• Sonuç bulunamadı

Afet Risk Yönetiminde Tehlike Kavramı ve Tehlike Analizi

1. AFET YÖNETİMİ KAVRAMI; TANIMLAR VE SÜREÇLER

1.4. Afet Risk Yönetiminde Tehlike Kavramı ve Tehlike Analizi

1.4.1. Tehlike kavramı

Tehlike, belirli bir zaman ve coğrafyada ortaya çıkarak, insan, çevre ve toplum üzerinde olumsuz etkiler yaratabilecek, doğadan ya da insandan kaynaklanan bir durum/olgudur. Geçmişte hangi olayların afete dönüştüğü, ne tür kayıplara yol açtığı, zararın boyutu, afetlerin hangi sıklıkla meydana geldiği, tekrarlanma süreleri, hızı, büyüklüğü, yeri ve etkilediği alan bilgilerinin toplanması yöntemiyle tehlikeler, önem derecesine göre analiz edilmektedir. Diğer bir deyişle; tehlike analizi, yetki alanını tehdit eden olası tehlikelerin tanımlanması ve yetki alanı için her bir tehlikenin önem derecesinin analiz edilmesidir (AFAD, 2015).

Doğa kaynaklı, teknolojik veya insan kaynaklı bir olayın afet sonucunu doğurabilmesi için, insan toplulukları ve yerleşim yerleri üzerinde kayıplar meydana getirmesi ve insan faaliyetlerini bozarak veya kesintiye uğratarak bir topluluğu ve/veya yerleşme birimini etkilemesi gerekmektedir.

AFAD Afet Terimleri Sözlüğü’ne göre afet tehlikesi;

“Can ve mal kayıpları ile fiziksel, sosyal, ekonomik, politik ve çevresel kayıp ve zararlara yol açan doğa, teknoloji ve insan kaynaklı olayın belirli bir yerde ve zaman aralığında olma olasılığı” (AFAD, 2015).

olarak tanımlanmaktadır.

Afet tehlikesini, büyüklüğü, oluş sıklığı, tekrarlanma süresi, etki alanı, belirli bir süre içinde olma olasılığı gibi ölçülebilir parametrelerle tanımlamak gerekmektedir. FEMA tarafından tehlike; ölüm, yaralanma, çevresel yıkım, yapısal hasar, ticaretin kesintiye uğraması veya diğer zararlara neden olabilecek olay veya fiziksel durum olarak tanımlanmaktadır (FEMA, 2015).

Tehlike, Arapça bir kelime olan “al zahr,” yani “zar/zarar” anlamına gelmektedir (Yılmaz, 2003).

1960’ların başında, afet yönetimi üzerine yayınlanan kaynaklar, tehlikelerin orijini (kökeni) üzerine çok sayıda fikir üretmişlerdir. Bu durum 1980’lerde tehlike

tanımlarının yapılması ile değişmiştir. Doğa kaynaklı tehlikelere Tanrı’nın neden olduğu, teknolojik tehlikelerin ise dört kategoriye (tehlikeli malzeme, tehlikeli atıklar, tehlikeli maddeler ve çok tehlikeli maddeler) ayrılması görüşü benimsenmiştir. Fakat bu ayrım, ülkeden ve kurumdan kuruma farklılık göstermiştir (Bernstein, 1996).

Tehlikenin belirlenmesinde unutulmaması gereken en önemli faktör; deprem, su baskını, volkanik patlama vb. doğal olayların tekrarlanma sürelerinin çok uzun olmasıdır. Örneğin; son yüzyıl içersinde bir bölgede hasar yapan hiçbir deprem olmaması, bu bölgede deprem tehlikesi olmadığını değil, belki gelecekte olabileceği anlamına gelebilir. Aslında tehlike; insan yaşamının kaçınılmaz ve doğal bir parçası olarak tanımlanabilir. Bireysel olarak, günlük yaşamımızda ev kazaları, trafik kazaları, şiddet olayları vb. gibi tehlikelerle iç içe yaşamamız kaçınılmazdır ve her türlü tehlikeden arınmış bir yaşam mümkün değildir. Gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun yeryüzünde her türlü tehlikeden arınmış bir yerleşme, bölge veya ülke bulunmamaktadır. Tehlikelerin, afet boyutunda sonuçlar doğurması, toplulukların veya ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile doğrudan ilişkilidir (Okay, 2012). Tehlike kavramı olasılığı içermektedir.

Tehlike ve afet riskinin ilişkisi Denklem (1.1)’de ki ifade edilebilir; Afet Riski= Tehlike X Zarar Görebilirlik

Kapasite

(1.1)

AFAD Afet Terimleri Sözlüğü’ne göre kapasite;

“Afet risk yönetiminde, bireylerin, kurumların, insan topluluklarının ya da ülkelerin tehlikeleri ve yol açabilecekleri zararları algılama, tahmin etme, önleme veya zararlarını azaltma amacıyla önlem alma konusunda sahip olduğu güç ve kaynakların tümü” (AFAD, 2015).

olarak tanımlanmaktadır.

