• Sonuç bulunamadı

Abdullah Develioğlu ve Fulku’l-Ebq<r fî Şerqi Luccetu’l-Esr<r

3. Quccetu’l-Aqrâr Şerq-i Luccetu’l-Esrâr

3.2. Luccetu’l-Esrâr’a Yazılan Diğer Şerhler ve Tercümeler

3.2.6. Abdullah Develioğlu ve Fulku’l-Ebq&lt;r fî Şerqi Luccetu’l-Esr&lt;r

Abdullah Develioğlu, medreselerde ve okullarda öğretmenlik yaptıktan sonra Kayseri ve Adana müftülüğü görevlerinde bulunmuş, 1892 yılında Kayseri’nin Develi ilçesinde doğmuş, 1984 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.66 Kasideye yazdığı şerhe Fulku’l-Ebq<r fî Şerqi Luccetu’l-Esr<r yahud Mecma2u’l-Ezh<r fî Şerqi Huccetu’l-Aqr<r adını vermiştir. Şerh 1330 (1912-13) yılında yazılmış ve aynı yıl (1330-1331) basılmıştır. Telif tarihi bizzat müellif tarafından belirtilmemiş ise de eser, Muh<cirz<de el-H<c 2Abdull<h Efendi’nin takrizleri ile birlikte basılmıştır. Bu takrizlerde 1330 yılı tarih düşülmüştür. Şerhin adı, baskının dış kapak yüzünde yine Fulku’l-Ebq<r f4 Şerq-i Luccetu’l-Esr<r y<1ud Mecma2u’l-Ezh<r f4 Şerq-i Quccetu’l-Aqr<r, müellifi de Ķay6eriye 0alebe-i 2ul5mundan Develü müft4-i s<bı_ı el-H<c Maqm5d Efendiz<de 2Abdull<h şeklinde kayıtlıdır. Baskının iç kapak sayfasında Ķay6eri 0alebesi udeb<-yı kir<mından Muh<cirz<de el-H<c 2Abdull<h Efendi 0arafından se-zeb<n olara_ silk-i su05ra alınan ta_r4@dür ibaresi altında Muh<cirz<de

64 Kadir Turgut, agt., s. 90; Sadık Yazar, Anadolu Sahası Klâsik Türk Edebiyatında Tercüme ve Şerh Geleneği, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi SBE, İstanbul, 2011, s. 636-637

65 Mehmet Atalay, “Câmî’nin Luccetu’l-Esrâr Adlı Kasidesi ve Erzurum Kadı Vekili Ahmed Râşid’in Manzum Tercümesi”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S: 24, Erzurum 2004, s. 25

66 Abdullah Satoğlu, Kayseri Ansiklopedisi, Abdullah Develioğlu (develi.org.tr-adanamuftulugu.gov.tr, 13.8.2015)

30 el-H<c 2Abdull<h Göni imzalı Arapça, Türkçe ve Farsça yazılmış üç ayrı kıta yer alır.

Muh<cirz<de el-H<c 2Abdull<h Efendi tarafından Türkçe yazılmış takriz metni şöyledir:

Bu bir şerq-i kitâb-ı müstetâb ki Münevver itdi qüsni her cihânı Bütün emxâli üzre oldı mümtâz Güyâ wât-ı _u0ûf-i dâniyât

Mücevher-i sîm-i zerdir la2l-i yâkût Mura66a2dır meâl ü müfredâtı Â3a misbâh-âviz dinse yeridir Münîrdir zîr-i beyti mükremâtı Didim bir târi1 hecâsız çün oldı Temâm “Mecma2u’l-Ezhâr nükâtı

Mukaddime kısmında Hz. Muhammed (sav) için salât ü selâm maksatlı bir kıta ve sonrasında şerhin telif sebebine dair kısa bir açıklama yer alır. Bu açıklamada şârih çok değer atfettiği kasidenin şerhine haddi olmayarak iyi niyetlerle başladığını ve şerhi bir hizmet mesabesinde gördüğünü şu ifadelerle beyan etmiştir:

Ve ba2d şu ris<le-i n<ç4zü3 tab2 u neşrine maq@< qüsn-i niyetim sebeb olmuşdur. Qa@ret-i C<m4’nü3 1ez<in-i qikmet u 2irf<n olan “Luccetu’l-Esr<r” n<m ris<le-i merğ5besini şerq ve 4@<qa _al_ışma_ bizim gibi be@<2a-i 2ilmiyyeden maqr5m olanlar içün 1ic<letden baş_a bir şey int<c itmezse de 2aynı zam<nda w<t-ı müş<runileyh 2al< _adri’l-isti0<2at bir 1idmet dimek oldığından ma_6adım 2aczime cür’et-ba1ş oldı.67

Bu açıklamaların devamında tesmiyeye dair ifadelere yer verilerek şerhe uzun bir isim verilmesinin gerekçesi şerqimizü3 ismi “Fulku’l-Ebq<r”dur (de3izlerü3 gemileri). İsmü3 müsemm<nu3 bir cihetine ta2allu_u olmadığı içün n<m-ı digeri

67 Muh<cirz<de el-Q<c 2Abdull<h Efendi, Fulku’l-ebq<r f4 Şerq-i Luccetu’l-Esr<r y<15d Mecma2u’l-ezh<r f4 Şerq-i !uccetu’l-Aqr<r, Kayseri: Erciyes Matbaası (1914), s. 2.

