• Sonuç bulunamadı

Şekil 2.6 Indulgent ve Restrained Toplumlar Arasındaki Farklar.

Kaynak: Geert Hofstede. (2011). Dimensionalizing Cultures: The

Hofstede Model İn Context. Online Readings in Psychology and Culture,

2(1), s.16.

2.2. İlgili Araştırmalar

Kamu hizmeti sunan emniyet, sağlık, eğitim gibi hizmet sektörlerini kapsayan çeşitli kurumlarda görev yapan personelin ast üst iletişimleri boyutunu bu araştırmanın konusu ile ilişkilendirilebilecek bazı çalışmalar aşağıda sunulmuştur.

Polatoğlu (1988), tarafından yapılan ve ast üst arasındaki iletişimi konu alan araştırmada 3 bakanlığın merkez teşkilatlarında ve 7 ilde merkeze bağlı bulunan taşra teşkilatlarında görevli toplam 374 kamu görevlisine anket uygulanmıştır. Bu bakanlıkların merkez teşkilatlarında üst kademeyi genel müdür ve genel müdür yardımcıları alt kademeyi ise şube müdürleri oluşturmaktadır. Taşra teşkilatlarında ise vali ve vali yardımcıları üst kademeyi, merkez kuruluşların il şube müdürleri ise alt kademeyi temsil etmektedir. Söz konusu araştırmanın bulgularında, bir kurumda

51

ast üst iletişiminin önemli olduğu ve çalıştığı birimde herhangi bir sorunla karşılaşan astın bu durumu üstüne iletiş biçiminin önemli olduğu vurgulanmaktadır. Çünkü üstün bir probleme çözüm üretebilmesi için haberi olmalıdır. Bu haberi üst yöneticisine iletecek olan astın/çalışanın iletiş/iletme biçimi önemlidir. Bunun yanı sıra çalışanın/astın, üstünün bilgili, nitelikli ve güvenilir olduğuna inanması da bir sorunu haber veren ast için önemlidir. Araştırma bulgularına göre bir kurumda ast üst iletişimini etkileyen üç unsur ileri sürülmektedir. Bunlardan ilki ast ve üst arasındaki toplumsal ilişkilerin düzeyi, ikincisi üstün iletişim sürecindeki tutum ve davranışları, üçüncüsü ise astların üstüne karşı duyduğu saygı ve güven duygularıdır.

Dağ’ ın (2002) Polis Dergisinde yayınlanan “Örgütlerde İletişimin Önemi, Etkin İletişimin Engelleri ile Giderilmesi Yolları ve Emniyet Örgütünden Örnekler’’ makalesinde, Ankara Emniyet Müdürlüğünde görev yapan toplam 441 personele anket uygulanmıştır. Ast ve üst iletişimi hakkında veriler ortaya koymaya çalışılan araştırma sonuçlarına göre, üstler emri altında çalışan personel ile %87,8 oranında yüz yüze iletişim kurmaktadır. Göreve dair polis memurlarının görüşlerini üstlerine aktarma şekli %59,7 oranında doğrudan, %30,2 oranında görüş sorulduğunda ve toplantı yapıldığına %7,9 dur. Araştırmacı, bu sonuçlara bakarak hizmet kalitesini, verimi etkileyeceğinden, polis memurlarının görüşlerini doğrudan aktarma oranının nispeten düşük olduğunu değerlendirmiştir.

Kiely ve Peek (2002) tarafından İngiltere Polis Teşkilatında 1992 yılı Mayıs ayı ile 1994 yılı Aralık ayları süresince yapılan araştırmada, polis memurlarının tutumları bağlamında kalite ve hizmet kalitesi algılamaları araştırılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre statüler arasındaki ilişkiler ve kişilerarası iletişimin resmi olduğu, bürokratik sürecin etkili karar almayı aksattığı, örgütün içe dönük ve kendini korumacı bir havasının olduğu belirlenmiştir. Polislerin tutumları üzerinde etkileşim ise yeni katılan polisin, teşkilatın değerlerini günlük ortalama 8 saati aynı ekip aracında geçirdiği, birlikte sosyalleştiği, birlikte yemek yediği, kendisinden deneyimli olan diğer polisleri izleyerek işlerin nasıl yapıldığını öğrenmesi yoluyla gerçekleşmektedir.

