• Sonuç bulunamadı

Bir şairin şiirlerinden her gruba bir örnek verilir Öğrenciler, şiirleri incelerler ve o şiir hakkındaki düşüncelerini yazıya geçirirler Daha sonra, yazılanlar

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2. Bir şairin şiirlerinden her gruba bir örnek verilir Öğrenciler, şiirleri incelerler ve o şiir hakkındaki düşüncelerini yazıya geçirirler Daha sonra, yazılanlar

sınıfta okunarak şairin şiir anlayışı hakkında genel bir yargıya varılır.

2.2.2.1.16. Tümdengelim

Amaç: Öğrencilerin sınıflama, bütüne ulaşma, kanıtlama, akıl yürütme, sorun çözme, bilimsel ve eleştirel düşünme gibi becerilerini geliştirmektir.

Uygulama: Herhangi bir konu hakkında genel bir yargı verilir. Bu yargı sınıf ortamında tartışılır. Oluşturulan gruplar veya seçilen öğrenciler, konunun özel bir yönünü genel yargıya uygunluğu yönünden değerlendirirler. Gerekli araştırmayı yaparak ulaştıkları sonucu yazılı hâle getirirler. Araştırma sonuçlarını ve değerlendirmelerini sınıfta paylaşırlar.

2.2.2.1.17. Eleştirel Yazma

Amaç: Öğrencilerin olay ve durumlara tarafsız bakma, yorum yapma, fikir ve çözüm üretme becerilerini geliştirmektir.

Uygulama: Herhangi bir olay, durum ve düşünce, sınıfın gündemine alınarak tartışılır. Öğrenciler, konu hakkındaki düşüncelerini olumlu olumsuz yönleriyle ve tarafsız bir yaklaşımla anlatırlar (MEB, 2006: 70-71-72).

2.2.3. Yazma Eğitiminin Sorunları

2.2.3.1. Eğitim Sisteminden Kaynaklanan Sorunlar

Ataman (2011: 5), 1968’den beri uygulanan Türkçe programının yazılı anlatım konusunda yetersiz kaldığını; yazma işinin bir külfet olarak görüldüğünü, yazılı anlatım denince bir atasözünü açıklamanın ilk akla geldiğini; yazılı anlatım çalışmalarında yapılandırıcı bir yöntem izlenmediğini; ilköğretimin ikinci sınıfında verilen giriş, gelişme, sonuç gibi yazma kalıbının on ikinci sınıfa kadar devam ettiğini, her yıl tekrarlanan bu yazma kalıbının da süreç içinde doğru işlemediğini; öğrencilerin yazılı anlatımlarının olması gereken noktadan çok geri olduğunu dile getirir.

Ülkemizde uzun yıllar ürün merkezli yazma yaklaşımının tercih edilmesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sorunları Ülper (2008) ve Tekşan (2013) şu şekilde belirtmişlerdir:

“Bu yaklaşımda öğrencinin yaratma, keşfetme gibi becerileri geliştirmesi mümkün değildir. Çünkü yazma önceden belirlenmiş kurallara göre yürütülür ve biçimsel özelliklere uygunluk çok önemlidir. Tüm bu özellikler alan yazınında yazar engelleyicileri (writers block) olarak adlandırılmaktadır” (Ülper, 2008: 40).

Tekşan (2013: 32) bu yaklaşımın bütün öğrencilerin aynı özelliklere sahip olduğunu kabul ederek bireysel özellikleri göz ardı ettiğini, öğrencilerin ihtiyaçlarını duygu ve düşüncelerini hiçe saydığını ifade etmiştir.

Tekşan (2013: 3-4)’a göre, ülkemizde yazma çalışmaları uzun yıllar geleneksel yöntemlerle, bir atasözünü açıklatmak, birkaç öğrenciye yazdıklarını okutmak şeklinde ya da örnek bir metnin okunup benzerinin yazdırılması şeklinde yapılmış bu da öğrencileri yazmaktan korkar hâle getirmiştir. Usta yazarların eserlerini gösterip “sen de böyle yaz” demek ve yazma ürünlerini acımasızca eleştirmek öğrencilerin yazmaya karşı korku geliştirmelerine neden olmuştur.

Otoriter ve baskıcı eğitim anlayışı. Genel anlamda eğitim sisteminin özelde ise aile ve öğretmenin baskıcı olması, öğrencinin özgürce düşünmesini, söyledikleriyle

yazdıklarının kendine özgü olmasını engellemektedir. Hata yapmaktan korkan bir öğrenci için konuşmak ve yazmak zorlaşmaktadır.

2.2.3.2. Öğrenciden, Yaşadığı Çevreden Kaynaklanan Sorunlar

Okur-yazar olmayan bir çevrede doğup büyümek ve yaşamak öğrenci için bir şanssızlıktır.

Öğrencinin yaşadığı sosyal çevrenin okuma ve yazma alışkanlıkları bakımından isteksiz ve yetersiz oluşu, onun motivasyondan ve olumlu örneklerden mahrum kalması anlamına gelmektedir.

Bazı veliler için yazma eyleminin önemsiz oluşu, öğrenci, veli ve okulun sınava odaklanması öğrencide yazmaya karşı isteksizlik oluşturmaktadır.

