• Sonuç bulunamadı

1.3 Kelime Hazinesi Gelişimini Etkileyen Kanallar

1.3.1 Aile çevresi

Anne ve babanın çocukla erken dönemlerden başlayarak kurdukları iletişim sayesinde çocuk ilk sözcüklerini öğrenir. Söz varlığının temelleri aile çevresinde atılır ve aile çevresi dilsel etkileşimin en yoğun olduğu kanaldır. Özellikle annenin sözel uyaranlarının zengin olması çocuğun dil gelişimini olumlu etkiler.

Sosyal öğrenme kuramına göre ise dil ediniminde çocuğun ana, baba, öğretmen ve yakın çevresiyle etkileşimi çok önemlidir. Çocuklar doğumundan başlayarak büyük bir iştahla merak eder ve her şey hakkında soru sorarlar. Dünyayı anlamlandırmak için sorulan bu soruların cevapları aynı zamanda çocuğun özel kelime hazinesinin yapı taşlarını oluşturur. Bu sebeple ailenin çocukla iletişimi oldukça önem kazanır. Çocuklarda sağlıklı bir dil gelişimi sağlamak için özellikle öğretmenler ve ana babalar, çocukların ilgi, merak ve soruşturmaları karşısında duyarlı olmak durumundadırlar.

Çocuk aile ortamında edindiği ilk sözcükleri ilerleyen zamanlarda özellikle bilim ve kültüre dayalı olarak okul ortamında zenginleştirir; fakat sözcük edinimi hiçbir zaman aileden bağını koparmaz. “Çocuğun kaç sözcük öğreneceği ailesine ve çevresine bağlıdır.Köylürençber çocuğunun öğrendiği sözcüklerin, büyük şehirlerde

yüksek kazançlı bir aydın çocuğunkinden çok az olacağı açıktır” (Göğüş, 1978, p.23).

1.3.2 Arkadaş çevresi

Çocuğun kelime hazinesine etki eden kanallardan biri de arkadaş çevresidir. Arkadaş çevresi aynı zamanda akran öğrenmelerin en yoğun yaşandığı ortamdır. Çocuk yaşı ilerledikçe çoğunlukla akranları ile arkadaşlık kurmaya ve aileden uzaklaşmaya başlar. Özellikle ergenlik döneminde en yoğun iletişime geçtiği ve zaman geçirdiği çevre arkadaş çevresi olmaya başlar. Arkadaş çevresi aynı zamanda ilgi ve alışkanlıkların da oluşturulduğu çevredir. “Çocuk, yaşı ilerleyip kendi ailesinden ve sokağından çıkıp başka çevrelerle ilgi kurdukça, değişik varlıklar görerek, alışkanlıklar edinerek, eylemler yaşayarak birçok yeni sözcük kazanmaktadır” (Göğüş, 1978, p. 362).

Arkadaşlar arasındaki etkileşim kelime hazinelerinin arttırılmasının yanında sosyal gelişim açısından da önemlidir. Özbay (2010, p.103), bu duruma “Arkadaş çevresi, birbirini Türkçeyi güzel kullanmaya teşvik ederler, kitap alışverişi yaparak estetik zevk ve bilinç kazanılmasında yardımcı olurlar. Birbirlerine anlattıkları hikayeler, masallar, söyledikleri şarkılar sözlü anlatım becerilerine katkısı olduğu gibi arkadaş etkileşimi kelime hazinelerinin artmasına faydalı olur” ifadeleri ile dikkat çekmektedir.

1.3.3 Öğretmen/öğretmenler

Farklı aile ve çevrede yetişen öğrencilerin ortak paydada buluştukları alan ise okullardır. “Okullar, bireyler ve onların gelecekleri üzerinde etkili olan toplumsal kurumlardır” (Bloom, 2012, p.216). Okullarda yapılan öğretimde kelime hazinesini geliştirme çalışmaları öğretmenlerin rehberliğinde yapılmaktadır. Bu sebeple öğretmen/öğretmenler, çocuğun kelime hazinesinin gelişmesini etkileyen önemli bir kanaldır.Dil sevgisi ve bilinci kazandırmada ve Türkçeyi iyi kullanan bireyler yetiştirmede öğretmenlerin katkısı yadsınamaz. Öğretmenler kelime öğretimine işlerlik kazandırmanın yanında öğrencilere dil sevgisi ve bilinci kazandırmada rol model olmaktadır. Öğrenci öğretmenin konuşmasında kullandığı kelimeleri model alır vebenimser. Öğretmenin bu anlamda öğrencilere derslerde kitapların dışında kendi birikiminde var olan kelime hazinesinden sunduğu hikaye, masal okuduğu kitaplardan edindiği anektotlar öğrencilerin kelime hazinesine de doğrudan

