• Sonuç bulunamadı

2. Sol Popülizm

2.4. Radikal Demokrasi ve Kavramları

2.4.1. Agonizma/Antagonizma

Agonizma kavramı ile antagonizma kavramı birbirlerinin tamamlayıcısı ve Mouffe-Laclau perspektifi için de zorunlu ikilidir. Günümüzde toplumlar çok farklı kimliklerden oluşmakta olup bu kimliklerin de gitgide sayı ve çeşitleri artmaktadır. Mouffe ve Laclau’nun düşüncesine göre yeni ve radikal bir demokrasinin inşa edilebilmesi için toplumun yeniden tasarlanması gerekmektedir. İşte bu tasarım günümüz çağındaki bu çeşitli kimliklerin birbirleriyle olan ilişkilerinde yeniden düzenlemeyi içeren bir nitelikte olmak zorundadır. Toplumda bulunan fazla ve çeşitli kimliklerin birbirleriyle olan ilişkilerinde ortaklık aramak ve bu kimlikleri bir üst çatı altında uzlaştırmak aslında onların farklılıklarını yaşayabilmelerine en büyük engeldir. Mouffe ve Laclau için bu sözde uzlaştırıcı tavır kimlikleri kapsamanın aksine onları dışlamaktan başka bir şeye vesile olmamaktadır. İkili, çağımızdaki farklı ve çeşitli

47

kimliklerin birbirleriyle olan ilişkilerin agonistik bir mahiyet taşıdığını ifade etmiştir. Mouffe ve Laclau perspektifinden agonizma ise toplumsal ilişkilerde ortaya çıkan çeşitlilik olarak tanımlanmıştır. Bahsettiğimiz bu agonizma kavramı çağımızın toplumsal örgütlenme biçimlerinde çoğulculuk anlayışı yüzünden ortaya çıkan çatışma yüzünden oluşmuştur (Mouffe, 2015, s.106).

Antagonizma ve agonizma kavramları arasında bulunan ve iki kavramı birbirinden ayıran çizgi hasım (düşman) fikirlerin birbiriyle olan ilişkileridir. Bu noktada Mouffe antagonizmayı hasımlar arasındaki mücadele, agonizmayı ise zıt görüşlerin arasındaki mücadele olarak ifade etmiştir. Ve Mouffe, fikirlerin uzlaşısına dayanan demokrasi modelinin, tikel kimliklerin tikelliklerini ifade edebilmesinin önüne geçeceğinden, demokrasinin gerçekleştirilebilmesi için zıt görüşler arasındaki çatışmanın kurulabilmesinin çok önemli olduğunu savunmuştur (Mouffe, 1999, s.16).

Mouffe’a göre insanlar arasındaki ilişkiler potansiyel düşmanlıkların beşiğidir. Politika ise bu potansiyel düşmanlıkları törpüleyerek insanlar arasındaki çatışma ve düşmanlığı azaltmanın bir aracıdır. Mouffe’un perspektifinden bakıldığında demokratik bir politikanın kurulabilmesi için, insanlar arasındaki bu düşmanlığın ortadan kaldırılması, onun yerine insanların birbirleriyle rekabet içerisinde fikirlerini yarıştırdığı bir bilinç mekanizması kurulması gereklidir. Rekabet içerisinde birbirleriyle zıtlaşan fikirlerin varlığı demokratik politikanın temelini kapsamalı ve bu zıtlıklar birbirlerine saygı duymalıdır (Mouffe, 2015, s.106).

Mouffe için hasım ve düşman kelimeleri arasındaki fark, radikal demokrasi kavramı için oldukça önemli bir farktır. Taraflar arasındaki çekişmeye dayalı ve çoğulcu mahiyette ilerleyecek olan bir model ile demokrasinin amacının yeniden tanımlanması sağlanmış olacaktır (Mouffe, 2015, s.108).

Agonizma/Antagonizma teziyle Mouffe, demokrasinin radikalleştirilmesinde son derece önemli olan bir sistemi inşa etmeye çalışmıştır. Bu sisteme göre çoğulcu kimlikler arasında yaşanan düşmanlıkları ifade eden antagonizma, agonizmaya sevk edilmelidir. Mouffe tarafından, bu sevk işlemiyle kimlikler arasındaki anlaşmazlık ve uyuşmazlıkların, yani antagonizmanın agonizmaya dönüştürülmesi, demokrasinin zenginleştirilmesine katkı sağlayacağı savunulmuştur.

