• Sonuç bulunamadı

5. Konu ile İlgili Araştırmalar

2.1.1. Tahâret Kitabı

2.1.1.1. Abdestin Farzları

Muhtasar’da geçen bu başlık altında iki rivâyet tespit edildi. İlki Peygamberimiz’in (s) bir kavmin çöplüğüne gelip bevletmesi hususundaki hadis, diğeri ise Abdest alırken başını ve mestlerini mesh etmesi ile ilgili hadis-i şeriftir.

Bu konudaki iki hadis iki farklı rivâyet şeklinde gelmiş olup Kudûrî bunları birleştirerek kullanmıştır. Tezde ise senetleri farklı olan bu metinler ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Eseri şerh eden âlimler, müellifin hadisleri birleştirmesinden dolayı iki rivâyeti bir arada yorumlamışlardır. Çalışmada da aynı yöntem takip edilerek öncesinde ayrı ayrı geçtikleri rivâyetler işlenmiş ancak tek bir rivâyette geçtikleri yerler de belirtilerek her iki rivâyetin metni birlikte yorumlanmıştır.

Bu iki rivâyetin tek bir rivâyet halinde ve ayrı ayrı geçtiği yerlerde Kütüb-i Tis‘a’da toplam on iki rivâyet tespit edilmiştir.

2.1.1.1.1. “Peygamber Efendimiz’in (s) Bir Kavmin Çöplüğüne Gelip Bevletmesi” Hadisi

Metin Muhtasar’da şu şekilde geçmektedir:

لابف موق ةطابس ىتأ “Peygamber Efendimiz (s) bir kavmin çöplüğüne gelip bevletti.”67

Buhârî’nin (256/870) Sahîh’inde ise sened ve metin şöyledir:

َسوُم وُبَأ َناَك :َلاَق ،ٍلِئا َو يِبَأ ْنَع ، ٍروُصْنَم ْنَع ،ُةَبْعُش اَنَثَّدَح :َلاَق ،َة َرَع ْرَع ُنْب ُدَّمَحُم اَنَثَّدَح ْشَ ْْا ى ُّ ِرَع َقَف ،ُهَض َرَق ْمِهِدَحَأ َب ْوَث َباَصَأ اَذِإ َناَك َليِئا َرْسِإ يِنَب َّنِإ :ُلوُقَي َو ،ِل ْوَبْلا يِف ُدِ دَشُي َكَسْمَأ ُهَتْيَل :ُةَفْيَذُح َلا ى َََأ ، ِ َّللَّا ُلوُس َر )ص( اًمِئاَق َلاَبَف ٍم ْوَق َةَطاَبُس .

Muhammed b. Ar‘are → Şu’be → Mansûr → Ebû Vâil’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

“Ebû Mûsâ el-Eş'ârî idrar serpintileri değmesin diye pek ziyâde şiddet gösterir ve İsrail oğullarından birinin elbisesine idrar değerse onu mıkrâz ile kestiğini söylerdi. Huzeyfe bunu işitince: ‘Ah keşke Ebû Mûsâ böyle şiddetli davranmaktan ve böyle söylemekten kendini tutsaydı! Rasûlullah (s) bir kavmin yıkılmış evlerinin bulunduğu bir yere geldi de ayakta dikelerek bevletti’ demiştir.”68

Bu rivâyette Hz. Huzeyfe’nin (r.a) naklettiği kısım ile Nesâî’nin tahâret babındaki ve yine İbn Mâce’nin tahâret babındaki rivâyetleri aynı olduğu için tekrara kaçmamak adına metinler beraber değerlendirilmiştir.69

2.1.1.1.2. “Peygamberimiz’in (s) Abdest Alırken Başını ve Mestlerini Mesh Etmesi” Hadisi

el-Kitab’da geçen metne Nesâî’nin Sünen’inde ulaşılmıştır. İncelenen metin önce Muhtasar’da geçtiği şekliyle verildi. Sonrasında senedi tespit edilen rivâyetin metni ve tercümesi aktarıldı.

Metin eserde şu şekilde geçmektedir:

هيفخ و هتيصان ىلع حسمو أضوت و ‘Peygamber Efendimiz (s) abdest aldı ve saçının perçemine ve mestlerine mesh etti.’70

Kudûrî et-Tecrîd’de bu rivâyetten bahsederken “Muğîre b. Şu’be şöyle rivâyet etmiştir”71 demiştir; bu tarikle gelen Nesâî’nin rivâyeti şu şekildedir.

