• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER 1. Gelişim

2.3. Aile İşlevleri

2.3.2. Aile İşlevlerinin Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Günümüzde özellikle yaşamın ilk yıllarında çocukların gelişim, eğitim ve bakımları konusunda ailenin çok önemli olduğu bilinmektedir. Çünkü çocukların kişiliklerinin oluşumunda ve sağlıklı bir şekilde gelişmelerinde, anne-babanın hem genetik hem de biyolojik özelliklerinin yanında, psikolojik ve sosyolojik özelliklerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Çocukların sağlıklı ya da sağlıksız bir kişilik geliştirmelerinde büyük ölçüde anne-babalarının tutumları ve anne-baba-çocuk arasındaki ilişkilerin etkisi olduğu söylenebilir (7).

Sağlıklı İşlev Gösteren Ailenin Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Çocuğun psikososyal ihtiyaçlarını giderebilmesi ve duygusal yönden sağlıklı bir gelişme gösterebilmesi için temel ihtiyaçlarının sağlıklı bir aile ortamında karşılanması gerekmektedir (7).

Yaşanılan aile içinde sağlıklı aile işlevleri varsa, bu ailede yaşayan kişilerin de ileride sağlıklı bireyler olmaları mümkün olmaktadır (57). Çocuklar sağlıklı ailenin verdiği güven ve sevgi ortamı içinde kendi kişiliklerini keşfedebilmek için farklı deneyimlere girebilme cesareti göstermektedirler. Çocuk, kendi yetenekleri ile öğrenme, keşfetme, hata yapma, heyecanlanma, hayal etme ve karar verme özgürlüğüne sahiptir; çocukların kendilerine özgü bir gelişim izlemelerine izin verilmektedir. Bu tür ailelerde, çocuklar arasındaki bireysel farklılıklar yüksek düzeydedir. Çocuklar başkalarıyla kıyaslanmamakta ve onlara kıyaslamanın doğru olmadığı öğretilmektedir. Aynı ailede büyüyen çocukların birbirlerinden farklı olabilmesi, ailenin çocukları olduğu gibi kabul edebildiğini ve bunu geliştirmek için

çaba harcadıklarını göstermektedir. Her çocuğun bireysel özelliklere sahip olduğu kabul edilmekte ve çocukların kapasite, yetenek, doğal eğitim vb. gibi yönlerden farklılık gösterdiğine inanılmaktadır. Anne-babalar çocuğun görev ve sorumluluklarını yüklenmemekte; çocuğa kendi istediğine kendisinin karar vermesi, bu kararın sorumluluğunu yüklenmesi ve kararının sonuçlarıyla kendisinin baş etmesi gerektiği öğretilmektedir (7, 49).

İletişimi güçlü olan sağlıklı aileler, çocuklarını kendi ilgi alanlarını geliştirmeleri, istek ve ihtiyaçlarını ifade etmeleri ve kişisel amaçlarına ulaşmalarında mücadele etmeleri için çocuklarını cesaretlendirmektedirler (82). Çocuğu olduğu gibi kabullenen, onu destekleyip cesaretlendiren aile bireyleri, çocuğun benlik saygısının temelini oluşturmaktadır (49). Ailesi tarafından desteklenen ve yetenekleri doğrultusunda cesaretlendirilen çocukların ilerde başarılı yetişkinler olma ihtimalleri daha fazla olmaktadır (78).

Sağlıklı aile içinde yetişen bireyler, büyüme ve gelişme dönemlerinde hem bireysel kimliklerini geliştirmekte hem de aileye bağlı kalarak kendini gerçekleştirecek becerileri sürdürmektedirler. Bu aileler sadece para, yiyecek, giysi gibi ihtiyaçlar için değil aynı zamanda sevgi, şefkat, sosyalleşme gibi ihtiyaçlar için de birbirlerine bağlı olmaktadırlar. Aile, kendi üyelerine değer vermekte, bu sayede aile üyelerinin benlik saygılarını olumlu yönde geliştirmekte ve bireylerin psikososyal yönden olumlu bir şekilde gelişmesini sağlayan temel bir bağ oluşturmaktadır (49, 67, 69, 83).

Çocuklara en sağlıklı iletişimin açıklık ve doğruluk olduğu, doğru olarak anlamak için de doğru ve etkin bir şekilde dinlemek gerektiği öğretilmektedir. Çocuğun kendine özgü algılayışının olduğu bilinmekte ve bu sayede düşüncesini özgürce ifade etmesine imkan sağlanmaktadır. Aileyi ilgilendiren her konuda çocuklara yaşlarına ve gelişim düzeylerine uygun kavrayabilecekleri sözcüklerle bilgi verilmekte ve çocukların da fikirlerinin alınmasına özen gösterilmektedir (7, 49).

