• Sonuç bulunamadı

Subhî Edhem Bey yoğun yazım faaliyetlerini sürdürürken, İbrahim Nâmî Bey’in deyimiyle “her şeyi ve her meşgaleyi bertaraf ederek”24 gençleri bilimlere yöneltmenin etkili bir yolu olarak düşündüğü, tarihteki önemli bilginlerin hayat hikâyelerini kaleme almaya koyulmuştur. Bu anlamda Fen Adamları adlı kitabı, Türkçe olarak yazılmış ve bilim tarihini konu edinen muhtemel ilk eserimiz olması bakımından oldukça değerlidir.

1917 senesinde Kütübhâne-i Sûdî tarafından Orhâniyye Matbaası’nda bastırılmıştır. Eser, toplam 439 sayfadır. Eserin ilk sayfası, “Nâşir’in İfadesi”ne ayrılmıştır. Rönesans Dönemi’nden itibaren bilginler ve bilimlerle ilişkisi olan filozoflar, fotoğraflarına da yer verilerek detaylıca tanıtılmıştır. Son üç sayfası bibliyografyaya ayrılmış ve bir de “Mündericât” başlığı altında “İçindekiler” listesine yer verilmiştir.

Eserin başında yer alan “Nâşir’in İfâdesi”nde, Kütübhâne-i Sûdî’nin sahibi olan Sûdî Bey, Fen Adamları’nı yayımlama gerekçesini açıklamıştır. Onun ifadesine göre, insanın düşünsel gelişiminde en önemli katkıları sağlayan alanlardan biri şüphesiz edebiyattır. “Fen” ise, bugün insanın hayatî varlığını sürdürebilmesinde yegâne unsurdur.

Bu suretle edebiyat tarihine ilişkin birçok esere sahip olmakla birlikte, fen tarihinin konu edinildiği bir eserden yoksun oluşumuz, onu Subhî Edhem Bey’in senelerden beri bilginler ve eserleri hakkında bilgi toplamış ve yazmış olduğu gayr-ı matbu eserlerin bir kısmını yayımlamaya sevk etmiştir. Kitabın alanında ilk olma özelliğine de vurgu yapan Sûdî Bey, kitaptan özellikle mekteb-i talebe ve fen heveslilerinin istifâde edeceklerini öngörmektedir.

24 Edhem, a. g. e., s. 18.

14

Fen Adamları, XV. yüzyıldan itibaren Batı Avrupa’da bilimin ve felsefenin gelişimine büyük katkısı bulunan toplam 34 bilim adamının hayatlarını ve bilimsel çalışmalarını tanıtmaya yönelik kaleme alınmıştır. Kitabın başlık sayfasında bir çerçeve içinde de isimleri verilen düşünürler sırasıyla: Leonardo da Vinci, Nikolas Kopernik, Johannes Kepler, Galilei Galileo, William Harvey, René Descartes, Blaise Pascal, Christiaan Huygens, Isaac Newton, Wilhelm Leibniz, De Jussieu Ailesi (Bernard, Antoine ve Joseph de Jussieu), Georges-Louis Leclerc de Buffon, Jean-Le-Rond d‘Alambert, Carl Linnaeus, Jean-Antoine-Nicolas Marquis de Condorcet, Laurent Antoine Lavoisier, Pierre-Simon Laplace, Georges-Chrétien-Léopold Frédéric-Dagobert Cuvier, Jean Baptiste Pierre Antoine de Monet de Lamarck, Pierre-Jean-Georges Cabanis, Andre Marie Amper, Etienne Geoffroy Saint-Hillaire, Joseph-Louis Gay-Lussac, Jack Baron Berzelius, Dominique-François-Jean Arago, Jean-Baptiste Dumas, Urbain-Jean-Joseph Le Verrier, Charles Darwin, Auguste Laurent, Claude Bernard, Joseph Bertrand, Louis Pasteur, Felix Tisserand ve Marcellin Berthelot.