68 Buhârî, Vudû, 62, (226); Mezâlim, 27, (2471).

69 Nesâî, Tahâret, 24, (26, 27, 28); İbn Mâce, Tahâret, 13, (305, 306). 70 Kudûrî, el-Muhtasar, s. 11.

،ٍعْي َر ُز ُنْبا َوُه َو َدي ِزَي ْنَع ،َةَدَعْسَم ُنْب ُدْيَمُح َو ٍ يِلَع ُنْب وُرْمَع اَن َرَبْخَأ َنَثَّدَح :لاق ،ٌدْيَمُح اَنَثَّدَح :لاق ُرَْْب ا َِّللَّا ُلوُس َر َفَّلَخََ :لاق ،ِهيِبَأ ْنَع ،َةَبْعُش ِنْب ِة َريِغُمْلا ِنْب َة َزْمَح ْنَع ، يِن َزُمْلا ِ َّللَّا ِدْبَع ُنْب ْفَّلَخَتَف )ص( اَّمَلَف ،ُهَعَم ُت َأَف ؟ٌءاَم َكَعَمَأ :َلاَق ،ُهَتَجاَح ى َضَق َضَف ِهْيَعا َرِذ ْنَع ُرُسْحَي َبَهَذ َّمُث ،ُهَهْج َو َلَسَغ َو ِهْيَدَي َلَسَغَف ،ٍة َرَهْطِمِب ُهُتْيََ مُك ََا ِهْيَّفُخ ى َلَع َو ِةَماَمِعْلا ى َلَع َو ِهِتَي ِصاَنِب َحَسَم َو ِهْيَعا َرِذ َلَسَغَف ِهْيَبِْْنَم ى َلَع ُهاَقْلَأَف ِةَّبُجْلا .

Amr b. Ali → Humeyd b. Mes‘ade → Yezid → Humeyd → Bekr ibn Abdullah el-Müzenî → Hamza b. Muğire b. Şu’be → babasından (r.a) aktararak şöyle diyor:

“Rasûlullah (s), bir yolculukta geri kaldı. Ben de onunla beraber geri kalmıştım tuvalet ihtiyacını gördü ve: ‘Yanında su var mı?’ diye sordu. Ben de kendisine bir kapla su getirdim. Ellerini yıkadı, yüzünü yıkadı, sonra elini cübbesinin kollarından çıkarmaya çalıştı fakat cübbenin kolları dar olunca çıkaramadı kollarını omuzuna atıp elini alt taraftan çıkarıp kollarını yıkadı. Alnıyla birlikte sarıklarını ve mestlerini de meshetti.”72

Bu rivâyetle Müslim’in Sahih’indeki rivâyetin metinlerinin aynı olmaları nedeniyle birlikte değerlendirilmiştir73 ki bu iki rivâyet arasındaki en belirgin fark ِهِتَي ِصاَنِب َحَسَم (alnını mesh etti) kısmı yerine هَسْأَر َحَسَم (başını mesh etti) ifadesinin gelmesidir. İncelenen tarîklerde Nesâî’nin rivâyeti hariç hepsinde هَسْأ َر َحَسَم şeklinde gelmiştir, fakat Muhtasar’da هِتَي ِصاَنِب َحَسَم şeklinde geçmesi hasebiyle bu şekilde gelen rivâyeti esas alarak tahlil edilmiştir.

Yukarıdaki rivâyetde ilk rivâyetden de bahsedilmektedir fakat)ص( َِللّا لو س َر ىَتَأ اًمِئاَق َلاَبَف ٍم ْوَق َةَطاَب س (Rasûlullah (s) bir kavmin süprüntülüğüne geldi de ayakta dikelerek bevletti) kısmı bu şekilde değil de هَتَجاَح ىَضَق اَمَلَف (tuvalet ihtiyacını giderdiğinde) şeklinde gelmiştir. Yine birçok kaynakta iki rivâyet birleştirilerek şu şekilde nakledilmiştir;

اًمِئاَق َلاَبَف ، ٍم ْوَق َةَطاَب س )ص( ِ َللّا لو س َر ىَتَأ ِهْيَف خ ىَلَعحَسَمَف ٍءاَمِب اَعَد َم ث

71 Kudûrî et-Tecrîd adlı eserinde de yine Muğîre b. Şube’nin (r.a) bu rivayetini onun tarîkiyle

kullanmıştır. Bkz. Kudûrî, et-Tecrîd’, I, 119, (276).

