1. TIMAR SİSTEMİ VE DİVÂN-I HÜMÂYÛN’DA TUTULAN DEFTERLER
1.2. DİVÂN-I HÜMÂYÛN’DA TUTULAN DEFTERLER
1.2.5. Mühimme, Şikâyet ve Ahkâm Defterleri
1.2.6.3. Ahkâm defterlerinin Önemi ve Sağladığı Faydalar
1.2.6.3. Ahkâm Defterlerinin Önemi ve Sağladığı Faydalar
Doğrudan halkın şikâyetlerine ve bu şikâyetlere getirilen çözümler
doğrultusunda hazırlanmış olan ahkâm defterleri, yangın ve çeşitli sebeplerle muhafaza
edilemediği için günümüze kadar ulaşamayan şerʻiyye sicilleri için birer alternatif
olarak karşımıza çıkmaktadır
133. Bu defter grubu iktisat tarihi ve hukuk gibi alanlarda
çalışma yapacak araştırmacılar için kıymetli birer araştırma kaynağıdır. Bugün varlığını
devam ettiremeyen bazı fiziki yapıların yer tespiti, halkın ne türden sorunlarının
bulunduğu ve bunlara ne gibi çözümler getirildiğinin tespiti hususunda faydalı
olmaktadır
134.
Ahkâm defterleri aynı zamanda sosyal açıdan da bize kıymetli veriler
sunmaktadır. Örneğin, bir defterde geçen hükümde şikâyetçi, şikâyet edilen veya hükme
konu olan kişilerin lakaplarının ifade edildiği olmuştur. Bu durumda fiziksel özelliklere
göre mi, memleketlere göre mi, yoksa başka bir etkene göre mi lakapların kullanıldığı
konusunda fikir sahibi olabilmekteyiz. “Köle Mehmed”
135, “Çubukçu Mustafa”
136,
“Tırnakçı Süleyman”
137, “Kara Hasan, Kova Hasan, Kadın Ali”
138, “Kör Halil
139,
Dokuzlu Torun Osman”
140gibi.
Tezimizin konusunu tımar sistemine ilişkin hükümler teşkil ettiği için genel
129
M.Tayyib Gökbilgin, Osmanlı Paleografya ve Diplomatik İlmi, 2. Baskı, Enderun Kitabevi, İstanbul 1992, s.44.
130
Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı, İstanbul 1994, s.61. 131 Gökbilgin, a.g.e., s.44. 132 Gökbilgin, a.g.e., s.46. 133 Şimşir, a.g.m., s.363. 134 Şimşir, a.g.m., s.363. 135 BOA. SAD 11, 15/1. 136 BOA. SAD 11, 96/3. 137 BOA. SAD 11, 105/1. 138 BOA. SAD 11, 115/3. 139 BOA. SAD 11, 116/2. 140 BOA. SAD 11, 120/ 4.
olarak benzer tipteki davalar üzerinde yoğunlaşılmıştır. Ancak ahkâm defterlerine daha
geniş bir boyuttan bakacak olursak bize Osmanlı aile yapısı, geçim kaynakları, yaşayış
tarzı, ticaret unsurları gibi meselelerde de yorum yapma imkânı tanıyacak veriler
sağmaktadır.
Osmanlı toplumu çok uluslu bir yapıya sahiptir. Müslim-Gayrimüslim veya
Gayrimüslimlerin kendi aralarındaki sorunlar ve bu sorunlara yönelik üretilen çözümler
bize devletin adalet anlayışı konusunda çıkarımlar yapma fırsatı sunmaktadır. Şu
görülecektir ki Gayrimüslimlere adalet konusunda en az Müslimlere olduğu kadar adil
davranılmaktadır. Daha doğru bir ifade ile bu defterler ülke adalet felsefesi ve işleyişi
hakkında çıkarımlar yapmamızı sağlayan bilgiler vermektedir.
Halkın yaşamış olduğu problemlere ilişkin üretilen çözümleri ihtivâ eden bir
defter türü olan ahkâm defterlerinde emrin ilgili olduğu sancak, kaza, nahiye ve köyler
ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Bu özellikle araştırmacılar için değerli kaynaklardır
141.