AFAD Afet Terimleri Sözlüğü’ne göre zarar görebilirlik ise;

“Farklı tür ve büyüklükteki tehlikeler karşısında, insanların ve yaşam çevrelerinin uğrayabileceği fiziksel, toplumsal, ekonomik veya çevresel zarar ve

olarak tanımlanmaktadır.

Tehlikenin afete dönüşmemesi için, toplumun tehlike karşısında hasar görebilirliğinin azaltılması gerekmektedir. Bu da ancak, kapasitenin arttırılmasıyla mümkün olabilir (Kadıoğlu, 2008).

1.4.2. Afet ve acil durum planları için tehlike profilinin belirlenmesi ve analizi

Tehlike; meydana geldiği yere, bölgeye veya ülkeye hatta zamana göre değişmektedir. Yani tehlike, konuma bağımlıdır. Tehlikenin büyüklüğü, oluş sıklığı, tekrarlanma süresi, olası etkileri konuma bağlı olarak değişmektedir. Örneğin, bir deprem tehlikesi ülkenin her yerleşiminde aynı büyüklük, sıklık ve tekrarlanma süresinde değildir. Bu nedenle de her ülkede tehlikelerin, özellikle de doğa kaynaklı tehlikelerin belirlenmesi amacıyla kurulmuş resmi kurumlar bulunmaktadır. Deprem, su baskını, heyelan vb. gibi doğal tehlikelere ait veriler, bu kuruluşların hazırladıkları haritalar veya araştırma kuruluşları ile üniversitelerin çalışmalardan elde edilmektedir (Okay, 2012).

Tehlike analizi, zarar azaltma çalışmaları ve afet ve acil durum planlarının temelidir. Tehlike analizi üç aşamalı bir çalışmadır;

1. Tehlikelerin belirlenmesi: Bu aşamada geçmişte olan afetlerin bilgisinin gazete, meteorolojik kayıtlar, sigorta kayıtları, kaza raporları, itfaiye, acil durum ve yönetim merkezleri vb. kaynaklardan toplanması gerekmektedir. Bu aşamada veriler toplanırken afetin yarattığı ekonomik kaybın düşük olması nedeniyle veri elenmemelidir. Çünkü geçmişte az hasar yaratan afetler, örneğin nüfus yoğunluğu açısından günümüzde felaket boyutuna varan afetler olabilir. Veri toplarken, komşu il ve ilçelerde meydana gelen afetlerin de etki alanının genişliği açısından göz ardı edilmemesi gerekir.

2. Her tehlike için profil çıkarılması: Tehlikelerin belirlenmesi, afet planlamasının hangi tehlikelere yönelik yapılması gerekliliğini ortaya koymaya yeterli değildir. Her tehlikeye ait profilin de çıkarılması gereklidir. Bu işlem ise;

- Oluşma sıklığı: hangi sıklıkla geliştiği

- Tetikleyen etkisi: afetin tetiklediği ikincil afetler konularının ayrıntılı belirlenmesi 3. Risklerin karşılaştırılması ve öncelikli konuların belirlenmesi aşamalarından oluşmaktadır (FEMA, 2015).

Bir yerleşim biriminde afet planlaması çalışmalarına veya çevre düzeni planları gibi planlara başlanırken ilk yapılması gereken işlem, doğal veya teknolojik tehlikelerin belirlenmesi işlemidir. Tehlike analizi, plancıya hangi tehlikeleri göz önüne alması ve hangi senaryoları geliştirerek müdahale planını hazırlaması gerektiği konusunda rehber bir doküman özelliği taşımaktadır.

Tehlike analizi bölümü, Şekil 1.3’te gösterildiği gibi, afet ve acil durum planının ekleri olarak sunulmalıdır (FEMA, 2015).

2000 yılında Amerika (ABD)’da çıkarılan, Afet Zararlarını Azaltma Yasası, tehlike zararlarını yani afet risklerini azaltmaya yönelik planlamayı zorunlu kılmıştır. Bu yasayla tüm eyaletlere, afet fonlarından yararlanabilmek için tehlike azaltma planını hazırlama yükümlülüğü getirilmiştir. Tehlike zarar azaltma planının temel unsurları; risk ve tehlike değerlendirmeleridir. Bu değerlendirmeler ise, geçmişte meydana gelen olayların sayısına ve meydana gelen kayıplara göre yapılmaktadır (FEMA, 2015).

Şekil 1.3. Afet ve acil durum planı ile ekleri Afet ve Acil Durum Planı Ek I Tehlike Analizi Ek II Operasyon planları Ek III Standart Operasyon Prosedürleri = + +

Benzer Belgeler