günümüzde Doğu Karadeniz Bölgesi müziği denilen bütün içindeki parçaların belirlenerek taşların yerli yerine oturtulmasında fayda sağlayacağını düşünmekteyiz. Bunun yanı sıra bölgede yaşamış ve yaşamakta olan toplulukların da tek tek ele alınıp incelenerek bu bütün içerisinde değerlendirilmesi gerektiğine inanmaktayız.

KAYNAKLAR

A) Kitap

Albayrak, Haşim, 2003, Tarih Boyunca Doğu Karadeniz’de Etnik Yapılanmalar ve

Pontus, Babıâli Kitaplığı, İstanbul. 55, 56, 57, 60, 67, 69, 70, 72, 108, 120, 121.

Atalay, B., 1986, Divanu Lugat-it-Türk Tercümesi III, Ankara. 58.

Berdzenişvili, Nikoloz – Canaşia, Simon, 2000, Gürcüstan Tarihi, nşr. H.

Hayrioğlu, İstanbul. 150.

Bilgin, Mehmet, 2000, Doğu Karadeniz Tarih, Kültür, İnsan, Serander Yayınları,

Trabzon. 98.

Brehier, Louis, 1977, The Life and Death of Byzantium, nşr. M. Vaughan, New

York. 285.

Bryer, A., - Winfield, D., 1985, The Byzantine Monuments and Topography of the

Pontos, Dumbarton Oaks Publications, Washington. 93.

Bryer, Anthony, 1980, The Empire of Trebizond and the Pontos, London. 170. Cihanoğlu, Selim, 2004, Doğu Karadeniz Bölgesinde Oynanan Horonlar,

Karşılamalar, Barlar ve Halaylar, Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, Trabzon. 242, 248, 252, 249, 250, 244, 251.

Çapa, Mesut, - Çiçek, Rahmi, 2004, Yirminci Yüzyıl Başlarında Trabzon’da

Yaşam, Serander Yayınları, Trabzon.

Duman, Mustafa, 2004, Kemençemin Telleri, Trabzon Araştırmaları Merkezi Vakfı,

İstanbul. 41, 43, 44, 74, 83, 84, 96, 97, 141, 185, 140.

Erden, Atilla, - Özhan, M., - Er, P., - Çevik, D., 1999, Gagauz Halk Kültürü,

Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.

Ertaylan, İsmail H., 2001, Trabzon’un Fethi, Trabzon Belediyesi Kültür Yayınları,

Trabzon. 27.

Finlay, George, 1851, The History of Greece and of the Empire of Trebizond,

London. 370.

Gazimihal, Mahmut Ragıb, 1958, Asya ve Anadolu Kaynaklarında Iklığ, Ses ve

Gedikli, Necati, 1999, Bilimselliğin Merceğinde Geleneksel Musikilerimiz ve

Sorunları, İzmir.

Gedikoğlu, Haydar, 1996, Akçaabat, Akçaabat Belediyesi Kültür Yayınları,

Trabzon.

Goloğlu, Mahmut, 2000, Trabzon Tarihi Fetihten Kurtuluşa Kadar, Serander

Yayıncılık, Trabzon. 17, 18, 79.

Gülay, Abdullah, 2001, Ağasar Çepni Kültürü, Geyikli Belediyesi Kültür Yayınları,

Ayyızdız Matbaacılık, İstanbul. 26, 27, 29.

Gündüz, Ali, 2002, Hemşinliler Dil – Tarih – Kültür, Ankara.

Güngör, Harun – Argunşah, Mustafa, 1991, Gagauz Türkleri, Tarih – Dil

Folklor ve Halk Edebiyatı, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara. 10, 6, 37, 38, 31, 162, 63, 95, 374, 375, 154.

Hacıfettahoğlu, İsmail, 2003, Öncesi ve Sonrası ile Trabzon’un Fethi, Trabzon

Belediyesi Kültür Yayınları, Trabzon. 13.

Hahanov, A., 2004, Panaret’in Trabzon Tarihi, Eser Ofset Matbacılık, Trabzon. 5,

38, 11, 12, 13, 17, 18.

Hann, Ildiko Bellér, 1999, Doğu Karadeniz’de Efsane Tarih ve Kültür, Çiviyazıları,

İstanbul.

Işık, Adem, 2001, Antik Kaynaklarda Karadeniz Bölgesi, Türk Tarih Kurumu

Basımevi, Ankara. 130, 92.

İbn-i Bibi, 1996, El Evamirü’l-Ala’iye fi’l-Umuri’l-Ala’iye I-II, nşr. M. Öztürk,

Ankara. 238.

İbnü’l Esir, 1991, El- Kamil fi’t-Tarih, nşr. A. Özaydın, İstanbul. 454. Kafesoğlu, İbrahim, 1988, Türk Milli Kültürü, İstanbul. 179.

Kaşıkçı, Nihat, - Yılmaz, Hasan, 2000, Batum’dan Burgaz’a Karadeniz’in Öte

Yakası, Türk Metal Sendikası Araştırma Bürosu, İstanbul, 190, 195.

Kayaoğlu, İ. G., - Duman, Mustafa, - Şatıroğlu, M.S., 1989, Trabzon Kültür Sanat

Yıllığı 88 – 89, Trabzonlular Kültür ve Yardımlaşma Derneği, İstanbul.