Ahkâm defterlerinde bulunan hükümler halkın en üst rütbede adalet arama istek ve
haklarının olduğunun bir kanıtıdır. Reayanın böyle bir hakkının varlığı yaşadığı
bölgedeki nüfuzlu kişi ve görevlilerin daha temkinli hareket etmesine katkıda
bulunmuştur
142.
Özellikle tezimizin konusunu oluşturan tımar sistemi ile ilgili ve diğer bazı
hükümler sayesinde devletin iktisadi yapısı, vergi sistemi ve askeri yapısı hakkında
çıkarımlar yapmamız mümkün olmuştur. Tımar tevcihleri nasıl yapılmakta, kimlerin
tımar sahibi olabilmesi hakkı bulunmakta, hangi durumlarda tımar kişinin elinden
alınmakta veya tımarı azaltılmaktadır? Tüm bu soruların cevaplarını bulmak için ahkâm
defterleri birincil kaynak konumundadır.
141
Ramazan Günay, “Osmanlı Arşiv Kaynakları İçerisinde Ahkâm Defterleri: Gelişim Seyri, Muhtevası ve Önemi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2013/1, Sayı 17, s.23. 142
İKİNCİ BÖLÜM
2. 1 VE 11 NUMARALI SİVAS AHKÂM DEFTERLERİ’NİN ŞEKİL VE
İÇERİK BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
2.1. 1 ve 11 Numaralı Sivas Ahkâm Defterleri ve Defterlerde Yer Alan Hükümlerin Teknik ve Biçimsel Özellikleri
Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde yer alan ahkâm defterlerinden 36 tanesi Sivas
eyaletine aittir. Bu 36 defterin ihtivâ ettiği zaman aralığı Hicri 1155-1326/ Milâdi
1742/1908 yıllları arasıdır. Yapmış olduğumuz çalışmanın konusunu 1 ve 11 Numaralı
Sivas Ahkâm Defterleri içerisinde yer alan tımar sistemi ile ilgili hükümler teşkil
etmektedir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi A.{DVNS.AHK.SS.D,00001 sıra numarasında yer
alan 1 Numaralı Sivas Ahkâm Defteri’nin boyutu 48 x 18 cm’dir. Ciltli ve ebrulu olan
bu defter toplam 289 sayfadır. 1, 21-22, 221-222 numaralı sayfalar mükerrer olarak
yazılmıştır. Defter kapağının üst kısmında “Sivas Defteri. Min Evâ‘il-i Cemâzi’el-âhir
sene 1155 ilâ Evâhir-i Cemâzi’el-âhir sene 1157” ifadesi yer almaktadır
143. İfade
edilen zaman aralığı Ağustos 1742-Ağustos 1744 tarihleri arasını ihtivâ etmektedir.
Tekrar edilen diğer birinci sayfada çiçek motifli bir çember ortasında künyesini
belirtmek için “Bi-ismihi Te‘âlâ Hazâ kuyûd-ı ahkâmü’ş-şikâyât fî zamân-ı sadr-ı
südûr’ül-vüzerâ Hazreti Ali Paşa yesserallâhû mâ-yeşâ ve fî eyyân-ı Hazreti Mehmed
Ragıp Efendi Re’is’ül-küttâb nâle mâ yetemennâhû” yazmaktadır
144.