Öğrencinin çevresinden, yetiştirildiği ortamdan kaynaklanan ideolojik yargılar ve peşin hükümler öğrenciyi kısıtlamaktadır.

Okuyup yazmadan da hayatta başarılı ve mutlu olunabileceğine dair olumsuz örnek teşkil edebilecek ses, sinema sanatçılarının ve futbolcuların hayatlarının sürekli gündemde tutulması; okumayı ve yazmayı özendirici yayınların medyada yer almaması çocuğu okuma ve yazma eyleminden uzaklaştırmaktadır.

Medyada gündemde olan kişilerin Türkçe bilincinin eksikliğinden dolayı, yapay, yapmacık bir dille konuşmaları ve yazmaları; kitaplarda, şarkı sözlerinde ve reklamlarda kullanılan dilin özensizliği öğrencinin konuştuğu ve yazdığı dilden zevk almasını engellemekte böylelikle güzel konuşmasına ve yazmasına mani olmaktadır.

Öğrencideki sıkılganlığın okulda giderilememesi, alt beceriler için gerekli olan bilginin öğrenciye verilememesi, onun yazmasının önünde bir engel teşkil etmektedir.

2.2.3.3. Öğretmen ve Eğitim Ortamından Kaynaklanan Sorunlar

Ortaokul çağındaki çocuklarımıza yazı sevdirmek, yazmadan zevk almalarını, duygularını rahatlıkla kâğıda dökmelerini sağlamak ve onların yaratıcılıklarını ortaya çıkarmak eğitim açısından oldukça önemlidir.

Öğrencilere bir konu vermek, kısa uyarı ve hatırlatmalardan sonra öğrencinin yazmasını beklemek, sonra da yazıları genel geçer birtakım kalıplarla eleştirmek yazma sürecinde öğretmenden kaynaklanan sorunlara yol açmaktadır.

Konuların genellikle, yaz tatilinde yaşadıklarınızı anlatın, Cumhuriyet bayramı ile ilgili duygu ve düşüncelerinizi anlatın, sonbaharın/ilkbaharın sizde uyandırdığı duygu ve düşünceleri yazın, atasözünü, özdeyişi açıklayan bir kompozisyon yazın şeklinde olması öğrenciyi sıkmakta, yazmaya karşı istek uyandırmamaktadır.

Tartışmalı mesajlar içeren, geçerliliğini yitirmiş bir düşünceyi ya da yaklaşımı dile getiren bir atasözünün desteklerle kanıtlayıcı bir tarzda açıklattırılması eleştirebilen öğrencilerin mantığına uymamakta, yazma eyleminin gerçekliğine zarar vermektedir.

Öğretmenin ve okulun gelişmelere ve yeniliklere kapalı olması önemli bir sorundur. Öğrencinin yazarak kendini ifade edebilse bile klasik yazma planına uymuyor diye beğenilmemesi öğretmenin yazma sürecini baltalaması olarak nitelenebilir.

Ölçme ve değerlendirme hataları öğrencinin yazma şevkini kırmaktadır. Öğretmenlerin farklı ölçütler geliştirip kullanmayıp göz kararı, üstünkörü bir değerlendirme yapmaları; imlâ, noktalama ve edindiği genel intibaya göre not vermeleri yazma sürecini olumsuz etkilemektedir.

“Araştırma sonuçlarına göre olumsuz değerlendirilme korkusu, yazma becerisinde kendini eksik hissetme, sınıf ortamı ve öğretmenlerin olumsuz tutumları öğrencilerde yazma kaygısı oluşturmaktadır. “ (Yaman, 2010: 273).

“Yazma becerisinin hem kendi yapısından kaynaklanan “içsel” karmaşık bir süreç olması hem de uygulama sürecinde değerlendirme, dönüt ve düzeltme süreçlerinin yeteri kadar izlenememesi, sınıfların öğrenci yoğunluğu veya öğretmenden kaynaklanan “dışsal” sorunlar sebebiyle diğer dil becerilerine göre daha yavaş geliştiği veya yeteri kadar geliştirilemediği söylenebilir.” (Karatay, 2011: 22).

Zorbaz (2010: 17)’a göre, kişinin yazma konusunda geliştirdiği algı ve yazmaya karşı geliştirdiği olumsuz düşünceler yazma eğitimini etkileyebilmektedir. Yazmaya karşı geliştirilen olumsuz tepki ve buna bağlı kaygı ve tutukluluğun, duygu ve düşüncelerin yazıya aktarılmasının engellenmesine ya da yazmada çeşitli problemlere sebep olabileceğini belirtir.

Öğretmenlerin, öğrencilerin yazılarını şekilsel olarak (kâğıt düzeni, imlâ, cümle yapısı gibi) değerlendirmeleri öğrencilerin yazmaya karşı olumsuz tutum geliştirmelerine neden olabilmektedir.

Ayrıca, öğretmen tarafından verilen konu başlığına öğrencinin ilgi duymaması, öğrencinin yazma öncesinde yeterince güdülenmemesi, yazı yazmayı kolaylaştırıcı yolların öğretilmemesi, yazma öncesinde hazırlık yapılmaması, yazma aşamalarının öğretilmeyişi öğretmenden kaynaklanan yazma sorunları olarak görülebilir.