• Sonuç bulunamadı

Ad›na ulusal çeliflki de diyebiliriz, k›r›lma da

Belgede 2233 66 (sayfa 36-39)

DEE⁄⁄EERRLLEENNDD‹‹RRMMEE

D

Dooçç.. DDrr.. YY››lldd››zz SSEERRTTEELL 8. Paris Üniversitesi Emekli Ö¤retim Üyesi

u rahats›zl›¤›n ekonomik, sosyal, siyasal, stratejik bo-yutlar› var. EKONOM‹K bunal›m art›k dayan›lmaz bir hal ald›. Bunun temel nedenle-rinden biri, EKONOM‹N‹N YA-BANCILAfiMASI. Özellefltirme po-litikas›n›n sonucu; bankalar›n, si-gorta flirketlerinin, önemli iflletmele-rin hemen de tamam› veya hisseleri-nin büyük k›sm› yabanc› sermaye-nin eline geçti. ‹halelerde yeflil ser-maye ile yabanc› serser-mayeye öncelik verildi. Hafif ve a¤›r sanayide yüz-lerce fabrika milli olmaktan ç›kt›. Milli üretimin yerini yabanc› üretim al›rken, afl›r› karlar g›da fiyatlar›n› yükseltiyor. Yabanc› sermaye üre-timden çok mali alanlara, hizmet sektörüne kay›yor. Üretim ekono-misinden, Tüketim ekonomisine ge-çiflle, bütün dengeler bozuluyor: D›fl ticaret a盤›, cari aç›k, yüksek faiz bafl›n› alm›fl gidiyor.

Hükümet, ulusal ekonomiyi gelifl-tirecek yerde, borçlanmaya ve ithala-ta dayanan bir politika izliyor. Aslan Bafler Kafao¤lu’nun belirtti¤ine göre, bu d›flar›dan zorlanan ekonomiye bir ad bile konmufl: “Fakirlefltiren Büyü-me” (Ayd›nl›k, 25 May›s 2008). Bu bozuk düzen tüketici ile beraber yerli üreticiyi de fakirlefltiriyor.

Üretici h›zla artan karbüran, ham madde fiyatlar› ve zamlar al-t›nda eziliyor, borçlan›yor. Pazarda-ki fiyatlar bafl döndürüyor. Do¤al gaza yüzde 7’yi aflan zam, elektri¤e yüzde 30 dolay›nda zam, yüzde 12’ye ulaflmas› beklenen enflasyon

ailelerin geçim düzeyini h›zla düflü-rüyor. Tüketim mallar›, ham madde ithalat› yerli sanayiyi y›k›yor. Özel-lefltirmelere paralel olarak iflsizlik h›zla art›yor, geçim düzeyi düflü-yor. Toplumun yar›s›ndan fazlas› düflük ücret al›yor, açl›k düzeyinde yafl›yor. Petrol ve karbüran fiyatla-r›ndaki art›fl, tar›mda ve sanayide üretim maliyetlerini artt›r›yor, üreti-ci durgunlaflan piyasada mal›na al›-c› bulam›yor. TESK Baflkan› B. Pa-landöken, “Esnaf›m›z›n bir çuval pi-rinci alacak gücü yok” diyor. Bu du-rumun nedeni, süpermarketlerin kurdu¤u tekelde yat›yor. G›da bu-nal›m›nda yabanc› sermayenin rolü büyük. Örne¤in sütte uluslararas› firmalar tekel kurdular. Üç dört ya-banc› firma süte istedi¤i fiyat› koyu-yor. Di¤er g›da ürünlerinde de ayn› oyun oynan›yor. Bu tekeller yerli üreticiyi y›k›yor. Süpermarketler, piyasaya egemen oluyor. “10 y›lda baflta bakkallar olmak üzere 57 mes-lek grubu krize girdi. Esnaf say›s› son on y›lda 40 bin azald›.” (Ayd›n-l›k,18 May›s 2008)

Pazarda esnaf barbar ba¤›r›yor: “Piyasa durgun, satam›yoruz”. Ke-penkler kapan›yor. Bunun bir nede-ni, halk›n al›m kabiliyetinin h›zla düflmesi ise, di¤er nedeni yerli esna-f›n, üreticinin tekelci yabanc› serma-ye ile rekabet edememesi. Di¤er bir deyimle yabanc›laflma, serbest pi-yasa ekonomisi ulusal ekonominin aleyhine iflliyor. Sonucu durgunluk, iflsizlik, yoksulluk, çöküfl. Yüzde 4’e düflen büyüme h›z› ve 5 milyonu