1 Numaralı Sivas Ahkâm Defteri’nde hüküm uzunluklarına göre değişmekle
birlikte bir sayfada genel olarak 3 veya 5 tane hüküm bulunmaktadır. Çalışma konumuz
olan tımar sistemi ile ilgili olarak 181adet hüküm tespit edilmiştir. Tımar sistemi içinde
tımar, zeamet ve mirliva hass dirlikleri ile ilgili şikâyet hükümleri genel olarak uzun
tutulmuştur. Hükümlerin oluşturulma aşamaları genel olarak şu şekilde meydana
gelmektedir. Öncelikle yapılan şikâyetin çözümü kime ve hangi makama hitâben
yazılmış ise bu ifade edilmiştir. Örneğin;
“Merzifon Kâdısına hüküm ki,”
145“Sivas Vâlisine ve Sonisa ve Karakuş Kâdılarına hüküm,”
146
143
Bk. Ek:1. 1 Numaralı BOA. SAD kapak sayfası. 144
Bk. Ek:2. 1 Numaralı BOA. SAD künyesi. 145
“Sivas Kâdısına ve Satılmış ve [Boş] Kâdılarına hüküm ki,”
147Bu bilgi verildikten sonra hükmün ilk satırlarında şikâyeti yapan kişinin ismi,
lakabı, bulunduğu görevi vs. ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Örneğin;
“Ömer zîde salâhû gelüb”
148Bu hükümden de anlaşılabileceği gibi şikâyeti olan
kişi şikâyetini doğrudan Asıtane’ye giderek bildirebilmiştir.
“
Erbâb-ı tımâr karyelerinden Sivas Sancağında Niksar Nâhiyesine tâbi‘ Üçgöl
nâm-ı diğer Alurdes ve Giralne nâm karye re‘âyâları arz-ı hâl idüb”
149Bu hükümden de
anlaşılacağı üzere şikâyetçi olan kişiler şikâyetlerini dilekçe vasıtası ile Asıtane’ye
bildirebilmişlerdir. Bireysel başvuru yapılabildiği gibi grup halinde veya toplu şekilde
de başvuru yapılabildiği görülmektedir.
“Sen ki Gedegra Kâdısı Molla El-Hac Salih zîde fazlıhûsun mektub
gönderüb Gedegra Kazâsına tâbi‘ Emircek nâm karyede vâki‘ Emir Gazi
Sultan Zâviyesinin bi’l-fi‘il berât-ı şerîfimle evlâdiyet ve meşrûtiyet üzere
zâviyedârı olan Karaman Dede ve Ebubekir Dede ibn-i Niyaz Dede nâm
kimesneler meclis-i şer‘-e varub”
150.
Bu hükümden de anlaşılabileceği gibi şikâyetçi olan kişiler şikâyetlerini yerel bir
yetkiliye iletip onun vasıtası ile Asıtane’ye ulaştırabilmişlerdir.
Şikâyetçi veya şikâyetçilere dair bilgi verildikten sonra problemin ne olduğuna
ilişkin anlatım yer almaktadır. Örneğin;
“…bu Kal‘a-i Cedîdde gedik tımara mutasarrıf ve hâlâ berât-ı şerîfimle
kal‘a-i mezbûre imâmı olub edâ-yı hizmet edüb ve emr-i şerîfimle vâki‘
tekâlifden tahammülüne göre hissesine düşeni cem‘ine me’mûra edâ edüb
bilâ-emr-i şerîf tekâlif mütâlebesiyle te‘âddî icâb etmez iken kal‘a-i mezbûr
dizdârı ve sâ’ir ehl-i ‘örf tâifesi taraflarından bilâ-emr-i şerîf vâki‘ olan
tekâlif-i şakka mütâlebesiyle te‘âddî eylediklerin bildirüb”
151“…bunların ceddi Hasan mukaddemâ ebnâ-yı sipâhiyân mütekâ‘idleri ve
babaları mezkûr Mehmed ve bunlar bi’l-fi‘il sefer eşer sahîhü’l-esâmi
ebnâ-yı sipâhiyândan ebâ‘an-ced kul oğullarından olub Yeniil hassa
karyelerinden [Boş] ve [Boş] ve [Boş] nâm karyelerin defterde mukayyed
ra‘iyyet ve ra‘iyyeti oğullarından değil iken hass-ı merkûm voyvodası hilâf-ı
kânûn ve defter rüsûm-ı ra‘iyyet mütâlebesiyle te‘âddî ve rencide
146 BOA. SAD 1, 5/1. 147 BOA. SAD 1, 8/1. 148 BOA. SAD 1, 10/3. 149 BOA. SAD 1, 19/1. 150 BOA. SAD 1, 221(M)/1. 151 BOA. SAD 1, 10/3.