31

“Mecma2u’l-Ezh<r” (çiçeklerü3 0oplandığı yer) tesmiye idilmişdür şeklinde açıklanmıştır. Ayrıca şerhte izlediği usule “sekiz hata” kaydıyla işaret etmiştir:

Kit<bu3 tab42i olan sa_ad<0ından m<2ad< sekiz 1a0<sı vardur. Birincisi luğat, 6arf ve naqve ta0b4_en yüz beytin i2r<bını qik<ye ider, ikincisi beytleri 2aynen, ba2@ısını me<len tercüme ider, üçüncüsü tav@4qen şerq ider, dördüncüsü her beyti Q<fı*-ı Ş4r<z4, Mexnev4-yi Cel<l4, N<n ve qelv<-yı şey1 >mil4 mix<li kütüb-i mu2tebereden tan*4r ve temx4l idilmişdür, beşincisi ib<reyi mümkün mertebe s<de sehl yazar, altıncısı bi’t-tab2 getirilen eby<tı 2aynen ve me<len tercüme ider, yedincisi i1v<n-ı _adındab 2uy5b-ı qa_4_asına v<_ıf olanlara 2aczini mu2terif olmasıyla ı6l<qını ric< ider, sekizincisi reşk-<ver<na _arşı 68 gibi kısa ibarelerle işaret etmiştir. Notlarda da ifade edildiği gibi şerhte kasideyi oluşturan beyitlerde yer alan kelimelere dair gramer bilgileri verilmiş, bazı beyitler kelime kelime, bazıları da anlamları itibarıyla Türkçeye çevrilmiş ve anlam izah yoluyla sade bir dille aktarılmıştır. Hâfız-i Şîrâzî, Mevlânâ ve Şeyh Behâyî’nin Nân u Helvâ adlı mesnevisinden ve mukaddimede zikrettiği diğer kaynaklardan şahit beyitler zikretmiş ve bu beyitlerin de Türkçe tercümeleri verilmiştir. İhtar kaydı ile de Câmî’nin kasidesi ve vezni hakkında bilgi mahiyetinde not düşülmüş; kaside beyitlerini takti üzere okunuşu da ilk beyit üzerinde gösterilmiştir. Doksan üçüncü beytin şerhinde Câmî, doksan altıncı beytin izah kısmında da Emîr Husrev-i Dihlevî’nin kısaca hal tercümeleri verilmiştir. Vezin ve okunuşla ilgili hususa da yine mukaddimedeki “i10<r” kısmında değinilmiştir:

“=o_s<n üçüncü beytde tercüme-i q<li wikr olınan Qa@ret-i C<m4’nü3 nev<-yı 0ab2ından in2ik<s iden bu _a64de-i n<dire 0o_s<n altıncı beytde tercüme-i q<li mewk5r olan Em4r !usrev-i Dihlev4’nü3 Baqru’l-ebr<r’ına na*4re olarak 4r<d idilmiş ve kendisi mücerred melek-i 2ar5@ ve {arb-ı maqw5fundandur. İcr<sı iki kere “F<2il<tün f<2il<tün f<2il<tün f<2ilün”dür. Fa_a0 i@<fetlerde y<-yi ba0ıniye melq5* olub mexel<

şöyle:

“Küngür-i ey. V<n-ı şeh kez. K<h-ı keyv<n. Ber terest” ta_042 olınur.

حلاصا رد یناوت رگا هجاوخ یا شوکب

تسادخ بیع یب هک نکم رظن بیع رد

68 Muh<cirz<de el-Q<c 2Abdull<h Efendi, Fulku’l-ebq<r f4 Şerq-i Luccetu’l-Esr<r y<15d Mecma2u’l-Ezh<r f4 Şerq-i !uccetu’l-Aqr<r, s. 2.

32 Bu kısımdan sonra mukkadime bitmiş, kasideye geçilmiştir. Şerhte kaside beyitler halinde ele alınmış, her bir beyit “lucce 1”, “lucce 2” şeklinde numaralandırılmış, beyitlerin mısraları ayrı ayrı tırnak içinde belirtilmiştir.

Sonrasında “müfredât” başlığı ile mısralarda geçen Farsça kelimeler, gramer yapıları ile incelenmiş, anlamları verilmiştir. Açıklanacak kelimeler tırnak içinde verilmiştir. Akabinde “tercüme” kaydı ile anlamı verilmiş, “şerh” kaydı ile de izahı yapılmıştır.

3.2.7. M. Arif Karakaya Cennet Anahtarı (Luccetu’l-Esrâr’ın Şerhi)