Böylece genç memurlar eski işe yaramayan veya alışılageldiği için uygulanan değerleri de toplayıp sorgulamadan uygulamayı sürdürebilmektedirler. Araştırmadan elde edilen bulgulardan hizmetin kaliteli sunumunda zaman yetersizliği öne çıkmaktadır. Bu noktada polis memurlarının kendilerini yeterli görüp görmeyişi, bazı

52

görevlerin dikkat gerektirmesi, fiziksel ve insan gücü kaynaklarının yetersizliği kalite üzerinde baskı yapan unsurlardır. Yani polis karşıtı olanlar, saldırganlar, sarhoş veya uyuşturucu madde etkisi altında olanlar gibi insan tipleri hizmette kaliteli olmayı zorlaştırmaktadır.

Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde kayıtlı olan Salih Akyürek’ in 2001 yılında hazırladığı “Türk Silahlı Kuvvetlerinde Güç Mesafesi ve İletişime Etkisi’’ isimli yüksek lisans tezi kapsamında Kara Kuvvetlerinde görevli toplam 447 personele uygulanan 33 sorudan oluşan anket verilerine göre, kurumda görevli personelin güç mesafesi algısı orta düzeyde değerlendirilmektedir. Ayrıca, güç mesafesi ve iletişimde mesaj şeklinin öne geçmesi arasında pozitif bir ilişki saptanmıştır. Yani mesajın söyleniş biçiminin ortam, yüz ifadeleri gibi değişkenlere bağlı olarak oluştuğu ileri sürülmektedir.

Kaya (2007), Türkiye’ de bulunan 45 kamu kuruluşu ve 112 özel sektör kuruluşu üzerinde yaptığı örgütsel kültür analizi araştırmasının sonuçlarına göre, kamu kuruluşları özel sektörde faaliyet gösteren kuruluşlara göre daha hiyerarşik ve bürokratik bir yapıya sahiptir.

Yağbasan ve Şiş (2006) tarafından Elazığ il merkezinde bulunan, kamu hizmeti sunan Köy Hizmetleri, Bayındırlık ve Devlet Su İşleri Bölge Müdürlükleri çalışanlarına yönelik ast üst iletişimi ile ilgili ast bakış açısını ortaya koyan üstlerin dahil edilmediği araştırmalarında çalışanların, kendilerini ilgilendiren kararlarda amirlerinin empatik olmadıklarını düşündükleri, amirlerin tutum ve davranışlarının performanslarını etkilediği, kurumlarında iletişim ve danışmanlık hizmetinin verilmesinin uygun olacağını değerlendirdikleri ortaya çıkmıştır.

Karatepe (2004), Malatya Emniyet Müdürlüğü personeline yönelik yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, kurum içi iletişim ile vatandaşın şikayet ve önerilerini dinleme düzeyi arasında bir ilişki vardır. Personelin birbiriyle ve üstleriyle ile olan iletişimindeki bozukluk çalışma ortamına yansımakta ruh halini etkilemekte ve dolayısıyla vatandaşa karşı hoşgörülü ve sabırlı olma ihtimali azalarak tahammülsüzlük gösterebilmektedirler.

Şahin (2007), “Türk Kamu Yönetiminde Yönetsel İletişim ve Bu Konuda Düzenlenen Bir Anket Çalışmasının Sonuçları’’ makalesinde, Konya ilinde bulunan sağlık kuruluşlarında görev yapan 45 yönetici ve doktor, hemşire, memurdan oluşan

53

147 personeli örneklem alarak yönetsel iletişimin biçimini ve boyutlarını tespit etmeye çalışmıştır. Buna göre kurum imajı için etkili bir kurum içi iletişim gerekliliği ortadadır. Kurum içi iletişimi yönlendiren yöneticilerin ise dinleme alışkanlıklarının artırılması, astların duygu ve düşüncelerini öğrenmeye çalışmaları ihtiyacı araştırmanın bulguları içerisindedir.