eylediklerin bildürüb”
152“…berât-ı şerîfimle mutasarrıf olduğu ze‘âmet karyelerinden
Amasya Kazâsına tâbi‘ Kuyucak [Boş] ve [Boş] ve [Boş] ve [Boş] nâm
karyelerinin defterde mukayyed ra‘iyyet ve ra‘iyyeti oğullarından ba‘zıları
sâkin karyelerinden kalkub varub taht-ı kazânızda vâki‘ ba‘zı kasabat ve
kurâ ve ‘askerî çiftliklerinde sâkin ve mütemekkîn olmalarıyla ma‘rifetinizle
ol-makûle re‘âyâsını bulundukları mahalden kaldırub kadimî sâkin oldukları
karyelerine nakl ve iskân etdirilmek istedikde te‘âllül ve muhâlefet ve
ze‘âmeti mahsûlüne gadr olduğun bildürüb”
153Tüm bu safhalardan sonra konu ile ilgili olarak verilen karar kaleme alınmıştır.
Örneğin;
“men‘ ve def‘ olunmak bâbında emr-i şerîfim ricâ eylediği ecîlden kânûn üzere
‘amel olunmak içün yazılmıştır”
154“hilâf-ı kânun ve defter ol-vecîhle olan te‘âddîleri men‘ ve def‘ olunmak bâbında
hükm-i hümâyûnum ricâ eylediği ecîlden kânun üzere ‘amel olunmak içün
yazılmıştır”
155“voyvodası ma‘rîfetiyle kadîmi karyelerine nakl ve iskân etdirilmek bâbında
hükm-i hümâyûnum ricâ eylediğü ecîlden kânun üzere iskân etdirilmek içün
yazılmıştır”
156Artık son olarak hükme tarih kaydı düşülmektedir. Burada söylenmesi gereken
hususlardan bir tanesi de şudur ki, bir aylık süre üç kısma ayrılarak ve aylar için rumuz
kullanılarak bir tarihlendirme yapılmış olmasıdır. Sözünü ettiğimiz üç safha şu şekilde
meydana getirilmiştir. Evâ‘il, bir ayın ilk on günlük kısmını; evâsıt, ikinci on günlük
kısmını; evâhir, son on günlük kısmını temsil edecek tarzda bir düzen sağlanmıştır.
Örneğin;
“Fî Evâ‘il-i C sene 1155”
157“Fî Evâsıt-ı C sene 1155”
158“Fî Evâhir-i C sene 1155”
159 152 BOA. SAD 1, 15/3. 153 BOA. SAD 1, 18/3. 154 BOA. SAD 1, 10/3. 155 BOA. SAD 1, 15/3. 156 BOA. SAD 1, 18/3. 157 BOA. SAD 1, 2/4. 158 BOA. SAD 1, 8/1.Tarihlendirme işlemi yapılırken doğal olarak belirli bir silsile izlenmiştir. Ancak
çalışma alanımız içerisinde bunun ihlâl edildiği 14 yer tespit edilmiştir.
160Bir-iki kelime ile de olsa tamamlanmamış emirler mevcuttur. “… defter-i hakâni
mûcibince ‘amel”
161, “…defter-i hâkâni mûcibince ‘amel olunmak bâbında”
162Sehven yazılan hüküm de mevcuttur.