Sağlıklı aileler; çevrelerinde ve dünyada olanlar hakkında çocuklarını bilgilendirmekte ve onlara rehber olmaktadırlar. Çocukların ilgi ve yeteneklerinin gelişimi için onları cesaretlendirmekte, teşvik etmekte ve bu sayede yaratıcı, üretken, gerçekçi ve başarılı bireyler olmalarına katkıda bulunmaktadırlar (69).

Sağlıksız İşlev Gösteren Ailenin Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkileri Sağlıksız ailede farklı egolara sahip, birbirleri ile anlaşamayan, aralarında sağlıklı bir iletişim ve etkileşim olmayan eşler bulunmaktadır. Eşler arasındaki bu uyumsuzluklar ve işlevsel bozukluklar çocukların sosyal ve duygusal gelişimleri başta olmak üzere çeşitli gelişimsel ve davranışsal problemlere neden olabilmektedir (7, 76).

Anne babanın anlaşamadığı ve sağlıksız bir aile ortamında büyüyen çocuklar, akranlarına göre daha uyumsuz davranışlar göstermektedirler. Bu durum; çocukların utangaçlık, güvensizlik, aşağılık gibi duygular geliştirmesine neden olmakta; ya da kavgacılık, saldırganlık, itaatsizlik, düşmanlık gibi anti-sosyal davranışlar ortaya çıkarmaktadır. Aile içinde sağlıklı bir şekilde uyum göstermeyi öğrenemeyen çocuk, karşılaştığı sorunlarla baş edebilmeyi öğrenemeyeceğinden dolayı hem davranışsal hem de duygusal sorunlar yaşaması daha muhtemel olmaktadır. Dolayısıyla bu sorunlar da, anne-baba-çocuk arasındaki ilişkiyi olumsuz etkilemekte ve bu niteliksiz iletişim de çocukların uyum sorunlarının artmasına yol açarak gelişimlerini etkileyebilmektedir (74, 84).

Ailedeki bazı üyeler sadece bir çocuğu en iyi olarak kabul etmektedir. Bu durum anne veya babada farklı yaşanabilmektedir. Anne için oğlu ya da baba için kızı en iyi çocuk olabilmektedir (76). Ebeveynlerin bu şekilde çocukları kıyaslaması bu ailelerde koşullu sevgi varlığını göstermektedir. Koşullu sevgi ortamında büyüyen bir çocuk, karşı tarafın istediğini yaptığı zaman onu seveceğini ve ona maddi veya manevi olarak karşılık vereceğini öğrendiğinden dolayı çocuk ilerde ters bir bağımlılık içine girmekte ve düşman merkezli olmaya yönelmektedir. Bu tür kişilerde kendi haklarını savunmak ve bir birey olarak var olduklarını gösterebilmek yaşamlarının en önemli odak noktasını oluşturmaktadır (7).

Sağlıksız aile ortamında çocuğun dünyayı keşfetmesi, çevresiyle iletişim kurarak potansiyelini kullanmaya çalışması, yeteneklerinin, kişisel yönelimlerinin farkına varması, bunları geliştirmesi ve özgüven duygusunun gelişmesi önemsenmemekte, anne-babanın isteklerine koşulsuz bir şekilde itaat etmesi sağlanarak kişilik geliştirmesine izin verilmemektedir. Bu sağlıksız davranışların sonucu olarak da çocuklar kendi yaşamlarının sorumluluğunu almamakta, bu

sorumlulukları anne-babaya bırakmayı öğrenmekte ve bu yüzden yaşamını yönetmede yetersiz kalmaktadır (7, 49).

Suçlu hissettirilerek, utandırılarak, korkutularak, küçümsenerek eğitilen çocuklar, çekingen, alıngan, beceriksiz ve ürkek olmakta; kendilerini başkalarına beğendirmek için çabalamakta; nefret ve saldırganlık duyguları baskın olmaktadır. Çocukların ait olmak, bağımlılık, bireysellik, bağımsızlık ve özerklik gibi duyguları tehlikeye girmektedir. Yeterince ilgi ve şefkat gösterilmeyen çocuklar ise uyumsuz, suç işlemeye ve çeşitli kişilik bozukluklarına yatkın olmaktadırlar. Kısacası sağlıksız bir aile ortamında yetişen çocuklar bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden normal bir gelişim gösterememektedirler. Kendileri de yetişkin oldukları zaman, sağlıksız bir aile ortamında yetiştikleri için çocuklarına da böyle bir ortam oluşturmaktadırlar (7).

2.4. Yaşam Doyumu

İnsanlar, yaşamın her alanında ilişki kurmakta ve hayatı anlamlandırırken de hem iş yaşamında hem de ev yaşamında mutlu olmayı ve hayatlarından doyum sağlamaya çalışmaktadırlar. Bireyler için bu kadar önemli olan bu kavram yaşam doyumu olarak tanımlanmaktadır.

Bu bölümde öznel iyi oluş, yaşam doyumu, yaşam doyumunu etkileyen faktörler ve ebeveynlerin yaşam doyumunun çocuk gelişimi üzerine etkilerinden bahsedilecektir.