72 Nesâî, Tahâret, 87, (108). 73 Müslim, Tahâret, 22, (274).

‘Hz. Peygamber bir kavmin çöplüğüne geldi, ayakta küçük abdest bozdu ve su istedi. (O su ile abdest aldı. Sıra ayaklarına gelince) mestlerinin üzerine mesh yaptı.’74

el-Muhtasar şârihi el-Haddâd (800/1397) el-Cevheratü’n-Neyyira’ da rivayetle ilgili şunları söylemektedir: “Bu iki hadisin altı faydası vardır: birincisi, izinsiz bir şekilde başkasının harabe olan mülküne girmenin caiz olduğunu; ikincisi, harabe olan yere dışkı olmaksızın bevledilmesinin caiz oduğunu; üçüncüsü, bevletmenin abdesti bozduğunu; dördüncüsü, bevlden sonra abdest almanın müstehab olduğunu; beşincisi, perçeme (başın ön kısmına) meshetmenin başı mesh etmekte yeterli olduğunu; altıncısı, mestlere meshin sünnetle sabit olduğunu öğrendik” demiştir.75

Kudûrî öncesi Hanefî kitaplarında, bu iki rivayet, et-Tahâvî’nin Şerhu Meani’l Âsâr’ında geçmektedir.76 Sonrası kaynaklarda ise; el-Muhtasar’da olduğu

gibi birleştirilmiş halde, el-Merğınânî’nin el-Hidâye’sinde Kitabu’t Tahâret başlığında geçmektedir.77 Her iki rivâyet el-Mevsılî’nin el-İhtiyâr’ında sadece َحَسَم

ِهِتَي ِصاَنِب (alnını mesh etti) kısmı geçmektedir. 78 İbnü’s-Sââtî’nin Mecma’u’l-

Bahreyn’inde ise el-Muhtasar’daki rivâyette أضوت (abdest aldı) kısmı Kitabu’t Tahâret başlığında uzun uzun anlatılarak nasıl abdest alınması gerektiği, sünnetleri ve farzlarıyla belirtilmiştir. 79 En-Nesefî’nin Kenzü’d-Dekâik’inde de yer

almaktadır.80

74 Ebû Dâvûd, Tahâret, 12, (23); Tirmizî, Taharet, 9, (13); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXXVIII,

(23246).

75 el-Haddâd, Ebubekir b. Ali b. Muhammed ez-Zebîdî, el-Cevheratü’n-Neyyira Şerhu Muhtasari’l

Kudûrî fi’l Furûi’l-Hanefiyye, 1.Baskı, thk. İlyas Kaplan, Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye yay., Lübnan, 2006, I, 26-27; Ayrıntılı bilgi için bkz. el-Meydânî, Abdülğanî el-Ğuneymî, el-Lübâb fi Şerhi’l-Kitâb, Şifa yay., İstanbul, 2017, I, 14.

76 et-Tahavî, Ebû Ca‘fer Ahmed b. Muhammed b. Selâme, Şerhu Meâni’l-Âsâr, thk. Muhammed

Zührî Neccâr-Muhammed Seyyid, 1.Baskı, Âlimu’l-Kütüb yay., Beyrut, 1994, IV, 267, (6807).

77 el-Merğınânî, Burhâneddîn Ebu Hasan Ebu Bekir İbn Abdulcelîl, el-Hidâye Şerhu Bidâyeti’l-

Mübtedî, thk. Ahmed Câr, Daru’l-Hadis yay., Kâhire, 2008, I, 15.

78 el-Mevsılî, Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd, el- İhtiyâr li Ta’lîli’l-Muhtâr, thk. Abdullah Münşâvî,

Daru’l-Hadis yay., Kâhire, 2009, I, 23.

79 İbnü’s-Sââtî, Muzafferreddîn Ahmed b. Ali, Mecma’u’l-Bahreyn ve Multeka’n-Neyyireyn, 1. Baskı,

thk. İlyas Kaplan, Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye yay., Beyrut, 2005, s. 69; et-Tahavî, Ebû Ca‘fer Ahmed b. Muhammed b. Selâme, Muhtasaru’t-Tahavî, thk. Ebu’l Vefâ el-Afgânî, y.y, t.y, s. 17.

80 en-Nesefî, Ebu Berekât Abdullah b. Ahmed, Kenzü’d-Dekâik fi’l Fıkhı’l-Hanefi, 1. Baskı, thk. Sâid

Görüldüğü üzere bu başlıkta bulunan Kudûrî’nin yer verdiği bahsi geçen iki hadis de muteber hadis kaynaklarında yer almaktadır. Hadisin Kudûrî öncesi ve sonrası bazı Hanefî kaynaklarda zikredildiği tespit edilmiştir.