163Çalışma konumuza dair hükümlerden 55 tanesi sadece kadılara, diğer hükümler
kadılar ile birlikte diğer yetkililere veya sadece diğer yetkililere gönderilmiştir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi A.{DVNS.AHK.SS.d,00011 sıra numarasında
kayıtlı bulunan 11 Numaralı Sivas Ahkâm Defteri’nin ebâdı 46 x 16 cm’dir. Şekil
bakımından ciltli ve ebrulu bir defter olma özelliğini taşımaktadır. Sayfa usulü ile
hazırlanmış olan bu defter 375 sayfadır. Defter kapağının üst bölümünde çiçekli bir
motif içinde tanıtıcı bilgi olarak “Sivas Defteri. Min evâ‘il-i Rebi’ül-evvel sene 1179
ilâ evâ‘il-i Muharremü’l-harâm sene 1181” yazmaktadır
164. İfade edilen zaman aralığı
Ağustos 1765-Haziran 1767 tarihleri arasını ihtivâ etmektedir. 1. sayfada hükümlerden
önce defter künyesini beyân etmek için “Bi-ismihi Sübhânehu ve Te‘alâ hazâ kuyûd-ı
ahkâmü’ş-şikâyât eyâlet-i Sivas fî zaman-ı sadr-ı südûrü’l-vüzerâ Muhsin-zâde
Hazreti Muhammed Paşa yesserallâhû mâ-yeşâ ve fî eyyân-ı Hazreti Ömer Efendi
Re’isü’l-küttâb tâle bekâhu el-vâki‘ fî evâ‘il-i şehr-i Rebi’ül-evvelî li-sene tis‘a ve
seb‘în ve mi’e ve elf”
165ifadesi bulunmaktadır. Bu defterde çalışma konumuz olan
tımar sistemi ile ilgili olarak 231 adet hüküm bulunmaktadır.
159
BOA. SAD 1, 13/1. 160
BOA. SAD 1, 2/5, evâ‘il-i C sene 1155 şeklinde tarihlendirilecek iken evâhîr-i C sene 1155 olarak; 21/1, evâsıt-ı B sene 1155 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i B sene 1155 olarak; 57/1, evâ‘il-i Za sene 1155 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i Z olarak; 60/3, evâsıt-ı Za sene 1155 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i Za sene 1155 olarak; 97/1, evâsıt-ı M sene 1156 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i M sene 1156 olarak; 110/6, evâ‘il-i S sene 1156 şeklinde tarihlendirilecek iken evâsıt-ı S sene 1156 olarak; 133/4, evâhîr-i Ra sene 1156 şeklinde tarihlendirilecek iken evâsıt-ı Ra sene 1156 olarak; 142/2, evâ‘il-i R sene 1156 şeklinde tarihlendirilecek iken evâsıt-ı R sene 1156 olarak; 152/7, evâhîr-i R sene 1156 şeklinde tarihlendirilecek iken evâsıt-ı R sene 1156 olarak; 169/4, evâsıt-ı Ca sene 1156 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i Ca sene 1156 olarak; 178/1, evâ‘il-i C sene 1156 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i Z sene 1156 olarak; 178/4, evâʻil-i C sene 1156 şeklinde tarihlendirilecek iken evâhîr-i Ca sene 1156 olarak;266/6, evâsıt-ı R sene 1157 şeklinde tarihlendirilecek iken evâhîr-i R sene 1157 olarak; 284/2, evâsıt-ı C sene 1157 şeklinde tarihlendirilecek iken evâhîr-i C sene 1157 olarak tarihlendirilmiştir. 161 BOA. SAD 1, 261/4. 162 BOA. SAD 1, 128/7. 163 BOA. SAD 1, 157/3. 164
Bk. Ek:3. 11 Numaralı BOA. SAD Kapak Sayfası. 165
11 Numaralı Sivas Ahkâm Defteri’nde bir sayfada beş hükmün bulunduğu da,
bir hükmün 4 sayfaya yakın yer kapladığı da görülmektedir. Tımar teşkilatı ile ilgili
meseleler üzerine çalıştığımız içindir ki (tımar, zeamet, has veya vakıf ile ortak
konularda hisse detayları açıklandığından dolayı) genelde uzun hükümlerdir. Bazı
hükümlerin başlarında açıklamalar yer almaktadır
166. Çalışmamızın diğer bir parçası
olan 1 Numaralı Sivas Ahkâm Defteri ile yazı netliği açısından kıyaslayacak olursak 11
numaralı defterin daha açık yazıldığını söylemek mümkündür. Ancak okunmasında
sıkıntı çekilen hükümler de vardır. Kâtiplerce defter sayfaları olabilecek en ekonomik
şekilde kullanılıp belgenin öneminden dolayı daha sonradan ekleme yapılamaması için
bazen sayfa sonuna denk gelen hükümler yatık yazılmıştır
167. 217. ve 218. sayfalar
mükerrer olarak yazılmıştır.
