• Sonuç bulunamadı

Aile Ġçerisinde Çerkes Kültürünün Devamlılık Durumu

4.3. Aile Ġçi Kültür Devamlılığına Göre Değerlendirmeler

4.3.2. Aile Ġçerisinde Çerkes Kültürünün Devamlılık Durumu

Modernleşmeyle birlikte toplumlarda öz kültürlerinin gerekliliği olan geleneklerinden kopmalar meydana gelmiştir. Artık neredeyse hiçbir birey geleneklerini devam ettirmek konusunda bir gayret göstermemekte, tekdüze yaşam

105 stiline kendini kaptırmaya başlamaktadır. Kültürlerin, gelenek ve göreneklerin devam edebilmesi için bilinçli bireylerin varlığına ihtiyaç vardır. Bu konuya özen göstermeyen birey sayısı ne kadar çok olsa da, kültürlerini yaşatmak adına her türlü ortamı hazırlayan bireylerin varlığından bahsetmek de mümkündür.

Görüşme grubundaki kadınlara aile içerisinde Çerkes kültürünün devam edip etmediği ve devam etmesi için ne gibi yöntemler izledikleri sorulduğunda genellikle kültürün ev içerisinde her zaman hakim olduğu bu yüzden çocukların da bu ortamda doğal yollarla kültüre hakim yetiştirildiği cevabını aldık. Görüşme grubundaki kadınlardan 1‟i, çocuklarına saygıyı, hürmeti öğretirken bunu Çerkesliğe bağlamadıklarını, bu yüzden kültürü çocuklara aşılamak gibi bir gayretlerinin olmadığını belirtmiştir. Buna sebep olarak da eski Çerkes geleneklerinin günümüzde çok fazla yaşatılamadığını göstermiştir. Kendi çabalarının da bu duruma yetersiz kaldığını ve bunun eksikliğini hissettiğini belirtmiştir. Bu da kültürün yaşatılmasında ailenin gayretinin önemini ispatlar niteliktedir. Görüşme grubundaki kadınlardan 1 diğeri de aile içerisinde kültürün hakim olduğunu fakat çevrede çok fazla Çerkes bulunmadığından dolayı bunun sınırlı olduğunu vurgulamıştır. Çevresel faktörlerin kültürün yaşatılması konusundaki etkisinin öneminden bahsetmiştir. Fakat her şeye rağmen kültürden uzaklaşmadıklarını, saygı temelli bir yetiştirme tarzlarının olduğunu belirtmiştir.

Görüşme grubundaki kadınların büyük bir kısmı aile içerisinde büyüklere saygıyla başlayan, anadili konuşmakla devam eden bir tutum sergilediklerini, çocuklarına kültürlerini bu şekilde aktarmaya çalıştıklarını belirtmişlerdir. Kendi deneyimlerini, öğrendiklerini çocuklarına anlattıklarından bahsetmişlerdir. Görüşme grubundaki evli olmayan ve evli olup çocuk yetiştirmemiş olan kadınların verdiği cevaplarda da, özellikle annelerin kültürlerini öğrenmelerinde en etkili kişi olduğu görülmüştür. Annelerinin anlattıkları deneyimlerin ve hikayelerin, kendi hayatlarını şekillendirmelerinde önemli bir rol oynadığını belirtmişlerdir. Görüşme grubundaki kadınlardan 1‟i henüz yetiştirmekte olduğu 3 yaşındaki kızına kültürünü tanıması için onu Çerkes müzikleriyle tanıştırdıklarını belirtmiş, ona bu şekilde ilgisini çekebileceği türden girişimlerde bulunduklarını ifade etmiştir. Görüşme grubundaki kadınların verdikleri cevaplardan birkaç tanesi aşağıda belirtilmiştir:

106

“Ben özellikle Çerkes kültürünü bilmeleri için Çerkesce konuşmaya özen gösterdim. Büyük oğlum özellikle çok iyi bilir Çerkesceyi. İkinci evliliğim Çerkes biriyle olmadı. Bu yüzden Çerkesce dilini özellikle kullandım çocuklarımla iletişimimde ve onlara sürekli kültürümüzde neler olur anlattım. Benim bu çabalarımla öğrendi çocuklarım kültürü. Anneannemden, annemden anılarımı onlara sürekli anlattım…” (87)

“Bizim Çerkeslikle bağlantımızda en büyük çaba annemindi. Akraba ilişkileri vs. bunlarla ilgili, ilişkileri unutmamak adına, Çerkesliği unutmamamız adına, en yoğun alaka anneme aitti. Bir de kişisel olarak da annem buna özen gösterirdi.