Bunal›ma Karfl›

Ulusal Birlik Farz

Ad›na ulusal çeliflki de

diyebiliriz, k›r›lma da

felaket de. Ortada bir

gerçek varsa o da

Türkiye’nin ola¤anüstü bir

istikrars›zl›k, bir iç çat›flma

yaflad›¤›d›r. Bu

istikras›zl›k, hemen de

bütün kesimleri rahats›z

ediyor. Bu rahats›zl›k

giderek bir ulusal

nitelik kazan›yor.

aflan iflsizlik ufak rakamlar de¤il. Sosyal s›k›nt›lar buna ekleniyor. “Sosyal Sigortalar” yasas› ile ücret art›fllar›, sa¤l›k sigortalar›, emeklilik haklar› büyük ölçüde tehlikeye gi-ren yüz binlerle yurttafl eyleme geç-ti. D‹SK, KESK, TMMOB, TDB ve TÜRK-‹fi’e ba¤l› sendikalar haftalar-ca, “Genel Grev” tehdidiyle yürü-yüfl yapt›. K›sa bir grev de yaparak, IMF bask›s›yla ellerinden al›nan haklar›n›n baz›lar›n› geri ald›lar. Bu bir örnek. Bunun gibi daha pek çok eylem var. Egeli çiftçilerin, “Türk ta-r›m›na sahip ç›kmak” mitinginde pek çok sendika ve siyasal parti, Türk tar›m›nda yabanc› sermaye egemenli¤ini protesto etti. Good Ye-ar, Pirelli ve Brisa iflyerlerinde, 4 bin iflçi çal›flma koflullar›n› protesto için greve ç›kt› vb.

Siyasal istikrars›zl›¤›n ise sonuç-lar› çok a¤›r. Bu sadece bir türban veya laikli¤in korunmas› kavgas› de¤il. Cumhuriyetin temel ilkeleri-ni y›k›p, bir orta ça¤ düzeilkeleri-ni kurma-ya yönelenlerle, onu korumakurma-ya çal›-flan güçler aras›nda ulusal çapta bir kavga bu. AKP iktidar›n›n bir sivil anayasa giriflimi, Üniversiteye tür-ban› sokmak için Anayasan›n laiklik ilkesini çi¤nemek teflebbüsü ve ni-hayet Yarg›tay Baflsavc›s›n›n AKP’nin kapat›lmas› için açt›¤› da-va iç kavgay› k›z›flt›r›yor:

De¤erli gazetecilerimizin, bilim adamlar›m›z›n gece yar›s› tutuklan›p, sorguya çekilmeleri, muhalefet parti-lerinin telefonla dinlenmesi, muhali medyaya yap›lan bask›lar, 1 May›s ‹fl-çi Bayram›’nda polisin halka vahflice sald›rmas› ve Yarg›tay Baflsavc›s›’n›n AKP’nin kapat›lmas› için açt›¤› dava, iç kavgay› büsbütün h›zland›r›yor. En büyük felaket, AKP’nin kapat›lma tehlikesi karfl›s›nda bir tak›m sert ön-lemlere baflvurmas›: Önemli gazeteci ve bilim adamlar›n›n, yarg›çlar›n te-lefonlar›n›n dinlenmesi, Yarg›tay üyelerinin izlenmesi büyük endifleler uyand›r›yor, genifl kapsaml› tepkiler yarat›yor. Cumhuriyetin temel ilke-lerini korumak için ulusal birlik fikir-leri do¤uyor.

D

Dee¤¤iiflfliikk kkeessiimmlleerrddeenn g

geelleenn sseerrtt tteeppkkiilleerr

1 May›s olaylar›ndan sonra,

De-niz Baykal, Türkiye’nin bir ibret ve-rici tarihi k›r›lma noktas›na geldi¤i-ni aç›klad›. Arkas›ndan CHP, Mec-lise bir genel soru önergesi getirdi. ‹flçi Partisi 1 May›s olaylar›yla bera-ber, parti idarecilerinin, yasal nede-ni olmayan tutuklanmalar›n› yarg›-ya flikayet etti. Rahflan Ecevit, genel durumu göz önünde tutan 8 madde-lik parti program›nda, “IMF’ye tes-lim edilen ekonomik programa kar-fl› milli bir program” izlenmesini is-tedi. Bütün muhalefet partileri ara-s›nda birlik ça¤r›s› yapt›. DSP Bafl-kan› Zeki Sezer demokratik haklar›n iflçi haklar›n›n çi¤nenmesini protes-to etti.