King, Charles, 2004, A History, The Black Sea, Oxford University Press, New

York.

Koçiva, Selma, 1999, Lazona, Lazebura, Dortmund. Kolsa, Mihail, 1995, Türkülar Korolar, Moldova.

Kommena, Anna, 1996, Alexiad, nşr. Umar, B., İstanbul. 261, 247. Köprülü, Fuad, 1925, Oğuz Etnolojisine Dair Tarihi Notlar, Ankara. 306.

Kürenov, Sapar, 1995, Kafkasya Oğuzları veya Türkmenleri, Ötüken Yayınları,

İstanbul.

Lowry, Heath W., 1998, Trabzon Şehrinin İslamlaşma ve Türkleşmesi, Boğaziçi

Üniversitesi Matbaası, İstanbul.

Memiş, Ekrem, 1987, İskitlerin Tarihi, Selçuk Üniversitesi Yayınları, Konya.

Ögel, Bahaeddin, 1987, Türk Kültür Tarihine Giriş, Kültür ve Turizm Bakanlığı

Yayınları, Ankara.

Parmaksızoğlu, İsmet, 2001, Trabzon’un Fethi, Trabzon Belediyesi Kültür

Yayınları, Trabzon. 60.

Picken, Laurence, 1975, Folk Musical Instruments of Turkey, Oxford University

Press, London. 322, 296.

Rasonyi, Laszlo, 1966 – 69, Kuman Özel Adları, 71 – 144, 144 – 145.

Reinhard, Ursula, 2000, The Image of Woman in Turkish Ballad Poetry and Music,

Music and Gender, University of Illınois Press Urbana and Chicago.

Sami, Şemseddin, Kamusul’alam, Cilt 4.

Saygun, A. Adnan, 1976, Béla Bartok’s Folk Music Research in Turkey, Akadémiai

Kiado, Budapest.

Sevim, Ali – Yücel, Yaşar, 1989, Türkiye Tarihi Fetih Selçuklu ve Beylikler

Dönemi, Ankara. 51.

Siharulidze, Yuri – Manvelişvili, A. – Gogebaşvili, J., ..., 2005, Trabzon’dan

Abhazya’ya, Doğu Karadeniz Halklarının Tarih ve Kültürleri, Sorun Yayınları, İstanbul.

Sümer, Faruk, 1992 – A, Tirebolu Tarihi, Tirebolu Kültür ve Yardımlaşma Derneği,

İstanbul. 35, 36, 41, 48, 42, 102, 106, 107.

Sümer, Faruk, 1992 – B, Çepniler, İstanbul. 15.

Şenel, Süleyman, 1994, Trabzon Bölgesi Halk Musikisine Giriş, Anadolu

SanatYayınları, İstanbul. 283, 179, 180, 181, 81.

Şevket, Şakir, 2001, Trabzon Tarihi, Trabzon Belediyesi Kültür Yayınları, Trabzon.

50, 51, 140, 162.

Tellioğlu, İbrahim, 2004, Doğu Karadeniz’de Türkler, Serander Yayınevi, Trabzon.

5, 17, 20, 132, 152, 153, 61, 62, 63, 64, 71, 72, 73, 76, 77, 119, 121, 124, 125.

Texier, Charles – Pullant R.P., 1864, Architecture Byzantine, Londra. 213. Togan, A.Z.V., 1972, Oğuz Destanı, İstanbul. 49, 51.

Tsetskhladze, Gocha R., 1998, The Greek Colonisation Of The Black Sea Area,

Franz Steiner Verlag, Stuttgart.

Vryonis, Speros, 1971, The Decline of Medieval Hellenism in Asia Minor and the

Process of Islamization from the Eleventh through the Fifteen Century, London. 256, 257.

Winfield, David, 1962, A Note on the South-Eastern Borders of the Empire of

Trebizond in the Thirteen Century, AS XII, s. 163 – 172. 165.

Yüksel, Ayhan, 2003, Giresun Tarihi Yazıları, Kitabevi, İstanbul.

Yüksel, Ayhan, 2005, Doğu Karadeniz Araştırmaları, Kitabevi, İstanbul.

Zehiroğlu, Ahmet M., 2000, Antik Çağlarda Doğu Karadeniz, Çiviyazıları, İstanbul. B) Bitirme Çalışmaları ve Süreli Dergiler

Kazancı, Aşkın, 2002, Şalpazarı’nda Yaşayan Çepniler, Bitirme Çalışması, İ.T.Ü.

T.M.D.K. Türk Halk Oyunları Bölümü, İstanbul. 74.

Bakal, Tahir, 1991, Trabzon Ağzı Üzerine Bir İnceleme (Düzköy Ağzı), Bitirme

Çalışması, İ.T.Ü. T.M.D.K. Halk Oyunları Bölümü, İstanbul. 39, 40.

Yalçın, Alemdar, - Uysal, Başak, - Dikeroğlu, Güzzade, 2005, Karadeniz

Çepnileri:3 Şalpazarı ve Gürgentepe, Hacı Bektaş Veli Dergisi, 35, 43 – 46. 45.