Hükümlerin oluşturulma aşamaları 1 Numaralı Sivas Ahkâm Defteri’nde olduğu
gibi gerçekleşmiştir. Hükmün ilk kısmında emir kime ve hangi makama hitâben
yazılmış ise bu beyân edilmiştir. Örneğin;
“Ber-vech-i Arpalık Bozok Sancağı Mutasarrıfına ve Akdağ Kazası Naibine
hüküm ki,”
168“Sivas vâlisine Hüseyinabad kâdısına hüküm ki,”
169“Sivas vâlisine ve Divân-ı Sakız kâdısına ve Bergoma Nahiyesi Naibine hüküm
ki,”
170Bu bilgi verildikten sonra şikâyetçinin ismi, lakabı, bulunduğu görevi vs. ile
başvuru methodu hakkında
bilgi verilmiştir.Örneğin;
“Erbâb-ı tımardan sâdât-ı kirâmdan Seyyid Ebubekir ve Seyyid Ömer nâm
sipâhiler gelüb,”
171Bu örnek hükümden de anlaşılabileceği gibi şikâyeti olan bir kişi bu
şikâyetini bizzat kendi Asıtane’ye giderek Divan-ı Hümâyûn’a iletebilmiştir.
“Zü‘amâdan kıdvet’ül-emâcid ve’l-akrân Mehmed Kemankeş zîde kadrihû arz-ı
166
BOA. SAD 11, 268/3. “Der-kenârı mûcibince hasmının huzûr-u şer‘e ihzârı içün emr-i şerîf yazılmıştır.” 167 BOA. SAD 11, 295/4, 296/4. 168 BOA. SAD 11, 1/1. 169 BOA. SAD 11, 3/1. 170 BOA. SAD 11, 20/2. 171 BOA. SAD 11, 32/4.
hâl edüb,”
172Bu hükümden de anlaşılabileceği gibi şikâyeti olan bir kişi bu şikâyetini bir
dilekçe ile Asıtane’ye bildirebilmiştir.
“Kıdvetü’n-nüvvâbi’l-müteşerri‘în İnallu Ballu Kazası Naibi Mevlana
Hüseyin südde-i sa‘adetime mektub gönderüp Dergâh-ı Mu‘allâm
müteferrikalarından El-Hac Mustafa zîde mecdihûnun subaşısı olan Seyyid
Halil nâm kimesne meclîs-i şer‘e varub”
173Bu hükümden de anlaşılabileceği gibi şikâyeti olan bir kişi bu şikâyetini önce
yerel görevliye bildirip o yerel görevlinin vasıtası ile Asıtane’ye bildirebilmiştir.
Şikâyetçinin bilgisi verildikten sonra problemin ne olduğu üzerine açıklama
yapılmaktadır. Örneğin;
“karye-i mezbûre toprağında zira‘atleriyle hâsıl eyledikleri terekelerinden
beşte bir öşrlerini ve rüsûm-ı ra‘iyyet ve sâ’ir hukûk ve rüsûmlarını dâhî
kânun ve defter mûcibince karye-i mezbûre zâbiti olanlara tamamen edâ
edüb kusurları olmayub müdâhale olunmaları icâb etmez iken karye-i
mezbûrenin iştirâken mültezimleri olan kazâ-i mezbûr sâkinlerinden Çivi
Cuma ve Bıyık Hüseyin dimekle ma‘rûf kimesneler bin yüz yetmiş yedi
senesinde hilâf-ı şer‘-i şerîf ve bî-gayri hakk ikiyüz kile mahsûllerini ahz ve
ziyâde gadr eylediklerin bildirüb”
174“berât-ı şerîfimle mutasarrıf olduğu tımarı aklâmından Akdağ Kazâsında
Haliçe nâm karyesinin bin yüz yetmiş beş senesinden berü hâsıl olan öşr
mahsûlâtından müctemi der-keyl ve der-anbar olmuş yüz kile mahsûlatında
âhârın alâka ve medhâli yoğuken Sivas sâkinlerinden Ömer Efendi dimekle
ma‘rûf kimesne benimdir deyü mâruz-zikr mahsûlâtını bilâ-sened fuzûli