Bu iç kavgan›n do¤urdu¤u istik-rars›zl›k iflçi ve iflveren çevrelerini fazlas›yla rahats›z ediyor ve hatta birleflmeye yöneltiyor: 1 May›s olaylar›ndan sonra, D‹SK, KESK ve TÜRK-‹fi gibi üç büyük sendika be-raberce Yarg›tay’a suç duyurusunda bulundular.

‹fl çevrelerinin örgütleri de pro-testo kampanyas›na kat›ld›lar. TÜ-S‹AD, 1 May›s olaylar›n›n, “130 y›l-l›k Türk demokrasisi aç›s›ndan kötü bir s›nav oldu¤unu, uzlaflmadan uzaklaflman›n bir tehlike oldu¤unu ve buna ancak demokrasiye sar›la-rak karfl› konulabilece¤ini aç›klad›. G‹AD (Genç ‹fladamlar› Derne¤i) aç›klamas›nda, “Demokrasi güç gösterme de¤il, uzlaflma rejimidir,” dedi.

Liste çok uzun. De¤iflik eylem veya aç›klamalarla, 1 May›s halka karfl› kullan›lan polis terörünü pro-testo edenler aras›nda daha birçok sendika, örgüt var. Bunlardan baz›-lar› flunlar: TEK GIDA ‹fi, Ça¤dafl Gazeteciler Derne¤i, Türkiye Gaze-teciler Cemiyeti, Elektrik Mühendis-leri Odas›, pek çok üniversiteli, sos-yologlar vb. ‹flçi Sendikalar›yla hü-kümet aras›nda ç›kan anlaflmazl›k, Odalar Birli¤i ile TÜS‹AD’› da

hare-kete geçirdi.

3

377

7 STK 81 ilde, “Türkiye ‹çin Sa¤-duyu” ça¤r›s› yapt›. TOBB, Türkiye Kamu-Sen, Hak-‹fl, TESK, T‹SK, TZOB’un kat›ld›¤› ‹stanbul toplan-t›s›n›n aç›l›fl konuflmas›nda, “Laik-lik ilkesinden vazgeçilemeyece¤i” belirtildi. “Türkiye Cumhuriye-ti’nin Anayasas›n›n bafllang›c›nda-ki, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti temel ilkelerinden vazgeçilemeyece¤i vurguland›. “Türkiye ‹çin Sa¤duyu” ça¤r›s›n›n metnini, TOBB Baflkan›, Hisarc›kl›-o¤lu okudu. Her iki taraf›, alm›fl ol-duklar› pozisyondan geri ad›m at-maya ça¤›rd›. Ancak, T. Erdo¤an, söz konusu olan, parti kapatma da-vas›nda ve Sosyal Reform Proje-si’nde geri ad›m atmay› sert bir ton-la reddetti. Ekonomik bunal›ma karfl› acil önlem, demokrasinin bü-tün kurumlar›yla hayata geçirilme-si, Türkiye’nin bir an önce kavga ve kaos ortam›ndan ç›kar›lmas› ça¤r›-lar›na da sa¤›r kald›.

TÜS‹AD (Türk Sanayici ve ‹fl Adamlar› Derne¤i) Baflkan› Arzu-han Do¤an Yalç›nda¤, memur ve ifl-çi sendikalar›n›n, esnaf temsilcileri-ni ziyaret etti. Konuflmalar›nda ku-tuplaflmalardan duydu¤u rahats›zl›-¤› belirtti: “Bu zor dönemi DEMOK-RAS‹ ve HUKUKA SAYGI ‹LE AfiAB‹L‹R‹Z,” dedi. Özellikle D‹SK ile yapt›¤› konuflmalardan önemli sonuçlar ald›, bu iki örgütün iki ayr› ç›kar grubuna ba¤l› oldu¤unu, an-cak ülkedeki gerginli¤e son vermek için ortak iradeye gerek duydu¤unu belirtti.

TÜS‹AD’›n d›fl iliflkiler konusun-da konusun-da yeni görüflleri oldu¤u görülü-yor. TÜS‹AD International ile Çin’in Shaanxi bölgesi heyeti ile yap›lan toplant›da konuflan örgüt baflkan›, Arzuhan Do¤an Yalç›nda¤ flöyle de-di: “Çin ile kol kola hasar› azaltal›m. Asya’n›n do¤u k›y›s›n›n yükselen devi Ç‹N ile bat› k›y›s›n›n bölgesel gücü Türkiye, ikili iliflkilerini gelifl-tirdiklerinde, tüm Asya k›tas›n› içi-ne alan büyük bir potansiyel ortaya ç›kabilir.” ABD ekonomisinin a¤›r bir bunal›m yaflad›¤› flu s›ralarda, Türk ifl çevrelerinin do¤uda h›zla geliflen, önemli bir Pazar ve sermaye kayna¤› olan Ç‹N ile iliflkilerini art-t›rma isteklerine hiç flaflmamal›.