yansımaktadır. Aynı zamanda ikileme, deyim ve atasözü gibi diğer söz varlığı unsurlarının öğretmen-öğrenci iletişimine taşınması da öğrencide bu unsurları benimseme ve kullanma isteğinin artmasını sağlar. Öğretmenlerin bu bağlamda kendilerini sürekli yenilemeleri ve donanımlarını arttırmaları hayati önem taşır. Öğretmenler aynı zamanda okullarda planlanan kelime hazinesinin gelişimini yönetir. Okullarda öğrencinin gelişim özelliklerini dikkate alan iyi hazırlanmış programlar ile bu programları etkili olarak uygulama imkanı sunan kılavuz kitaplarına işlerlik kazandırmak öğretmenin görevidir. Ders kitaplarında kelime öğretimine yönelik etkinliklere can veren ise öğretmenlerin sahip olduğu beceriler ve özverili çalışmalarıdır. Kelime öğretimi aynı zamanda beceri işidir. “Beceri,mümkün olduğu kadar çok araç gereç kullanmakla sağlanabilir. Dilini doğru kullanan, dil sevgisi ve bilinci gelişmiş bireyler yetiştirmede olabildiğince çok araç gereç kullanılmalı bu araçlardaki dil ve anlatımının da kusursuz olmasına özen gösterilmelidir” (Özbay, 2010, p.98). Öğretmenlerin bu konuda sahip olduğu bilgi ve beceriler etkili kelime öğretiminin gerçekleşmesine de katkı sağlayacaktır.

1.3.4 İletişim araçları

Günümüz bilgi ve teknoloji çağıdır. Artık her evde teknolojik araç ve gereçler kullanılmakta ve hayatımızda önemli bir yer tutmaktadır. Her evde en az bir televizyon bulunurken bilgisayar, cep telefonları tabletler ve internet kullanımı giderek yaygınlaşarak insanların erişimine sunulmaktadır. “Çocuklar genellikle, erken yaşlardan itibaren televizyon ve yanı sıra bilgisayarla tanışmakta, haşır neşir olmaktadır. Dolayısıyla, görsellerin etkisinde kalan çocuk, pek çok şeyi görsellik içine yerleştirmekte, iletişimi bile bu teknolojik görsellik içerisine yerleştirmektedir. Bu durum bilgisayarda yazışarak iletişim, bilgisayar oyunları, iletilerin karşılıklı olarak aktarımı, televizyonda izlediği şeylerin doğru mu yanlış mı olduğunu düşünmeksizin kabullenilmesi vb. şeklinde karşımıza çıkmaktadır” (Kocasavaş, 2010, p. 156). Çocuğun çevresi ve dünya ile kurduğu iletişimde kitle iletişim araçları aynı zamanda güçlü bir öğrenme aracıdır. Çocuk, TV reklamlarında ve internette görsel ve işitsel olarak dilsel unsurlarla karşılaşmakta ve bilinçaltına yerleştirmektedir. Çocuğun söz varlığı oluşumunda bilinçaltına yerleşen bu unsurlar etkin rol almakta ve dil becerilerine yansımaktadır. Özellikle küçük yaşlardaki çocukların kitle iletişim araçlarını kullanma saatlerinin ebeveynler ve eğitimciler

tarafından bilinçli bir şekilde düzenlenmesi ve çocuğun yaşına uygun yayınlarla etkileşmesi dil gelişiminine de olumlu katkılar sağlayacaktır.

1.3.5 Okuma materyalleri

Kişinin kelime hazinesini etkileyen kitap/ders kitapları; dergi, gazete gibi yayınlar; roman, hikaye, şiir, deneme, makale vb. yazılar ilk akla gelen okuma materyalleridir. Öğrencilerin kelime dağarcığı bu okuma materyalleri sayesinde büyük ölçüde gelişir. Okuma materyalleri insanın kelime dağarcığını şekillendiren en etkin unsurlardan biridir. Okuma materyallerinde yeni kelimelerin öğrenilmesinde gösterilen kişisel çabalar kelime hazinesinin gelişmesinin yanı sıra kişinin sahip olduğu dil yeteneği karakterinin de sınırlarını çizer. Bu aşamada kişinin okuma alışkanlığı önem kazanmaktadır. “Kitap okuma alışkanlığının gelişmemesi, kelime dağarcığının gittikçe kısırlaşmasına sebep olur. Kelime dağarcığı kısır olan insan, okuduğunu anlamada ve anlatmakta güçlük çeker. Okunan metinde tanınan sözcükler arttıkça, satırlar üzerinde yapılan duraklama ve sıçramalar arasındaki süre azalır, böylece okuma hızı artar. Okuma becerisi, gözün sözcük gruplarına alışık olmasına bağlı olarak gelişir” (Aydın, 2011, p.63). Kişi ne kadar çok okursa o kadar çok kelime bilir. Okuma materyallerinde kelime öğrenme ise birçok okuma yapma ve kelimeye tekrar tekrar maruz kalma sayesinde gerçekleşebilir.