zabt ve ahz ve kabz ve gadr etmekle mürâfa‘a-i şer‘ olduklarında kat‘â
mezbûrun alâkası olmayub fuzûli zabt eylediğü bâ-muvacehe şer‘an sâbit ve
buna hüküm ve edâya tenbîh birle hüccet-i şer‘iye dâhî verilmişken
mücerred ‘adem-i itâ‘atinden nâşî vermeyüb zimmetinde kaldığun
bildirüb”
175“berât-ı şerîfimle mutasarrıf olduğu tımarı karyelerinden Mehmedlü
karyesinde vâki‘ der-anbar olmuş on iki müd mahsûl-ü şa‘irinde âhârın
alâkası yoğuken kazâ-i mezbûrda sâkin Polad oğlu Osman nâm kimesne bin
yüz yetmiş sekiz senesinde anbarını açub mâruz-zikr mahsûlünü âher
kazâya nakl ve kendü anbarına vaz‘ ve zabt etmekle taleb eyledikde mezbûr
vermemek içün mukaddemâ karye-i mezbûre re‘âyâsından Habib nâm
kimesneyi vâli tarafından gelen mübâşir ahz eyledikde mezbûr Habib bana
emr eylediğine binâen ol-cümle mahsûl-ı mezbûru merkûm Habib’den taleb
172 BOA. SAD 11, 42/2. 173 BOA. SAD 11, 138/3. 174 BOA. SAD 11, 156/2. 175 BOA. SAD 11, 158/3.
eyle deyü bî-vech-i şer‘-i şerîf vermekte te‘âllül ve gadr murâd eylediğün
bildirüb”
176Hükmün son bölümünde yapılan şikâyet ile ilgili olarak verilen karar
bulunmaktadır. Örneğin;
“berâtı mûcibince tahvîli tarihine düşen mahsûl ve rüsûm tevcîh edenlerden
tahsîl ve tarafından kabzına me’mûra alıverilmek bâbında hükm-i
hümâyûnum südûrunu istidâ‘a etmeğin kânun üzere ‘amel olunmak içün
yazılmıştır”
177“sipâhî-i mezkûre hilâf-ı kânun ve defter rüsûm-ı ra‘iyyet ve iskân teklîfi ile
te‘âddî etdirilmeyüb men‘ ve def‘ olunmak bâbında emr-i şerîfim ricâ
eylediği ecîlden kânun üzere ‘amel olunmak içün yazılmıştır”
178“hilâf-ı kânun rüsûm-ı serbestiyesine müdâhaleleri men‘ ve def‘ olunmak
bâbında hükm-i hümâyûnum ricâ eylediği ecîlden imdi bu makûle havâs-ı
hümâyûnum karyeleri mefrûzü’l-kalem ve maktu‘ul-kadem min
külli’l-vücûh serbest olmak kânun-ı mukarrerdir hâricden dahl olunmak câiz
değildir bu bâbda kânun üzere ‘amel olunmak içün yazılmıştır”
179Bu ifadelerden sonra hüküm tarihi verilmiştir. Burada ifade edilecek hususlardan
birisi tarihlendirmelerin ay bazında üç kısma ayrılarak yapılmış olmasıdır. Bir aylık
zaman aralığı evâ‘il, evâsıt, evâhîr, şeklinde gösterilmiştir. Evâ‘il, ayın ilk 10 günlük;
evâsıt, ikinci 10 günlük; evâhîr, son 10 günlük kısmını ifade etmektedir. Örneğin;
“Fî Evâhir-i Ca sene 1156”
180“Fî Evâsıt-ı C sene 1156”
181“Fî Evâ’il-i C sene 1156”
182Deftere kayıt edilen hükümler belirli bir tarih silsilesi çerçevesinde yazılmıştır.
Ancak bunun istisnalarına da rastlanılmıştır. 11 Numaralı Sivas Ahkâm Defteri’nde
çalışma konusu ile ilgili dokuz hükümde bahsedilen tarzda hata tespit edilmiştir
183.