‹çerde de, bir yanda durgunluk, bir yanda yeflil ve yabanc› sermayenin rekabeti, d›flar›da bunal›m kaç›n›l-maz olarak sermayeyi yeni mahreç-ler, yeni müttefikler aramaya itiyor. Nitekim TÜS‹AD International Bafl-kan Vekili Osman F. Boyner TÜS‹-AD’›n tamamen Avrupa’ya odak-lanm›fl politika anlay›fl›ndan vaz-geçti¤ini aç›kl›yor. Kendileriyle ilifl-ki kurulan ülkeleri de flöyle s›ral›-yor: Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin. En son Ukrayna da bu listeye giriyor. (Cumhuriyet, 14 Haziran 2008)

Görüldü¤ü gibi de¤iflen koflullar sa¤-sol demeden ulusal çapta ey-lemlere ve tepkilere yol aç›yor. Bü-tün bu keflmekefl içinde Yarg›tay gö-revini yap›yor.

Olaylar›n bir de TERÖR boyutu var. Güney do¤u Anadolu’da sanki bir iç savafl var. fiehit cenazeleri can yak›yor. TSK görevini fedakarl›kla yaparken, “sorunun sadece silahla çözülemeyece¤ini, siyasal boyutu bulundu¤unu,” ›srarla belirtiyor. ‹k-tidar ise bu tip önlemler alacak yer-de Irak idarecileri ile (merkez ve ku-zey) konuflmalara girifliyor. Oysa bölgede terörle irtica›n korkunç bir iflbirli¤i var.

Say›n Genel Kurmay Baflkan›-m›z Yaflar Büyükan›t’›n afla¤›daki uyar›s› önemlidir: “‹rtica-i unsurlar la“‹rtica-ikl“‹rtica-ik karfl›t› faal“‹rtica-iyetle- faaliyetle-rini, vak›f, dernek gibi isimler al-t›nda, bir tak›m legal oluflumlar va-s›tas›yla, yurt içinde ve d›fl›nda sürdürmeye devam etmektedir… Bölücü terörün ana hedefi, ‘Ulus Devlet’tir… Bölücü ve irtica-i faalirtica-iyetler, terörirtica-izm, uyuflturucu ticareti, kitle imha silahlar›n›n ya-y›lmas›, insan kaçakç›l›¤› ve yasa d›fl› göç ile siber tehditler gibi asi-metrik unsurlar›n yan› s›ra; komflu ülkelerden kaynaklanabilecek is-tikrars›zl›klar ve Irak’›n kuzeyinde ortaya ç›kabilecek oluflumlar›n Türkiye’nin güvenli¤ine do¤rudan etkileri gibi risk ve tehditleri de içermektedir.” (Hürriyet, 5 Nisan 2008)

S Soonnuuçç

Yukar›da da belirtti¤imiz gibi toplumsal rahats›zl›k gitgide daha

genifl çevreleri kaps›yor. ‹flçi sendi-kalar›, iflveren çevreleri, Cumhuri-yetin temel ilkelerini savunan bütün kurumlar gitgide daha çok birbirine yaklafl›yor. Bunun nedenlerini flöyle s›ralayabiliriz:

1. Bir derin ekonomik bunal›m yafl›yoruz: durgunluk, enflasyon, borsa bunal›m› bütün kesimleri teh-dit ediyor. ‹ktidar baflar›dan söz edip gereken önlemleri alm›yor. Git-gide artan istikrars›zl›¤› adeta kö-rüklüyor. Oysa dünya ekonomik bu-nal›m› karfl›s›nda bat›da dahi liberal ekonomiye s›n›rlar getiren devlet yapt›r›mlar› yap›lmaya baflland›. Ke-mal Dervifl dahi TÜS‹AD’›n Yüksek ‹stiflare Konseyi Toplant›s› için Tür-kiye’ye geldi¤i s›rada flöyle konufltu: “Piyasa evet ama mali sermaye de-netilmeli, yat›r›mlar yap›lmal›, dev-let müdahale etmeli.” Çünkü küresel bunal›m bunu gerektiriyor.