Çünkü hep anlattığı gibi „Nokhnane‟ dediği bilge bir anneannenin yanında yetişmiş… Yani o Nokhnane‟den itibaren, büyük anneanneden itibaren, anneannem, annem, teyzelerim, ben, kuzenlerim, Nokhnane‟den gelen o şeyi yaşatmak adına çabaladık. Onlardan gelen terbiyeyle çabaladık. Ve hala bugün de devam eden Çerkeslik kültürü var. Ben adına „Nokhnane Kültürü‟ diyorum. Yani Çerkes kültüründen öte bir Nokhnane kültürümüz var bizim. Bizi daha fazla Çerkesliğe bağlayan bu bilge kadının kültürüydü. Bu da herkese nasip olmayacak türden bir şey, özel bir şey. Öyle düşünüyorum…”

“Benim hareketlerimi örnek alacaklarını bildiğim için en çok kendi hareketlerime dikkat ettim. Yapılması gerekenleri düzgün bir şekilde yaptım.

Büyükler geldiğinde ayağa kalkmaya, bütün nezaket kurallarına çok dikkat ettim.

Komşu hakları, bütün yakınlarımın kişilik hakları, nezaket içerikli her şeye dikkat ettim.”

“Çok fazla değil aslında. Böyle sadece oyunlarını öğretmeye çalışıyoruz. Dil öğretmeye çalışmıyoruz mesela… Mesela saygıyla ilgili bir durum olduğunda ya da öyle bir sohbet geçtiğinde bunu Çerkeslere dayatmıyoruz aslında çok fazla. Ama şunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Yani bizim ailelerimizden gelen sevgi ve hürmet var. Büyüklere ve küçüklere karşı saygı var. O devam ediyor bence. O yönde bir sıkıntımız yok. Bunlar özümüzde ve ruhumuzda var. Ama biz bazen kendi hayat şartlarımızla ve kendi kişilik özelliklerimizle bunu lekeleyebiliyoruz.” (34)

Verilen cevaplardan hareketle, kadınlar çocuklarına kültürlerini aktarırken, çocuklarının kendilerini gözlemleyeceğinin, örnek alacaklarının bilincinde davranışlarda bulunduklarını söylemek mümkündür. Genel olarak kendi

107 deneyimlerini ve büyüklerinden dinledikleri hikayeleri çocuklarına aktararak bir yol izlemiş olan kadınlar bu konuda başarı sağlamışlar ve Çerkes kültürünü nesilden nesile aktarmayı başarmışlardır. Çocuklar üzerinde bu yöntemlerin etkilerine bakıldığında özellikle hikayelerin önemli bir rol izlediği tespit edilmiştir.

Saygı unsurunun da etkisi göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Küçük yaşlardan itibaren saygı bilinci kazandırılan görüşme grubundaki kadınlar, bir Çerkes gibi yaşamayı kendilerine doğuştan kazandırıldığını ifade etmişlerdir. Görüşme grubunda, ev içerisinde kültürü yaşatmak adına herhangi bir gayrette bulunmadığını belirten kadınlarımızın da aslında bu durumdan dolayı kendilerini kötü hissettiklerini, bunun eksikliğini yaşadıklarını ifade edebiliriz. Onların da çocuklarını derneklere yönlendirerek, Çerkes topluluklarına dahil ederek kültür bilinci kazanmalarına yardımcı olmak istedikleri tespit edilmiştir. Bu örnekle de Çerkes topluluklarının ve derneklerinin de kültürün yaşatılması için önemli bir rolünün olduğunu söylemek mümkündür.

4.3.3. GörüĢme Grubundaki Kadınların Anadillerini(Çerkesce) KonuĢma