Kelime bilgisinin zenginliği ile okuma başarısının yüksekliği arasında olumlu bir ilişki vardır.Öğrencinin okuduğu metinde anlamını bildiği kelimelere aşina olması metni anlamasına ve aynı zamanda okuma hızına da etki etmektedir. Kelime öğretim sürecinde, kazandırılan becerilerin geliştirilmesi ve bu süreçte çocuğun okuma başarısında etkili olan faktörlerin analiz edilmesi öğrencinin okuma başarısını da arttıracaktır.Bu noktada anne-baba ve öğretmenlerin kitap seçiminde çocuğun bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurmaları önem kazanır. Okuma materyallerinin çocuğun ilgisini çekecek nitelikte ve çeşitte olması okuma sevgisi ve alışkanlığının kazandırılmasında önemlidir. Bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulmadan yapılan seçimlerde çocuk okuma yapmak istemeyebilir ve okuma zevki oluşturulması gerekirken okuma yapmak işkence haline gelebilir.

Çocuklar dergiler, hikaye, masal kitapları gibi edebi ürünlerin yanında okullarda ders kitapları ile etkileşim içinde bulunurlar. Ders kitabı bir öğretim programını temel alarak hazırlanan, bilgi ve beceri kazanımlarını hedefleyen yazılı materyaldir. Ders

kitabı sayesinde eğitimin amaçlarını gerçekleştirmek üzere öğrencinin öğrenme yaşantılarına yön verilebilir. “Türkçe ders kitapları Türk kültür, dil, inanış ve yaşayışını yansıtır, söz varlığına katkı sağlar. Aynı zamanda bu kitaplar metinler aracılığıyla temel öğrenme alanlarından okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerilerinin geliştirilerek dili edinmesini ve doğru bir şekilde kullanmasında önemlidir. Ayrıca ders kitaplarında kullanılan dil, hem metinlerde, hem işlenişte hem de bilgilendirme ve uygulama sürecinde o sınıfın dil düzeyiyle uyumlu olmak zorundadır. Bunun için de özellikle her sınıf düzeyinde kaç sözcüğün öğretileceği liste biçiminde belirlenir” (Çotuksöken, 2002, p.23).

Edebi ürünler ve ders kitaplarının tümü ilkokulun ilk yılları ile birlikte, çocukların dil becerilerinin geliştirilmesinde etkin rol oynar. Çocuklar anadilinin kurallarını sezinleyerek uygularken bir yandan da söz varlığının büyük bir kısmını bu kitaplarda gördükleri unsurlar sayesinde edinirler. Çocuklara hitap eden bu edebi ürünlerin dil ve anlatım bağlamında bazı temel ilkelere dayandırılması gerekir.

Sever’e (2013, p.93 ) göre bu ilkeler özetlemeli bir yaklaşımla şöyle sıralanabilir:  -Çocuk kitaplarındaki anlatım; duru içten ve yalın cümlelerle

yapılandırılmalıdır.

 -Sanatçıların yeniden kurguladıkları yaşam durumları, çocukların duyu algılarını devindirmelidir.

 -Türkçenin söz varlığı, anlatım gücü ve İnceliği, gelişim evlerine uygun olarak çocuklara sezdirilmelidir.

 -Kitaplardaki anlatım Türkçe sözcüklerle kurulmalı; anlatımda eskimiş, yıpranmış ve yabancı sözcükler yeğlenmemelidir.

 -Çocukların kavramsal gelişimini gözeten bir anlayışla, anlatım; yazar- okur iletişiminde ortak anlamlar yaratabilecek bir paydaya oturtulmalıdır.  -Kitaplar, çocukların anadilinin kuralını kavrama ve doğru

uygulamalarında öykündükleri birer araçtır. Bu nedenle, anlatımda dil estetiği bakımından bozuk cümleler bulunmamalıdır. Özelikleri yazım kurallarını uyulması ve noktalama işaretlerinin yerli yerinde kullanılması bakımından özenli davranılmalıdır.