Eserde, özellikle gençleri bilimsel araştırmalara teşvik etme gayesi neticesinde bazı yoksunluk ve başarı öykülerinin ön plana çıkarıldığı açıkça görülmektedir. Bu sebeple yoğun bir teknik bilgi içermemektedir. Anlatım dili oldukça sade ve etkileyicidir.

Bunun yanında konu alınan şahısların bilimsel çalışmaları, felsefi düşünceleri ve tarihi gelişim içindeki yerleri açıkça kavranacak biçimde ve yeterince tanıtılmıştır. 20. yüzyılın başına dek uzanan eser, son dönem gelişmelerine de ışık tutmaktadır.

Ayrıca üzerinde durulması gereken bir diğer husus, Osmanlı Dönemi bilimsel terminolojinin tanınmasına da büyük ölçüde imkân vermiş olmasıdır. Burada hemen bahsetmemiz gerekir ki, Subhî Edhem kitabındaki bilimsel terimlerin bazılarında Osmanlıcalarını kullanmamış, Latincelerini Osmanlıcalaştırmıştır. Örneğin, denizanası anlamına gelen ve Osmanlı Türkçesi “fercül bahir” olan zooloji teriminin Osmanlıcasını değil, Latincesini yani “médusa”yı tercih etmiştir. Bunun sebebi olarak iki ihtimal

15

düşünülebilir. İlki, Osmanlılarda henüz bilim terminolojisinin tam olarak oluşmamış olması olabilir. İkinci bir ihtimal ise, yüksek olasılıkla Subhî Edhem’in uluslararası terminolojiye sadık kalma isteğidir.

Subhî Edhem Bey Fen Adamları’nın birçok sayfasında dipnotlar vermiş ve okuyucular için ayrıntılı bilgiler sunmuştur. Kitabın çeşitli yerlerine düşmüş olduğu dipnotlar sayesinde ‘İlm-i Hayvânât Târîhî (Zooloji Tarihi), ‘İlm-i Teşrîh Târîhî (Anatomi Tarihi), ve ‘İlm-i Hey’et Târîhî (Astronomi Tarihi) isimlerini taşıyan bilim tarihi ile ilgili eserler üzerinde çalışmakta olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, Fen Adamları’nı geliştirmek suretiyle Meşâhir-i Tabî‘iyyûn (Tanınmış Doğa Bilginleri) adında daha kapsamlı bir doğa bilimleri tarihi üzerinde çalıştığı da anlaşılmaktadır.

Subhî Edhem Bey, o dönem için sıklıkla karşılaşmadığımız, çağdaş tarih yazıcılığına uygun olarak, yararlandığı kaynakları “Eserin Kontrolünde Mürâca‘at Olunan Eserler” adı altında son bölümde listelemiştir. Liste incelendiğinde, tarih yazıcılığı açısından oldukça önemli, dönemin önde gelen bilginlerince kaleme alınmış çok sayıda Fransızca ve Almanca bilim tarihi ve felsefe tarihi kitaplarından yararlandığı görülmektedir.

Eserin detaylıca tanıtımından sonra değinmemiz gereken önemli bir husus, böylesine değerli bir çalışmanın, Alfabe Devrimi’nden sonra yayımlanan eserlerin hiçbirinde atıf almaması ve kaynaklarında dahi adının zikredilmemiş olmasıdır. Demir, konuya ilişkin olarak, kütüphanecilik sistemimizin yetersizliğinin yanı sıra, “mesleki tarih bilincimizin eksikliği veya eskinin, yararsız ve değersiz olacağı inancı”ndan kaynaklanmış olabileceği üzerinde durmuştur.25

25 Remzi Demir, “İlk Bilim Tarihi Kitabımız: Fen Adamları”, Bilim ve Ütopya, Sayı 147, Eylül 2006, s. 46.

16

Son olarak kitapta bazı yazım hatalarının olduğunu söylemekte fayda vardır.

Bunlardan en önemlisi, eserin basım yılına ilişkin kapak sayfasında 1917 yılına işaret edilirken, kitabın sonunda ise 1918 tarihi verilmiştir. Aynı şekilde metnin içinde de çeşitli yazım hatalarına rastlamak mümkündür.

17

Benzer Belgeler