2. Siyasal istikrars›zl›k baflta ser-maye çevreleri olmak üzere bütün kesimler için önemli bir tehdit. Oysa devletin bir terör düzenine yönel-mesi, hukuk devletini, Anayasa ku-rallar›n› sarsacak nitelikteki giriflim-leri demokratik, laik, hukuk devleti-nin temellerini sars›yor. Bu nedenle yarg› görevini yapmaya yöneliyor ve toplumun de¤iflik kesimleri tara-f›ndan destekleniyor. TSK kendisine yap›lan sald›r›lara karfl› sessiz kal-m›yor.

3. Cumhuriyetin kuruluflundan bu yana laik ve demokratik e¤itim görmüfl, oldukça bat›l›laflm›fl, mo-dernleflmifl tabakalar bir ‹slam dev-leti, fleriat düzeni tehlikesini göze alam›yor, laiklikten ödün vermek is-temiyor.

Bütün bu nedenlerde toplumun önemli bir kesimi, kurumlar› ve de-mokratik örgütleriyle sendikalar› ve ifl çevrelerini temsil eden örgütleriy-le Orta Ça¤ düzenine karfl› ç›k›yor. fiu zor günlerde, “CUMHUR‹YET‹ KORUMAK ‹Ç‹N GÜÇB‹RL‹⁄‹ SA-VAfiI VEREN BÜTÜN GÜÇLER‹N B‹RLEfiMES‹NDE FAYDA VAR. ASLINDA ÜLKEN‹N B‹R UÇU-RUM KENARINA GELD‹⁄‹ DÜfiÜ-NÜLÜRSE ARTIK, CUMHUR‹YET‹ KORUMAK ‹Ç‹N ULUSAL GÜÇ B‹RL‹⁄‹ KAÇINILMAZ B‹R HAL ALDI. 

BİLDİREN 3399

US‹AD

B‹LD‹REN

S

SÖÖYYLLEEfifi‹‹

Z

Zeeyynneepp FFAAZZLLIILLAARR AnAnkkaarraa’’nn››nn ssuu ssoorruunnuu nnaass››ll bbaaflflllaadd››?? Ankara’n›n su sorunu, DS‹ taraf›n-dan yap›lan planlar›n uygulanmamas› ve Ankara’ya su temin eden barajlara iki dönem üst üste daha az su gelmesi sonu-cunda Ankara’n›n susuz kalaca¤› endi-flesine kap›lmas› ile bafllad›. Bunun sonu-cunda “Acil ‹çme Suyu Getirme Projesi” devreye sokuldu ve Ankara’da su kesin-tilerine gidildi.

A

Acciill ‹‹ççmmee SSuuyyuu PPrroojjeessii hhaakkkk››nnddaa b biill--g

gii vveerriirr mmiissiinniizz??

DS‹ taraf›ndan yap›lan planlama-da Ankara’n›n su ihtiyac›n›n 2027 y›-l›na kadar Bat› Karadeniz’deki Filyos Havzas›’ndan getirilmesi planlanm›fl-t›. Buradaki suyu Çaml›dere Baraj›’na getirecek olan proje ise “Gerede Pro-jesi” idi. Ancak bu projeye zaman›nda bafllanmay›nca Acil ‹çme Suyu Proje-si’ne dönüldü. Bu proje de K›z›l›rmak Nehri üzerindeki Kesikköprü Baraj›’ndan Ankara’ya su ge-tirme projesiydi.

K

K››zz››ll››rrmmaakk’’ttaann ssuu ggeettiirrmmee p

prroojjeessii DDSS‹‹‘‘nniinn ppllaannllaammaa rraa--p

poorrllaarr››nnddaa yyeerr aall››yyoorr mmuuyydduu??

Evet; ancak DS‹ bu suyun kalitesi-nin daha düflük, projekalitesi-nin ilk yat›r›m ve iflletme maliyetinin daha yüksek olma-s› nedeniyle bu projeyi 2027 y›l›ndan sonra ele almay› planlam›flt›r.

D

DSS‹‹ bbuu pprroojjeeyyii nneeddeenn 22002277 yy››ll››nnaa eerrttee--lleeddii??

2027 y›l›na kadar K›z›l›rmak’a bofla-lan evsel ve endüstriyel at›klar›n kontrol alt›na al›nmas› ve ar›tma gerekse bile ge-liflen teknoloji ve azalt›lacak kirlilik ne-deniyle suyun daha ucuza ar›t›labilece¤i düflüncesi ile proje ertelenmifltir.

D

DSS‹‹’’nniinn GGeerreeddee PPrroojjeessii’’nnii öönncceelliikk v

veerrmmeessiinniinn nneeddeennii nneeddiirr??

Gerede’den getirilecek olan suyun

“Ankara’daki suyun genifl

Belgede 2233 66 (sayfa 36-39)

Benzer Belgeler