Özcan ve diğerleri (2014) tarafından, öğretim elemanı ve yöneticilerin hangi güç kaynaklarını kullandığı ve bu kullanılan kaynakların kurum kültürünü nasıl etkilediğini ortaya koymak için 2011-2012 yılı bahar dönemi öğretim yılında 7 devlet üniversitesinin eğitim fakültelerinde görevli toplam 20 öğretim elemanı ile bir araştırma yapılmıştır.

Elde edilen verilerin analizinde, öğretim elemanları ve yöneticilerin iletişim ve yönetim becerilerinin yetersizliğinde dolayı zaman zaman kurumda kargaşaya sebep oldukları, çalışanları yeterince motive edemedikleri, çalışanların karar verme sürecine katılımının çoğu zaman sağlanmadığı ve yöneticilerin kurallar koyarak bürokratik kültür oluşturmaya çalıştıkları görülmüştür.

Yaman ve Irmak tarafından, 2010 yılında “Yöneticiler ve Öğretmenler Arasındaki Güç Mesafesi’’ makalesinde, nitel araştırma yöntemi kullanılarak güç mesafesi olgusunun altında yatan sebepleri anlamaya çalışmak üzere İstanbul ilinde bulunan iki lisede görevli 14 öğretmen ile mülakat yapılmıştır.

Araştırmadan elde edilen bulguların yorumuna göre öğretmenler, yöneticileri ile aralarındaki iletişimi anlayışlı olarak nitelendirmekte ve kendi görüşlerini kolayca söyleyebildiklerini ifade ederken araştırmaya katılan bazı öğretmenler ise idarenin zaman zaman gücünü hissettirmeye çalıştığını ancak genel itibariyle otoritenin varlığını hissetmediklerini belirtmişlerdir.

54

3. YÖNTEM

Bu bölümde, araştırmanın modeli, evreni ve örneklemi belirtilmiştir. Sonrasında, veri toplama araç ve teknikleri ile veri toplama sürecinde elde edilen verilerin istatistiksel analizleri sunulmuştur.

3.1. Araştırma Modeli

Seyidoğlu (2009), bilimsel araştırma türlerini nedensellik bakımından sınıflandırmış ve tümevarımcı yaklaşımı temsil eden, anket, gözlem ve örnekleme yoluyla ana kütlenin ilgilenilen özelliklerini gösteren araştırmaları, tanıtıcı araştırmalar çatısı altında toplamıştır.

Bu bağlamda yapılan literatür taraması doğrultusunda, araştırma sorularını cevaplamaya yönelik, toplanan verilerden yeni hipotezler ya da kuram üretilen tümevarımcı araştırma modeli kullanılmıştır (Balcı, 2013). İnsan kaynakları yönetiminde, çalışanların belirgin özelliklerinin ortaya çıkarılması, iletişim biçimlerinin ve etkileşimlerinin hizmet verimine etkisini ölçmede sıkça kullanılan senaryoya dayalı gözlem yöntemi tercih edilmiştir.

Araştırma modeli, emniyet hizmetlerinde iletişimin, astın üstüne durumu/olayı iletim şekli, kültürel yapının boyutu olan güç mesafesi boyutu kapsamında, teşkilatın faaliyetleri sırasında meydana gelebilecek hizmet hatası durumunda, hizmet telafisine ve emniyet hizmetlerinde hizmet kalitesine dolayısıyla polis imajına/algısına etkisini incelemeye yöneliktir.

Araştırma modeli kapsamında öncelikle astın/polis memurunun üstüne/amirine bir durumu/olayı iletiş biçimi ile yaş, cinsiyet, eğitim durumu, toplam hizmet süresi ve araştırma sırasında görevli olunan il merkezinde toplam çalışma süresi, birimi, birimdeki toplam çalışan polis memuru sayısı değişkenleri arasındaki ilişki incelenmiştir.

55

Benzer Belgeler