176 BOA. SAD 11, 158/4. 177 BOA. SAD 11, 160/1. 178 BOA. SAD 11, 164/1. 179 BOA. SAD 11, 173/1. 180 BOA. SAD 11, 173/3. 181 BOA. SAD 11, 183/1. 182 BOA. SAD 11, 179/3. 183BOA. SAD 11, 54/3, evâsıt-ı C sene 1179 şeklinde tarihlendirilecek iken evâhir-i C sene 1179 olarak; 105/4, evâsıt-ı N sene 1179 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i N sene 1179 olarak; 112/1, evâ‘il-i veya evâsıt-ı L sene 1179 şeklinde tarihlendirilecek iken evâhir-i L sene 1179 olarak; 154/4, evâsıt-ı Z sene 1179 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i Z sene 1179 olarak; 161/1, evâhir-i Z sene 1179 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i Z sene 1179 olarak; 230/1, evâsıt-ı Ra sene 1179 şeklinde tarihlendirilecek iken evâ‘il-i Ra sene 1179 olarak; 271/1, evâ‘il-i C sene 1180 şeklinde tarihlendirilecek
Çalışma konusu ile ilgili hükümlerden 76 tanesi sadece kadılara, diğer hükümler
kadılar ile diğer yetkililere veya sadece diğer yetkililere gönderilmiştir. İnceleme
konusu ile alakalı 1 Numaralı Sivas Ahkâm Defteri’nde beylerbeyine hitaben yazılmış
hükümler varken 11 Numaralı Sivas Ahkâm Defteri’nde beylerbeyine hitaben yazılmış
hiçbir hüküm bulunmamaktadır.
2.2. 1 VE 11 NUMARALI SİVAS AHKÂM DEFTERİNDEKİ TIMAR
SİSTEMİNE İLİŞKİN HÜKÜMLERİN KATEGORİK DAĞILIMI VE
DEĞERLENDİRİLMESİ
2. 2. 1. Sivas Ahkâm Defterlerindeki Tımar Sistemine İlişkin Hükümlerin
Yıllara Göre Dağılımı
1 ve 11 Numaralı Sivas Ahkâm Defterleri’nde tespit edilen tımar sistemine
ilişkin hükümlerin yıllara göre sayısal olarak dağılımı aşağıda Tablo 3’de verilmiştir.
Tablodaki veriler değerlendirildiğinde, ilk olarak, her defterdeki hükümlerin üçer yıllık
döneme ait oldukları görülmektedir. Ancak her iki defterin başlangıç (1742; 1765) ve
bitiş (1744; 1767) yılları tam yıl kayıtlarını ihtivâ etmemektedir. 1 Numaralı Sivas
Ahkâm Defteri, 1155/1742 yılının Ağustos ayında başlamakta, 1157/1744 yılının
Ağustos ayında nihâyete ermektedir. Aynı durum 11 Numaralı Sivas Ahkâm
Defteri’nde yer alan hükümler içinde de geçerlidir. İlgili hükümler 1179/1765 yılının
Ağustos ayında başlamakta ve 1181/1767 yılının Haziran ayında nihâyete ermektedir.
Bundan dolayı başlangıç ve bitiş yıllarındaki tımar sistemi ile ilgili hükümlerin sayıca
az olduğu görülmektedir.
Tablo 3. 1 ve 11 Numaralı Sivas Ahkâm Defterleri'nde Tımar Sistemine İlişkin Hükümlerin Yıllara Göre Dağılımı
Yıllar(H/M) SAD 1 SAD 11 Toplam
Kategoriler 1155/1742 1156/1743 1157/1744 1179/1765 1180/1766 1181/1767 Tımar dirlikleri ile ilgili hükümler 36 47 16 66 90 2 257 Ze‘âmet dirlikleri ile ilgili hükümler 21 30 22 36 31 4 144 Mirliva 1 6 2 1 1 0 11
iken evâsıt-ı C sene 1180 olarak; 313/3, evâsıt-ı N sene 1180 şeklinde tarihlendirilecek iken; 323/1,