Kitapların yanında çocuk dergileri de çocuk kültürüne, edebiyatına katkı sağlayan yayınlar arasındadır. “Süreli yayınların gazete dışındaki en önemli türü olan dergiler, çocukların okuma alanındaki bireysel ihtiyaç ve ilgilerini karşılar. Çocuk dergileri,

dilin görsel unsurlarla da desteklenmesiyle çocuklar tarafından ilgi çekici bir hale gelmesini sağlar” (Özbay, 2010, p.100).

1.4 Kelime Öğretimi

Dil bilincinin gelişmesine katkı sağlayan etkinliklerden biri de kelime öğretimi etkinlikleridir. Kelime öğrenme ile okuma, yazma, dinleme ve konuşma becerilerinin öğretimi iç içe geçmektedir. Dil becerileri geliştirilirken kelime dağarcığı da gelişmekte ve zengin bir kelime dağarcığının olumlu etkileri de paralel olarak kişinin dil becerilerinde yetkinlik kazanmasına yol açmaktadır.

Öğrenciler okuma ve dinleme etkinliklerinde bilmedikleri kelimelerle karşılaşabilir. Bu durumda öğrenci anlamadan okuma ve dinleme yapmaya başlar. Öğrencinin zihninde kelime anlamadan geçen süre okumada sesletime, dinlemede ise anlamsız ifadelere dönüşür. Anlamadan yapılan etkinlikler öğrenci davranışlarında bıkkınlık ve ilgi dağınıklığı olarak kendini gösterir. Bu doğrultuda dil becerilerini anlamlandırma faaliyetlerinde kelime öğrenme değer kazanmaktadır. Aynı zamanda öğrenci ne kadar çok okuma ve dinleme etkinliği yaparsa o kadar çok kelime öğrenir. “Bir kelimeyi yalnızca bir defa metin içinde okuyarak veya okuduktan sonra sözlüğe bakarak öğrenmek mümkün değildir. Bir kelimenin söz dağarcığına kazandırılabilmesi için yaklaşık 20 kez tekrar edilmesi gerekir. Bu da okunan kelimenin, içinde geçtiği cümlenin veya kendisinin ezberden 20 kez dille tekrarıyla değil,farklı metinlerde geçtiğinde anlayarak okunmak suretiyle olacaktır” (Çeçen, 2002, p.22). Öğrencilerin genelde söz varlığının özelde ise kelime hazinelerinin geliştirilmesinde bazı esasların belirlenmesi gerekir. Karadağ (2013, pp. 75-83), kelime öğretim esaslarını şu şekilde sıralamıştır:

1. Kelime öğretiminde dilin en çok kullanılan kelimelerine öncelik verilmelidir.

2. Yaş düzeylerine göre öğrencilerin kelime hazinesinin tespit edilmesi, öğrencilere hangi kelimelerin öğretileceği sorusunun en önemli cevaplarındandır.

3. Öğretilmesi gereken kelimelerle, öğrencilerin sahip olduğu kelimeler arasında anlam ilişkileri kurulmalıdır.

4. Kelime öğretimi sürecinde kelime hazinesinin genişlik, derinlik ve ağırlık bakımından geliştirilmesi hedeflenmelidir.

5. Yeni öğrenilen kelimeler, konuşma ve yazma becerileri aracılığı ile üretici kelime hazinesine dâhil edilmelidir.

6. Kelimelerin söyleniş özellikleri öğretilmelidir. 7. Kelimelerin yazım özellikleri öğretilmelidir. 8. Hedef kelimeler bağlam aracılığı ile öğretilmelidir.

9. Türkçe kelimelerin öğretiminde, kelimelerin kökteşlik özelliğinden yararlanılmalıdır.

10. Kelime öğretiminde öğrencilere kelime öğrenme stratejileri kazandırılmalıdır.

Kelime öğrenmenin yanında öğrenilen kelimeyi unutmamak ve işler hale getirmek de önemlidir. Öğrenilen kelime yazma ve konuşma etkinlikleri ile desteklenerek üretici kelime hazinesine aktarılmalıdır. Kelime öğretiminde kalıcı öğrenmelerin sağlanması ise tekrar etkinlikleri ile olur. Öğrenci yeni öğrendiği kelimeyi farklı bir yerde görmediği ve kullanmadığı sürece kelimeyi unutur. Tekrar etkinlikleri ile pekiştirilen kelime anlamları üretici kelime hazinesinde kullanıma hazır hale gelir.