Mouffe’un düşünce sisteminde siyasal ve siyaset arasındaki fark, teorisinin temel bileşenidir. Mouffe için siyasal; iktidarı ve çatışmayı yani “antagonizma”yı ifade etmektedir. Siyaset ise siyasalın yaratacağı çatışmayı demokratik kurumlar, diyalog ve

48

müzakere merkezli bir anlayışla yeniden düzenleme görevinde olacaktır. Öyle ki Mouffe için siyasal, insanların toplumu oluşturmaları için kurucu bir göreve sahipken, siyaset ise oluşturulan bu topluma işleyiş kazandırıcı ve siyasalın yaratacağı çatışmacı atmosferi dizginleyerek demokrasinin radikalleştirilmesinin bir aracı olacaktır (Mouffe, 2010, s.16). Bu fark, antagonizma ve agonizma arasındaki ayrımın yapılabilmesi noktasında oldukça önemlidir. Fakat Mouffe’a göre, liberal görüşün siyasal ve siyaset kavrayışlarında yaşadığı eksiklik, günümüz toplumsal yapılanmalarının liberalizm tarafından açıklanabilmesinin önündeki en büyük engeldir (Mouffe, 2010, s.17). Bu eksiklik liberal görüşün antagonizmaları sadece antagonizma olarak görmesinden kaynaklanmaktadır. Mouffe’a göre antagonizmalar yani taraflar arasındaki “düşmanlıklar”, antagonizma olarak kalmamalı, agonizma yoluyla birbirlerini “rakip” olarak görmeleri sağlanmalıdır.

Mouffe teorisini oluştururken, Carl Schmitt’in “dost/düşman” kavramsallaştırmasının da hem yanında hem de karşısında durmuştur. Schmitt’e göre siyasetin kurucu doğası gereği toplum, dost ve düşman olarak ikili yapıda kurulmaktadır. Mouffe da bu kavramsallaştırmayı kabul etse de eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşır. Buna göre Schmitt’in dost/düşman ayrımı çoğulcu bir perspektiften yeniden yorumlanmıştır (Mouffe, 2010, s.22). Yeni çoğulcu perspektife göre antagonizmaları yaratan dost ve düşmanların birbirlerini yok etmesinin önüne geçilebilmesi için antagonizmaların agonizmaya sevk edilmesi gerekmektedir. Böylelikle dost ve düşman arasındaki çatışma da agonizmanın devreye girmesiyle yerini rekabete bırakarak yeni bir biz ve onlar ilişki ağı yaratılmış olacak, bu da beraberinde yeni bir siyaset kavramının doğmasına yol açacaktır (Mouffe, 2010, s.28).

Öte yandan Mouffe, liberal görüşün çoğul kimlikler arasındaki demokratik talepleri uzlaştırma yoluna gitmesi de çoğulculuğun yaşanması noktasında önemli bir sorun teşkil etmektedir. Liberalizmin çoğulculuk ile yaşadığı açmazı Mouffe şu şekilde ifade etmektedir:

Liberal düşüncedeki hâkim eğilimi, kolektif kimliklerin doğasını kabul etmeyi reddeden rasyonalist ve bireyci yaklaşım oluşturur. Bu tür bir liberalizm, sosyal dünyanın çoğulcu doğasını ve bu çoğulculuğun içerdiği, rasyonel bir çözüme ulaşmaları hiçbir şekilde mümkün olmayan çatışmaları yeterince kavrama kabiliyetinden yoksundur. Tipik bir liberal çoğulcu kavrayış, gerçekten de birçok perspektifin ve değerin bulunduğu bir dünyada yaşadığımızı ve görgül sınırlamalardan ötürü, hiçbir zaman bu perspektif ve değerlerin hepsini benimseyemeyeceğimizi, fakat bu perspektif ve değerlerin bir araya geldikleri takdirde uyumlu ve çatışmasız bir birliktelik oluşturduklarını iddia eder. İşte bu yüzden, bu tür bir liberalizm antagonistik boyutuyla siyasalı yadsımak zorundadır (Mouffe, 2010, s.17-18).

49